23 Kasım 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

23 Kasım 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23 İkinci Teşrin Gerhart Ellert'in eserinden ı.,î'—""“ş rengindeki suyun tâ uzak- beyaz bulutlu göğün ufuklarına "'ılı:.k'ş"" baktı, ve başını — salla - ” «Büyük plâ bahsedil - Mezl, d:;);f' plânlardan togotlu kızgınlıkla gülümsedi: ——* Senin büyük plânların ne ola- Bi Şarki Roma devletinin hudu - bir şehre baskın yaparsın, iş- adar.. Bu işi ben de kendi başı- bilirim.. Sözümde sabit kal- Zila"'î' gitmeğe hazırlanmıştı. “Biraz bekle, prens Valamir!» .a Li düo"“’j'“"u şüpheli bir bakışla dön- Yoş ÇAttilâ hiç vaziyetini değiştirmi - Yu;d:e kolları sarkık bir hakde duru - ly: «Bit karar verilmeden buradan n doğru mudur?» — “Nasıl karar?» Mey '“S_fni mağlüp etmeyene itaat et- a.—,—vü?'*i_lmi söylemedin mi? V. işelim!..» dan, mir karşısındaki ufak tefek a- lçm;—yuk"“hn aşağı bir kere İ'ld“- biz kıı,'.ik kuvvetinin verdiği neş'e ile den ; kaha salıverdi.. Fakat sonra bir- ha 4 .—,: ciıîdiles_ıi. güneşten ıümyıu_lmp - * alnında endişe çizgi u, Dedi ki: d Amma kurnazsın, Hün pren- İln) Zehirli silâhlarını nereye gizle - »h ._:i“ilâ&ı hiç bir hiddet eseri görük » Yanındaki kısa kılıcını Östro- Mh birisine teslim etti, bıçağını ül'_—l yere sapladı.. Sonra "b B Ku © gocuğu sıyırdı, attı. & yoklayarak ikinci bıçağını bul- "*!ıv' onu da birincisinin yanına fır- .hd'.vllımir'den gözlerini hiç ayır- N kollarını yukarıya kaldırdı ve: d, “İşte bak, dedi.. Başka tek bir im bile yok!..» V, Namuskârane Döğüş x"""f! hayret içinde sordu: — h"ıl «Silâhlarımızı — bir tarafa bıra- & çe Yalnız kendi - kuvvetlerimizle, îe "'*"Uevmem'ııi mi istiyorsun?» istemeyeyim? » Ş *Prens Aııilâ.y:eyan iki misli '“n)f.t,h olduğumu görmüyor — mu- - z "Cöıüyo,.um.” Ka seni öldürürsem? ..» özü A omuzlarını kaldırdı.. Gene tegaçlni gl;lma" kadar siz buradan uzak- Tiş nh:îkı:::îî) i emniyet altına al- q; “Hün prensi, ben - rakiplerimle cenkk?meklcn hoşlanırım, fakat bu Alııtîmc namuskârane olmalıdır..» a“ğıula Yavasça gözlerini İdırarak : ,:' “İyi ya, dedi.. Namuskârane bir 'e dövüşelim.» .ü; “Sen ve ben mi? Hayır, böyle hiç de namuskârane olamaz.» alamir, bu son sözleri hiddetinden '"“!l töylemişti.. Attilâ gene mü- ir sesle: Valamire L__ Ü dolayı sana hiç bir kabahat t€tmez.» n bi ü ğ İnsan Öldürmekten Hoşlanmam! Ot prensi hiddetinden kıpkırmı- ROMA KAPILARIN Âttila İle Valamir, Erkekçe Dövüşmeye :|lâya baktı.. Lu;ı"s"ı benden daha kuvvetli isen |tur. — 13 — Ostrogotlar Kralı Valamir: — Pren zı oldu.. Fakat itidalini muhafaza ede- rek şu cevabı verdi: —w Beni hangi sebepten dolayı tah- rik ettiğini anlayamıyorum.. Ben se - hin ölümünü istemiyorum.. Yaşayabil- halde| diğin kadar yaşa ve Hünlere hâkim ol. İnsan, netice şüpheli olursa güreşir... Fakat burada şüpheyi icap ettirecek bir hal göremiyorum.. Ben insan öldür- mekten hoşlanmam.» Attilâ kollarını göğsüne kavuştur- du.. Hiddetini yenmeğe muvaffak o- lan mert tavrile: — «Mağrur Amal prensi, dedi.. Se- ni cenge davet ediyorum.. Bunu ka- bul etmeyecek kadar kancık misin2» — «Ne dedin, kancık mı?» Valamir bunu hğ"d;::;n,d. ım;_rı üreşmek için kollarını ırdı.. Fa- Sı ;ene indirdi, şüpheli nazarla Atti- Başını salladı, ne yapaca- ğını şaşıran bir insan tavriyle gülüm- sedi: DAĞ& Silâhlarını Attılar, Koyuldular 23/11/935 * Attilâ, senden olduğumu görmüyor musun? — dedi. — «Prens Attilâ, neden benim e€ limle ölmek istiyorsun?» — «Ben ve iradem biriz!» İki Prens iki misli kuvvetli Valamir düşündü, bir şey anlayama- di: — «Ne demek istiyorsun?» — «Plâlarımı akim bıraktırmak isti- yen canımı da alabilir!» Valamir önünde duran Attilâya doğ- ru iğildi, mavi gözleriyle onun mak- satlarını gözlerinin bakışından oku- mağa çalışıyordu.. Fakat bir şey an- layamadı.. Attilânın düz, — sarımtrak siması hiç bir şey ifade etmiyordu ... Attilâ hâlâ Valamirin önünde duru - yor, ölüm ve yerim boğuşmasına ha- zır olduğunu gösteriyordu.. Valamir bu vaziyet karşısında u- izuıı müddet düşündü.. Nihayet yanın- |daki adamın elinden Attilânın kılıcını aldı.. Onu genç Hün prensine uzattı: (Arkası var) Haliç Şirketi elmıyan memurlarile meclisi idare aza- da sosyetenin şeflerinden Bay (Leon) da vardır. Tavsiyeler gelmeye Başladı? Dün sosyetenin vaziyeti henüz karar- laştırılmadan Uray erkânına açıkta kal- ması muhtemel olanlar tarafından tav- siyeler getirilmeğe başlanmıştır. Vapurlar Teslim Alınıyar —| Belediyede dün bu kararlar verilir- ken sosyetenin âmme hizmetine mah- vapurları- ütfi baş murakıp Hayri- beyet tayin edilmiş- 'Tiçaret müdürlüğünden azalar da var- dır. ferini yap- Sosyete dün 21,45 te son se! ııklıl’:aırı vapurlarını Ayvansarayda bağlamış ve saat onda tesellüm heyet- leri üç koldan işe hıluılçlırd_ lır. Bıı heyetler sosyetenin — biletlerine de el koymuşlardır. . ’Dh sabah saat ondan on ’edıyı. ka- dar Akayın Adalar vapur iıhlıufıdı bir heyet sösyetenin memurlarını birer birer çağırarak bugünden itibaren A- kay nizamatına tevfikan belediye em- kendil rinde çalışacaklarını etmiş ve imzalarını almıştır. simde zabıta memurları da bulunmuş- Sosyete Neden yürüyememiş? n tenin (9) vapurile bir motöri ms:ı.'î'ıiırı meclisi reisi de Bay ı..- kiyattır. Belediye şirketten ğıı)î bin li- ra kadar bir hisse istiyordu. Mütebar- Jsısların söylediklerine ve belediyenin (incelemesine göre sosyete pekâlâ para |kazanabilir bir vaziyettedir. Fakat fu- |zuli masraflara boğulmuş ve tonu (7,5) ılirıyı alınan kömür şirkete (17,5) li- raya satılmıştır. Şirketin meclisi idare- sinde bulunanlar ayni zamanda kömür şirketlerinin hissedarları imişler. Şirket imtiyaz hakkından bahsede- vek Şürayi Devlete müracaat etmiştir. Sosyete feshedilirse imtiyaznamesinde- ,ıi maddeye tevfikan belediyeye geçe- cektir. Sosyete hâlâ belediyeye verdiği yüz- de sekiz hisseden vazgeçilmesini iste - mekte, vazgeçilirse tekrar işe başlamak arzusunu güdmektedir. Şirket ilk sene- lerinde senede beş, altı bin lira hisse verirken bu miktar son senelerde 23 bin Hiraya kadar çıkmıştı. İslanbulda Yersiz Bir Şeker Sıkıntısı Başgösterdi (Baştarafı | rinci yüzde) bildiğini söylemekte, onlar da yukarıda bizim yazdığımız gibi İstanbulda — bir ardiye tesis edilmesini lüzumlu gör- mektedirler. Şeker Şirketi İstanbul bürosu müdü- rü Behçet ise istenilen miktarda şekerin siparişin ertesi günü teslim edilebilece- iini söylemektedir. Bu, biribirine zıt iki vaziyeti karşı- laştırıp doğrusunu Bulmak bizden ziya- de alâkadarlara düşer. Muhakkak olan şuduür ki İstanbulda yersiz bir şe- ker buhranı başlamıstır. ” (man eden davadan çıkan kanlı vak'a- ı İ Marsilya Suikastının Muhakemesi Suçluların Vekili Niçin Barodan Tardedildi Avukat Debon, Cübbesini Çıkarırken Ağlıyor Ve Bunu Öpüyordu Parisi ziyarete giderken Marsilya - - da, Hırvat fedailerinin kurşunlarile ö- len Yugoslav Kralı Aleksandr ve onun- la beraber ayni hâdisede hayata gözle- rini kapayan Fransız hariciye nazırı Bartu'nun katilleri üç gün var ki muha- keme ediliyorlar.. Sükünetli bir durum içinde cereyan edeceği sanılan bu mu- hakemenin havası ilk günündenberi biribirini takip eden hâdiselerle bir hayli elektriklenmiştir. Suçlu mevkiinde Üç kişi vardır. Kralj, Rajtich ve Popischil.. Kralı ve M. Bartuyu öldüren Ma- kedonyalı Kelemen hâdiseyi müteakip gan vermiştir. Hırvat fedaileri cemiye- tinin reisi Ante Paveliçi İtalya hükü » meti iade etmemiştir. Cinayetin —mali durumunu temin eden ve hüviyeti an- Taşılamıyan sarı saçlı kadınla bir diğer maznun kaçaktırlar.. O suretle ki Hır- vatistanla Yugoslavyayı biribirine düş- Suçlulardan: Papischil ve Rajtich |nın fail ve şerikleri mamuna, gimdi, bu | ,,, Cumanların suallerine cevap vermis , İyeceklerini beyan etmişlerdir. Mahkes me heyeti, bunun üzerine, derhal cel « seyi tatil etmiş, kısa bir müzakeredeni şsonra avukat Debon hakkında, lisanını > |ltidal üzere kullanmadığı için bir «ih- taro kararı tebliğ etmiştir. Vaziyet bu karar ile büsbütün ka- rışmış, gene avukatın bir sözüne itiraz eden müddeiumumi, şu mukabele kar- şasında kalmıştır: «— Acele etmeyin.. Henüz müekkil- lerimin başlarını scpetine koymuş değil- #sin... Bunun üzerine müddelumumi, hey- eti hâkimeye hakaret addettiği bu söz- den ötürü Fransız ceza kanununun (811) inci maddesi mucibince avukat Jorj Debon hakkında karar alınmasını İstemiştir. Mahkeme heyeti bu k İderbal uymuş, kısa bir celse den sonra tekrar mahkeme — salonuna döndüğü zaman herkesi hayrette — bı- yakan şu kakarı okumuştur: «Avukat Jorj Debon mahkeme huzu- runda kullandığı lisandan dolayı avu « |katlık silkinden tardedilmiştir.» Suçluların müdafü, bu kararın tat - Suçlulardan: Kralj üç kişi Eks adliyesine cevap veriyorlar, Çünkü muhakeme Eks - an - Provans bikına ancak sözle muvafakat edebile- denilen Fransız şebrinde görülüyor. — ceğini bildirmiş, bunun üzerine çağrı- * lan bir jJandarma zabiti, avukatın | Davada yer alan tercümanlardır ki Mahkemeyi terketmesini — istemiştir.. yukarıda bahsettiğimiz şiddetli hâdi- | Avukat Jorj Debon çıkarken demiştir selerin çıkmasına sebep olmuştur. Bu | ki: davanın istintak safhasındanberi bü-| «— Ben bir hukukçu olacağıma bir tün durumile alâkadar bir tercüman |politikacı olsaydım, siz beni daha iyi vardır: Adı Milucinoviçtir. Suçluların | dinlerdiniz.. Eğer ben, hakkın müda - |müdafaasını üzerine alan avukat Jorj|faası gibi güzel bir mesleğe gireceği- Debon'un iddiasına göre, bu adam, mü-'me, sizin gibi emir kulluğu yapan in- ekkillerinden birini kendini öldürmeye 'sanlar arasına karışsaydım, belki da- teşvik etmiştir. Bu sebeple mahkemede ha fazla itibar kazanırdım.. Fakat mü- yer alması doğru değildir. Bundan dafaalarını Üüzerime aldığım şu dil bil- başka «Foliot» isminde bir Fransız za- mez üç biçareyi, size kurban diye tes- biti daha vardır. ki o da Sırp - Hırvat lim edemezdim.. Ben ekmeğimden ol- dilini bildiği için mahkeme tarafından 'dum.. Fakat mesleğimin şerefini kur - tercüman tayin edilmiştir. tardım.. Müdafaa tarafı, onun da bu dili bil.| — Ve sonra ağlayarak mahkeme salo mediğini iddia etmektedir. Nitekim, nundan çıkmış, cübbesini sırtından çı- iddianame okunurken, davacı tarafa karmış, üç defa öpmüş, akşam — aldır- işaret etmek üzere kullanılan bir tabi- mak üzere kapıcıya teslim etmiştir. ri, tercüman Milucinoviç'in yanlış ter -| Eks adliyesinden çıkarken d cüme ettiğini gene tercüman «Foliot» -| — Bu şehrin baro reisi, nun ifadesine müracaat ederek mahke-'en fena bir hareketle lekeledi.. meye bildirmiştir. Demiştir.. Ve bu hâdise, müdafaa vekili avukat |— Mahkeme heyeti Jorj Debon'un Jarj Debon ile müddeiumumi arasında rine, suçluların müdafaasını yapmayaş çok şiddetli bir takım münakaşaların Eks baro reisi Sandinoya teklif etmiş geçmesine sebep olmuştur. Maamafih, tir. bu sırada bulunabilen Kasteran isimli| — Fakat suçlular, başka bir vekil ka« bir Fransızın, Hiırvatçayı iyi bildiği sa- | bul etmiyeceklerini ve açlık grevi yas bit olmuş, tercüman sıfatiyle mahke- | pacaklarını beyan etmişlerdir. mede bulundurulması istenmişlr —— ( Cehe, işte bu gürültüler üzerine ta- Mahkeme heyeti bu isteği kabul Ç1 edilmiştir. Avukat — Jorj Debon'u: etmişse de Kasteran'a tercüman sıfatı- , Akkında verilen karar, beyan — edildis, ni vermek / istememiş, — tercüman! ine göre ağır temyiz mahkemesi taras kontrol etmesine ve söylenenleri doğ- (.ndan bozulabilirmiş.. ru tercüme edip etmediklerinin müra- - kabesine memur etmiştir. İşte asıl vak'a da buradan - patlak | İvermiştir.. Suçluların vekili, mahkeme- | | : in bu kararına itiraz ederken heyeca. bir oda kiralıktır. Fındıklıda Dere nına kapılarak çok şiddetli kelimeler içinde bakkaliye mağazası sahibi İkullanmıstır. Bu arada, suçlular da bu Bay Kâüzımdan sorulur. ü 4 sleğini, ye- Döşeli kiralık oda Yaşlı bir ba' anın evinde döşeli »

Bu sayıdan diğer sayfalar: