20 Şubat 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

20 Şubat 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ör 6 Sayfa I vi Piliç Nasıl Teşekkül Eder? Geçende bir okuyucumuz (In- hisar Başmüdürlüğünde Bay Meh- med Rifat) piliç, oyumurtanın akından mı, yoksa sarısından mi olur ? diye bir sual sormuştu. Bugünkü 'yazıda bu sorgunun kar- şılığını vermiye acağım, nce şunu söyliyeyim ki bu mesels bir ilim işidir ve ilim dilile izah etmek lâzımdır. Fakat böyle olunca işin içine birtakım nazari- yeler karışacak" ve anlaşılması güçleşecek. Bü sebeble, sorulan mesele karşısında yapılan muhte lif ilmi tedkiklerden alınan netk celeri, muhtağar müfid anlatmak daha iyi olacak. Horozum tavuğa aşıladığı plliç özü yumurta mecrasınm hortumu- na kadar gider, hortum va: le, yumurtanın teşekkülüne yarıyan sulu maddeye karışır. Bu suretle erkek ve dişi tohumlar birleşmiş olar. Bu suretle yumurta, horozun tohumile aşılanmış demektir. Ak ve sarı meselesine gelince ; her ikisi de hayata yarıyacak maddelerdir ve pilicin teşekkü- lânde iki maddenin de rolü vardır, Yumurtanın horoz tohumile aşılanmasından sonra biri erkek, diğeri de dişi olmak zere iki huceyre teşekkül eder ve bunla- rın birleşmesile (cinsi huceyre vücud bulur. Bu cinsi huceyre de, hararetin tesirile parçalara ayrı- larak pilicin özü teşekkül etmiye başlar. İşte bu suretle o yumür- ta artık gizli bir hayatın merkezi olmuştur. Ve bu yumurta tavuk- tan çılıb kuluçkaya konacak olursa, bildiğimiz muayyen şartlar altında ve belli olan müddet nihayetinde piliç yumurta içinde tekemmül eder. — » Yeni Neşriyatı “La Turgule Kemaliste,, — Matbunt umum rsüdürlüğü tarafından iki ayda bir fransızca olarak çıkarılan bu kıymetli mecmuanu 2 nci sayısı da intişar etmiştir. Bü sayıda Falih Rifkı Atay'ın Türk kadım isimli bir yazım, Alişar harabelerine sid bir ted- kik, Yalova kaplıcaları, Ankara gibi birçok yazılar, (cidden güzel Te- simler vardır. Holivut — Holivut'un 10 numa | ralı nüshası çek güzel resimler ve çok zengin bir münderecat ile intişat et- Son Posta Faki Zabtiye, Çatalçeşme sokağı, 28 İSTANBUL — Cstetemirde — çıkan yan ve resimlerin bütün haklar mahfuz ve gazetemize aittir. Abone bedeli pesiadir. ad değiştirmek Bö Yaraya” pm Gelen evrak geri verilmez. ilânlardan mes'uliyot ktuplara 10 kuruşluk 78 a rte gre Posta kutusu: 741 /stanbul Talgrat 1Sooposta Telefon :20203 1! Bes SON POSTA Yarının Büyükleri Arasıada mİ Henüz 12 Yaşında Olan Bir İimektsi Talebesi Diyor Ki: “Ben Büyüyünce Dış Bakanı Olacağım!..,, — Ne Olursunuz, Babama Annemi Çok Sevdiğimi Söylemeyin. Bana Gücenir. Onu Da Çok Seviyorum Amma, Annemden Minnacık Az!..,, 44 nci mek- tebin zili uzun uzadıya (o çaldı, Koridorlarda ço- cuk çığlıkları, ugultular, koşuş- malar (duyulu. yordu. Muallim- İer (o sınıflarına dağılıyor, hade- meler taşlıklarda kâğıdları, otop- rakları temizli yorlarlardı. Bu- lunduğum odas nin kapımnda çocuklar bekle- şiyordu. Nihayet uzun o fısıltılar oldu, o kapının tokmağıçevrildi, sarışın, (openbe yanaklı, parlak reki gölü bir çocukiçeri girdi. Tıbkı sportmenler gibi yürüye- rek karşıma geldi durdu, ismin söyledi: — İzzet, — Söyle bakayım, dedim. Sen büyüyünce ne olacaksın?.. Zeki gözleri parladı, kaşlarını ciddi ciddi oynattı, şöyle bir sak landı: — Ben mühendis olmak isti- yorum efendim. Hem iyi bir san- atmiş, yorucuda değilmiş Ev den de iyi dediler, ben de kabul ettim. Amma mühendis olmak için lisanda İazımmış.. Annem böyle dedi. Şimdi evde bana hem almanca, hemde İngilizce öğ- retiyorlar. —Hayatta sen en çok verila ?, P vir — Neyi ml 2.. İnsanlardan mı? | Insanlardan iyi olanları severim. Hayvanlardan da.. Tavşanı. Dikkat ediyor musunuz ?, Ço- çuk zekâsı bazan bir büytik zekâ- sından daha olgun cevherler döker. Biraz sonra karşıma ince, na» rin, köçük burunlu temiz yüzlü bir çocuk geldin durdu. Merakla yüzlime bakıyordu. Ne olacağını sordum. Eilerini masaya dayadı, tıbkı bir hatib gibi tek tek söyledi: — Benim ismim Fikret, numa- ram 327 efendim. Ben ne mi ola- cağım?. Amcanılar dediler ki: “— Seni Dış Bakanı yapmak istiyoruz, oYüksek © mektebler- de okuyacaksın (O Dış OB kanı © olacaksın !.,, Ben de | düşündüm efendim, iyi buldum. ! Dış Bakanı olmıya karar verdim. okumayı çok seviyorum efendim, hep çalışıyorum. Tarih, Tie ok okuyorum efendim. Tabil Dış Bakanı olunca çok iyi tarib coğrafya bilmek || lâzım | değil mi efendim?. — Pkâlâ, Fikret, söyle bana bakayım: Büyüdü, Dış Bâkanı bie ilkmektebin yavruları derste oldun. Ondan snra neler İstersi neler yapmak istersin? Göğüsünü yukarıya doğu gerdi, hiç düşünmedi, ellerini masa Üstünden çekmeden ve der- hal cevab verdi: — Milletimi başka milletlerle dost etmek isterim. Devletimi yükseltmek isterim!., Evet, müstakbel Dış Bakanı bunu tereddüdsüz söyledi, Başka hiçbir şey istemedi. — Bravo çocuğum, sen kitab okuyorsun değil mi?. — Ders kitablarından başka kitâblar mı efendim?. Elbette okuyorum, Bir kere Almanca ders alıyorum. Tabii Dış bakanı olduktan sonra lisan bilmek lâ- rım. Derste sonra osergüzeşt kitabları okuyorum. Geçen sene tam 120 kitab okudum. Arzın merkezine seyahat, buzlar ara- sında, cüceler diyarında falan hepsini okudum. Şimdi karşımda mektebin en zarif kız çocuğu 320 Neclâ du- ruyor. Iki de bir de göğsünün kü çük cebinden mendilini oçıka- rarak (burnuna dokunduruyor, u» tanganc, sessiz, sakin bekliyor. İlk sualim Üze- rinde bir müddet tereddüd etti, | a" ince bir Efendim, evden O ânnem falan avukat ol diyorlar amma, ben muallim ol- mak istiyorum, yüksek mekteb muallimi, Pil mem, acaba annemi dinlesem mi?.. Dedi. — Pek alâ muallim olduktan sonra neler yapmak İstersin?. — Biraz param olsun, kendi- me bir ev alırım efendim. Sonra bir de piyano alırım. Geriye kalan aramla da hayır cemiyetlerine, fa- çocuklara dardım ederim. İ sildi ve yine yusyuvarlak yüzü” Bu ince, narin, temiz yüzlü kız çocuğu İçinin bütün safiyetile sorduklarıma cevab veriyordu. — Insanlardan en çok annemi babamı, meyvalardan en çok kirazı Oseverim. o Hayvanlardan kediye bayılırım. Şimdiye kadar birçok hikâye kitabları okudum. Gazetelerde çocuk o sahifelerini okuyorum. 331 Nebahat çok kısık sesile masaya bakarak anlatıyordu: — Efendim, ben muallim ol- mak istiyorum amma, evden bana «doktor oli» diyorlar. Eğer mual- lim alursam İyi bir evim, mini mini çocuklarım olsun İsterim, Kendi kendime rahatca yaşamak İsterim, — Ne güzel, aferin, peki ne- leri çok seversin? — Annemi, babamı, kardeş- lerimi, Çileğe bayılırım efendim, Sonra kitab okumasını severim, Iki can yoldaşını, Sarı eüceyi, De- niz altındayı, Buzlar arasındayı hep okudum. 449 Nesrini güç söylettim. He, tek kelimelerle anlattı: Ne ğını şimdiye kadar biç düşünmemiş. Tarih, coğrafyayı, kuşları, kedile- ri, şeftaliyi, kayısıyı çok severmiş Büyüdükten sonra evi, büyük bir apartımanı, dükkânlar, bir de müessesesi olmasını İstermiş.. * İşte size tombul yüzünden zekâ, canlılık, belâgat fışkıran bir kız çocuğu.. Galiba nezle olmuş, sk sık başını geriye çevirerek, küçücük mendilile burnunu siliyor, sonra dudaklarım “ıslatarak söy“ » liği gri e | Kur Mer.b» | Kırıkkalede Çamur Kırıkkale çelik tabrikasındı. Ahmet imzasile gönderilen mektubta Kırıkkale sokakların” çamurdan (geçilmez bir hell olduğundan bahsedilmekte Y€ halin önüne geçilmesi temeni olunmaktadır. Okuyucumuz yeti tasvir eden bir de kari! göndermiştir. Fakat (sütunu! müsaid almadığı için bu k türün dercine imkân bulunan” mıştır. Adapazarından vay Tuhireş Mektebe Ağustosta ve gf telerle ilân edildiği zaman m caat etmek lâzımdır. Tahsil def dat *< musvafıktır. > « Ortanaiiiğ tasdiknamesi kifayet eder. la birlikte iyi hal kâğıdı, * kâğıdı, fotoğraf ve tasdi! lâzımdır. ilm lüyor. 260 Halime perde peri! yükselen sesile şu cevabı verdi — Ben, doktor olmak rum efendim. Zaten de isti: doktorluktur, Halbuki evden be “terzi ol!.,, Diyorlar. Terzi yacağım, doktor olacağım dim. Çünkü ben... Tabiatı yorum efendim. Bazen dışar" öksüren çocukları görünce n€' öksürüyorlar diye merak ediy: soruyorum. — Pekâlâ kızım, doktor dun, paran da olacak. O ne istersin ? i — Çok şey değil efendim z şey, bir piyano, bir de kemi isterim, — Âli. Bunları, hiç salan çekmeden alırsın. Söyle bakajı* hayatta en çok neyi severi Tekrar başını çevirib burn! y efe seti de g zekâ parıltılar parlıyarak de' etti: — En çok annemi severi Çünkü bizi hep annemz büy yor, annemiz gezdiriyor, ni. bakıyor, herşeyi annemiz ys; di Birdenbire boynunu bük kısık bir sesle yalvardı: vo — Efendim, ne olur babama böyle söylediğimi y meyin, bana gücenir.. On çok severim amma, ann # nah şu kadarcık az.. Minnacık Küçük Halimenin arkası gülerken, içeri pehlivan gibi, hatli, kırmızı yanaklı, şişme” Ge çocuk gird. o Ayaklarını öttüre karşımda geldi dur Şevket.. Ben böyle tiple yi bukadar birleştiğini hiç mişdim. Şevket ellerini gay” g yari arkasına bağlıyarak a — Ben tüccar olacagı “yi #slarda dolaşmak benim GE şuma gidiyor. Hem tücenr VA dan sonra elbette param cak. Kazanecağım. A Şi larım, otomobillerim olacak" oi diki gibi o zaman piy yi yayan pezmiyeceğim (019 gezee'ğim. — Manifatura “ge” seyretmesini cok seviy©- dim, ne yapayım. Sonr# billerim, apartımanları!.. Avrupaya se çaate de © İşte size bir gocuk Evet — bu ideal, şimdi . Şevketin yüzünde tecesfü ” Fakat idealini bu kader ei

Bu sayıdan diğer sayfalar: