3 Kasım 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

3 Kasım 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> eği “DUNYA Matbuatında GÖRDÜKLERİMİZ w a Ikinci Teşrin | m © SON POSTA emme i | BW GÜN Ben Amasyada hayli oturmuş, bam- yasile elmasını kana kana yemiş, Kanlı pınara gidip aşk yolunda külünkle dağ» lar deviren Ferhada rahmet okuyarak mumamam | o İngilterede Rusyaca Amasya Paraşütle “ İ Uray Seçimlerinin Korkunç Bir Top. | Z/ması Atlıyan Sonuncu rak Kayması Tayy ar eci Kabinede Bazı Değişik- Bir Şehir Kisiiikii Harap Mikail İvanoviç ismin de bir Rus tayyareci Nişamlisi- mın evinin önüne indi zim almış, Fal lakikada bu mezaniyeti v ei mrk sz lama vene kald ak ye va k olacaktır. Bu Es 1 Yapması emredilmiş. Tayyareci havalamınış | en, Edenin Uluslar Sosyetesi işleri ba: başlıyan taşlar, Ubek durağı ile ayni | ve tayyare tam kendi köyünün üstünde 9. nlığından çekileceğini yazmakta de- dilüikişiki Şekile RE icini barüp e& 2) Sarken, paraşüt muallimi atlamasını emret-| yam etmektedir. İ miştir. Demiryolunun 1500 metre uzun- Miş. İvanoviç tayyareden atlamış ve bir kaç | Uray Seçimleri luğundaki bir kısmı da harap olmuştur. dakika sonra da tam nişanlısının evinin kar- #ındaki yere inmiş. Tayyareci paraşütün- likler Olacakmış evlenmek ü- Londra 2 (A.A.) — Nev Kronikle ga- zere kumandanmdan İF zetesinin yazdığına göre, seçimden son- ra değiştirilecek olan kabine bugünkü Londra 2 (A.A.) — Gece yarısı meş “redilen İngiliz uray sonuçları bardak bardak su içmiş bir adamım. ; Amasyaya gitmeden önce orada kırk Oldu, Ahali Kaçtı lr gk si Mi Gm yeli EE Moskova 2 (A.A.) — Saratovdan bil. lü ekmek ayvası çıktığını duyar durur. dirildiğine göre, burada bir toprak kay. dum. ması vak'ası olmuş ve şehir civarında! Amasyada gerçekten nefis elmalar büyük zararlara sebebiyet vermiştir. gördüm. Fakat yarısı harap olmuş bağ- Ukay dağından kopup yuvarlanmaya larında tek bir'salkım iyi üzüm bula - madım, ayvalar da kavruktu, yamrı yumru bir şeydi. Orada kaldığım iki u- zun yıl içinde bana bir bardak dut şa- madı, Bir gün, duyduklarımla gördükle « rim arasındaki ayrılığı gün görmüş, fe- leğin çemberinden geçmiş Amasyalılar- Ahali, kaçmıya ve sakınmaya vakit bul- muş ve bu yüzden İnsan zararı olma - mıştır. Moskova 2 (A.A.) — Odesa ve Ba - |dan birine anlattım. O, gülerek şunları den iü le beraber lardır. > kurtulur kurtulmaz nişanlısı Ea Se uşlar, 18 Batum Sahillerinde Fırtına kaybetmişlerdir. tumdan bildirildiğine göre, birkaç gün. | söyledi: m yi yeli Kıral Karol menden 424 yıl evvel (Pelopones) İr| Londra 2 (A.A.) — Daily Telegraph Romanyada Almanyada Delion şehrini kükürtten duman Tİ Gösetesödn bildirdiğine göre, pm NR i Biti H an ürüne yığma ele hap demiryollarının tanir elime an | Silâhlanma İşi , Hitler Map sonraları «Yunan ateşi adın İleştirilmesi hakkında Kh ag Ak d çeşi silâh kurunlarda kullanılmış” | anmıştır. B: j a işe : bir, ME bni mani da! milyon gili iran sarfedilecek ve İlerletilecek ademiısını Açtı Yeni bir buluş yapmış değillerdi. Zira on- “ Liberaller 10 kazanmışlar, 12 kay- betmişlerdir. İşçiler 36 kazanmışlar, 60 kaybet - Nötürler 20 kazanmışlar. & kaybet- böylece ayni zamanda binlerce işçiye Kıral Parlâmentoda Silâh- denberi Karadenizde hüküm süren fır. | — Vaktile yol yokken, araba yok - tına, oldukça önemli zararlar 'yapmış (Ken, bir yerden bir yere mal taşımak ve müteaddit kazalara sebep olmuştur. |pek güçken bağ bahçe sahipleri uzak » Batum liman ve şehrinde önemli ha. |lardan kendi ürünlerine (mahsul) alı- sar vardır. Bir Sovyet vapuru, Kırım |€ı bulmak için dil reklâmı yaparlardı, sahillerine düşmüştür. gelip geçen yolcuların kulaklarına hi kâyeler fısıldarlardı. Sözgelimi Malat » yalılar orada tanesi elli dirhem (üç yüz gram) gelir kayısı ve tanesi bir buçuk kilo çeker armut yetiştirdiklerini söy - lerlerdi. Ben bile bu hikâyelerin aslını bildiğim halde Malatyada yedi türlü el- ma ve seksen türlü armut yetiştiğine inanırdım. Orayı görünce Amasya el - masının üstünlüğünü anladım. Şimdi elma mevsimi, Hangi manav Berlin 2 (A.A.) — Hitler dün «Ha- rabi veya bir kaşık hardaliye sunan ol- va süel ve teknik harp akademişis ni açmıştır. Açılış töreninde, sü bakanı general Blomberg, general Fritsch ve lardan çok evel Çiniler düşmanlarına karş çalışma fırsatı verilecektir. kokan sz, balarmayı öğrenmilerdi. | Nelson Ailesinden Kimse Kalmadı İlanmadan Da Bahsedecek dükkânının önünden geçsek birkaç çe şit elma görüyoruz. Bunların içinden e rik boyunda olanları, biraz daha irice Panyol salgınına karşı topraklarını müdafaa “eden Hintliler de bu silâh kullanmışlardı. İspanyol (Ovideo de Valdes) in 1532 de Yazdığı bir kitapta anlattığına göre barp Sephesinin önüne düşman safından iki mu- barip çıkmıştı, birisinin elinde bir kürek &- teş, ötekinde de bir teneke biber vardı. Bu İki siker rüzgürm esiş yolumu muvafıl"gör- dükleri zaman biberi ateşin üzerine dök- böler, çıkan duman İspanyolların burunları Ba kaçtı, Bu yeni harp silâhı fena bir âkıbet doğurmak üzere ikem İspanyol ordusunda bulunan “bir Portekizli mukabil bir silâh keşfetti. Bu mukabil silâh ber askerin bür- Buna sirkeli pamuk sokmasından ibaretti. Görülüyor ki, eski insanlar yalnız zehirli Bazi değil, zehirli gaza maske da biliyorlardı. Ga, 84135 Nihayet doktorlar, ler; lâkırdıya izin çıkmışl,. Zekiye de ünneciğini özlemiş... Pakize, bana: dedi. Nejmizliğe birden (80, Nelsonun küçük yeğeni Bayan Horatia Nelson, dün 90 yaşında olduğu halde . Bu suretle Nelson ailesinden |”. biç kimse kalmamıştır. Yeni Bir Uçak Meydanı Londra 2 (AA) — İngiliz kralı, yanında Bulgarlar Yeni Bir Vapur Aldılar Sofya 2 (Özel) — Bulgarlar deniz #caret filolarını arttırmağa karar ver” mişlerdir. Bu maksatla Hamburgtan 6700 tonluk bir vapur satın alınmıştır. | Vapurun bedeli 20 milyon levadır. HISMET” pe YENLERE e müsaade etmiş- geçtik ve sağda mi w t is. yü ğümüz yerler, Lr ibi beyaz, tertemizdi. Ah, bu te misli Bb ri keskin bir ecza kokusu olma- insan, kendisini hastahanede sanıni- — Kapıdan daha adımımı atar at- maz, Zekiyeciğimin sesini duydum: Bükreş 2 (A.A.) — Kral Karol, ya » kında açılacak olan parlâmentoda oku- yacağı söylevin yazılmasını emretmiş» tir. İyi bir kaynaktan haber alındığına göre, bu söylevde bilhassa arsıulusal meseleler ile Romanyanın dış sıyasası kanunu yapılacağı ve gittikçe daha mo dern ve daha tam bir surette silâhlan - manın ilerletileceği de bildirilecektir. Arnavutlukta Af Sofya 2 (Özel) — Arnavutlukta son isyan sebebile sürgün edilenlerin ser * best bırakılmalarına bakanlar kurulun» ca karar verilmiştir, göğsüne sokmuş, lokman ruhu şişesini çıkarmıştı; şişenin tapasım açtı, uzun uzun kokladı: — Ah, Zekiyeciğimi, pek toplu yör- düm... Yüzünün o, hastanın sarılığı gitmiş, yanakları penbe penbe olmuşl!.. Karnında sular alınınca, şişi inmiş!.. A, bakışı, gülüşü bile değişmiş... Ben, ©- na, hayran hayran bakarken; anne, çocuğuma baksana! demez mi? Parmağını ısırdı: — Kız, aklını mı oynattın?,. Üstü- me iyilik sağlık... Senin, çocuğun olur mu? Bunun şakası bile fena! Diyecek oldum; elile gösterdiği tarafa baktım. A! Parmağım ağzımda kalmış... Yanı başında, küçük bir yatakta, yumuk bir İre 46 tren lüğvedilecektir. ————— general Göring de hazır bulunmuşlar- leri bulunduğu gibi, kanlı dır. bir kız yanağına benziyenleri de var, Fakat manavlara yanaşıp ta bunlardan Çinde Sulkast Yapan Öldü ber hangi birini b olleğümü Nanking “3 ÇA.A:) '<' Doktorlar! soeğunuz sen, alâcağınız cevap gaduri Vangşingvey'in iyileşeceğini zannet -| — Amasya, bâlis muhlis Amasya mektedirler, Suikastçının kurşuna dizi «| O Bu cevabın doğruluğunu size bildi « leceği sanılmaktadır. ren biricik şahit te elmaya manavın Nankin 2 (A.A.) — Suikast Yapan | koyduğu yüksek fiattir. Peki ama, A | Sungfingming, aldığı yaraların tesirile!masya elması, tabiatten damgalanmış- ölmüştür. tır, misk gibi kokat. Bunlarda ne o ko- RM nedeo tat var. Neden halka Itatyada 46 Tron Kaldırıldı | yalan söylenti ve Ereaköyünden gelip Roma 2 (A.A.) — İkinci teşrinin 6-| güzel derlenip getirilen elmalara Amas- nundan itibaren ancak mahalli kıyme-'ya olması denilsin? ti olan yüzden fazla demiryolu hattı ve! Bu, belediyenin düşüneceği ve bizim içlerinden bir kısmı ekspres olmak üze»! aklımızın ermiyeceği bir iş!.. M.T. Tan çatarak öyle bir bakış baktı ki ürktüm, evlâtlık edinmiş... * Adını da, Gönül!| geriledim. Neye bu kadar kızmıştı? koymuş... Hi Acaba, arkamdan bir yeren mi olmuş- İhsan ablanın tekrar gözleri yâşar-/tu? miştiz İhsan ablanın böyle hiddetlendiğini — Şu rabbimin takdirine bak! Ken-| hiç görmemiştim: N disi parmak kadar çocukken, analığa| — Hayrola, ne var? heves ediyor!... Çocucağı var... Kendi) < Elini dudaklarına götürdü ve başın öz evlâdı imiş gibi, öyle bağrına bastı-| tavana kaldırdı: riyor ki, göz yaşlarımı tutamadım...| — Sus... Çocuk, yukarda uyuyor. Ah, anasının kızıl Temiz süt emmiş! Birden kavrıyamamıştım. Onun yavrucak, nasıl belli oluyor? yavrucaklarının, çocucaklarının hangi- Gözlerini yenile silerken kesik kesik | si uyuyordu? Yoksa, birinden biri has- hıçkırıyordu: ta miydi? — Tam ev kadını, ana olacak kız...) (Birden içim üzüldü. Çocucaklardan Darısı dostlar başına, evlâdım. Hani, | biri hasta ise, artık benim dinliyeceğim. sen, benim canım ciğerimsin, diye kar-| Fakat çocuğun hastalığına sinirlenip İkiye, buna, dayanamamış... â Çocuğu — Peki ama, neye öyle kötü kötü — Kapıyı, bir hızlı çaldın ki... emi, bindik; ver elini Köprübaşı... Oradan Anneciğim! diye bağırıyor. k mai şında ağlıyorum. Yavrucağın hastalığı-| öfke başka bir tramvaya bindik, haydi Ber| Gözleri, dolu dolu olmuş... Pei he ve pl ee Yoğluna... Aman, ne kala Bel ag 5 etrafımı göremez! lerini kırpıştırdıyordu: inek Ki bakı lr... Tramvayın işinde iken yakım e Şer niye kallarıma| — Kendi kendime; bunda bir iş var| Pier şük bulur gbi olmuştu, koy “yane ele nmüştüm. Yürüseydim, hele yalnız < diler, beni Zekiyenin yatağının bö-Jama, dur bakalım, ne çıkacak? diyor- run vasneilini çıkardı, göz olsaydım, yarı yolu bile bula *| girdiler. Zekiyeciğimle #âr-| dum: Zekiyeye; kiz, bu k ki in) |pıparlarını kuruttu ve uzun uzun süm- Hala eöderinde hayret kıvıleıları Yanıyordu; — Bir yerde tramvaydan indik; e a dolaş olduk: Ah, anasının kuzu- 4 hüngür büngür ağlıyordu... Gl başka yatan hastalar da vardı; bizi o halde görünce, onlar da göz Yaş- ma, Beyoğlunun neresi idi, bilmiyo - larını tütamadılar.... dedim. Bir kahkaha koparmaz mı? Benim! dedi. Kaşlarımı çattım; ben, böyle şaka istemem!.. dedim. Zekiye, hafif hafif gülüyordu; anlattı, Hasta- neye girdiği zaman, oraya gelen hasta- nicik», uyanacak! diye korktum. Yeni uyudu, «minnacık»! dedi, Kafama dank etmişti. İhsan ablanın «Gönül» den bahsettiğini anladım: — Haklısın... Ama, çocuğun uyu- duğunu bilecek kadar daha keramet sa- kürdü. Sedirin üzerine bıraktığı cıgara paketini aldı, bir cıgara sardı; — Eskiden âdetimdir, meraklandım mı, cigaraya sarılırım. Ama son günler- de pek çok içiyorum. Göğsüm, öyle rum. Bir takım acaip sese) öğeünden, mendilini çıkardı, gözr|lardan bir. lohusa ile ahbap olmuş... beril e biR olandan tk... Sonra, bir bahçe kapısının önü lerine sötürdü: Zavallı lohusanın, kimsesi yokmuş... Cıgarayı keyifli keyifli çekiyordu: İhsan abla, utanır gibi olmuştu, om- Si Kocası bir tramvay kezasında ölmüş... — Ne diyeyim, Allah, yavrucağa, de dürduk, Artık gide gele, Pakize ii Huriyeyi tanıyorlar. Bizi, güler yüzle içeri aldılar, Geniş bir bahçeden &€ç tik... Bahçenin yolları bile gül gibi biraz yatıştı. | Bak, şu talihe, tecelliye... Biçare kadın, neme lüzum! z si kladım da helecanım, yatıştı. » 9 iye, b me Büyük, mermer merdivenli bir v 1 yeni kalırdım. doğururken al basip ta ölmemiş mi? —15— apıdan girdik... Bir sofadan yürüdük, oksa, ini sildikten sonra, mendilini | Yavrucak, yetim, öksüz kalmış... Ze-| — İhsan abla, kapıyı açtı, ve kaşlarını)ler asılıydı. bir merdiven çıktık, tekrar bir sofadan Orada, kimde can kaldı?.. Yavru- -İcak, anneciğine, pek hasretmiş! Bere ket yanıma lokman ruhunu almiştım, Anası babası da dışarılarda imiş. Kar- nındaki çocuğu ile yapayalnız kalmış... zumu okşiyarak gönlümü aldı: — Haydi, haydi, alınma... Mutfağa 'İgiri.. Mutfakta, dizi dizi iplerde, küçül çocuk donları, sıbınlar, gömlekler, hemen hayırlı bir kısmet versin... Gönlüne göre versin... E, hakkıdır öfkesini benden çıkarması tuhafıma | İsim İlel bü aa si: dinin di me e Üre Gİ İz m mn Mi,

Bu sayıdan diğer sayfalar: