11 Eylül 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

11 Eylül 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

#? -SON-POSTA * Eylâl ti 4 | Dünya Hâdiseleri ı Bulgaristanda Esrarengiz Bir Telsiz Merkezi Epey zamandanberi Sofya za- Bu Telsizin lıftııı esrarengiz Sahibi Ni- | bir radyo merke- Tüyer Bar ıındgn yapılan y z neşriyat münase- landu —| betile derin bir endişede idi. Bu merkez, olur olmaz havadisler, uydurma haber- ler neşrediyor ve Bulgar Hükü- metini müşkül vaziyete sokuyor- du. Zabıta, bu merkezi bulmak ve başındakileri yakalamak em- rini almıştı. Fakat sarfedilen bü- tün gayratler boşa çıkmıştı. Mer- kez bulunamıyordu. Geçen gün Üstü başı bitik, avurdu avurduna çökmüş zayıf bir delikanlı Sofya merkez iİstasyon müdürü M. Ve- liko Savova müracaat etmiş ve şunları söylemiştir: — Ben, aranı gizli radyo merkezinin müessisiyim, Yüksek Fen Mektebini parlak bir derece ile bitirdim. İş bulamadım. Rad- yo yapmıya çalışıyordum. — Bir radyo yaptım. O radyo ile neşri- yat icra ettim. Banlar benim tec- rübelerimdi. ça ele geçmemiye çalıştım. Fakat işlerin ciddi bir şekil aldığını görünce korktum. Size iltica ediyorum. M. Veliko Savov gencin yap- tığı radyo makinesini getirtmiş, ' Mmuayene etmiş, bunun çok basit, fakat pek ucuza malolan ve di- gerlerinden de hiç geri kalmıyan bir makine olduğunu görmüştür. Genç mühendis affedilmiş ve Sof- ya radyosunda stajyer olarak iş verilmiştir. Kendisinden mühim işler beklenmekte imiş. a Aıııuihıı haydutlarının yeni bir marifetleri haber ve- riliyor. — Bunlar, ;::";:I:;:;_ Cenubt Karolinde yi bir bankayı bas- lar Tüken- mış, banka bina- sinda oturan ban- kanın Idare meclisi reisi ile ka- rısını - kaldırmışlardır. Bu arada 100 bin dolara vaz'ıyet etmeyi de unutmamışlardır. Haydutlar, bankacı ile karısını şehir civa- rında serbest bırakmış, Üç çocük- larını da ihtiyaten karyolalarının ayağına bağlamışlardır. miyor enseer e | Son Posta Yevmi, elyasi, Hevadie ve Halk gazetesi ' Keki Zabtiye, Çatalçeşme ıokll İSTANBUL ——— | Abone bedeli peşindir. Adres değişlirmek li kurüştür. | Gelen evrak geri verilmez. I ilânlardan mes'uliyot alınmaz. için mektuplı 10 ı*pul ılâveı?l?i:ıdu.h göelek Zabıta beni aradık- | | Haseki, havuzdan doğuş denebi- | oraya geçerek atlandı, Çamlıcaya Tarihi Müsahabe ——— Telli Haseki Bu Çam Yar Hamlede Kendisine | y Z. * gaa ni 6 'l | e | Bu sütunlarda birçok münase- betsizliklerini, gülünç veya iğrenç birçok işlerini tasvir ettiğimiz Deli İbrahimin bir adeti de gece yarısı Topkapı sarayından çıkmak, önde meşaleler çektirerek şehrin sokaklarını dolaşmaktı. Sürü ile halayık arasından kendine yedi tane Haseki seçmiş ve onların | her birine bir vilâyetin varidatını paşmak bahası adile bağlamıştı. Bu ikram karşılığı olarak onlar, yepyeni eğlenceler icat edecek- lerdi, fakat günde yirmi dört kadınla vur patlasın âlemleri ku- | ran bir adama yeni bir zevk bülup sunmak müşküldü, hattâ mümkünsüzdü. Nitekim Hasekiler, istediğini yapamadılar, deli Hünkârı mem- nun edemediler. Yalnız üÜçüncü lecek bir oyun tertip ettiği için parlak bir mükâfat gördü, kendi- sine, tekerlek topları elmas bir araba yaptırıldı. bütün — İstanbul abalisinin hayretle seyrettiği bu araba, on binlerce altına mal olmuştu. Fakat Üçüncü Hasekinin ha- vuzdan ikinci doğuşu Deli İbra- himi hiç alâkadar etmedi, öbür hasekiler de kendisini eğlendir- mek yolunu bulmadı, bu sebeple hünkâr yine gece gezintilerine dal- dı. Ancak bu dolaşmalar sırasında sinirlerine biraz sükün gelebili- yordu Ve saraya dönüşte kadın- Tarla konuşmak İmkânını buluyor- Bir gece, İstanbul sokakları ona dar geldi, Hasahırdan atlar çıkartarak — çektirilere — yükletti, Üsküdara geçirtti, — kendisi de doğru yollandı. Kayıkta olsun, at üstünde olsun hep kadınları ve kadından alınabilecek zevkleri düşünüyordu. Bu uzun mülâhazalar netice- sinde deli hüönkâr üç büyük | tecrübe icrasına karar verdi : 1 — Bir erkeğin karısını ceb- ren saraya getirtmek, 2 — Başka bir erkeğe karısı- ni boşatıp onu hizmette kul- Tanmak, 3 — En iri, en şişman kadını buldurup onunla yaşamak. Bu üç fikrini ayrı ayrı esaslar- dan ilham alarak kafasına yerleş- türmişti. Kocalı bir kadının ağla- yıp sızlamasında bir zevk olac düşünüyordu. .Yine — kocasından boşadılmış bir kadının eski haya- tile yeni girdiği hayat arasında hissen bocalıyacağını ve bundan bambaşka haz alınacağını umu- | yordu. Şişman ve iri bir kadın | ise etle zevk arasında maddi .bir | nisbet tevehhüm ederek arzu edi- yordu. Zırdeli adamın düşünce- sine göre büyük musluktan çok su akardı, Şişman bir kadından İ da zevk alınması icap ederdi. işte bu karar Üzerine şuna | buna sordu, Halep Valisi İpşir i Ona bir bakışta âşık olmuştu. Gece ve gündüz. yanından ayırmıyordu. | şam eyaletini Paşanın Gürcü Prenseslerinden olan Perihan adlı karısını zorla saraya getirtmeyi tasarladı. Gü- zelliğile meşhur olan bu kadın, Sivasta oturuyordu. Hemen Sivas valisine ferman yazıldı, Perihan Hanımın, odalık yapılmak Üzere, sarayihümayuna gönderilmesi emrolundu. Vardar Ali Paşa isyanı denilen mühimce bir gü- rültü işte bu teşebbüsten doğdu. Vardar Ali Sivas Valisi idi ve bir nikâhlı kadını saraya gönder- meyi kabul etmemek celâdetini göstererek İsyan etmişti. Boşatılıp saraya getirilecek | kadın, pek yakın yerden bulundu. Bu, Sadrazam Sultan zade Meh- met Paşanın karısı idi. Hünkâr, doğrudan doğruya ona emir verdi ve Sadrazam da “ başüstüne velinimet,, diyerek karısını boşadı, saraya — yolladı.. Hünkâr, bu uysallıktan çok memnun olduğu için Mehmet Paşaya, henüxz üç ıııındı bulunan kendi - küçük azını nikâhladı ! Şimdi sıra Üçüncü tecrübeye gelmişti. Bütün valiler aldıkları emirler üzerine paçaları sıvamış- lardı. Kasaba kasaba, köy köy ezerek en şişman ve en İri boylu :ıdını arıyorlardı. Nihayet köyün birinde iki yüz kilo ağırlığında ve iki metre boyunda bir dev azmanı — kıiz. buldülar, — saraya yolladılar. Artık deli hünkâr, yedi hase- kisini ve yedi yüz halayığını unutmuştu. Perihan Hanım için yapılmakta olan kanlı muharebe- leri hatırından çıkarmıştı, Sultan zadenin karısını da bir köşeye atmışti. Yalnız bu dev kizile meşgul oluyordu. Ona, bir bakışta aşık olmuştu., Gece ve gündüz yanından ayırmıyordu. Telli haseki adımı alan bu çam kırması kadın, ilk hamlede kendisine — tevcih ettirmişti. Üçüncü hasekiye yapı- lan arabadan daha pahalısını yaptırmayı da ihmal etmemişti. Fakat bununla kanaat etmiyordu, bütün kadınlardan üstün tutul- P- Gazelenin evas yarısile bir sütanun iki satırı bir (santim) sayılır. 3eee Sayfasına göre bir santi- min ilân fiatı şunlardır: $e)Bir” göntimde — vasati (8) kelime — oardır. d iİnce ve kalın yazılar tutacakları yere — göre göntimle ölçülür. ması Kadın, İlk Şam Eyaletini Tevcih Ettir duğunun maddi surette gösteril- mesini istiyordu. Deli İbrahim onun bu dileğini yerine getirmek için bir çare buldu. Bu yedi haseki ile yedi yüz odalığa © güne kadar verdiği bütün elmaz- ları, incileri, zümrütleri, yakutları toplatmak — ve topunu birden Telli hasekiye vermekti!. Şimdi * altın ve elmas hatırı İçin - ona herşeylerini veren yedi yöz kadın, soyulmuşlardı, - cascavlak — bıra- kılmışlardı. Fakat Telli haseki, iki metre boyunu aşan bu murassa ehrama sahip olmakla da iktifa etmedi, sarayda en yüksek değil, yegüne kadın olduğunu başka suretle ispat etmek ve ettirmek istedi. Bunün için sultanların kendisine hizmet etmelerini ileri sürdü. Topkapı sarayında hasekiler, ne kadar gözde olurlarsa olsunlar, Padişah — kızlarının — eteklerini öperlerdi, onlara hizmet ederlerdi. Telli haseki bunun aksini yaptır- mak arzusunda bulunuyordu. î)oll İbrahim buna da “ peki ,, dedi. Kız kardeşleri Ayşe, Fatma ve Hanzade sultanları yanına çıqrdı: — Sen, Ayşe, dedi, Telli haseki yemek yerken peşkir tutacaksın. Sen Fatma, su vere- ceksin. Sen Hanzade liğen ibrik getireceksin!. Sultanlar, aslı - belirsiz. ve yüzsüz bir dev yavrusuna hala- yaıklık — edemeyeceklerini — söyle- mekten çekinmediler. Bunun Üze- rine Deli Ibrahim kızdı ve her t#çünü bir arabaya bindirdi, Edirne sarayına sürdü. Şimdi —Tellli haseki, valde Kösem Suültana da ayni şeyi yapmak ve- onu da saraydan uzaklaştırmak emelini beslemeye koyulmuştu. — Yalnız — sultanların sürgüne gitmesi hâdisesi Üzerin- den birkaç gün geçmesini muvafık buluyordu. Fakat zeki Közem, sıranın kendine gelmek Üzere bulunduğunu — serdi, en bir ziyafet tertip etti, Telli hasekiyi çağırdı, en baş köşeye oturttu, yedirdi, İçirdi, güldürdü, eğlen- dirdi ve avdet sırasında harem- ağalarına bir işaret verdi, o dev gibi kadını yakalattı, bağırta bağırta boğdurdu. O gece Deli İbrahim, “Tellim nmerede, Tellim he » diye ter- ter tepinirken Kösem Sultan kar- şısına çıktı: — Aslamm, dedi, Allah sana ömür versin. Güzel Hasekiye göz değdi, durduğu yerde ölüverdi. Hünkâr, şaşkın şaşkın anasına baktı, alık alık sakalını karıştırdı ve mırıldandı: — Desene — valiler bir daha taban tepecekler, bana yeni bir haseki bulacaklar. Varsın yoruk sunlar. Bu da bana tasa olacak değil yal... M. T Kari Mektupları Ankaralı Bir Şoförün Mütalâası Ben Ankarada Taşhanla le- tasyon arasında işleyen kaptıkaç- tılarda yüzde yirmi ile çalışan bir şoförüm. Numaram 318 dir. Benim çalıştığım arabanın günlük hasılatı 470 kuruşu geçmiyor ve bittabi benim aldığım da bir li- rayı doldurmiyor. Bir kaptıkaçtı- nn hareketi için en az 3 saat nöbet bekleniyor, bunun sebebi Ankarada yalnız kaptıkaçtı olarak 130 arabanın çalışmasıdır. Tak- siler bundan hariçtir. Eğer ara- ba miktarı arz olsa kazanç hiç te fena olmıyacaktır. Aukara: Halit Zaro Ağa İçin Tarih Şair Nurettin Rüştü Bey bir buçuk asırlık ihtiyar Zaro Ağa- nın — vefatı münasebetile ebçet hesabile manzum bir tarih yat- mıştır. Tarih şudur: Geçti yüz elliyi harro marro Doymadı gençliğine gitti Zuro K . 18 Adanada Hanedan — mahallesinde 21 numarada Ali oğlu Nihat Efendiyet Şikâyetiniz şayanı — dikkattır. Mahalli iktısat müdürlüğüne veya müfettişliğine —müracaat ediniz, Sizl dinler ve hakkınızı ararlar efendim. * Karadeniz ormun işletme şirketim- den Talât Boye: Husust ve umümi - teşekküller tarafından tertip edilen vapur gezintilerinde sizin şikâyetlerinize benzer noksanlar, hatalar memnu- niyetsizliği icap ettirecek vaziyet- ler hasıl olur. Bunları hoş görmek ve yapılan hayrın hatırı için bun- lara katlanmak lâzımdır. Bu ge- zintiler bir defaya mahsus olduğu için — şikâyetleri neşretmek ve tekerrürüne meydan verilmemesini istemek te faydasız olacaktır. * Eakişehirde Avukat Oamfün LütfüBeye: Bahsettiğiniz Biçki ve dikiş yurdu hakkındaki malümat ve resimler 22-8-934 tarihli gazete- mizin dördüncü sayfasında çık- mıştır. Bunun için sizin verdiğiniz malümatı dercedemedik alâkanı- za teşekklir ederiz efendim. * Ayvalıkta Tarsuslu Ahmet Avni El.yer Bahsettiğimiz şekilde bir ka- rar vardır. Mahalli askerlik şube- lerinden ve ziraat mekteplerinden tafsllat alınabilir efendim. * Maliye Vekâleti Fen memurlarından M. Sait Beye: Evinizi yıktırmak — için emir veren ve bu emre istinaden aile- niz ve çocuklarınız. içinde iken evi yıkan, allenizin bayılmasına sebep olan ve baygin kadıni size haber vermeden hastaneyt nakledenler hakkında Müddeiumu” miliğe müracaatla takibat yaptı” rabilirsiniz, ancak mektubunuzda! anlaşılıyor ki bu işte haksız olaf sizsiniz. Çünkü ruhsatsız yaptığınız evinizi yıktıkları zaman yine sat almadan, ikincisini ve dahâ büyüğünü yapmışsınız. O çivar” daki 3 bin evin ruhsatsız ,ıpll' masi size ruhsatsız ev yll?l"k hakkını veremez. Belki enlaf emsal addederek size ruhsat VE rilmesi hakkını verirdi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: