28 Ocak 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

28 Ocak 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: Gerhart Ellert — 75 — Yağmurlar Kâfi Gelmiyor Mu? — «Anlat!» de - » yavaş, çok yavaş giden yürü- | d;, Yüşten dolayı kralda hâsıl olan asa -| —— «Büyük kral biyet birden hiddete münkalip oldu. Bu Sarmot beyini gebertmeli, akan kanını “seyretmeli, Ben daha yaşıyo -İl"m” taşımakta hak- Tum; Ellak'tan ona ne? Ellak'ın Ro .>lıyım. Ben - Arela - Ma devletini mağlüp edebileceğini mi tede idim, Oradaki Zünnediyor? Ellak Roma baş kuman- kumandan Ferrco - arkamdaki ünifor - ni Aetiüs'le karşı karşıya gelebilir lüs taralından aske - Wmahın tamamiyle değilae bile kıs| — Aman, dedim, bayım, ne diyoik xıı_ Bunu yalnız ben yapabilirim, ben, ' ye kaydedildim. Ben men kurtarabilirdi. Çünkü orada ba -| sunuz.. Bu saatin sade altını kırk lirâ “"f!l!. Ellak iyi harp edebilir, fakat a ğbim b a na, mümkün mertebe insaflıca kıya -| tutar! M tünmeğe muktedir değildir. İi bi İcak bir dostum vari. Maamafih, aldı -| O, soğukkanlılıkla güldü ve ıoıâ / Attilâ iki eliyle çadırın püskülleri- ge eden ğin yüzüğü bir kere ona gösteririz. du: Di yakalayarak kopardı. Yağmur dam-| İ&T arasında bulunu- e— Büyük kral, arkamdaki üniformayı Eğer büyük bir ihtikârla karşılaşırsak | — Burası Kapalıçarşı değil mi?. 1 su tozları halinde üzerine düştü, | Yorum. " taşımakta haklıyım!.» bir çare düşünürüz. — Eveti N j fer taneleri gibi alnımna oturdu. Attilâ buna ehemmiyet vermiyerek - çadırın tavan perdesini yırtarak çekti ve çadır Tini sarstı. Nihayet dedi ki: — «Yağmaya bugün başlamak mı? inden mi? — Hayır. Adamlarımız Yorgun. Bu gece uyusunlar.» — «Şayet yarın sabah yağma için kendilerine vakit kalacağını haber ve- Tirsen uyuyabilecekler, Tanyü..» .— «Beyinleri sulanmış - herifler!. orgunsalar uyusunlar. Yağma — et- Meki.. Yaptığınız yağmalar kâfi gel- Miyor mu?» Kondaks Ve Ellak Kral gözlerini birdenbire bir nok- taya dikti, sokaktan yukarı doğru gel- Mekte olan bir adama bakıp kaldı. — «Nihayet Odoksiyüs geliyort» Fakat gelen hakikaten Odoksiyüs Miydi? Evat, ta kendisi, Romalı ünifor , Tasını giymişti. Budala herif, arkası- | ı na Romalı üniforması giymekle Ro- w — «Hele şuna da bak!.» ha salıverdi. Vizigotların Postacısı vap verdi: bir haber değil midir..» — «Arelotede asker yok mu?» — «Hemen yok gibi bir şey.» bir postacı gelmedi mi? rusu beklemek istiyorlar.» yor?» SRE Si oladağıki Hölyak? de öyle bir şayia var.» Ellak henüz karşısında duruyordu; Kandaks ta. Bu herifler kendisinden e istiyorlardı? Evet, yağma izini isti- mi?» lerin ifadelerine bakılırsa senato * — «Kandaks ve Filak, bu gece or-| ' dugâhtan tek bir adam ayrılırsa bunn, yatınızla ödeyeceksiniz!.» dedi. Attilânm sesindeki katiyetin o dar müthiş ,o kadar tehlikeli bir manası Vardı ki, Kandoks ve Ellak, fena halde - $orktular ve tüyleri ürpermiş bir halde Sadırdan çıkıp gittiler. Bu aralık Ödoksiyüa yaklaştı. Kral M gayet betaatle konuştuğu lâ - fincesi sayesinde sabırsızlık alâimini Sizlemeğe muvaffak olarak kısık bir scsle: tar değilmiş.» v Senin bana vadettiğin aerseriler?» re Liger civarında toplanıyorlar.» da Ligerde bulunuyor.» Yavaş Yavaş İlerliyeceğiz da ahmak bir adammışsın» dedi. Attilânın Kahkahası Attilânın bükük parmağı — seri bir! yaptı, karşısındakinin ünifor- :—_lını dokunacak gibi oldu. Fakat e- 'Ni sürmedi- de yavaş yavaş Hakim Ödoksiyüs kral Attilânın, [,;,:;din]eıııin. Üç haftaya na açılacaktır.»” Attilâ tekrar: ların yardımına koşmuyorsa acele Vip edeceğine emin olan bir insan tav- Ödoksiyüs, senden memnunum,» gülümsedi. Fakat Attilâ onun için Yüzüne bağırdı: TMu edeceğini zannediyorsun? Senin — — «Demek ki Ferreolüs Romalı tasavvur edilebilir mi ki şmiyor?» Z #eni gördüğü zaman bir Romalı asker — Casus cevap verdi: 'netsin » ( Uğuşturarak ce vap verdi: tö"! zanneder, Bu zamanlar böyle gâha yâsıl olacakmış.» Zanna müsaittir.» Bugün, Ya Y HH, hakimde gördüğü cesaretin KER AA istihza olamıyacağını düşündü, o - Dun her halde mühim bir şey haber bire | ve; TÜRRLER ö ROMA KAPI İ.ARİNt K 28/1/936 Kral Gözlerini Bir Noktaya Dikmişti... Bu; Bir Adamdı.. Attilâ bunu söyliyerek bir kahka-' rile Ödoksiyüsün omuzlarını Hakim omuzlarını kaldırarak ce - — «Ben kuvvetli dağilim. Hem de nakerlik mesleğile alâkam yok. Fakat sun?2» kral Attilâl.. Kumandan chu!ıııüııl asker toplarken benden daha iyilerini yanında asker bulunmadığından zan - bulamadığını sana haber vermek - iyi nettim ki...» — «Tolozadaki Vizigotlardan hiç ,dim için mi harbediyorum? Hünler — «Onlar bitaraf kalmak, daha doğ- karşı harbediyorum! Aetiüse — karşı, — «Arelotede böyle mi söyleni -'istemedi. Romalılığın azametine ka -| -. — «Kumandana mensup mhıh'l—ıh beraber harbetmeğe tercih ettil. — #«Romaya yardım etmiyecek — GEtmesi muhtemel değil. Zabit- y y e Ti bağırdığından Ödok -| ; K B n ; mec-| . — Bi » Yorlardı. Attilâ onlara dönerek : Vai İeslyadam Bak Çokilmanda tarati siyüs fena halde ürktü. Kral sözüne — «Pekâlâ, pekâlâ, Ya Bagodlar? || olarak — yarattığını düşünmek mîs“_ eli bul Yüzüğük eşinl — aOnlar, sana iltihak etmek üze- ler, o azametli, o mağrur Romalı ile — «O halde Bagodlar Sangibanın kumandası altıma girsinler. Sangiban el , Ben harbederim, düşün - — «Tanyü, ben yolda, buradan a x - K 5 Attilâ bu suretle bağırıp çağırırken KAT ASN |ketkanındar tafen heki ae gö | Ve Botaçorn, n n a Gibi Ş — — «Ben senin rezil bir adam oldu- ben sana getiriyorum. Sangiban en - ei 3Saltari M SRe tü Sidoğ balde #ünu zannederdim. Fakat ayni zaman- dişeye düşmemeği bildiriyor. Sen yak- laşır yaklaşmaz Orlcanın kapıları sa - K için hi — «Pekâlâ, dedi. Şayet Aetiüs on—*ml:;;':ç: Ça araklışnak Ütedi. memize lüzum yok, pek&lâ, Biz o hal ilerliyeceğiz. Ordu| —— kadar (#ünü: #onunda o üniformayı giymesini tas - Orlean'a vâsıl olursak, tamamdır. |Y S kilâ sözüne devam etti: Garaeminda. pi YA HT 3 D şünmekl» Evet, ben de dü-| yüzüğü almaktan vaz geçtiği söyledim. m::ı ğler " Böztün ' * BARAİ yorum. Fakat senin işime yara - Ve muhataplarım, bir kaç saat önce mahfaz ve gazetemize aittir. Attilâ bunu söylemekle beraber dü- sediğini derhal anlıyarak hid -ıvünccye daldı. Ondan sonra parmakla- rile gümüş bir tavanın sapile oynadı — «Arkandaki elbise ile casusluk ve şüpheli bir tavırla tekrar sordu: L H'hw“'k burgacık vücudunu gören mandan Aetiüsten hiç yardım bekle - — dşittiğime göre İtalyadaki kuv- | Hakim uzun, kemikli parmaklarını vetler yerlerinden — ayrılamıyacakmış. | Aetitis gelecek haftalar zarfında yal- | — #Neden zannetmesin? Her hal- ,7 başına Arelatedeki umumi karar -| Attilânın parmakları, sanki birden- donmuş l:?:k durdu: :&n. girkin Vermek ü iği - bir vaziyet a açıldı. Ayağa kal - üzere geldiğine kanaat getir Vi b süRüş "gi Seledi D A Halkı _B_u .Eınaftaı_ı—Koıîurıııahd'ırA . Çünkü, Ortada Bariz Bir. “Tavcılık,, Var... ; a i (Baş tarafı I inci yüzde) dim! diyerek zeytinyağ gibi suyun üü $ , 4 B:ğmı:umdımıı oldukça ga-|tüne çıkacağım! 4 rip hikâyesini okursanız, çarşıda dön- ' dürülen dalâ oı x Ğ idini d_n. Çayımı, 15 lira kazanmanın ke_vli!ıî-j ha öğrenmiş, ve aldanmamaya bir neb-|'* Yüdumlarken, ona çarşıya — seyyali ze daha olacaksınız! getirilmediğinden şikâyet olunduğunu — N Lm'h_'* söyledim: Ve bu husustaki düşüncelei e| ” rini öğrenmek istedim: ” Yolda giderken benden, sabalı yap- SO T arkadaş: yah gelmişti. Üzeri mineli, turalı ak : — Yazık, dedi, eğer haberim olsay- |tın bir saat satın almak istedi. —altmıf «İdi seni yalnız bırakmazdım! a — Akldandığıma mı zahipsin? Bana : "—-Aldı.ııdığmınlışdeğ'l.hıiim. — Altı liradan on para fazla vere « Fakat benim refakatim seni aldan-|mem! Demesin mi? tığım alış verişin hikâyesini dinleyen | — Geçenlerde, dedi, buraya bir seyx — K liraya verebileceğimi söyledim. j l — Amerikalılar bilirler ki burada bakır pilâtin diye yutturulur. Ve «S0y Kralık mal «300» liraya satılır. £ yanacak bir yer arıyormuş gibi elle - tehmmin tuttu, | yumcudan yüzüğü istediğimi , ielğ Bu talep onda nedense, ummadığım bir telâş uyandırdı: — Neden? Dedi. Niçin gösterecek - siniz. Hem bunda artık danışacak bir şey kalmadı ki? Bu olmuş, bitmiş bir H — Bana sahte bir yüzük satmadığı- niza göre, göstermekliğimde n -| : Si âüymm) S Buranın kötü şöhreti kâinata o ka — Kime göstereceksiniz?. d MAĞ N H”i diği kuyumcunun adını vermek gaf - rek dinliyorlar. j letini gösterdim. Muhatabım biraz düşündü ve: — Pekâlâ, dedi, beş dakika bekle - yin getireyim!. Beş dakika sonra elinde mahfazay- Sonra kısık bir sesle: — «Şu halde Aetiüis bugün Calya dahilinde bulunuyor?n dedi. Hakim cevap verdi: — «Ya bugün, ya yarın Galya top- İraklarına ayak basmış olacaktır.» — «Bunu bana şimdi mi söylüyor- Bu vaziyet karşısında bence sey yahları buraya getirmemek getirme ten hayırlıdır. Ve onları buraya g meden önce, burasını içine giril bir hale sokmak lâzımdır ! — «Tanyü, o yalnız olduğundan, — «Budala, sersem berifi Benim Bagodların güzel gözleri için harbet- tiğimi mi zannediyorsun? Ben ken - sartiyi h A ı H ı aı ı . Leş. t .i için mi harbediyorum? Ben Actiüse e elera anlıyor musun? O bana dost olmak İpıldı!. Bana karşı harbetmeyi, benim- b ğ Buyurun! |Dünyada benden İı?kî bir kuman - EENE düç Gd S PU süPe dan varsa o da Aetiüstür.» v Saiüleberi; r.:iı’kl Attilâ kendinden geçmiş bir halde, kez i ruk dışarıda kalmıştı. Beriki yüzüğü devam ediyordu. dikkatli bir muayeneden — geçirdikten — «Bana: «Talihin bizi birbirimize tahvil etmek mecburiyetindeyim| lazımdır. diyor. «Bizi» dediği kimse-| (40) liraya yaparım! Hem de kazan-| — Onün bu cevabı bana, piyasada hayş mak şartiyle | O sırada yanıma sokulan arkadaş güldü: ğ — Bu yüzüğü buraya iki dakika ev- |8€ vel gene getirdiler.. — Ayni yüzük mü? — Evet... Ayni yüzüğü getirdiler, ben, steplerin heyulâsı, Ne diyor? Dü- şünmek mi? Düşünmek — Romalılara mem. Kin beslerim. Çarpışırım.» — » 1 ee etirdiler — Jliki dirhem — elmas bulmak, bizin İşe Yaramıyan Bir Casuz — Şimdi, dediler, gelip senden bu ediyordu. Ödoksiyüs korküdan o Yüzüğün kıymetini soracaklar. —Eğer KNYt ki imdat diye bağıracak ol.| (60) lira değerinde olduğumu söyler - du. Fakat Attilânın karargâhında At-|8en sana açıktan (D) lira var ! tilâya karşı kim imdada koşabilirdi>)| Dostumun sözleri, ve kuyumcunun akim, Attilâ farkına var -| Verdiği teminat, aldatıldığıma — şüphe At | bırakmıyordu: Bu vaziyet karşısında diğerlerine İSTANBUL B mal ziyanına (?) verdiklerini söyledikleri n :ıyni yüzüğü bana (45) liraya kabul Tettirebilmek için tam «45» - dakika SAT — Çaildökelert Ziyanımın on beş lirasını kazanma- ma sebep olan kuyumcu, bu neticeyi acak bir casus olduğunu düşünü - yorum: K a— FRANSIZGAYI - dekin bi ü inledikten || TÜRKİYE 1400 760 | 300 ERLİîz’de î::mpîşkııı bir tebessümle dinledi! AM (D0 g0 | Tağ B ” ECNEBİ 2700 1100' 8 0 — Eğer, dedi, yanımda arkadaşınız olmasaydı, ben beş lira rüşveti kabul etmek mecburiyetinde — kalacaktım. Çünkü burada böyle «iş bozmak», ve bir dalâverenin meydana çıkmasına se- bep olmak çok tehblikelidir. Bütün ca- nâaflar elbirliği ederler, ve yaptığınızın acısını sizden — faiziyle çıkarırlar. Fakat şimdi mazeretim - var. Onla - rara, beş lirayı teklif ettiklerini arka - daşınızın duyduğunu söyleyeceğim, ve: — O vaziyette dalüvere çeviremez- ÖĞRENİNİZ 1 — Metodu etasetı prafiktir. öğren'len dil için imti- Şi lııiı.ı:dııı’ıııonıı bir dlplçı:ı.ıı_mt 3 — Her sene yapılacak müsabaku ila Paris'te üç seve budava okuma. 4 — Tuebelere hususi tarifeler. 5 — Tediyatta kolaylık, Geliniz parasız bir tecrübe derai alınız. Keoyıtlar açıktır. Tatanhul 373, İstiklâl caddesi Aakara; Konya caddesi Abone bedeli peşindir. Adres — d değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez. Hanlardan mes'uliyet alımr-az. j Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâveri lâzımdır. # —a caeameramaa e — e Posta kulusu: 741 İstanı l Telgraf : San Posta Telefom : 20203

Bu sayıdan diğer sayfalar: