10 Ocak 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

10 Ocak 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(D f — Conun cesedi k Clıhıdı Tarn Bey H Ölüm Ş. ea | Muharriri: Freeman Wille Crofet Frenç; Cinayetin Sandala Konan Ceset Tarn Bey körfezine gelince sa - — hile yaklaşıyor, demir atıyor ve mo- — — tördeki küçük sandalla Viktoru ka- — yaya çıkarıyor. Motöre avdet edip, tek başına idare etmek suretile 1s- — sız körfeze, Kırkandruz körfezine — gidiyor. Fakat buraya saat beşe we küçük sandala atlıyarak karaya — gıkıyor. Bir müddet sonra Tier Sir ile geliyor. Cesedi — sandala koyuyorlar. Tier otomobi - — Hine dönerken Malas ta sandalı mo- töre çekiyor; cesedi motörün bir — tarafına saklıyor ve son - süratle Portpatrike gidiyor. — Portpatrike gelince, sesini değiştirerek, işitile - — bilecek kimselere Viktorun da mo- — törde bulunduğu zehabinı veriyor. Cosla Tier motöre gelir gelmez ken- disi karaya çıkarak Stranraerdeki “acentasını görmeğe gidiyor ve bu suretle de Portpatrike uğramalarını haklı gösterecek bir sebep ihdas e- diyor. —. Frenç durdu ve gene arkadaşları- nın yüzüne baktı. Maklang: — Çok iyi anlatıyorsunuz Mister Frenç. Vak'a, her halde dediğiniz — gibi geçmiştir, dedi. Tierin Hareketleri Frenç, hikâyesine devam ederek: — Âlâ... Şimdi gelelim Tiere. Tierin işi kara nakliyatıdır. Tam o — sıralarda İngilterenin şimal tara - fında seyahat etmektedir. Bir de ©- -— tomobili vardır. Arkadaşlarına mü- lâki olmak için Stranraere otomo - — bille gelmesi ve otomobilini burada garaja koyması gayet tabiidir ve ., hiç kimsenin şüphesini uyandıra - maz. Tierin harekâtı oldukça basittir. Kasten iyi bir iz bırakarak Niuka - — sıldan Stranraere hareket - ediyor. — Karlaylde otele uğrayıp yemek ye- diğinin tesbit edilebilmesi için, ge- — ne kasten bazı tedib_ıt alıyor, otel müdürünün, garsonun gözüne ba « — tacak hareketlerde bulunuyor. Burada da Stranraere gideceğini — söylüyor ve otelden çıkınca da o is- tikameti tutturuyor. Fakat biraz u- — zaklaşınca yolunu değiştirerek Tarn — Bey körfezine gidiyor, motörden Viktoru alarak Kasıl Duglas istas - — yonuna, trene getiriyor ve Costan da Sir Conun cesedini alarak oto- mobile yüklüyor. Kirkandruza, © ıssız körfeze gidiyor. Malasla bera- ber ihtiyarın cesedini motöre götü - — Trüyor; otomobille Stranraere gidi- — yor ve orada tekrar Cosla buluşa « — rak Portpatrikte gene motöre ilti - hak ediyorlar.» Karterin Piposu Arkadaşları, Frencin anlattık - larını büyük bir dikkatle dinliyor - lardı. Maklang, bu hikâyenin kıszmı azamına vâkıftı. Fakat ötekiler, ye- çeyrek kalarak vâsıl olmağa itina , — ediyor. Burada tekrar demirliyor Yolcusu & - 69 — 10/1/936 Bütün Eşhasını Birer Birer Tahlil Etmişti Frenç'in bütün hareketleri üzerinde topladığı Viktor'du kadar gidiyor. Orada Tierle bulu - şarak koyu kahve venkli kadife pe- lerini giyinerek Kasıl Duglasa gi - diyor ve karanlıktan bilistifade tre- ne tırmanıyor. Trende, Cosun da yardımile Sir Conun kıyafetine gi - riyor. Belfast vapuruna bindiği za- man tamamile Sir Conun hüviyeti- ni almıştır. Zaten günün o saatle - rinde ışık pek o kadar iyi değildir. Karşılaşılacak Tehlike Sir Conu yedi sene evvel görmüş olan müstahdemin de kıyafetini de- ğiştiren Viktoru Sir Condan ayırt edemiyorlar. Buna rağmen Viktor tanınmak tehlikesine pek te fazla maruz kalmak istemiyor. Vapurda hususi bir kamara kiralayıp derhal kapanıyor ve Larna varıncıya ka - dar dışarı çıkmıyor. Larnda karşı - laşacağı tehlike o kadar büyük de- ğildir. Orada, amcâsını tanıyan, hemen hemen kimse olmadığı için müna - sebetsiz suallerle karşılaşması teh- Hikesi yoktur. Sir Con rolünü istedi- ği gibi oynar. OÖrmsby yerinde kıpırdanıyor, her halinden, bir şey söylemek is - tediği anlaşılıyordu. Nihayet da - yanamadı. Frencin sözünü keserek: — Elbiseleri ne oldu? diye sor - du. Gülhane Tıbbi Müsamereleri Gülhane seririyatının beşinci ubbi mü- sameresi geçen cuma günü yapılmıştır. Müsamerede Prof. Dr. Fuat Kâmil, Dr. SON- POSTA Sâahte Memür Bir Randevucu Aldanırken Tutuldu. Polis dün bir sahte menvur yakala- mış ve müddeiumumiliğe — vermiştir. Birinci müstantiklik tarafından tevkif edilen bu suçlunun adı Muharremdir. Polis komiserliğinden çıkarılmıstır. İddia edildiğine göre Muharrem evve- lisi gün Beyoğlunda randevucu Emi- nenin evine gitmiş: — Ben memurum. Poliste mühim bir dosyanız var. Bunu ortadan kal - dıracağım. Fakat 50 lira isterim, demiş Emine 20 lira vermeye razı olmuş, ve bir gün sonra da parayı hazırlaya- İcağını söylemiştir. Emine Muharrem- İden şüphelenmiş, polise haber vererek ılıif cürmümeşhut hazırlamıştır. Polia Muharreme verilecek paraların numa - Balkan Postaları Balkan posta, telgraf ve telefon an- laşması projesi ile Türkiye, Romanya, Yunanistan” ve Yugoslavya — posta| idareleri bir posta birliği yapacaklar, her devlet ayrıca bu husus için bir ko- mite teşkil edecektir. Bu dört devlet arasında (20) gra- ma kadar olan mektuplardan — sekiz kuruş, bundan sonrası için her mun- zam dereceye (3) kuruş, adi poslta kartlarından (3) kuruş, iadeli posta kartlarından da (3) kuruş ücret alına- caktır. Şehirlerarası Telefonları Ankara - İstanbul arasında telefon mükâlemesinin 100 kuruştan 75 ku- ruşa indirilmesi düşünülmektedir . Ankara - Kayseri, Sivas - Kayseri ve Adana - Sivas arasında yeni telefon hatları yapılacaktır. Bundan sonra da Sivas - Diyarıbekir ve Sivas - Erzurum sa ve Samsunda otomatik santral- lar da tesis edilecektir. Bir Sabıkalının Marifetleri Cavit isminde bir sabıkalı mahalle aralarında sahte çakmak taşı — satar - ken tutulmuş ve üzerinde 202 - sahte Boğazlar Komisyonunun Raporu Tophanedeki Boğazlar komisyonu 1935 senesine ait yıllık raporunu ha - HİK İkincikânın ÂYE Yazan: R. S. Çavdarlı 105 _LIYEUTSANG'IN AŞKI —2- Liyeukyang, — Çin Han im- paratorluğu ankazı üzerine Çoo Türk sülâlesinin - hükümdarlığını kuran bir hâkandır. ş Liyeutsang — ta onun kahraman ve genç kardeşidir. Bir gün, mağ- lap bir Çin generalının evinde ele geçmiş güzel bir cariyeye iki kar- deş te âşık olmuşlardır. Fakat im- paratorun talebi ile Liyeutsang bu kadını kardeşine terketmiştir. Fakat onu, kardeşinin sarayına götürürken, arabanın uğradığı bir kaza, genç kadınla genç kahra- manı kalben ve ebediyen birleştir- miştir. Ve bu hâdise, herkesten gizli kalmıştır. Genç cariye müthiş bir korku için -' de gayri ihtiyari Liyeutsangın kucağı- na atıldı. Bunların ilk aşkını kimse görmemiş ve sezmemişti. Aradan tamam on iki sene geçti. Liyeukyang kendisine zevce edin- diği bu genç cariyenin ve yeni impa- rotoriçenin yanında mes'ut günler ya- şıyordu. Bir de çocuğu olmuştu. Genç imparatoriçe, onun büyük aşkını ta- mamen tatmin ediyordu Bu arada va- tanı, büyüdükçe büyüyor, etrafa gön- derdiği ordular, zaferden zafere koşu- yor, civar Türk halkları, bütün arzu- ları ile bu yeni imparatorluğa iltihak ediyorlardı. Onun için bundan daha büyük bir saadet olabilir miydi?... Liyeutsang ta mes'uttu. Fakat ba« zan kardeşi ile karşı karşıya geldiği za» man, gayriihtiyari onun gözlerine ba- kamaz, mahçup, mütevazı gözünü ye- re indirmeğe mecbur kalır, hattâ kıza- rırdı. Şen, mes'ut Liyeukyang — fazla saadetin verdiği neş'e ile bunun farkı- na bile varmıyor, hatırından hiç bir şey geçirmiyordu. ..» Bir gün Liyeutsang, imparatoriçe ile on iki seneden beri devam eden gizli mülâkatlarından birisine gidiyor- du. Saadet kulesinin arka tarafında vücuda getirdiği gizli kapıdan her za- man kimsenin gözüne görünmeksizin girer, ve yine kimse bilmeden oradan çıkar'.. Senelerden beri devam eden bu aşkı hiç kimseye sezdirmezdi. O gün nasılsa beklenmeyen ve bi- |zırlamağa başlamıştır. Raporda, bir. linmeyen bir hâdise oldu. Sarayın Çin- sene içinde Çanakkale ve Karadeniz li esirlerinden biri, garip bir tesadüf |boğazlarından geçen harp gemileri, eseri olarak orada bulunmuş, ve bu İmemnu mıntakalar ve denizlerimi - gizli kapıdan Liycutsang — içeriye İze ait nizamlar bildirilmektedir, İgirdiğini görmüştü. Bu girilen — gizli Rapor üç dört aya kadar tamamla - kapı açılır, fakat arkadan kapatılmaz- İnarak Uluslar Kurumuna gönderile - bilecektir. | Ceza Göran | hisar Ve Gümrük Nemurları Gümrük ve İnhisarlar Bakanlığın -| da son üç ay zarfında 7 direktörle| dı. Çinli bunu bir fırsat addederek Liyeukyang'a koşmuş, — vak'ayı ol- duğu gibi anlatmıştı. Liyeukyang söylenen sözlere inan- mak istemiyordu. Onun için onun ka- rısı, imparatoriçe bir melek kadar saf Cevdet, Nevzat, Hamdi, Emin Bülent, Sa-( 1096 memurun yerleri W:ve temizdi. Ve sonra bunu kardeşi bit, Cezmi tarafından muhtelif tbbi vak'a- lar gösterilmiş, münakaşalar yapılmıştır. Halkevinde Koro ve Solfej Dersleri Beyoğlu Halkevinden: Evimizde Sol - fej ve Koro dersleri açılmıştır. Ders almak istiyenlerin her gün saat 9-21 e kadar evi- miz direktörlüğüne gelmeleri. Parasız Fransızca Dersler Cumuriyet Halk Partisi Alemdar ka « mun kurağında uzman bir Türk öğretmen tarafından 16/1/1936 dan itibaren haf - tada bir gün (perşembe günleri saat 17 den 18 e kadar) dile vukufu olanlara pa- | O p Anında sivillerin durması | ni işitiyorlar ve bu itibarla da da -|"**z dera verilecektir. ha büyük bir heyecanla dinliyorlar- dı. Karterin piposu sönmüştü bile... Frenç hikâyesine devam ederek dedi ki: İsteklilerin akşamları saat 17 den sonra yazılmak üzere Divanyolundaki — kamun kurağında ” sekretetliğe 'baş Vüzmaları. Erenköyünde Fransızca Dersler C. H. P. Erenköy kamunu Sahrayice - — Şimdi de Viktora gelelim. O-| dit ocağı başkanlığından: nun harekâtı asıl trenden çıktıktan sonra ehemmiyet kesbediyor. Fakat — İşi yarım bırakmamak — için onun — harekâtını da Barodan itibaren ta- kip etmek istiyorum. Ocağımızda açılacak — olan yabancı dil derslerine devam etmek üzere adlarını yazdıran isteklilerden Fransızca dili öğre- necek olanların V1 ikincikânun 1936 pa - zar gününden itibaren her hafta pazar günleri saat 15 ile 17 arasında verilecek Viktor, Malasla beraber Baroya | derslerde bulunmaları ehemmiyetle bil - A SĞ ee İdizilir. — ılS memura tevbih, bir memura maaş (kat'ı, bir memura işten el çektirme, |17 memura vekâlet emrine alınma ce- !ıuı verilmiştir. Bu müddet zarfında (10 memur ihraç edilmiş, 3 memur ıIııkkmıln da lüzumu muhakeme kara- rı verilmiştir. Tramvay Sahanlıkları Ve Pasolular 'Tramvayların önündeki sahanlıkta, yasak edilmişti. Belediye pasolularm tramvayın ön sahanlığında durabilece- Sağlık Müzesini Gezenler Divanyolundaki sağlık müzesini gezen- lerin sayısı ayda (10- 12) bin kişiyi bul- maktadır. T Kiralık Fırın Pendiktei slmtçi veya börek- İrına getirmiyordu. Vakayı Liyeutsang yapacağını hiç te hatı- kendisine ihbar eden Çinlinin deli gibi yakasın- 'dan yakaladı: — Söyle, diyor; bunun bir - iftira olduğunu anlarsam.... Çinli yeminle tekit ediyor, yaka- lanmalarımın tam zamanı — olduğunu tekrar ediyordu, Liyeukyang'ta yürümek — kuvveti bile kalmamıştı. Zorla Çinlinin arka- sına takıldı. Gizli kapının önüne gel- di. Kapı açıktı. İçeriye girdi. Yukarıya açtı.... Ahi.. Bu odal.. Liyeukyang — gördüğü manzaranın dehşet içinde kaldı. Gözlerine inan- mak istemiyor, uğuşturuyor'l.. Fa- kat.. Hakikat!. Çılgın gibi iki âşıkın üzerine atıldı. Zavallı âşıklar o kadar mest ve bey- çiliğe gayet müsait kârgir fırın gayet ucuzdur. Mahalline müra- e caat, (S41 ) huş idiler ki hâkanın odaya girdiğini iymamışlardı bile. Hâkan boğuk bir sesle: — Sefiller! diye bağırdı. Onun bu Çin ruznâmelerinden iktibas: ıbağırması önünde Liyeutsang - sürat! yataktan fırladı. Artık her şey bitmi jher şey kırılmış, her şey — meydan içıkmıştı. Onun için ölmek, kardeşii *eliyle ölmek daha evlâ idi. | Fakat Liycukyang, çektiği silâhı; kardeşine değil, karısına hücuma b ladı. Liyeutsang deli “gibi oldu. —O sevdiği bu kadının ölümüne bir tü muvafakat edemezdi. Onu müdafi etmek, onu öldürtmemek lâzımdı. tenmeden ,arzu edilmeden iki ka arasında kanlı bir düello başladı. Kapının arkasından bütün vaka; |seyreden Çinli, aşağı fırladı, ve b kuvvetiyle bağırmağa başladı: — Yetişin hâkanı öldürüyorlar!.. | — Askerler kumandanlar, bütün bif (saray halkı koşuştu. Odadan — içeriy .girdikleri zaman, Liycukyang'ı yerd 'kanlar içinde yatar buldular. Liyeut * sang başı ucunda ağlıyordu. Ve gf ren bu kalabalığa hitaben: — Katil benim, beni - tutun; Vatanın büyük fedakâr nurı bu feci manzarasını görmekten çıldı mış olan halk, birdenbire Liyeut sang'ın üzerine atıldı. — Bu / kahra man muharip hiç bir müdafaada bü lunmuyor, sıkı sıkı tutulan n bağlanmasına muvafakat ediyordu. Bu sırada Liyeukyang. hareket & der gibi oldu. Biraz doğruldu ve: — Onu bırakınız; benden -80 vatana hâkan ondan daha büyüğüni bulamazainız. Ben hâkanınız sifatıyli emrediyorum. — Liyecutsang vatan imparatorudur. İmparatoriçe de cesi olsun!.. Büyük kahraman bu sözleri söyle dikten sonra, son defa dikkatle Liye: sang'a: bakti vo'son ” söz-olmak ni re şunları ilâve etti: — Günahkâr benim, - bıraktığın vatanı daha büyük yapl... Karını me ut etl.... Beyhuş düştü. Bir kahramana yık vaziyette yavaş yavaş gözlerini pattı. Bütün büyüklüklerini t tarihin sayfalarına terk ile öldü. Askerler Liyeutsang'ı serbest bi rakmışlar ve şimdi ona bir imparato gibi hürmete başlamışlardı. Liyeutsnag, — Liyecukyang'ın lüsüne bir defa daha baktı. Ve deli gibi dışarıya fırladı. Kardeşi düello ettiği zaman kaçan imparatori Şeyi örelküiğe koyukda. Kulaniz bülü odalarını geziyor, soruyor, soruşturu” yor, bulamıyor, kimseden müspet b cevap alamıyordu. Nihayet, en üst kattaki o1 orada Liyeuk vasıl olduğu zaman, yangın on bir yaşındaki oğlun! gördü. — Ânan nerededi Diye sordu. Genç çocuk gülümsedi. Ve eli bir kapıyı göstererek: — Orada, dedi; sizi bekliyor!.. Liyeutsang — deli gibi içeriye gird Kendisi de gördüğü manzaradan ko tu. İmparatoriçe yerde al kanlar çip de biruh yatıyordu. Gayriihtiyart sof mak ve anlamak için — geriye döndi Karşısında bu küçük çocuktan b hiç kimse yoktu. Onun - koll şiddetle yakaladı: — Söyle, dedi; ananı kim vurdu! Çocuk zorlukla Liyeutsang'ın ları arasından kendisini kurtarab Eçıkuhnmnönüncgeknilkhpıyıvemu'ml ip gibi söğek lıkla: — Ben vurdum!.. Liyeutsang deli gibi oldu. Yum ları ile çocuğu ezmek istiyordu. Eli kaldırdı vuracağı vakit, ayni 80 kanlılığını muhafaza eden çocuk: — Neye kızıyorsun!. dedi. Sen bab mı, ben de maşukanı öldürdüm. BW da kızılacak ne var. —SON- muv « we A N M . —- yoö . —- -

Bu sayıdan diğer sayfalar: