22 Şubat 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

22 Şubat 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 Sayfa 'SON POST OLUM MANGASI “Son Posta,,nın Tefrika Yazan: A.R. Sâfinaz ile Çeşmidilber kur'a çekmişler, Cemille nöbetleşe mehtapta buluşup gülüp konuşmayı kararlaştırmışlardı Halbuki bu işlerde, o kadar acemi değildi. Takip sıralarında köylü kızlar- la, Manastıra geldiği zaman da orada- ki serbest kadınlarla pervasızca şaka- laşmasını, ve hislerii anlatmasını çok iyi bilirdi. Lâkin, şim- di karşısındaki bir köylü kızı, bir Ma- mastır yosması değil; bir saraylı idi. * Saraylı.. Yani, terbiyenin, nezake- tin, incel bir timsali... Kendisini büyük bir zerafet ve me- haretle buraya davet eden — bu zarif, şen ve alaycı kıza, gülünç olmamak i- çin ayni şekilde nazikâne ve zarifane hareket etmek lâzımdı. Bir iki saniye zarfında bunları dü- şünen Cemilin aklına birdenbire - bir i en kısa yolyhuı' ılıdı. Çevik bir adım atarak duvara yaklaştı. Kızın ellerini yakaladı. — Ne ben gideyim; ne de siz gidin. |Tatlı tatlı konuşalım. | — Diye mırıldandı. ) — İsminizi bağışlar mısınız, efem. — Cemil... — Haaa.. Evet.. Cemil Bey... An- İneniz sizi çağırırken kaç defa işittim — O halde tekrar niçin sordunuz? — Bir de sizin ağzınızdân işitmek istedim. — Hoşunuza gidiyorsa, tekrar edeyim... Ce.. mil... — Aman, ne tatlı söylüyorsunuz. — Ya sizinki?.. — Efeml.. Benim adım.. Sâfinaz- bir daha © — Kat'iyyen.. Çünkü sarayda —da böyledir. Her işimiz, nöbetledir. | — Tuhaf şey. - Yalnız bir şey rica edeceğim. — Söyle yavrum — Onu, benden fazla sevmiyecek- SİNİZ. — A.. Buna tamamen emin ol. Hat- tâ.. İstersen bir de yemin edeyim — Hayır. Söz verdiniz ya?.. Bu, ba- na kâfi... Cemil, Safodan ayrıldıktan sonra — duvardan — kendi — bahçe- İsine atladı. Köşke gelerek — mutfağın |damına tırmandı. Yorganı, — pencere- den içeri attı. Kendi de bir hamlede İgirerek camları kapadı. Ağır ağır s0- kelime geldi. Ellerini duvara dayayıp|dır. Amma, sarayda kızlar, Safo der- yunduktan sonra yatağına uzandı. başını ileriye uzatarak: — Teşekkür ederim, efendim. Dedi. Gül ağacının dibinde duran hayal, hafifçe hareket etti. Şen, şuh. Alaycı bir ses (i —A. A... Kimdir, o?. me e- yilik sağlık... İn misiniz; cin misiniz?.. milin, vücudu ürperdi. Bu söz- ler ona, garip bir şaka gibi geldi... O, kendi teşekkürüne büsbütün — başka bir mukabele bekliyor: daha canlı ve bir surette karşılanacağını | ümit ediyordu. Artık, Cemil de işi a- Jaycılığa vurmak istedi. O da ayni ge- kilde cevap verdi: — Efendim!.. Ne inim; ne cinim... Ben de sizin gibi Benit Ademim. : — Allah, allah.. Tuhaf şey, efem, Burada ne arıyorsunuz?.. — Sizi arıyorum, güzelim. — Beni ne yapacaksınız, efem?... — Sizi mi?.. — Evet, efem. — Vallahi, daha henüz kararımı wermedim. Yalnız.. Siz çağırdınız, ben de geldim. —A. A, A... Destur.. Üstüme e- yilik sağlık... Ben sizi ne zaman ça- Birdim. Cemil, birdenbire içinden bir öfke hissetti. Zerafeti ve nazlanmayı biraz kabalaştıran bu kızı, bir anda yaldızı dökülmüş bir tenekeye benzetti. — Canımt,. Gündüz arkadaşınızla konuşurken söylediğiniz cinaslı - keli- melerin bana olduğunu anlamayacak kadar budala değili —A. A, A... Üstüme eyilik sağ- hık... Aman efem, ne münasebet?... Biz, arkadaşça, deli dolu — konuştuk. Demek ki siz, bunlardan cesaret aldı- nız da geldiniz. Aman, ne ayıp?.. Meşhur kelâmdır, efem. Kurtça kurt, komşusunu yememiş.. Siz, nasıl olur da... Cemil, daha fazlasını dinlemek iş- temedi. Bu sözler, ona acı bir hakaret gibi geldi. Kendisini o anda, kormşu ço cuğunun elma sekerine imrenerek, o- nun arkasında gezen arüz.bir mahölle Ççocuğu zannetti. Derhal: — Affedersiniz, efendim. Ben; öye le zannetmişim. İşte, geldiğim gibi gi- diyorum. Dedi ve geri çekildi. O anda, kısık bir Ve bu kahkahayı: — Hah, hah, hayyy... Aman efem; nereye gidiyorsunuz. Hazır gelmişken şöyle bir bahçenizde gezin, dolaşın, hava alın. Eğer sizi müteessir edecek bir söz söyledimse, ben gideyim; e- fem kahkaha işitti Sözleri takip etti. Cemil, başını çevirdi. Bir daha bak- tı. O beyaz hayal, bu sözleri ken duvatın kenarına çel çıplak kollarını taşların üstüne daya- kızla nasıl _loî söyler- iş; —yarı |ler... — Güzel.. Çok güzel... Keşke sizi |ber zaman Sâfinaz diye çağırsalar. — Niçin efem?.. — Hakikaten safi nazsınız... Bak- |sanıza.. Bana da, az mı nazlandınız?.. Adeta, darıltacaksınız. | — Efemt.. Kız olur da, nazlanmaz mı, hiç?.. — Amma, çok naz da âşık usandı- |rır derler. — Aman efem, siz âşık mısınız?.. — Hem de, ne âşık?.. Şu içime bir sorsanız.. Marmara çırası gibi yanı- yor. — Etmeyin, allahaşkına.. Ne mandan beri?... üm dakikadan beri. Zür — Benimle Çeşmi Dilber. — Çeşmi Dilber, kim?. — Arkadaşım. — Hani şu, kumral güzeli, | — Safo, parmaklarının ucuyla Cemi- |lin dudaklarını tuttu. Onun ateş — gibi yanan dudaklarını, kendi ateş gibi ya- pan parmaklariyle hafiiçe burdu: | — Hiyaneti.. Bak, ona güzel diyor- sunuz. Beni kıskandırmaktan korkmu- | İyor musunuz?. | Derken, alaylı bir tebessümle gü- lüyordu... Cemil, karşısındaki mahlükun ih- tirastan başka hiç bir hisle mütehassis Tolmadığını anlıyordu. Eğer tamamen saf bir adam rolü oynayacak - olursa, hoşca bir vakit geçireceğine hükmedi- yordu. — Onu niçin kıskanacaksınız. Siz, ondan çirkin değilsiniz ki... —Bogün İgüneşin parlak ışıklarında altın — gibi |parlayan saçlarınıza baktım da... — Evet., — Şiâir deği bir şeyler söyl — Canım, söyliyecek bir şey bula- ki, size uzun uzun , mıyor musunuz. Söyleyiverin de, ben | de iftihar edeyim. — Bayıldım, vesselâm ... Horozlar ötüyordu. Cemil, uzandığı yerden doğruldu. Annesi sabah namazına kalkmadan eyvel köşke dönmek istiyordu. — E, Safol. Bana izin. — Aaa. Vallahi olmaz. Daha erken. — Hayır, yavrum. Benim için, tam vakit. Söyle bakayım, bir daha ne za- man görüşeceğiz?. — Yarın gece değil, öbür gece, — Niçin yarın gece değil, güzelim?.. — Yarın gece, Çeşmi Dilberin nö- beti. — Anlamadım. — Biz.. Gündüz, onunla kur'a çek- tik. Bu gece benim nöbetime düştü- nüz. Yarın gece de o sizi burada bek- leyecek. E, sen bunu kıskanmıyacak mi- çok | | — Gözlerini yumdu. Bir an evvel u- |yumak istiyordu. Fakat birdenbire zih- !ninc üşüşen hislerden dolayı bir türlü uyayamıyordu. Talih ve tesadüfün, birdenbire kar- şısına çıkardığı bu macera; pek hoşu- |na gitmişti. Hiç şüphesiz ki, çok eyi bir yaz geçirecekti. Ancak şu varki; İyine bu talih ve tesadüfün karşısına İçıkardığı bu genç kadının garip his - |leri, onu sersemletmişti. ( Arkası var ) 'Bu Akşamki Program İSTANBUL 18: Kavalaria Rustikana op. — (plâk), 19,15: Çocuk saati, hikâyeler, 19,45: Ha- ff musiki parç. (plâk), 20: Viyolonsel solo stüdyo sanatkârları tarafından, 20,30: Stüdyo orkestralam tarafından — muhtelif 21,30: Son haberler. Sant 22 den sonra Anadolu ajansının gazetelere mahsus havadis servisi verile- cektir. BERLİN 16: Langenbergden, 18,45: — Nakiller, 192 Sehumanndan parçalar, 19,45: Ak » şam haberleri, 20,10: Muhtelif, — 22,30: Laypzigden, 23: Dans müziği. PRAG 18,15: Muhtelif, 20,15: Askert ban « do, 2l: Orkestra, 21,40: Piyes, 23,30: Gece müziği. VARŞOVA | 18.15: Plâk, 18,50: Plâk, 211 Hafif !mı'ıxı'ln 22,30: Şapen konseri, 23,15: Fi- |lim müziği, 23,30: Plâk, 24,05: Dans mü- İziği. MOSKOVA 20: Straustan parçalar, 22: Konferans. VİYANA 18,25: Çay saati müziği, 20,25: Ope - ret, 23,153 Şarkılar, 24,05: Caz. BUDAPEŞTE 1 Piyano müziği, 18,45: Tiyatro, Plâk, 21,30: Çingene müziği, : Haberler, 22,50: Orkestra, 24,05: BÜKREŞ 12,30-15: Plâk, 18: Askert konsar, 19,15: Radyo orkestrası, 20,15: — Plak, 21,05: Caz, 22,45: Hafif müzik, 24: Ha. fif müzik. LONDRA 18,45: Çingene orkestrası, — 19,15: Muhtelif, 20,45: Şan. 24: Müsahabe, Festival (eğlenceler), 1.25: Spor. 23 şubat pazar İSTANBUL 'Tokatliyandan nmakil, — 19: Çocuk santi, hikâyeler, 19,30: Muhtelif plâklar (çocuklar için), 20: Ses musikisi (plâk), 20,30: Stüdyo orkestraları, 21,30: Son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu ajansının ga- zetelere mahsus havadis servisi verilecek- 18 20,35: 22,30. Caz. tir. Bükreş — 17,15: konser, 18: Orkeş - tra, 19,15: Caz. Budapeşlte — 18: Çingene orkestrası, 22,45: Askeri müzik, 24: Caz. Moskova — 20: Konser. Barlin — 17: Şarkılar, 20: Konser, 23,30: Dana. — Haai İtalyanordusu ilerledi ilerledikten (Baş tarafı | inci yüzde) hakkındaki telgraflar ba meyandadır. İtal- yanların Tembiyendeki Habeş sol cenah kuvvetlerine karşı giriştikleri bu taarruz - ların gerek cepheden — (yani Tembiyen mintakasından cenuba — doğru), gerekse yan ve gerilerden (yani Antaladan garbi cenubiye), (Gabat) Gaelâ — istikametine doğru) vaki olduğu 20-21 şubatta gelen telgraflardan anlaşılmakta idi. Bizce bü- tün bunlar, zaten mütalea edilmiş ve bek- Tenmekte olan şeylerdi. Ancak Gaclanın İtalyanların eline geç- Hğini ve artık, Ras Seyyam ile Ras Kat - sa kuvvetlerinden mürekkep olan, Tem - biyendeki Habeş sol cenahımın geri ile ir » tibatlarının kesilmiş olduğuna delâlet « - den haberleri kaydı ihtiyatla telâkki et - |miştik. Nitekim dün gece bizzat — İtalyan kaynaklarından gelen haberler arasında bir cümle vardır ki bu geri müvasalasının ke - silmiş olmadığına kat'i surette delâlet et- mektedir. Röyter ajansının harp muhabirine atfen 21 şubat tarihinde Anadolu ajansma (Landra) dan çekilen uzun bir telgrafta gözümüze çarpmış olan cümle aynen şöy- ledir: «Zannedildiğine göre Ras Seyyum ve Ras Kassa, İtalyanları hırpalamak için Tembiyende gayri muntazam çeteler bı - rakarak kuvayi külliyelerile daha cenuba çekileceklerdir ki orada Amba Alagi ile Dössie arasındaki yolu İtalyanlara kapa- mak imkânı daha ziyade mevcuttur». Bu cümledeki «cenuba çekileceklerdir.. kay- di Habeş sol cenahini teşkil eden kuv - vetlerin ric'at haflarının henüz kesilmiş ol- madığına en sarih bir delildir. Şimdiki halde cereyan eden muharebe- ler, Tembiyen mıntakasında İtalyanların yaptıkları taarruzların doğurduğu — cephe muharebeleridir. Habeş sol cenahını teh - dit eden yan ve geri taarruzlarının inkişafı bakkında yeni bir malümat yoktur. (Amba Aradam) 1 ve Antolayı aldık - tan sonra cenuba doğru, durmaksızın, iler- lemelerinin doğru ve mümkün olmadığım evvelce ileri sürdüğümüz, İtalyan sol ce - nahının (ki Birinci kolordu kuvvetlerin - den mürekkeptir) Şellikot cenubunda, Bu- İa suyunun iki kolu arasında ve 2637 met- te yüksekliğinde olan Adi Aderat tepesimi işgal ettiği de Mareşal Badoglionun —dün gece gelen telgrafından — anlaşılmaktadır. Bu tepe, Habeşlerin yeni bir müdafaa mev- z olarak işgal ettikleri tahmin — olunan Amba Alaginin 26 Km. kadar şimalinde olup esasen Habeşlerin asıl kuvvetlerile değil, artçıları tarafından tutulmuş olması muhtemeldir. Ba artçılar faik düşman kuv- vetleri karşısında bittabi kendi asıl kuv - vetleri üzerine çekilmiş olacaklardır. Bi - naenaleyh bu tepenin İtalyanlar tarafın - dan işgali Habeşlerin müdafaalarına — ve mukavemetlerine rağmen olmamıştır. Ni - tekim — Mareşal Badoglionun — bu seferki tebliğinde - her zaman görmeğe arlık a - lıştığımız - «büyük zayiat ve kanlı muha- rebeler» gibi tabirlere tesadüf edilmiyor. Her halde, Tembiyendeki İtalyan sağ cenahının da cenuba ilerlemesine intiza - ren; İtalyan sol cenahında harekât ya - pan L kolordunun ilerleyişi Amba Alagi önlerinde tevakkuf edecektir. Bu kolordu- nun topçularının, yeni bir taarruz hazırlığı için, ileri alınması lüzumu da bu tevakkufu zarari kılmaktadır. Nitekâm gelen telgraf- lar da «yolların, yapılmakta aluşundan», bahsedilişi de bu mülâhazayı teyit eyle - mektedir. Bugünkü vaziyet şöylece hülâsa oluna - bilür: I) İtalyanların şimal cephesinde, kuv - vetli sol cenahlarile yaptıkları taarruz ne- ticesi bu cenahta vaki olan ileri hareketleri durmuş addolunabilir. N) Şimdi Tembiyendeki sağ cenahla - “|Jrwain ilerlemesi için cereyan edecek mu - harebelere intizar edilmek lâzım gelir. Ba | muharebeler gün geçtikçe kuvvetlenecek. tir. HI) Cenup cepbesinde başlıyan yağ * murlar, bugünlerde o cephede vukuu çok muhtemel olan muharebelerin başlamasını mühtemelen daha bir müddet geciktire - cektir. IV) İngiliz Somalisinin iskelesi olan ve (Harrar) ın merkezi Ciciga ile şose irti - batı bulunan Berberaya bir çok harp mal- zemesi çıkarılmıştır Bunlar meyanımda tank defedici toplar da vardır. Bu haber dahi aher geçen günün Habeşliler lehine işle - mekte bulunduğu hakkındakis kanaat - 5 Askeri ir: C. D. Şubat 20km.daha sonra durdu Habe;şîıden gelen haberler Londra 21 (A.A.) — Röyter ajansının harp muhabirinden: Şimal cephesinde ağır ve fakat bir siee | tem dahilinde ileri hareketlerine devam © den İtalyanlar, bundan sonraki hedefleri olan Amba Alagiye 25 kilometre mesafedt bulunmaktadırlar. Ras Mulugetta ordu * sunun muharip grupları İtalyanlarla tema" * muhafaza etmekte iseler de pek az kar şılaşmaktadırlar. Ordusunu tekrar tophiyar lacağı tahmin edilmektedir. İtalyan |hareketi, Ras Seyyum ile Ras Kassayı 20f bir duruma koymuştur. Ve bunların uzut müddet lüzumu veçhile iaşe edilmedet Tembiende nasıl barınabilecekleri merak |edilmektedir. Zannedildiğine göre, Ras Seyyum — vt Ras Kassa, İtalyanları — hırpalamak — içit Tembiende gayri muntazam çeteler bıra * karak kuvayi külliyelerile daha — cenub cekileceklerdir ki, orada Amba Alagi N€ Dessie arasındaki yolu İtalyanlara bırakmak imkânı daha ziyade mevcuttur. İtalyan işçi kolları, zaptedilen topraklart yol ve top mevzileri hazırlamakla meşgul * dür. Röyter ajansmın Berbera muhabiri Ha beşlerin, General Graziani yollarmı kes * meden, Habeşistana fazla miktarda mü” himmat ve harp malzemesi ile, yolda ismi” ni değiştiren küçük bir vapurun Berberi” ya boşalttığı tank toplarını, mitralyözlefi ve tüfekleri nakletmeğe çalıştıklarını söy * lemektedir. Çoğu Alman malı olan bu # lâhlar ve cephanelerin ekserisi hedefitt varmıştır. Habeş Kumandanı Neler Anlatıyot! Dessie 2? (A.A.) — Röyter ajansı mi” habiri bildiriyor: Ras Mulugetta şu beyanatta bulunmuf” tur: «Ön iki şubatla, on dört şubat araf düşmanın kuvvetli bir taarruz hazırladığı” anlıyarak, bir sevkülceyş ric'ati hazırla * dim. Fakat İtalyan ileri karakolları bf ric'at bareketinin farkına vararak taarruza geçtiler ve mübarebe başladı. | Mevzü çarpışmalar esnasında, on şubatla on yedi şubat arasında, Habeş 1# yiati 147 ölü, 268 yaralıdan ibarellf Düşmanın zayiatı bundan çok fazladır. Ö4 altı şubat gecesi 1500 Eritreli silâhları * cephanelerile benim tarafıma geçtiler. Cenupta Yağmurlar Başladı Harrar 21 (A.A.) — Hamar ve den mıntakalarında bol ve sürekli yağ murlar yağmaktadır. İtalyan Tebliği Roma 21 (A.A.) — Mareşal Ko tebliğ ediyor; Birinci kolordu, Bula'aı — cenabatil| <Aderst» kavvelli mevzierini işgel G Ü AT İ tr. Sabaha karşı gelen hıbd” Londra 21 (Hususi) — Harp #” sinde bulunan ecnebi muhabirlerin VÜd dikleri malümata göre İtalyan e| bir taraftan Araba Alagiyi istihdaf &İği| leri gibi, bir taraftan da Tembiendeki ", | Seyyum ile Ras Kassanın j mak için uğraşıyorlar. İtalyanlar 20 Kilometre İlerlemişler Makalle 21 (A.A.) — İtalyan vetleri Enderta zaferinin neticelerini mar ederek yeni bir hamle daha lar ve yirmi kilemetre il # yan küvvetleri Habeş dimdarlarınız g7 , — raerras.mrrrrr Dahi ) 5 , kavemetlerinden başka ciddi biç kavemet görmemektedirler. .J İ Roma 21 (ALA.) — İyi malüffiik lan mahafilden öğrenildiğine gör” | yan kuvvetleri Amba Alagiye lardır. Pek yakında çok mühim intizar olunmaktadır. Adisababaya Göre — f Adisababa, 21 (ALA.) — HAPT” | rildiğine göre, Ras Mulugettâ; - yanların mütemadi taarruzları HĞ da daba elvorili mmevzileri tti Enderta vilâyetine çekilmekted'i Conupta Nasibu karargâh! ıı/ B kuvvetlerinin Kuarandale ve y istikametinde ileri hareketlerinde ’ ki ettiklerini bildirmektedir. — p MA Bu mıntakada nisana kadaf © İi detli sıcaklar devam edeceiit elf yan motörlü kuvvetlerinin b büyük müşkülâta wi

Bu sayıdan diğer sayfalar: