10 Aralık 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

10 Aralık 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DY a aaamar —— m' istanbulda Çiçekçilik Çiçekçilik, son birkaç sene- denberi İstanbulda meraklısı ve müteşebbisi artan bir meslek ol- muştur. Eskiden koca İstanbulda çiçek ekim ve salımile uğraşan- Tarın sayısı pek — azdı. Buügün gebrin hiç umulmayan yerlerinde Büyük çiçek Bahçeleri vardır. Bu bahçelerde çok güzel salon ve sls çiçekleri yetiştiri İyor. Bunlar- dan bir tanesinin sahibile konuş- tam, Diyor ki: *— Çiçekcilik Avrupada çok para getiren bir meslektir. Fran- sada, Holandada ve daha birçok memleketlerde büyük çiçek çift- Lkleti vardır. Bu çiftliklerden dünyanın her tarafına ihracat yapılır. Bizde çiçek ziraat ve Hcareti henüz — yenidir. Çiçek yetiştirilen bahçeler seneden se- neye çoğalıyor. Fakat bu bah- çelerde henüz pek nadide olan çiçekler — yetiştirilmiyor. Çünkü halk daha ziyade gül, kasımpalı, karanfil gibi harcıâlem olan çi- geklere itibar ediyor. Çok lüks olan çiçeklerin müşterisi pek az- dır. Esasen biz, diğer milletlere mnisbetle çok daha az çiçek kul- Iamıyoruz. Çiçek hediye etmek bizde yeni yeni Adet olmuştur. Eğer bu âdet genişliyecek olursa çiçek satışı da artacaktır, İstam- bul topraklarında her cins çiçek yetiştirmek mümkündür. En na- dide çiçekler bile Istanbulun he- men her tarafında yetiştirilebilir. Daha beş sene evveline ka- dar Istanbula hariçten tayyare ile çiçek getirtilirdi. Bugün çiçek ihtiyacı tamamile dahilden temin ediliyor. ,, Bize bunları söyleyen zat, eğer bu işe fenni bir şekilde devam edilecek olursa komşu memleketlere ihracat bile yap- manın mümkün olduğunu ilâve etti. Yine bu zattan öğrendiği- mize göre çiçekçilik, tavukçuluk ve arıcılıktan çok daha kârlı bir iştir. Bu işteki dolgun ka- zanç tesirile Istanbulda — çiçek bahçeleri sayısının seneden se- neye artacağı anlaşıhyor. — * Bartında Bir Rakı Kaçakçısı Tutuldu Bartın (Husus!) — Sancakdar maballesinde, zabıta ve inhisarlar memurları tarafından — gizli bir rakı fabrikası meydana çıkarı- muştır. Kazanı, inbiği, — derecesi ve diğer âletleri taman olan bu fabrika Kalaycı oğlu Hüseyinin evinde kurulmuştu. Memurlar evi baatıkları zaman kendisini inbik başında rakı çekerken bulmuş- lardır. Ev araştırıldığı zaman, üç kilo kadar çekilmiş rakı ile cibre ve birçok rakı çekme — takımı ele geçirilmiştir. Bunlar — müsadere edilerek İnhisar idaresine teslim edilmiş, kaçakçı da — Istanbula gönderilmiştir. Malkara Ve Hayrabolu Yaolları Tekirdağ ( Hususi ) — Tekir- dağ içindeki yollarla Malkara ve Hayrabolu yollarına parke döşen- mektedir. Tekirdağ - Hayrabolu yolunda beton — korkuluklu bir menlez yapılmışlır. Bu yol üze- yinde slindiraj — için 3 silindir çalışmaktadır c"“' VMEMTEKI /%JZ(A !J.Jlâ 'T HA Merzifonda Zıraat lşlerı Bağcılık Çok Ileridir, Meşhur Şekerpare Şarabının Hususi Bır Lezzeti Ve Nefasetı Vardır Merzifon (Hw- susi ) — Burada ziraat işleri olduk- T- ça ileri gitmiştir. Halk — bilhassa bağcılıkla meşgul olmaktadır. Şa- rap ve sirke yap- mak burada baş- hca işlerdendir. Şekerpare izü- ŞE— münden yapılan şe- kerpare şarabı- nın güzelliği tarif edilemez. Merzi- fonun şekerpare şarabı hususi bir nefasete maliktir. Erdek ve Bozcaada şaraplarının da çok Üstündedir. Mamafih ziraat işleri bağcılığa inbisar — ettirilmiş değildir. Bu sene burada 120 bin dönüm buğday, 60 bin dönüm arpa, 2 bin dönüm afyon, 2 bin dönüm de pancar ekilmiş ve çok bere- ketli istihsal yapılmıştır. Pancar / zer'iyatı pık yenidir Merzifonun umumi maszarası ve bu işe bu sene Başlanmışlır. Bununla beraber ümidin fevkında bir randiman alınmıştır. Her dö- nümden vasati 4 - 5S ton pancar istihsal edilmiştir. Pancarın kilosu bir kuruştan - satıldığına göre bir dönüm pancar eken köylü 50 liraya yakın para almıştır. Yalnız pancardan kazamıza giren para seksen bin liradır. Yalnız Salih laminde bir adam kırdeşx[s er- taklaşa — ektiği pancardan 3 bin lira — kazanmış- tır. Önümüzdeki seneye — burada daha çok pancar ekilecektir. Şim- diden hazırlıklar yapılmaktadır. Ziraat Banka- 81 da burada işi genişletmiştir. Ban ka binası hü- kümet dairesin- den çarşının en güzel yerinde yepyeni bir binaya nakledilmiştir. Banka memuru İhsan çok iyi çalışmaktadır. Köy- lüler bankanın faaliyoetinden çok memnuadurlar. Havalar soğuk, ziraat — işleri bir parça durmuş gibidir. Bu se- ne odun çok pahalıdır. Daha şimdiden bir merkeb yökü odun 45 kuruşa satılmaktadır. Birar- sonra GÜ kuruşa çılıııtıktır Siird Yolundaki Otomobil Kazası Bitlis (Hususi) — Geçenlerde tolgraf haberi olarak yazılan Bit- lis ve Siirt yolu —arasında vukua gelen otomebil kazası — tafsilâtı şudur: Van vilâyetf husust muhasebe memurlarından Bay Memduh, son zamanlarda terfian Diyarbekirin Osmaniye kazası Malmüdürlüğüne tayin edilmişti. Mumaileyh; refika- sı ve iki çocuğile 22-11-934 de Bitlise gelmiş ve «yni günde şo- för Abdürrahmanın makinesine binerek mahalli memuriyetine mü- teveccihen yola çıkmıştı. " Hasta bulunan şoför Abdur- rahman her ihtimale karşı yanı- na da küçük Hasan namile meruf bir şoförü yardımcı olarak almıştı, (Dühhan) karakolunu yarım saat kadar geçtikten senra meyilli bir yokuşu İnerken makineyi idare etmekte olan yardımcı Hasan yaptığı şiddetli bir firen manev- rası neticesinde otomobil kapak- lanmış ve (40) metre derinliğinde bir uçuruma yuvarlanmıştır. Ka- zanın olduğu bu sırada yolcular uyumakta imişler. Büyük sarsıntı- larla gözlerini açan zavallılar; neye uğradıklarını anlıyamamışlar- dir. Makine kayalara çarparak dereye yuvarlanmış ve parçalarr mışlır. Arkadan yuvarlanan kaya- larla sürüklenen otomobil altında kalan —malmüdürünün refikaslle küçük Hasan derhal fölmüşlerdir. Bay Memduh başından ve Abdürrahman da kalçalarından ağır surette yaralanmışlardır. Bi risi beş ve diğeri de iki yaşında olan kırzcağızlar da başlarından ve yüzlerinden hafif yaralar almış: lardır. Ortalıkta hiçbir kimse ol madığı için kazazedeler uzun müddet bu vaziyette kalmışlardır. Bir müddet sonra oradan geç- mekte olan Diyarıbekir Bismil köylülerinden birkaç kişi kaza mahalline İnmişler ve zavallılara yardım edecekleri yerde fırsatı ganimet — bilerek ölü — kadımın boynundaki beşibirliği koparmış- lar ve Bay Memdühun da içinde ( yüz seksen )lira bulunan cüz danile — belindeki — tabancasini Inegolde Mekteb Ve Maarif Hayatı Yeni yapılan Emirlerköyü mektebi ve İnegöl Maaril memuru Bay Faik Inegöl, ( Hususi ) — Kazamız dahilinde mekteb inşaatına ehem- miyet verilmektedir. — Kurşunlu, Emir, Maden, Şibahı köylerinde birer yeni mekteb yapılmıştır. Doydinler, Alabey, Çitli, Konurlar köylerinde de yeni mekteb bina- larının - temelleri atılmış, hemen inşaata başlanmıştır. Bunlar da pek yakında bitecektir. Önümüz- deki yıllarda da Müral ve süpürdü köylerinde birer mekteb yapıla- caktır.Emirler köyü Karaköy şose- sine blr hloıız'îre mesafede 70 almışlar ve hemen savuşmuşlar- dır. Şoför Abdürrahmanın kay- nunda bulunan (350) Hrasını gö- rememişlerdir. Vak'adan İki saat sonra Di- yarıbekirden gelmekte olan mük- kiye ve sıhbiye müfettişlerinden Bay Şefik ve Bay Sabrinin ma- kinesi oradan geçerken şoför; yoldaki izlerden bir facla oldu- Eğunu anlamış ve derhal makineyi durdurmuştur. Dere içindeki oto- mobil gözüne ilişince müfettişlere haber vermiş ve hepsi de maki- neden atlayarak yaralıların im- dadına koşmuşlardır. Dere içinde © feci vaziyet karşısında — iki kız. kardeşin biribirine sar- larak baygim — yatan — babala- rının — başı ucunda — ağlaşlık- ların görmüşlerdir. Bu hamiyetli zevat; derhal lâzımgelen tedaviye ve işlere başlamış ve yaralıları ve çocukları şoseye çıkarmışlardır. Civar köylerden adamlar ça- evli bir köydür. Muhtarı çok ça- lışkandır. Bu köyde yapılan mek- teb muhtarlarının arkasından ay- rilmiyan — köylülerin gayreti ile yapılmıştır. Megölde talebe mevcudu gün- den güne çoğalmaktadır. Bu sene mekteplerde sınıflara şubeler ilâve edilerek ihtiyaç — karşılanmıştır. Barada bir de köy yatı pansiyonu vardır. * Burada muallimler halkın bil- giye ait bütün ihtiyaçları ile pek yakından alâkadar olmaktadırlar. ğırarak Bay Memduh ile kırzların yanına bırakmışlar ve ağır bir halde bulunan şoför Abhdürrah- mam da makinelerine alarak Bit- lise doğru harekete başlamışlar- dır. Dühhan - karakoluna gelince derhal keyfiyeti nahiye müdürüne bildirmişler, yaralılara yardıma koşmasını ve kazaya da telefonla baber vermesini emrelmişlerdir. Gece yaralılar getirilmiş ve mem- leket hastanesine yatırılmışlardır. Facia cuma günü sabahı Bit- liste duyulmuş ve umumi teessürü mucib olmuştur. Kazamızda bulu- nan vali Bay Mithat derhal vak'a mahalline bir heyet göndermiştir. Ayrıca soygunculuk yapan köylü- lerin arkasına da takib müfrezesi çıkarılmışlır. Şimdi memleket has- tanesinde tedaviye — alman Bay Memdubh, refikasını sormakta ve onun Diyarbekir hastanesine gön- derildiğini zannetmektedir. Anne- siz kalan yavrular ise, hastane —_, Tarikt Fıkra — | Bir Kayış Neler Yapar ? Son Postanın son sayılar birinde ve “ bir kayıştan cinayet ,, başlığı alimda bir vardı: İki arkadaş, bir kayış çasım — paylaşamamak boğaz boğaza bıçak bıçağa £ liyorlar. Sonunda kayış yine olf da kalıyor. Onu paylaşamıyı dan biri mezara biri de hapis: gidiyor. Bir pire için yorgan — yal adamlar, bir bardak sitü & içtiğini anlamak (için sekiz halayığın midesini — hançerli! bükümdarlar var. Bir kayışyü den de böyle ölüme ve hapisi gitmeyi göze alacak bedbahl bulmmabicir. Fakat bir kıyış zünden — milliyetini — deği: adamlar, zannetmem ki, t birden fazla olsun. Ben işte o(bir) olan şimdi hatırlamış bulunuyorum. * Abdülhamit devrinin paşazade rinden idi. Türk oğlu Türkü Babası paşalık rülbesi almış makla beraber Zalranbolu sile konuşurdu. Genç paşaz birgün — arkadaşlarından — bü belinde bir çerkes kayışı gö Şu ucunda urunca ve ortal da da düğme şeklinde yuvarlağıf sı savatlı gümüşten bir şeyler kılı olan ince kayışlar yok İşta onlardan biri idi. Paşazı bu kayışı çok beğendi ve daşından onu kendine hedi! olarak vermesini istedi. Berildi cevabı verdi. K — Bunu çerkes olmıyanlar şıyamaz. 4 Savatlı gümüş parçalarile lenmiş bulunan © kayış, £8 paşa zade için sabit bir fi oldu. Mutlaka onu veya bir eşini beline sarmak İstiyo Lâkin arkadaşının sözünü de un muyordu. Bu sebeble düşt taşındı. Çerkes — olmuya verdi. Din değişirse de kan de mez. Kanı ancak hars değiştir” Paşa zade bunu da bilirdi. Osf için ilkin Türklüğünü inkâr mekle işe başladı, Çerken şives/ Türkçe konuşmıya girişti, solif bir. şecere uydurdu; bab Şapsih, anasının Kabartay, yük annesinin ise Abazah o gunu iddla etmiyo kalkıştı. “Gell,, yerine “Ravay,, , yerine * Tıs,, diyordu. bu kadarla Çerkes olamıyacağ anladığından Çerkesçe bir iş y mayı da düşünür oldu. Hatırif meşhur Çerkes Hasan geldi. O gibi silâlı ve gürültülü bir hâd yaratmak hulyasma kapıldı. raydan kuvvet alan Çerkes d kanlılarile düşüp kalkmıya ko! du. Nihayet Abdülhamldin basif dığı bir konakta ve zabıta murlarına silâhla mukabele e€ konak sahibinin cephesinde ” Tandu. Adı “siyas! zabıta vukua” defterine Çerkes filân bey oll geçtı, hapse atı'dı, aylarca iş! ördü ve sürgüne g“l 'akat meramına ermişti. Çi kü Türklükten çıkmış, Çerkestiğ, geçmiş bulunuyordu ve be iât bir Çerkes kayışı taşıyordu!.. Heeeenseeren eee eee erer e serAnAnAn eran eee hemşiresinin kucağında annelet' istiyerek ağlamaktadırlar. acıklı olan bu kaza birçok kâ lerin gözlerini yaşarterıştır. Burâ bulunan Vanlılar hemşehrileri © Bay Memduhun - refikasını (d maballinden gelirmek ve Bit gömmek — üzere bir makin€ bugün hareket etmişlerdir. üzünd

Bu sayıdan diğer sayfalar: