21 Aralık 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

21 Aralık 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TELRU Zecri Tedbirlerin İflâsı hd Ekonomi Sahasındaki Yürüyüşümüz Zecri Tedbirlerin İflâsı İngiliz ve Fransız kabinelerini artık suya düşmüş sayılan sulh teklifleri « nin iç yüzü nedir? Neden, İtalyaya karşı amansız bir caphe alan İngiliz hariciye nazırı, Pariste birden- bire yumuşadı ve kendisine mevkiini feda ettirecek teklifleri kabul etti? İlk günlerde bize muamma gibi görünen bu suallerin cevaplarını bugün verebiliriz. Samuel Hoar Parise Mösyö Lavoli petrol ambargosuna iştirake kandırmak için gitmişti. Fakat Laval ona bir sulh teklifi ile cevap verdi. Ve bu teklifi yaparken iki noktadan tehdit edici vaziyet aldı: sulh teklifi yapılmadıkça zecri ni, 2 — Bu sulh teklifi İtalya tarafından reddedilirse, ancak © vakit petrol ambar - gosuna iştirak edeceğini, Söyledi. Ve şunları ilâve etti: Akdenizde Franaız donanmamı, ant |— Bu z halinde İngiliz donanımasına an- n beş gün sonza yardıma koşabilir. Fransaz limanları İngiliz donanma- gının sığınmasına, müszait değildir. Bu tehdit İngiliz hariciye nazırının bütün plânlarını altüst etti ve onu mahut sulh tek- Kfini kabula mecbur etti. Akibeti biliyoruz. İngilterede kıyamet koptu. Cenevrede küçük milletler protesto ettiler. Milletler Cemiyeti şaşırdı. Nihayet Sir Samuel Hoar istifaya —mecbur - oldu. Fransada da Laval kabinesi çok güç bir va- ziyete düştü. Bütün bu hâdiselerin tabii neticesi şu ol du: Zecri tedbirlerin iflâm, Artk bundan sonra elli milleti zecri tedbirler etrafında Milletler Cemiyeti va - sıtasile toplamak mümkün değildir. Her - kes hakikati görmüştür. Ve İngiliz Başvekili yeniden Milletler Cemiyetine ne kadar mevki vermek isterse istesin, artık onların #iyaset oyununa aldanacak pek az devlet bulacaklardır. Bu suretle İtalya bu siyaset oyununda ka zanmış bulunuyor. Nitekim Avrupayı bir- birine katan sulh teklifleri, Habeşistandaki askeri vaziyetin bozulmasına rağmen, İtal- , y ada lekrar neşe uyandırmıst * Ekonomi Sahasındak müz: /ürüyüşü- Arttırma haftası münasebetile Ekonomi Bakanı Celâl Bayarın ekonomi inkılâbımızı anlatan nutkunu bütün vatandaşların dik - katle okumalarmı tavsiye ederim, Bu putuktan anlıyoruz ki seneden sene- ye ithalârımız azalıyor, ibracatımız a: yor. Memleket günden güne bir endüşmri “memleketi oluyor. Şimdiye kadar devlet e- lile kurulan fabrikalarımızın: 9,500,000 Sira; 9,000.000 İira; 3,500,000 lira kıymetindedir. Yapılaak üzere buluman fabrikaların da; | Sermayesi 15,500,000 lira İstihsal kaymeti 15,000,000 lira; Ham müadde 6,500,000 liradır. Bu fabrikalar kurulduktan sanra, hariç - ten hiç bir mal getirtmeksizin iktisaden ken- di kendine yeten bir memleket kurmuş o- Tacağız. Sermayesi İstihsal kıymeti Ham madde İşte inkılâbımızın en kuvvetli ve en de- ğerli tarafı. Laval, Tevfik Rüştü Arasla Görüştü Cenevre, 20 (A.A.) — Laval, hare« ketinden evvel Balkan antantının mü - messilleri olan Tevfik Rüştü Aras, Pou-' riteh ve Poli ile görüşmüştür. |leri tartmak istiyorsan, İbaşlamış, iki genç arı 'nasında Zahit bı İsine hücum etmiştir. Fakat Muhsin da- Yeni Vilâyet Ve Kazalar Ankara, 20 (Özel) — Dört ve üç kaza ile vilâyet | dabiliye encümeninin | yeni teşkil edilecek merkez kazaları| yerine iki vilâyette idare heyeti, en| vilâyette (80) lralık vali muavinliği ve dokuz vilâyette (70) liralık vali mu- | avinliği teşkili hakkındaki kanun lâ; hasının müzakeresine bütçe encümeni, de başlanmıştır. İ . ıl Bütün nakliye vasıtalarında biribirini Arı, yirminci aşır insanlarının içlerinde unun bir ifadesidir. Bu ruh bir dinamo gibi bizi daima »eri doğru iter. İnsanlara — otomobili bulduran, tayyareyi keşfettiren, denizleri aşmanın sırrını öğreten hep bu ——— MUHTELİF HABERLER Suriyedeki Komşu Idare Makamlarile Temaslarda Bulundular, Bazı Esasları Görüştüler Beyrut, (Özel) — On gündenberi Türkiye hükümeti murahhasları ara -|muamelelerini kolaylaştırmak — için şehrimizde bulunan Türkiye Emmiyeti sında kararlaştırılan maddelerin hu -| muhtelit bir idarenin tesisi ve ayni şe- Umumiye Müdürü Şükrünün başkanlı- | iındaki heyet ile yüce komiserlik ara-| sındaki konuşmalar sona ermiştir. Türk heyeti azasından biri bu ara-|iki tarafın iç işini bozan bazı kimselerin| Türk Emniyet Direktörü Şükrünün is- da Filistine gitmiş, Atatürke yapılan | suikast meselesi etrafında İngiliz yü - €e komiserile konuştuktan sonra bu -|mek için sınır da müşterek, sıkı bir heyeti de hazır bulunmuştur. raya dönmüştür. Alınan malüma! Suriye il Genci Öl Cinayet, Bir Hiç Yüzünden Çıkmış Ve | Yalova Civarında B kıran sür'at rekor- yaşayan sür'at ru- tur. ruhtur. Buruh bir ihtiyacın ifadesidir. Yirminci Inede'nîycî' Asrı sür'ati, sür'at de yirminci medeniyet asrını doğurmuş- Medeni bir insan ve medeni bir cemiyet ancak bu ruhtan ilham alabilecek hale geldiği gün medeni sayılabilir. lâsası şudur: Sınır mıntakalarında bulunan mah - kümların — karşılıklı mübadelesi, her sınır mıntakalarından uzaklaştırılması, Gümrük kaçakçılığının önüne — goç- kontrol ihdası, Meydanekberde yolcuların zümrük ir dürdüler Bir Genç,Hayata Gözünü Yummuştur Yalova, 18 (Özel) — Yalovanın D: ğıstan muhacirleriyle meskün güney köyünde bir cinayet olmuştur. Bu cinz- yetin sebebi bir kömür alış verişidir. Köy delikanlılarından Zahit ormanda | yaktığı kömürü Muhsin adlı 19 yaşın- | da bir gence satmış, Muhsin de kömür- leri evine taşımıştır. Zahit bir müddet sonra Muhsinin evine giderek: — Pazarlıkta henüz - uyuşmamıştık, ne diye kömürleri tartmadan evine ta- gıdın? demiştir. * Muhsin de: — Kızmaya lüzum yok; eğer kömür- kan! getir tartalım, yok satmaktan vaz geçtinse ben bunları senin evine taşırım. Sen de ormandan evine kadar olan nakliye r |ücretini verirsin! cevabını vermiştir. | Fakat Zahit ileri geri söylenmiye da baş göste- ren kavganın araya girenler tarafın -| dan önü alınmıştır. | Üç gün sonra Zahit, Muhsini köy dı- şındaki harmanlığa çağırmış, orada ikinci bir kavga başlamış vo kavga es- inı çekmiş ve Muh- ha çevik davrar cak Zahidin - elindel bıçağını almıştır. Bu defa da araya gi- . İrenler bir faclaya meydan ıuım.dıni iki genci ayırmışlardır. Muhsin eve dönünce büyük kardeşi ©vvelki kavga esnasında Zahit tarafın- Mehmet Aliye meseleyi anlatmış ve dan kullanılan ve büyük kardeşi Meh- hemmiyetle nazarı itibare alınması lâ- ğı teslim etmiştir. 'met Ali tarafından köy ihtiyar heyeti zimdır. Zabitten aldığı bu Mehmet Ali de Za büyük kar- İSTER Buğday fFiatları düştü, un ucuzladı. du, tesbit edilmiş olan fiata göre birinci ikinci nevi ekmeğin de on bir kuruşa & ISTER azasından Lâtife vak'ayı hikâye etmiş, Zahidin bıçağını ona vermiştir. Bu hâdiseden sonra Zahit köyden çıkıp Adapazarın- daki kardeşinin yanına gitmiştir. Bir hafta kadar Adapazarında kal- dıktan sonra geçen pazartesi günü kö- ye gelen Zahit doğruca Mehmedin kah- |vesine gidip oturmuş, bir kahve içtikten | sonra çıkıp gitmiştir. Aradan yarım sa- at geçtikten sonra tekrar kahveye gel- miş ve orada arkadaşlariyle konuşmak- İta olan Muhsini görmüş, yanına gi - dandırlar. Celbedilecek şahitlerin sayı- dip: — Sen beni tanıyor musun? diyerek koltuğunun altından çıkardığı bir bı - çağı Muhsinin sol kolu altına saplamış- tar. Kahvede bulunan Zahidin akraba - ları derhal harekete geçmişler, evvelâ idi, sonra da yaralı Muhsini evleri- ne götürmüşlerdir. Hâdiseden jandar - ma haberdar edilmiştir. Jandarma baş- çavuşu bir otomobil ile, Yalovadan kö- ye gelerek yaralı genci Yalovaya gön- dermiş, kendisi de tahkikata başlamış- tır. Vak'adan ancak beş altı saat son- ra yarası pansuman edilen Muhsin sa- baha körgi ölmüştür. Bu hâdisede, mühim bir nokta iddia edilmektedir. O da Muhsin, bir hafta azasından Lütife teslim edilen bıçakla Te T NN T F ŞY N İNAN STER I nevi ekmeğin (12), satılmakta idi. alılması lâzımdır. — olduğuna, arlık: İNAN İSTER Heyetimiz Halbuki evvelki akşam bir çok fırınlarda Belediye de bu ucuzluğa göre ekmeğe yeni bir narh koy- ekmek on bir, ikinci Şk | kilde — mühtelit bir idarenin Kamışlı ve |Nusaybin arasımda da kurulması. | Lübnan Emniyet Direktörü — Boşit, |teği üzerine Lübnan polislerine bir ma- novra yaptırmış ve manevrada Türk Türk beyeti buradan Ankaraya ha- İreket GK7 - ö YT Bulgar Hükümet Darbeci.erinin Muhakemesi Sofya, 20 (Özel) — Bulgaristanda olduğu kadar dış memleketlerinde de merakla beklenen suikast <>bekesinin muhakemesine, burada merkez hapis - hanesi yanındaki telgraf mektebinde bakılmağa başlanmıstır. | Maznunlar 27 kişidirler, Suikast ön- derlerinden eski albay Damyan Velçef, | ihtiyat general V. Zaimof ve ihtiyat | binbaşı Kiril Stançef, devleti himaye kanununun (8) inci, kalan 24 maznun da ayni kanumun (2) inci maddesine göre muhakeme edilmektedirler. Maznunların müdafaalarını yapacak olan dava vekilleri (40) kişi kadardır- lar. Bunların çoğu eski müddeiumumi- ler, profesörler olup maruf avukatlar- 'sı da (194) tür. Ş Hali firarda olan maznunlardan cs- ki polis direktörü V. Naçef ile mülâ- zim Kostakief hükümet gazetesile mu - hakemeye çağırmışlarsa da gelmemiş- | Duruşmalarda hazır bulunmak için gelen bir çok yabancı gazete mümes - silleri de burada bulunmaktadırlar. Evvelki gün ilk duruşmada muhake- me heyetine maznunların avukatları muştur. İhtiyat zabiti sıfatını haiz ol - İgibi görünmek, bir kâğıdı havale |mediği kepazelik, AĞADA D Sözün Kısası | Kırtasiy?cı ik Denilen Yüz Karası.. Ek -Ta Dünkü Cumhuriyet refikimizde, tam yıldanberidir sürünen bir aylık baği muamelesinin yüz kızarlıcı ve yürek par « çalayıcı tafsilâtı vardı: 1928 senesi tem « muzunda ölen bir askerin ailesi 6 — tarih resmen yapmış olduğu müracaati bugün, 1935 in 1936 ya devretmek üzere bulun duğu sırada hâlâ neticelendirememişti: 84 aydanberidir. sona erdiril basit muamele bizdeki muzır bi an feci bir an'anenin, bir türlü kökünden sö- külüp atılamıyan bir zihniyetin timsalidir, Her nedense bizde, memuriyet silkine gire bir adam, kendini mintarafillâh halka ( yet etmeğe memur edilmiş sanır. Onun ü dinde, eshabı mesalihe iyi muamele etrmek tenezzül, bir işi çabuk bitirmek züldür. h kırk yarmak ve daha doğrmü yüarıyal illetiz uğratıp oradan oraya süründürmek mari « fet, fazilet sayılır. Buna, dar düşünceli, mak kafalara mahsus, biraz da marazi bir haz, bir nevi sadizm karışır. İ — Ben memurum... Ve sen benim eline desin... İşte seni böyle inim inim inleti tim! Tarzında bir gösteriş yapmanın, ya pabilecek mevkide bulunmanın hazzı.., Ve bu hazzı duyanların sayısı çok olduğu içine dir ki, halkın, şikâyetlerini, tazallamlarını pek yükseklere duyuramamaları yüzün den, «erici küçük memurların istibdat salk tanatır ortalığı, pervasızca kasıp kavuruz;. Hükümet bunun önüne geçememişti Fakat ne yapıp yapıp ta geçmiş olsa, re « jimin en esaslı propagandasını yapmış, inane cı henüz zayıf olanları rejime en sağlam bağlarla bağlamış olur. 4 Bir zabitin, ölürken, yurduna emanet ete tiği sevdiklerini yedi yıl sütründürenler kür lerse, bükümetin kahredici sillesini yer göğe kadar hakketmişlerdir. ğ Bu çirkin işin iç yüzüne vükuf peyda e& den efkârı umumiye, ihmali, tekâsülü, te « rahisi ve belki de kastı meydana çıkacak olan suçluların akibetini merakla bekliyor. Kurasiyecilik, ciddi bir sosyetenin ta » hbammül edemiyeceği bir kusurdür! Utarlık : Tanrıdan Başka Gören Yok! İstanbul payesine kadar erişmiş, surata- musalli, mütteki, fakat hususi hayatında et« şlemediği haram b maz müral softanın biri, el etek öperçk, pılar aşındırarak, Edirne naipliğini elde miş, ve kâhyasile birlikte yola çıkmış. — O vakitler şimendifer, otomobil yok.. İkisi de birer ata binmişler, öyle giderler miş. İstanbuldan biraz — uzaklaştıklarında, softa, öğle ezanının okunmuş olacağını dü- tünerek, atından inip te oracıkta, çayırların üzerinde namaza durunca, Kâhya: ü — Efendi! Ne oluyorsun? demiş. B da Allahtan başka bizi gören yok, nanı boşuna gidecek!, - Merzifonda Uçak—_ çılık Tetkikatı — Merzifon, 18 (Özel) — Memleket uçak ve paraşüt mektepleri açmak i tetkikler yapan Rus — mütehassısı — il kıymetli tayyarecimiz Vecihi bir tay « yare ile buraya gelmişlerdir. 1 Mütehassıslar şehrimizdeki Merzi « fon çayırını gezmişler, burasını para şütçülüğe muvafık görmüşlerdir. Yal- miz çok şiddetli şimal rüzgürları estij miyan maznunların bazı dava vekille - , vi ise reddedilmişlerdir. Bundan sonraki , celseler halka kapalı olacaktır. öldürülmüştür. Bu noktanın tahkikat esnasında e- Cemal Dağıstaneri —| İNANMA! | nevi için ova, biraz mahzurlu görülmekte « dir. B Ankaraya Kar _Yağdı_ Ankara, 20 (Özel) — Dün sab Ankaraya hafif bir kar yağmış, şehi baştan başa beyazlara bürünmüştür. . Fakat bir iki saat sonra çıkan bir gü neş bütün karları eritmiştir. Bu surı Ankara dün sabah ıslak, ılık ve parlak Tunçeli Vilâyetine Mahsu Af Kanunu hale göre, konulan narhta isabet | INANMA! Ankara; 20 (Özci) — Wi teşkili edilecek Tunçeli' sülkyütkledanböbü Fa dair kanun dahiliye encümeni: müzakere edilmiş, ufak bazı değişik « — ——— ——— ——— ——— —M” | iklerden tonra kabul edilmiştir, b

Bu sayıdan diğer sayfalar: