16 Şubat 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

16 Şubat 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— rine silâh sesleri işitilmiş; bütün ka- OLUM MANGASI Yo “Son Posta,,nın Tetrik Agır Yaralı Olan Mü SON POST Yazan: A. R. 2 ilâzım Cemille Arkadaşları Petrofun Kesik Başını Razlıga Getirmişlerdi Dünkü kısmın hülâsası: Makedonyada Petrof çetesi hğı kasıp kavuruyordu. Türk köy- lerini basıyor, anı çocuk demeden dürüyordu. İşte bu sırada Make- (donyadaki üçüncü orduya Cemil isminde genç bir mülâzim — geldi, kumandanla konuştu. Ve bir. kaç gece sonra da lice aldığı otuz kadar efratla çıkıp gitti. Alayda bu tagayyüp hâdisesi çabucak w- nutulmuştu. Herkes Petroftan bahsediyordu. Petrof çetesi, kudurmuş bir hay - *van sürüsü haline gelmişti. Şimdi, es- kisinden daha sık fasılalarla köyler ba- — giliyor; çetenin emirlerini dinlemeyen, istediklerini vermeyen köylüler ayakla- — rından asılıyor; ele geçen jandarmala- rın başları baltalarla koparılıyor; Rum | kiliseleri, cayır cayır ateşlere yakılıyor; | köprüler, bombalarla atılıyor; artık ©-| nun gezdiği mıntakada köyden köye | gdeğil; evden eve geçmek bile müm- künsüz bir hal alıyordu. * Razlık, bü; bir telâş içindeydi. Kaza kaymakamı ile alay kumandanı | başbaşa vermişler; — düşünmektelerdi. Çünkü, Petrof çetesinin Razlığı basa- cağına dair korkunç bir haber gelmiş- “. dd | p Kasaba merkezindeki kuvvet, mü- - dafaaya kâfi değildi. Civardan kuv- wet celbedebilmek için ordu kuman-| danlığına ve vilâyete çekilen telgraf- lar da biç bir netice vermemişti. Alay kumandanı, kıvrım — kıvranıyor: —-Son ümidim, bu çocukta idi. On- | dan da bir haber çıkmadı, diye söyleniyordu. Nihayet bir gece yarısı; Razlığın garbındaki ormanlardan, derinden de- kıvrım | . /— gabayı dehşetli bir heyecana vermişti. | —Önce, teker teker başlayan bu ııllhw sesleri, gittikçe artmış, biraz sonra L'î — İdeta bir meydan muharebesi halini al- Omuştı. Ş Bu müsademe, ortalık aydınlanın- | caya kadar devam etmiş; ondan son- | ra tek tek atılan iki silâh sesiyle kesil- | mişti.... Biraz sonra, koşa koşa bir köy ! korucusu kasabaya gelmiş; yaralıların ! — makli için vesait istemişti. Müsademeyi yapanlar — ve yarala- nanlar kimlerdi? Köy korucusu, bunun hakkında #Barih malâmat veremiyordu. İki Bul- Biraz sonra uzakta bir kalabalık göründü. Önde bir sedye ve arkasında da uaun bir sırığa takılmış vermişti. Hattâ, ordu namına — parlak | bir şeref teskil edöcek olan bu müsade- meyi bir telgrafla Selâniğe bildi- #en alay kurmnandanı ile kaza kaymaka- mi, bu müşterek raporlarına; aynen şu cümleyi ilâve etmişlerdi: (Petrof çetesini, mahirane bir plân- la pusuya düşüren mülâzım Cemil e- fendinin kahramanlığı, o müsademe- de bulunan yaralı efrat tarafından söy- lene söylene bitirilememektedir. Pet- rof çetesinin bütün efradı, hemen kâ- milen Cemil efendinin kurşunları ile | tepelenmiştir. Hattâ, en sona kalan Petrof, henüz yaralı olan bir arkada- çınm karşısına dikilmiş — Sen de yaralısın, ben de yaralı- yım. Belki ele geçer de, komitenin ex- |rarına dair bir şeyler söyleriz. Sen be- ni öldür, ben de seni öldüreyim. R Demiştir. Ve en son olarak bunla- rın biribirlerine attıkları |te; Petrof kadar muannit bir şakiyi bu derecede bunaltan, ve kendi arkadaşı- nin kurşunuyla ölüme — sürüklemeğe muvaffak olan mülâzım Cemil efendi, maalesef hayatını kaybetmek — üzere- dir. Bu havaliyi böyle bir belâyı uzma- |dan kurtaran bu fedakâr genç zabitin şimdi ölüm halinde bulunması, kasaba- ! 'da derin bir teessür husule getirmiştir. jHemen diyebiliriz ki şu anda kasaba, | jâdeta matem içindedir.) Bu uzun telgrafa, Selânikten şu kı- sa cevap verilmişti. Razlık Kaymakamlığına Sâyei şâhânede, Petrof — çetesinin iki kurşun, | jyekdiğerinin beyinlerini delmiştir. İş- gar çetesinin yanlışlıkla biribirleriyle kâmilen ve meyten — istisal “edilmesi müsademeye tutuştuğundan, ve bu-|takdire şâyan görülmüş olmakla işbu nun biri de Petrof çetesi olması muh- Müsademede muvaffakiyet gösteren- temel bulunduğundan bahsediyordu. 'lere birer maaş nisbetinde ikramiye ve- Kasabadaki atlar ve katırlar, kâ- Tilerek bu vesile ile de zatı akdesi haz- milen müsademe yertine gönderilmiş- Teti padişahiye daâvatı hayriye isticlâb ti. Kasaba halkı da getirilecek yaralı- ettirilmesi temenni olunur, b lduğunu öğ k içü n l St SESS LNĞ devirde, memleketin başında en dökülmüşlerdi. "u;:u »onra uzaktan bir kalabalık Körkünç bir felâket olan hafiyelik. ba- görünmüştü. Bu kalabalığın önünde, 727 da işe yarıyordu. ağaç dallarından yapılmış bir sediye,| — Selânik vilâyetinin ve üçüncü ordu “köylülerin omuzlarında — yükseliyor; Ikumınd.ınlıımın pek — ehemmiyetsiz — bu sediyenin arkasında da uzun bir ar- bir alâka ile geçiştirdikleri; ve hattâ, — rığa takılmış olan kesik bir başın sal- bu parlak ve şerefli müsademede yara- landığı farkediliyor; ve bu kesik başı İananlar hakkında alelâde bir malümat takip eden bir yaralı kafilesi, uzayıp almağa bile lüzum görmedikleri bu hâ- gidiyordu. |disenin bütün tafsilâtını, Selânikte bu- : Vak'a, çarçabuk anlaşılmıştı. O lunan bir iki hafiye, mufassal raporlar- — anda Razlıkta iki zıt his dalgalanmıştı. İa saraya bildirmişlerdi. ııte, Petrof; bütün avenesiyle ıı-pek.n-ı Bu hAılm—yı saraya — bildirmekten miş; başı kesilerek bir sırığa takılmış; 'maksatları, hissettikleri milli gurur ve ibret olmak için kasabaya getirilmişti. hamı)zl ica ziyade; her vak- Fakat buna mukabil; Petrof'u lıpele-'nyı bütün incelikleriyle saraya arzedip yen mülâzım Cemilin göğsünü de üç p,dışghın gözüne girmek içindi. hain kurşun, zımba gibi delmişti. ı Bu jurnalların İstanbula gönderil- Mülâzım Cemil, henüz ölmemişti.|mesi üzerinden üç gün geçer geçmez, Fakat, alay doktoru ile belediye tabibi mabeyn baş kitabetinden Selânik vilğ- verdikleri müşterek raporda, bu genç yetine şöyle bir telgraf gelmişti. “zabitten hiç bir ümit olmadığını res- | — Selânik vilâyetine men bildirmişlerdi l (Bir hayli zamandan beri Razlık ve B z n n â- havalisinde icrayı şekavet eden Petrof kesik bir baş vardı. hııbeh, bütün kasabaya hazin bir acı'çetesinin sayci satvetvâyei hazreti pa- dişahide meyten ve kâmilen istisal edilmesi memnuniyeti şâhaneyi mucip olduğundan işbu müsademede yarar- hkları meşhut olan mülâzım Cemil e- fendi ile diğer asakiri şâhane kullarına selâmı şâhanelerinin tebliği ve mecruh olduğu anlaşılan Mülâzım Cemil efen- di ile diğer yaralı efradın müreffehen ve muazzezen Dersaadete nakilleri ira- dei seniyei hazreti padişahi iktizasın- İdan olmakla, derhal muktezasının ifa- sı ile neticesinin inbası tebliğ olunur.) Bu telgrafın gelmesi, vali ile ku- mandanın vaziyetini derhal — değiştiri- vermişti. Vali, kaza kaymakamını; or- |du kumandanı da, alay kumandanını hemen o anda telgraf makinecsi başına celbetmişler, hararetli bir muhabereye girişmişlerdi. ( Arkası ııı) Bu Akşamki Program İSTANBUL 12.30; Muhtelif plâk neşriyatı. 18: Ha- KE musiki (plâk). 18.30: Güneş kulübün- |den nakil. Konferans (Fikret Adil) ve ükisi (Sait Edip caz). 19.45: Oda İmusikisi (plâk). 20.30: Stüdyo orkestra- ları. 21: Eminönü Halkevi gösterit kolu taralından piyes. (Himmetin oğlu). 21.45: Son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu ajansının dans mu güzetelere mahsus havadis servisi verile -| cektir. BERLİN 17.30: Garmiş - Partenkirhen'de genlikler; 19: Şen müzik sorenatlar), — 19.45: 20.45: Aktünlite, spor. 21: Dans. 22; Breslavdan. 23: Haberler. 23.30: Dans. VARŞOVA 17.151 Mandolin — oörkestrası; — 17.45: Şarkılar. 18.05: Dans. 19: Piyano « viyo- Tonsel. 19.30: Radyo piyesi. 20.10: Muh- telif. 21: Richard Vagner'in şarkılarından. 21.45: Sözler. 22: Şen program. 23: Dans. so0n (yaylı trio — ile Piyes (müzikli). MOSKOVA 19.45: Cerjinski'nin «Don Calmes ope- Tasının radyo adaptasyonu: 2l: Senfonik konser. (Opera solisti tenor Strelzov ile); 22; Yabancı dillerle neşriyat. PRAG 16.40: Hafif müzik. 18.50: Almanca neştiyat, 20.05: Kamaval yayımı; 21: Kovnodan nakil: Litvanya müziği 21,55: Örkestra ve koro ile karışık neşriyat; 23: Sözler; 23.50: Bar müziği. VİYANA 18: Macar kuartet müziği; yana havaları; 20: Haberleri; Karnaval neşriyatı. 23: Keman müziği 24: Öpera korosüu (kar - naval havaları). I: Caz BÜKREŞ 12.45: Diniku orkesirası. — 17: Köylü sahti. 17.15: Klarnet ve akordeon. 18: 19.10: Vi . 2 T Haberler, 23,20: Viyana müziği. Memleket l' Dışındakı Türk Düşmanları Yahya Halebe Varınca Bir Kahveye Gitmiş, Musa — İsminde Bir Adamla Görüşmüştü. Musa Ona Ertesi Gün Para Getirecekti (Atatürke suikast hı-lımıhıırıı kumıındını tahrirat kâtibi huzurlarında alır suçlu olanların bir kaç celse de- nan 24/8/935 T. li ifadesinde ise pasa « vam — eden sonra, ayın altıncı perşembe günü Ankara müddeiumumisi iddiana- mesini okudu ve biz de iddiana-| menin ana hatlarını kısaca bildir- dik. Bundan sonra elimize geçen met- nini, aleyhimizde nasıl — çalıştıklarını Böstermesi itibariyle mühim bul- duk. Parça parça neşrediyoruz:) —— Sonra giritten nerelere gittiğimi sordu- lar ve cevaben giritten ayrılarak Ati gittiğimi ve başka bir tarafa gitmedi, söyledim. Bu hususta beni çok — sıkıştırdı- lar, bir şey yapamadılar) denmektedir. Kuşçubaşı Eşrefin diğer bir mektubun- da da şöyle deniyor: (Etem ve Reşit ec - nebilerle çalışmak denaatini göstermişler- dir.) Diğer bir vesikadaki tarihi 6 mart (935 tir. Kuşçubaşı Eşref işaret — edilerek töyle deniliyor: (Söz gelişi ederek lâfi İtalyanlardan açtı. Lefderyadim İstanköyde oturmuş olduğu için onu tanıyanlar var - miş, Eştefa de baş vurmuşlar, ben sizin bildiklerinizden ve aradıklarınızdan deği- Hm demiş.) Manisada Balyalı Tevfik adındaki bir şabis 20/10/935 te Manisa emniyet mü- dürlüğüne aşağıdaki ihbarı vermiştir: (Kuşçubaşı Eşrefin üvey kayınbiraderi Adil Manisada mezun iken Belediye cad« desinde ayak üstünde kendisile görüştü - günde kendisine evvelca arkadaşlık yap - tığım eniştesi Kuşçubaşı Eşrefi sordum. Ba- na şu cevabı verdi: Kuşçubaşı Eşrefi Gi - ritte İngiliz tebaası sıfatile oturup yaşa - dığını ve Çerkes Etemin de Halep ve Bağ- datta bulunduğunu ve onların şimdi Ata- türk aleyhinde kgvvetle teşkilâtla uğraş- tıklarını ve bu teşkilâtin birer şubeleri A- < |dana ve İstanbulda bulunduğunu ve Âdil - den bu teşkilâta temas için bir mektup is- temişse de isimlerini bilmediğini mektup vermediğini ve isimlerini öğrendikten ra kendsine mektup vermeği vudettiğini söylemiştir. Eşrefin 5/4/935 T. li (sizler affoluna- caksnız, belki ben katmerli mahküm olmuş olacağım.) şeklinde olduğu gibi diğer bir mektubunda da arkadaşına ben bir müd « det için size arize takdim etmiş olmıyaca - ğam, ileride ya adresimi takdim eder, ve yahut Kandiyeye avdetimi bildiririm, den- mektedir). 28/1/935 T. ni taşıyan bu mektubun kiymeti şuradadır. Atinaya gi- | deceğini işan suretile gizlemeğe çalıştığı se- yahatini geri dönmek makaadile yapmıyor. Eğer düşündüğünü ve plânımı tahakkuk et- tirirse arkadaşına yeni adres verecek ve Orkestra: 19.15: Caz. 21: Tvılıo. 22: ettirmezse geri dönecektir. Kısa hatlarla tebarüz ettirmeğe çalış - tığımız vesikalar bunlardan ibaret değil- dir. Bugün gördüğünüz suikast davasına takaddüm eden zamanlardaki mesaiyi can: landıracak Cumhuriyet arşivlerinden daha bir çok vesikalar vardır. Yüksek heyetiniz istediği anda bunları tetkik edebilir. Türkiye aleyhinde hariçte mevcut te - şekkülleri ve suikastin tarihçesini yaptıktan sonra şimdi esas hâdiseye sözümüzü nakle- debiliriz. Bu hususta takip edeceğim hattı hare - ket her maznunun İliraf ve rücularına alt ifadelerini zikrettikten sonra — üzerlerinde tahliller yapmak ve neticede bütün — bu tahlillerden çıkardığım delilleri rakkam &- rasile sıralamaktır. Muhakemeleri görülen maznunların şüp- hesiz üzerinde en çok durulması lâzım ge- leni Yahyadır. Onun için evvelemirde Yahyadan işe başlıyacağız. Yahyanın ilk yakalandığı Kümbetirde Andirinde bir, Maraşta bir, Ankara zabıtasında beş, ilk tahkikat sırasında ise sekiz defa ifadesine müracaat olunmuş - tur. Yahya Kümbetirde hakkında — tutulan “İzabıt varakasında ifadesini şu suretle tes. bit ettirmiştir. Asker kaçağı olduğunu, ni- şanlı olduğu kızı almak için Suriyeye git - tiğini, orada biraz para biriktirdikten sonra Türkiyeye kaçak olarak döndüğünü — ve Akifiye K. ne giderken yakalandığını söy- lemektedir. hariçteki — düşmanlarımızın bir ay evvelisi Hamdi, Yakup, Ateş Meh- metle hududu geçtiklerini — maksatlarının mıhıkınıımndmlpoıııuı olarak hududu geçtiğini, takribeti — Maraş ve Elbistan havulisinde Çerkes ço | cuklarının okuması için Suriyede müte « şekkil Çerkes cemiyetine para — toplamak olduğunu, Çerkes Etemle Suriyede temat etmiş bulunduğunu, Etemin kendisine türk- #unu, Hamdiyi fotoğrafını görmek suretile tanıdığını ve Hamdinin sık, s«k Türkiyeye gidip geldiğini söylemektedir. Yahyamıa Ankara zabıtasında iladesine 11/9/935 T. de başlanmıştır. Bu tarihten — istintak dairesindeki B/11/935 T. ne kadar vakk olan ifadeleri hâdisenin — itirafına — aittir. Yahya bu iki aylık müddet zarfında itirar fatında tamamen ısrar etmiş, sözlerim yas — lan çıkarsa beni asınız demiştir. J 11/9/935 T. den 9/11/935 T. me kas dar olan itirafat şu suretledir: Bahkesir dıvamıharbinca asker kaçak- çılığından dolayı 3 ay hapse mahküm edir lip mahkümiyet müddetini bitirdikten son” ra Yahya Mersinde 3 üncü alayın 3 üncü taburunun 4 üncü bölüğüne asker olarak gönderilmiştir. 15 gün kadar askerlik yap” tıktan sonra tekrar firar ederek Marsine civar ve ahalisi tamamen Çerkes olan Yar ka K. ne gidip o köyde tanıştığı Sarı Mehs — met adında bir Çerkese kendisinin Çerket olduğunu söylemek suretile bu adamdaf iş istemiş ve yanında altı ay kadar çalış * tıktan sonra Adanaya gitmiştir. Adânadt ve Ceyhanda Yahya iki sene kadar arabü yıkayıcılık, yanaşmalık gibi muhtelf işlet görmüştür. Adanadan sonra Karamezart gelen Yahya bir gün Kümbetir K. ne gir derek maznunlardan Üzeyirle tanışmıştır. | Üzeyirin yanında 6 ay müddetle çalışmığ badehu tekrar Karamezara — dönmüştür. Karamezarda Çerkes Resulün kırı Nadirt ile sevişmiştir. Bu kızı o köyde Balcı Salih isminde lün damadı Çerkes Hamdi tarafından kıf için kendisinden istenilen parayı v.....& Binden Yahya aleyhinde dava Mahkeme kızın küçük olduğu ve Y.ım nin da nüfus kâğıdı bulunmadığı için lenmelerine mâni olmuş ve kızı Yahya rTamezar köyü muhtarına teslim — ed köyden ayrılmıştır. Kızı her halde ılı) istiyen Yahya para tedariki için faaliyet? başlamış ve babasının sağlığında Ş çe ezandan bahsettiğini ve Atatürkün - bir | şans eseri olarak muvaffak olmuş oldu « — Çerkesin evine kaçırmış, Rest* İj bulunduklarını, babasından işittiği akra * balanını bulmak hevesine düşmüştür. gaye ile yola çıkan Yahya Maraşta mazn lardan İdrise uğramış ve ondan para #tf miştir. İdristen istediği parayı kurtararna * yanca akrabalarının yanına gitmek ü a Ceyhana gelmiş ve parasız kaldığından & biselerini beş liraya satarak trenle F: paşaya ve oradan da Gaziantep yolu İ likler arasından yürüyerek hududu ” ve hududun diğer tarafında tesadüf cttif adamlardan Halep yolunu sorup öğret ” dikten sonra iki günde Halebe muvastl” eylemiştir. Bittabi bu gidişte yoktur. Halebe varınca bir kahveye gitmiş, & şünmeye başlamıştır. O sırada Musa p biri yanına gelmiş, nereden geldiğini, ' reye gideceğini sormuş Yahya da yeden geldiğini parasızlık yüzünden nemediği cihetle akrabalarından paraâ 4 ıımılrn-.ş.m..u.e..u",._ . madığından burada kaldığını Musa Yahyaya ertesi gün ayni - ki gelerek kendisine para getireceğini miş ayrılmıştır. Yahya o geceyi sokakta geçirmiş. gün bu yüksek hayırperver Musa zat Yahyanın yanına gelerek Yahyaya * kuruş Suriye parası vermiş ve Yahyâ tobüse bindirerek Şama göndermiştir ma muvasalat eden Yahya otobüs dö , | önda iki Çerkeso teaadüf etmiş ve ların çerkesçe mükâlemelerinden olduklarını anlıyarak yanlarına sokulü , | tur. Kendisinin Şapşih kabilesinden oli # |. ğunu ve bu civarda Şapşih l kimler bulunduğunu bu Çerkeslerdet : İf muş, bu adamlardan akrabası olan * selerin adresini anlamağa çalşt”

Bu sayıdan diğer sayfalar: