11 Ocak 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

11 Ocak 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AAA NL A DÜNYA atbuatında #İngilterede ÜRenkli Şose #Denemesi apılıyor ! Öromebil Ra < İrsilterenin - Shefficld zolarına karşı |'Sbri belediyesi oto - tedbirler — |Pobil — kazalarından - İyüzde yetmiş beşinin seleri ve bilhassa karanlık goseler üze- hlikenin önüne nasıl geçilebileceğini dü- bmüş, gimdiki halde yaptığı deneme şo- sin geceleri en aydınlık bir şekilde gö- meleri ile muhtelif renklare boyan - arıdır. Bu maksatla beş kilometrelik ir şese (800) zer metrelik kısımlara ay- ak muhtelif renklere boyanmıştır. Bu sneme neticesinde şose pembe renkte ilduğu takdirde küçük Bbir fener ışığı ile dınlık görüneceği kanaatine varılmış - - Fenni şekilde ölçücü nletler ile ince - derinleştirilecektir. * Kukarç olmr ” girsiliz dış işleri baka- ya başlıyan bir |" Mister Edenin zev- kadı İcesi Misis Eden İngi - liz kadınlarında ger- en güzel oldukları takdirde eş bul - le%em Varan inceliğe, zarafete, ve fövri bir zekâm, derin bir kültürü vardır. pcası ile edebiyat ve sanat eserleri üze- nde mübabaselerde bulunmayı pek ue - Fakat anlaşılan bundan sonra ke - 1 ile bu derin mübahaselere pek te va- bulamıyacağını anlamış olmalı ki ga iler4 şunu söylemiştir: — Eden gerçekten iyi bir köcadır, fa- maalesef şimdi bir metres edindi, işit. in ki bu metresin evine adış işleri bakan. » diyorlarmış. Çinde Bir Haftada 400 Kişi- Asıldı — Pekin, 10 (ALA.) — Bu halta i- çinde 400 kişi idam edilmiştir ve önü- müzdeki hafta daha fazla adam asıla- caktır. Bunlar yalnız canilerden mü- rekkep değil aralarında ihtilâlciler de wardır. Japonların Tazylkı Tiyençin, 10 (A.A.) — Jüponya: nn yeniden ileri sürdüğü talepler dola- Yasıyla Japon ordusunun yakında Ku: zey Çin muhtar idaresi Üzerinde yeni- den bir tazyik yapması ihtimali vardır. KERVAN — 21 Birinci kaptan bu neş'eli kafilenin 'mi serinletmek için sürahiler do- u portakal şerbeti yolladı. h k y Fakat akşam üzeri İzmir körfezine G İgirerken vapurun zengin yolcusu A- : analı bir karikatür dayanamadı: a — Haydi çocuklar, dedi. Bu akşam emekte bendesiniz. Şimdi geminin ihçı başısına haber yolladım, Büfe de #mrinizde, isteyen bira içsin, isteyen Bu müjde yirmi beş otuz kişilik bi- finci mevki yolcularını artık tam ma- âsiyle kaynaştırmıştı. O kadarf ki vapur uzaktan ışıkları yıldız kümesi gibi görünen İzmir manına demir attığı zaman etrafıni dan sandalcılar gemide bir düğün ol- ğuna hükmettiler. Ve bu neş'e, bu glence, sırf biribirine uygun dört enç kızın candan duydukları — sami- iyetten doğmuştu. * ** Lisedeyken dinleye dinleye İıayı-ı garip bir âlem gibi yer eden İs - nbul (Gülten) in pek boşuna gitti. vapur Adaları geçerken İstanbul pir firnre eti Ribi gü rlerini almıştı. ÖRDÜKLERİMİZ | R ıı.fmlmfm - AEpaı Gi Bürhan Cahit — ülmekten, söylemekten kuruyan du-| e #ünde vukua geldiğini görmüş, ve binler- | Milletler Cemiyeti paktının 19 uncu maddesine tevfi- kilometrelik şoseleri elektrik fenerleri kan tekrar gözden geçirilmesi maksadiyle bir «Sulh aydınlatmanın imkânı olmayınca bu konferansı» toplanması lâzım gelmekte olduğu mü-|rallığı eski İngiliz - Japon ittifaklarının yenileştiril- taleasında bulunmaktadırlar. Bu konferansın gayesi, Almanya ile İtelyanın ge-|bütün toplantılarında bu meseleden bahsedilmiştir. rek araziye ve müstemlekelere ait ve gerek ekonomik mütalebatını teskin etmektir. Bu meseleden bahseden havas İngiliz kabinesinin meseleyi tetkike âmade olmakla |teessüs eder etmez— İngiltere, Japonyanın Çin'deki beraber bu kabil mütalebatı nazarı itibara almağa |ekonomik üstünlüğünü tanıyacaktır, Macaristanda Faşist Rejimi Mi Kuruluyor ? Peşte, 10 (A.A.) — Başbakan Gömböş valilerin idari mıntakaları- nın parti başkanlığını ve milli birli- ği temin etmelerinin vazifeleri ica- bından olduğunu söylemiştir. Bu beyanattan anlaşılıyor ki, Gömböş rejimi Faşist şeklinde bir “|devletçiliğe doğru gitmektedir. Diğer taraftan Macar ajansı sözlerden Faşist rejiminin çıkarıl- ması düşüncelerini reddetmektedir. Amerikada Çiftçiye Yardım İşi Uzüyor Vaşington, 10 (A.A.) — Demok- rat Bankhid dün senatoda, temyiz mahkemesinin çiftçi kanumu - aleye hindeki kararını şiddetle tenkit et- miş ve demiştir ki: Hükümetin çiftçilere yardım için başka vasıtası vardır. O da tedavül. deki banknotu hazinede mevcut al- niden çıkarılacak banknotlarla art- tırmaktır. Cumur başkanı bu selâhi- yetini kullanmalıdır. YÜRÜYOR 11 -1- 986 Genç kız heyecan içindeydi. Seyahatinin bu ilk durum yeri o - nun başını döndürmüştü. : İlk akşam Fahire onu evine götür- idü. Bir iki gün dinleneceklerdi. Fahi- re annesi ve daha ilk mektebe giden |küçük kardeşiyle beraber Cağaloğlu tarafında bir evin yalnız bir katında oturuyordu. Gülten İstanbuldaki — bu | ilk geceyi orada geçirdi. Fahirenin an- nesi sakin, gözleri sevgi dolu bir ka- dıncağızdı. Kocasından kalan bir par- ça aylığa kızının yolladığını da kata- rak geçiniyor, küçük kızı Sumeri ©- |kutmağa çalışıyordu. Gülten bu sıcak aile yuvasında yol gunluğunun tesiriyle rahat bir ge- ce geçirdi. Gözlerini açtığı zaman kendini bir başka âlemde sandı. Ev caddeye yakındı, otomobil gü- rültüleri, satıcı sesleri, ayak patırdıla- rı onu şaşırttı. Korktu. Sanra kendini topladı. :yoı' | yatakta uykusunu alamamış gibi yor- |gun yatıyordu. Onu uyandırmâmak için gürülrü|gele yetişebilmişti. Daha ziyade tesa- İA p — ö isti in: di 'bu sözler derin bir iz rafına serpilmiş pırlantalar etmemeğe çalışarak kalkti. — Pencere- | düfler ona dost olmuştu. Yokıı El- |gün istirahat edin. diye çıkışıyordu. bu ıdıılıı. |malıda, bütün köy kızları gibi görgü - |vin yanına oturdu. HARİCİ TELGRAFLAR Muahedeler T: ekrar Gözden Geçirilecek Mi? - İngilizler, Bir Sulh Konferansının Toplanmasını İleriSürüyorlar Eski Japon - İngiliz İttifakı Da Yenileştirilecekmiş. Londra, 10 (A.A.) — Nüfuzlu bir çok mahfeller,| mütemayil olup olmadığının şimdiden kestirilemiye- İngiltere hükümetinin mevcut muahedenamelerin, | ceğini beyan etmektedir. tın ve gümüş karşılık tutularak ye- küşat resmini yapmıştır. Mektep, ve ezcümle ;” SON POSTA Bi Sayfa 5 v C ADÜN BU GÜN Kuruntularda Tenasüh! Ruhların kalıptan kalıba geçtiğini söylür yenler ve bu söylenişe inananlar çok. Me- ker kuruntularda da tenasühe benzer bir kalıp değiştirme elurmuş. Bunu bizim Son Posta yazı odasına gelip. karnına yılan kaçtığını söyliyen çoban Mustafayı görün- ce anladım. Niçin mi diyeceksiniz?. Çün- kü Mustafa, karnı yılanlı adile anılıp uzun yıllar Yıldız. sarayını, Babiâliyi, — vükelâ konaklarını karmmdaki — yılan hikâyesile güldüren rahmetli İzzet Beyin mütenasih bir nüshasıdır da ondan!.. Babilâli kalemlerinde İzzeti Mari diye adlanan İzzet Bey on dokuzuncu asır Tür- kiyesinin ; çatilmaş; İalamı; salilplanindendi; Ağdalı osmanlıcanın e© güzelini, en mü « kemmelini yazardı. Ziya Paşa, Kemal Bey, Ametçi Kenan Bey gibi yüksek yazıcılay da onun Veysi ve Nergis ayarında bir münşi” olduğunu töslim ederlerdi. Ba gike dendir ki Mithat Paşa kendisini mektup-« çulukla Tuna vilâyetine götürmüş ve ida- Te mesleğinde yetiştirmek. istemişti. Fakat İzzet Bey, karnına bir yılan kaçtı- Şina ve onun midesinde bir yuva kurup ço luk çocuk yetiştirdiğine inanırdı. Arasıra bu ailenin kucak kucağa gelip danen baş: ladıklarını aöyler ve © sırada çılgına dâ « nüp ne yaptığını bilmezleşirdi. Tuna ve Halep mektupçuluklarından bu sebeple a- tıldı, gene bu sebeple vaktinden önce te- kaüt edildi. Ben onu deksan yaşını geçmiş olduğu bir srada gördüm, 'yılanlarını — uyutmak için güzel ve körpe yahudi kızlarına hstık dağıtıyordu ve onlardan ufak tefek buüse. ler topluyordu. Ayni kuruntuyu taşıyan Mustafaya da İzzet gibi davranmasını ve güzellerin cil- veleri arasında yılanını uyu. aasını söyle- mek iatedim, Lükin zavallı çobanm gü - zellere dağıtacak fıstik şöyle dursun, ağ « zına koyacak ekmek kıntısını bile güç bus Paris, 10 (A.A.) — Laval Fran-!lacak bir durumda bulunduğunu görerek sanın'Romersefiri Kont'dü - Chime-| fkdinden. ceydim; Şu Tadar ki-onim gih- sında karnı yılanlı İzzet Beyi görmekten da OA GİREY İN ADAĞ B N | Demek tularda da tenasüh varl.. te olan siyasaya olan güvenlerini Z M.T. bildirmek üzere gelmiş olan «Fran: ——— M T Tan sa - İtalyan sabık muharipleri birli-| Sovyet Rusyada İki Idam ği şeflerini kabul etmişti Moskova, 10 (A.A.) — Mahkeme eee B ÜRZ L iki sene zarfında seyahatlerde, sa- tuk söylemiş natoryomlarda bir milyon rubleden | le deı_ııi;tir: |fazla paranın altından girip üstün- yirmi iki binadan müteşekkil olup — «Almanyanın azameti, ordusu-|den çıkmış olan bir kürk tröstünün on dört hektar bir sahayı kapla- nun temsil etmekte olduğu askeri direktör muavini ile muhasebecisi- maktadır. Fon Fritsch, mektep ta- faziletlere istinat eder.» ni idama mahküm etmiştir. Eski Japon - ingiliz Ittifakı Paris, 10 (A.A.) — Bir habere göre İngiliz ami- mesi arzusunda bulunmaktadır. Esasen — amirallığın Amirallık, Japonyaya yeni bir muahedenams tek-/ lif etmek tasavvurundadır. Bu muahede mucibince | ajansı muhabiri, | —Çin ile Mançuko arasında diplemasi münasebetleri Ayni Mixtarda — Deniz Kuvvetleri ingilizler Japonların Tek- lifine Muvaffakat Ediyorlar Londra, 10 (A.-A.) — Japon ve İngiliz deniz heyeti murahhasaları arasında yapılan hususi bir müza- kerede Japonlar, bütün devletlerin ayni miktarda deniz kuvvetine ma-| lik olmaları hakkındaki Japon tek. | lifinin tekrar ele alınmasını - ileri| sürmüşlerdir. İngilizler buna mu- vafakat etmişlerdir. Diğer — heyeti murahhasalar nezdinde de bu bapta istimzaçta bulunulacaktır. Almau)rd;u arbiye Mek- -. tebi Daha Laval'ın Görüşmeleri Son manevralarda Hitler'e izahat verilirken Potsdam, 10 (A.A.) — Ordu baş kumandanı general Fon Fritsch, l’ı)-W tadamda yeni harbiye mektebinin lebesine hital ben bir nu! Xi ü - ' ——— — Şimdi içinde tatlı bir sevinç vardı. süz, bilgisiz kalacak ve yine bir köy'gün kültür direktörlüğüne gitmeleri lâ- İstanbul, İstanbul diye adı bütün delikanlısının hayatıma karışıp " gide-| zımdı. kasabalının ağzında bir masal gibi ge- cekti. Gülten pek çabuk ısındığı bu sa- zen büyük şehrin artik içindeydi. Orada kadınlar hep dağlarda, tarla-|mimi aile köşesinde yıllarca bilmiye- Fahirenin annesi kapıdan başını u- 'larda rençber gibi çalışırlardı. Ne ga-|rek şuurunun — altındaki — duygularla zatmış ona işaret ediyordu: |ripti ki Elmalıdan çıktı çıkalı bir kere ' hasretini çektiği sevgiyi bulmuştu. A- — Gel kızım. Bekleme onu. Çayı- olsun oraları şöyle candan özlememiş-'na kız biribirine ne kadar bağlanmış- nı iç! |ti. Lise hayatı kat kat açılan bir ipekli Ne tatlı konuşuyordu, bu. kadin. | ve çiçekli kumaş gibi genişledikçe ona Ayaklarının ucuna basarak çıktı. “daha cazibeli görünüyordu. Fakat ar- lardı. Fahire annesi için kardeşi için çalışıyor, annesi de hem kız hem &- kek evlâdım diye ona dört elle sarılı- Fahire daha kalkmamıştı. Karşıki süzlük hayatını düşünüyordu. İhtiyar kadın yuvarlak bir. masa- kadaşları gibi hayaller, erişilmesi güç 'nın üstünü bir çok yiyeceklerle donat- emeller beslemiş değildi. Kürekaiz, ' mıştı. Gülten yüzünü yıkadı, geldi |dümensiz bir kayık gibi kendini haya- |Fahirenin annesi hazırladığı çayı eli-'tın dalgalarına bırakmıştı. Yalnız ©- nül dolusu sevgi ile kimseyi seveme- İne tutuşturdu: |kumak, öğrenmek için heyecan duyu- mişti. Fakat şimdi artık anlıyordu, i- — İç kızım. İç evlâdım. Ne istefsen yordu. Daha lisenin beşinci sınıfına nanıyordu, o kimsenin kızı değil, mil- ye, reçel, peynir, bak bu reçelleri hep yazılırken kaymakam beyin hanımına letin kızıydı. Ona kucağını açan ve e- kendim yaptım. Analık işte. Fahirem verdiği sözü unutmamıştı. linden tutüp yürümesine yardım eden gelinceye kadar tadına bile bakma-| — Nazik kadın ona: milletti. Dahâ Antalyada kültür direk- dim. Her sabah küçüğün kahvaltısını| — Bu mektebi bitireceksin Gülten. törü onun harcırahını verirken başını |hazırlarım. Yer, içer, mektebine mder.'dunııu Ne kadar çok şey öğnninm'm;’_ okşamış ve: Teserae mürek. el Bida hi maskla ee | DA DS Tp ARCR ea ge ülten neler işil b söz ikisi * se: Bu ne sevgi, ne şefkatti, |lâ kulaklarında idi, î;uîayî:ınğuîîkmî;:m parası | O, böyle kendini özleyen, ciğerine | — Ne ince, ne kadat nazik bir kadın- F İ B ödekde'l basan bir ananın sıcaklığını duyma- dı o, ıdarı 'î::_ uîiuhmk a ılu'lnıl: mıştı. En yakınları ona yabancılardan — Gülten çayını bitirmişti ki Fahire ©" LA kleşi uruııııünq daha uzaktı. Fakat bir genç için, hele gözleri hâlâ uykuya kanamamış, oda- tihda kavrulan Türk köylüsünün yok- bir kız için böyle bir aile havası ana, sından çıktı. Annesi: « suzluk 'ç'“_de dişini "hf" Türk esna- baba ateşi ne büyük ihtiyaçtı. | — Uyandırmağa kıyamadım. Bak , fının emeği ve alın teri ile W Yudum yudum çayını içerken hep-|hanım kızım senden evvel kalktı, di- tır. Onlar bu parayı seve söve verdi- — Elmalıda ve Antalyada geçirdiği ök-*yu,du_ ler. Buna karşı senden yurduna bilgi Şimdi hep beraber bugünkü proğ- Bgetirmeni bekliyorlar. Bunu bir Za- O biribirini tutmaz yarı akraba, İyamı hazırlıyorlardı. Fahirenin —anne- m"'D:"nF“_'“' abancı elleriyle kör topal, rast- / siz BÜ A ela — Daha dinlenmediniz. -Bir - kaç) . “Onun sevgiye susamış yüreğinde bırakmıştı. (Arkası var) yordu. Gülten böyle bir sevgi - tatmamıştı. Annem, babam diye o içten gelen gö - Fakat vakitleri yoktu. Hemen ©oj Ğ B , ÇAS D a 3 ASA GÜYÜ GÇ

Bu sayıdan diğer sayfalar: