16 Kasım 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

16 Kasım 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 İkinci Teşrin ” Zİ rn Gerhart Ellert'in eserinden Attila Şimşek 5 Odası Bu Ne Demek? Müthis bir azap içinde olan esirin ö larına dâyanamıyan Aetiüs sor — «Attilâ, neden bu esire fazla 1*- Şe ktiriyorsun? Prens Bleda onun değil e emretti. Bu Attila mırıldandı: —« Ben bir sual sorarsam ona ©* verilmelidir. Söyle Oneges?-» kangalı beşer fevkinde bir azimle — “topladı. Yüzü gerildi ve sonra: tiz, “Hakkın var, Sizin mağlâbiyeti- A bep olan bendim!» dedi. *tilâ kardeşinin yüzüne bakti ve sordu; > «Beda, bu esir senindir. Şayet il onu çarmıha gerebilirsek bana ne İn?) a “Bu ne demek?» ii f tüm Şayet yarın onu istediğin gibi üyç a #erebilirsek bana ne verirsin orum 2, #İ kay, “ Sana ne mi veririm? Hiçi Te- wi An, nkü o BENİM esirim!.» Mz orum l» dedi. Esiri m / önüne götürdü ve orada iyice : ay Yüzüne baktı, Tam yanı başında, / Dana, enin kara suratı açık duran ka- Ayı önde sarıtıp duruyordu. wi, “SİA söylediklerini bu sefer herke” ki, “liyabilmesi için lâtin dilile dedi “anl eyes, şayet hayatımı kurtarır ölem ne verirsin?» R yg li esir gözlerini Attilâya, Ro- y/ llara ve nihayet Bledaya diktikten Hayy yerek şu kelimeleri ağ “Seni istersem?, Hizmetini?» o, Paylâşılamıyan esir *8e3 kabul makamında bağlı du lr, “Tini havaya kaldırdı. Yalnız göz“ P verdi, onlara yaklaştı ve tehditkâr < takınarak dedi ki: Sİ Yeri, “Attilâ, bu şakaya bir nihayet p Me Kardeşim, bu esirin yerine bana ritsin diye bir daha soruyorum?» ii iç bir şeyi» taam şimşek süratile esirin kolun” kipıg nca onu kendi dairesine giden İn N İçeriye itti, Bleda onun arka” d, “Bitmek istedi. Attilâ geri çekik F du "/ :) j eg &iğin önünde cüce Zerkon /) e ( Ve elinde tuttuğu zehirli kılıç > ledahın kapıdan içeri girmesine “İuyordu, Mİİ dedi kiz try, Beda kardeş, benim daireme Yaf, SİN nafile uğraşma, buna mu- Mİ Ver, “#mazsın. Neden esirin bana 2 din, inden fazla bir şey ovadetme - “ B ayda, kürdeşinin manasız bulduğu eg aldırmadan: Alİ du “Esiri isterimi diye tepiniyor , B, 7 ÜN üzerine Atrilâ ona dedi kiz ina, İydi artık istirahat edelim. E- —».. Utmağa muvaffak olamadığın Mavaşgın değildir. Elime geçirmeğe #k olduğum şey ise benimdir.» Bir slep gezintisi b i Ax öy günü öğleden sonra Attilâ. bir haber göndererek kendisile tüğ, m “Sana verecek hiç bir şeyim yok» — | TÜRKLER | ROMA KAPILARIND 16/11/935 ür'atile, Esiri Kendi Çekti Götürdü baktı ve Aetiüsün uzakta kaldığını gö- rünce hayvanını biraz yavaşlattı ve bir ayağını kaldırarak atın üzerinde kadın- ların ata binişi gibi oturdu. Hattâ hayvanm dizginlerini bıraktı ve kolla-! rını da havaya kaldırdı. Steplerin sonu yoktur!.. Bu aralık kendisine yaklaşmağa mu- vaffak olan Romalıya seslendi: — «Stepin nihayeti yoktur, Aetiüs» Bu söz mühim bir sözün mukaddi- mesi idi, ne idi, anlaşılamadı. Çünkü Attilâ başka bir şey ilâve etmedi. Aetiüs onun ata binişini takdir et- mek için gülümsiyerek: — «Ata bindiğin zaman sen o niha- yetsiz stepin hâkimisin, Attilâl» ceva- bını verdi. Her ne kadar Aetiüs ata binmenin bütün hünerlerine vâkıf ise de Attilâ- nin ustalığı karşısında kendisinin bir çıraktan başka bir şey olamıyacağını biliyordu. Attilâ, Romalının bu takdirkâr #ö7- lerinden memnun olduğunu gösterme- di. Uzaktan görülen bir gölgeye işaret ederek: — «Şu karşıki ağacın dibinde biraz dinleniriz!.» dedi. Attilâ ayaklarile hayvanının kaba et- lerine öyle çevik bir hareketle vurdu ki bunun farkına bile varılmadı. At yü- rüyünce kollarını kavuşturdu ve üst gövdesini arkaya doğru kıvırdı. Sanki kendisi göğe bakarken yolu bulmak va- zifesini hayvanına terkediyordu. Aeti- üs atının kolaylıkla ilerlemesini temin etmek için biraz öne doğru eğilerek At- tilâyı takip etti. Mevsim çok gecikmiş olmakla beraber yerler henüz don tut- mamıştı. Yağmur getireceğine hiç şüp- he olmıyan ılık bir cenubu garbi rüz- gür esiyordu. O havada ata binmek bü- yük bir keyifti. Akan kan na stepte bir st gezintisi yapmak istediğini bildirdi. i Aetiüs bu davete derhal icabet etti. Yalnız temiz havada biraz hareket yar pacağına değil, ayni zamanda üç esirin hayatını kurtardığından dolayi Attilâ ya teşekkür etmek fırsatını bulacağına ok sevindi. , : Aetiüs giyinmiş, ahşap merdivenden inerken Attilânın at üzerinde isini beklemekte olduğunu gördü. i inerek ilâ Romahının merdivenden iner: be tahsis edilen beyaz ata bin- i Ea gider, yapıya gider, çalışır, çabalar, | Ro manya G Sayfa 13 öçmenleri Arasında ( Baştaralı 12 inci yözde ) Hakikaten, eğer yağmur, kiremit - lerden, ve pedavralardan evvel davra - nırsa, bu damları gökten yapılma (1) kerpiç evler, lanmış çukulatalar g eriyip dağılacak. Etrafımı saran muhacirler, ser verip sır vermemeye tembihlenmiş gibi: boğazlığı olmasaydı, zoraki bir tevek- külle gizledikleri dertlerini öğrenemi -| yecektim. Kadıncağız: — Bize, diyor, geldiğimiz zaman 8000 kile tohum verdiler. Fakat bu t0-! humlar elimize kasımdan yetmiş beş gün sonra geçti. Kasımdan (60) gün sonra verilen tohumu ha toprağa ekmiş- sin, ha rüzgâra savurmuşsun! Hepsi bir. Nitekim, bu (8000) kilo tohumdan çıkan buğday, (3000) tenekeyi zor dol- durdu. Bundan da adam başına 8 okka buğday düştü. Eğer umuda düşmeseydik, yazın ora- kışlığımızı çıkarırdık. Halbuki köylü karınca gibidir. Ya - zın çalışır, kışın yer, Onun için, şimdi gidip ekmek çıka- racak iş te kalmadı. Ve biz, bu evler yüzünden tam Üç! gündür açız. Biz dağda doğduk, dağda büyüdük. Ev olmasa da, barmacak bir kovuk bulur, soğuğa katlanırdık. Fa » kat açlık ayaza benzemez ki? Fazla mintanlarımızı, fazla şalvar. larımizi toplayıp arabaya doldurduk. Geliboluya yolladık. Şimdi onlara da müşteri çıkmazsa ne yapacağız diye dü- şünüyoruz. Muhacirlerin sözlerinden anlaşılıyor ki tez elden bekledikleri yeyimlik biraz daha gecikirse, halleri duman olacak. Onlar: — Biz, diyorlar, tam 600 dönüm toprağı sürüp hazırladık. Fakat to » humlar hâlâ gelmedi. Toprak Hazreti Meryem gibi tohum- suz mahsul vermez. Eğer tohum gene geciktirilirse, gele- cek yıl biçeceğimiz mahsulden de ha - yır göremiyeceğiz. Çünkü mevsimi geçti miydi toprak, yaşı ilerlemiş avrat gibi kısırlaşır. * Göçmenler içinde okur yazar yok. Fakat bunu itiraf ederken takındıkları hallerden belli ki, bilgi yoksulluğu onla- rı, tohum ve yeyimlik yoksulluğu kadar üzüyor. İçlerinden biri, arençperane» bir ifade ile; Attilâ, işaret ettiği ağacın önüne ge- lince atını durdurmadan semerin üze- rinden kayıp yere atlayıverdi. Hayvan biraz daha ilerledikten sonra durdu ve yetişmek kolay bir iş değil-| Attilânın çaldığı bir ulık üzerine geniş Attilâ surları aşar aşmaz bir kavis yaparak sahibinin yanına gel- lanca süratile koşturmağa|di. Hün Prensi arkası üstü çayırın öze bir türlü ona yetişeme- İrine yattı ve ellerini ensesinin arkasın- da kavuşturdu. (Arkası var) Kİ nn ini beklemedi, hayvanını sarayın kapısından dışarıya sürerek a1- er yetişmek külfetini Aetiüse bıraktı. Anilâya di, Çünkü hayvanını ©! başladı. Aetiüs di. arkasina Bir müddet sonra Attilâ Y Mı nbul Belediyesi İlânları bedel konulan Aksaray yenğin yerinde 26 ın- arsa pazarlıkla satılacaktır. Şartnamesi Pazarlığa girmek istiyenler 3 liralık mu akbuzile birlikte 18 ikinci teşrin 935 pa- ömende bulunmalıdır. o «B» «6969» .. 38 lira 75 kuruş . metre murabbât ürlüğünde görülür. t mektubu veya mi t 12 de Daimi ene 0 dilen rem age m e Hepsine eski 125 yeni 109 No. İs ev ankazı pazarlı lesinin Kocamustafa e in müdürlüğünde görülür. Pazarlığı gir. satılacaktır Şartnanı vakkat teminat mektup veya makbuzile bir. > yemler A a5 Ml zrtesi günü saat 15 te Daimi Encümende likte 18 lunmalıdır. day İznbul Sihhi Müesseseler Satınalma Komisyonundan: kırköy akliye ve asabiye hastanesi için 1000 metre yerli şayak açık Bakırköy ii eksiltmeye kri Kanun 985 çarşamba günü anat 145 da Cağılağ: Eksiltme: Müdürlüğü binasındaki komisyonda yapılacaktır. ben Sn | e metrosu için 250 kuruştur. 'ahmi tı bebe nk Muvakkat garanti: 187,5 liradır. rtnameler belek aş Odası vesikasile 2490 sayılı kanun- ler ve bu işe yeter muvakkat garanti makbuz veya banka belli gün ve #aatte komisyona ire i a Terimi müd vakkat temina zartesi günü saa lira bedel tahmin e eseden alınabilir. i İki) — İnsan kafası, tarlaya benzer. di- yor. Oraya da ne ekersen onu biçersin. Bizim kafalar, kasımın altmışını aşmış tarlalara döndü: Tohum tutmaz artık. Fakat bu gidişle, çocuklarımız da| bize benziyecek. İçimizde bir muallim | vardı. Burada bıraksalardı, biz onu! beslerdik; o da çocuklarımızın kafa - ları... Fakat onu buradan aldılar, (İmroz) a tayin ettiler. Söylediklerine göre, köylerinde bir seneden az zamanda, ölenlerin mikta- rı otuzu aşmış! Onlar: — İnsan bu, ölür tabii! deyip geçi « yorlar. İ Fakat bilmem, 474 nüfusun dokuz! ayda 440 a inişini onlar gibi tabii say- mak mümkün mü? * Göçmenlerle birlikte girdiğim evle- rin döşeniş hususiyetleri hayli garip. Duvarlardaki çivilerde, kendi külâh- pıştırmışlar. Bu masum israfları, süse düşkünlüllüe lerini © gösteriyor. & Boyalı | renkli rem (şarap (oİlânlarını, ve İse tanbulda ulusal bayramlarda gözler ire çarpan bazı vecizeleri, tablo gibi, tas lik severler gibi çerçevelemişler. Bu çerçeveli resimlerden ve yazılar» dan bazıları içinde yaşadıkları dekorla Eğer içi taşkın bir kadıncağızm boş-| hazin bir tezat teşkil ediyor. Meselâ, flit ilânmın sinek tersinden okunmayışı, diğer bazı tezatlara nis » beten hiç kalıyor! Muhacirler, sardalya kutularını top- rakla doldurarak, mükemmel sişara tablaları bile yapmışlar. Yatakları, kanapeleri, sandalyeleri, yerlere serdikleri poatlardan ibaret. «Posta kurulmak» her yerde böyle olsaydı, pek meraklısı bulunmazdı sn « mırım, Bir aralık, genç bir delikanlı, kar « şımda bağdaş kuran orta yaşlı kadınığ kulağına bir şeyler fısladı. Kadın, beni tepeden tırnağa kadar süzdükten sonra, delikanlının kulağına cevap verdi. Ve böylece epey devam e» den bu fısıltılı münakaşadan sonra, kas dın koynundan, ucu düğümlü temiz bi# mendil çıkardı. Düğüm çözülünce, gizli münakasa « nın garip mevzuunu tahminde güçlük çekmedim: Meğer, bir servet gibi itina ile giz « lenen mendilde çiy kahve düğümlüy « müş: Biçareler, taneleri bir düzüneyi geç“ miyen kahvelerini, en fazla itibara, en fazla lâyık misafire ikram etmek isti- yorlardı. Bu gizli münakaşa, genç göçme « nin, beni ikramın bu son haddine lâyık görmekteki tereddüdünden çıkmış ola- caktı, Düğümün çözülüşü, münakaşanın Je- bime neticelendiğini anlatıyordu. N. $. BRUYERE PİPOLAR gelmiştir. Toptan Batışı Sultanhamam Camcıbaşı o ban No, 10 Perakende satış: Sultanhamam Kebapçı karşısında “Sahibinin, Seni ,, mağazasında DEMİ iKTiDAR Bel gevşekliğine HORMOBIN Tafsilât : Galata Posta kutusu 195 larile hayvanlarının başlıkları yan ya- na asılmış. Dirhemine kadar hesaplamıya mec- bur oldukları unlarile; duvarlarına ga- zetelerden kesme resimler, ve kim bi- lir nereden ele geçirdikleri yazılar ya» BEŞORTAK iNŞAAT ŞiRKETİ DİREKTÖRLÜGÜNDEN: Evvalce gazetelerle Direktör arandığı telkik ve münhaller doldurulmuştur. Mân olunur. br. ETEM VASSAF «7194» Cağaleğis Keçi Ören apartımanı Tek 1405) Ev. Kadısöy Bahariye İleri sokak Tel, 69 9 nee e ne sağdaki ei ilân edilmişti. Vukubulan müracat'er Beyhude yere miraenat ödilmemesi Sinir ve akıl hastalıkları mitelissesi

Bu sayıdan diğer sayfalar: