14 Mart 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

14 Mart 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14/3/936 * Milli Müca PZ Casus Te SA delede W kilâtı / $N SON POSTA Son Poslanın Tefrikası: 8 İstanbulda kurulan istihbarat teşkilâ — iyiden iyiye faaliyete girişmişti OÖnun yegâne gayesiş tam — dokuüz sene; ağır ağır, en ince hesaplarla kçk (halife) Ünvanını verdikleri (heyulâ) (Anglikan kilisesi) nin adi bir kapi- İN ve yahut (Aden )deki küçük bir mes-| —'Inııııııü.nün-ınihirlnıilü 1 haline getirmektir. Fra, bu hesapları çoktan yapmış, ha - ve icap eden tertibatımı da al - Öst. Şimdi iş, oynanacak oyundaki ak - N artık sahneye çıkarmaktan — ibaret a. ffff ( '% #aman, papaz Fru ona şu vazileyi '_'5 İsyl zamandanberi hazulanmış. ©- bu aktörleri Sait Molla birbirile birleş- Ülni, zahasyo sevkedecek, — ve benditi © sahnenimn perdecilik vazifesini ifa e - v FF P: f aktörler; alelâde bir piyes oyna- N (1334 senesi teş - &—'h'-ll'—ci günü) nden ilibaren k h hükümetinin ülkesi üzerinde açı- '»—:——ı..ıı..ra;uır-ı. kanlı bir | Oynamak iştihası gösteriyorlardı. — | L (Kan), İngiliz siyasetine muhalifti, Şu ::'—.ı—ı.'.ı...aın.ı_ı.ıiw- adamı *Bin mühim suale, hüdisat cevap — verdi. Nlııııı-h—ıı.ıı'.ı-in.—ı..ı.. KSi, - bir müddet için - cidden büyük T h | K tanbula getirilerek Büyükadada — bir| “kadaşları, ç *” geçiriyordu. Bu mektupların ibare- ha örnda - Türkleri pek gafil ve ah - , Sanneden bu centilmenlerin - bir ta- halde, kim bilir nasıl bir sebeple fu- tlarak Ermeni avukatlığım deruhte *lan bu adam günün birinde hususi "Deratına ait olan evrak çantasını kay- t. Bu çantada bulunan mektup müs- İş siyasi ve bitaraf bir maske al- k—'—ub'ı—dîpwuı mevcut ol- k'.'ı“—- Morgantav, — Çanakkale büyük taarruzlarından birine ta- eden bir günde hükümete müra- Sderek (Bursa) kaplıcalarını görmek izh Paft hy ” Mister Morgan Tavın şahsına ve si- 4, Pevküne hürmet göstererek bu se - b Mmüsaade etmişti. karadan, Bilecik tarikile hususi bilini Bursaya gönderen Mister Mor- k._ı, refikai muhteremesile denizden | * 'aya gelmiş; Bursada bulunan oto- . v* y Mmevki kumandanı ve saire ile kü- İN anler istasyonu yanındaki ağaçlıklı önünde istikbal etmişlerdi. İs - ini selâmlamak için otomobi! - Sait Molla), papaz Fruya (arzı hizmet) | ” “yerleştirilen (General Tavnshend) | ilk mektuplarında hü- Bursadan ayrılmışlardı. li kendilerinden şüpbelendirmişler - | |dam Morgantavın kaymetli kolleksiyonu - Hükümet, en tabii hakkını istimal edi -| Nu mu tezyin etmişti?.. Başka dostlara da g bütün esir zabitlerin mektuplarını san- | birer ikişer resim hediye edilmiş mi idi?.. bi Gakeri kıt'ası bu muhterem misa - | 1 Sahte zabit (Adnan Şevki) nin isticvap edildiği Bursa nokta kumandanlığı dairesi vatın ellerini birer birer sıkarkan, refikni müuhteremesi de otomobilden inmiş, elin- deki küçük bir fotoğraf makinesi ile resim almıya girişmişti. Orada bulunan hükümet erkânı birbir- çıkarmamışlardı. Fakat böyle memnu bir mıntakada, nezaket kavaldini — pervasızca ihlâl eden bu adamla karısı hakkında da kalplerinde çok büyük bir acı duymuş - denilemezdi. Fakat, yalnız kaplıcaları gez- miye gelmiş olan Mister Morgantav — ile Ve vaziyeti, kendi memleketlerine bil- | istiyen bir meraklı gibi davranmışlar; muh- E (Kütül'ammare) de esir edilen telif yerlerde bir çok ta resim aldıktan son- ra - hiç bir kaphcada ellerini ve yüzlerini bile yıkamıya lüzum görmeden - çarçabuk Alınan bu resimler, acaba sadece Ma - * (Hint hilâfet cemiyeti) istihbarat ser - visleri, umumi harp içinde pek büyük fan- liyet gösterememişti. İngilizlerin en mühim teşkilâtı olan bu gizli, bu sinsi, - dost mas- kesi altında kıpkızıl! bir düşman çehresi gösteren - bu casus teşkilâtının vasıtaları, mahdut bir zümreyi geçememişti. Fakat bunların en başında buluman (Mustafa Sağir) cidden büyük bir ma - haret göstermiş; Türklerin zayıf damarla- rını okşamak suretile, hükümeti idare eden- lerin ruhuna kadar hülül etmişti. (1) Diğer arkadaşlarını da ayni suretle en kuvvetli havadis menbalarına yerleştirmiş- ti Kütibi ve kuvvetli bir muavini olan (Nizameddin), Cemal Paşa ile pek büyük bir hususiyet kesbetmişti. Pek zeki görün- düğü halde, çok zaman pek büyük saflık- lara kapılan Cemal Paşa bu Nizameddine © kadar büyük bir emniyet hâsıl eylemiş - B ti kiş karargâhında bile ona hudutsuz bir 'salâhiyet vermişti. O tarihte (karargâhı u- |mumi) de istihbarat işlerile meşgul olan » hakikaten zeki ve kıymetli - bir iki zatın maharetile idare etmesi sayesinde bu a - damlardan gelmesi muhtemel olan büyük zararların önüne, pek güçlükle geçilebil - mişti. * Bunlardan başka, Beyoğlunun eğlence yerlerinde yaşıyan ve bilhassa genç za - | bitlerle siyasi memurların peşinde koşan |bir kaç Alman yahudi karısı vardı. Bunlar da, ellerine geçirebildikleri zabitleri ve me- (V İleride bu adamın ibrete çayan'olan hayatından ve oynadığı harikulâde cürete Mister Morganlav, oradaki ze- İkâzane zollerden mufassalan bahsedece; murları iğfal ederek casusluk etmiye çalı- gıyorlardı. Bu hususta pek müteyakkız — davranan karargâle umumi istihbarat şubesile, bu şubenin Beyoğlunda çalışan gizli merkezi; bu casus kadınları birer birer keşfetmekte gecikmemişti. İstihbarat şefleri, bu kadınları pek ya « kından takip ediyor; fakat kendilerine hiç bir şey hissettirmiyordu. Maksat, bunların muhaberatına vâkıf olmak, hangi menba- lardan ne gibi işleri gördüklerini anlamak- tı. Bu kadınların içinde en kudretli ve teh- likelisi, (Makenzi) isminde sarışın bir dil- berdi. Fakat bu dilber, günün birinde bir aşk macerasına girişmiş; birdenbire arka- daşlarının gözlerinden düşüvermişti. Ara- dan çok geçmeden de büyük bir Yacia zu- hura gelmişti. Rumeli hanının en üst katın- da bir odada ikamet eden bu kadın, bir gün pencereden sokağa düşmüş; © ner - min vücudu, bir külçe kemik haline gel - mişti. Acaba böyle feci bir ölümü intaç eden bu korkunç sukut bir kaza mış; yök- sa çasus arkadaşlarının - ihaneli cezalan - dırmıya matuf olan - bir cinayetleri eseri mi âdi?... * Mondrosta © Mmeş'um mütarekenamenin imza edilmesini müteakıp, İtilâf devletleri ) oh Fru, böyle :ılıvî bir l—: lerinin yüzlerine bakmışlar; ne yapacak - | donanma ve orduları İstanbula girmiye baş- idaresini nasıl derubte edebilecekti?.. | larını şaşırmışlardı. Fakat misafirin siyasi larken, ilk safta bunlardan daha korkunç mevkü dolayısile nezaket göstermişler, sat |bir kuvvet İstanbula girmiş ve yerleşmişti. | yuyorum. Bu da, o zaman nazik ifadesile (istihbarat servisi) idi. Bu servisin başında, en evvel şu öç sima duğu zaman... görünmekte idi. Kolonel Balar Kumandan Maksvel Kapiten Benet. Bu üç İngiliz zabiti, ilk gecelerimi ayrı ayrı olellerde geçirmişlerdi. Ve iki gün son- ra da kendilerine birer ikametgâh tedarik etmişlerdi. Bu ikametgâhlar iyi seçilmişti. Sayfa &. HİKÂYE İsmet Hulüsi Fransızcadan: Marcisse koyacağım.. Bu da benim bü- Mobilyaları kübik salonda, karşı yük babamın ismi! karşıya — oturuyorlardı. Minette'in| — Vodvil kahramanlarının isimleri- elinde bir roman vardı. Fakat okumu- ne benziyor. Bayağı, kaba, gülünç! yordu. Robert, dudakları arasına ukı'-ı — Büyük babam için gülünç diyor- tırdığı sigarayı yakmamıştı. Yeuıeiînğıun ha! Şimdi ben de ağzımı açıyo- hazırlanmasını bekliyorlardı, Bir daki-|rum. Sen fena adamsın.. Tek sana ka geçti, beş dakika geçti, ikisi birden | benzemesin diye artık bir oğlum ol- yeni kurdukları ve içinde el'an kendi-'sun da istemiyorum. Olmayacak! lerini misafir gibi hissettikleri salona|! — Keyfin bilir ben de Napoleon'un yine göz gezdirdiler. yaplığımı yaparım. Her şey yeni, her şey yerli yerinde| Minette gözlerini Robertin gözlerien idi. dikti. Napçleon'un adı münakaşa ara- Minette kocasna o gün yaptığını an- 'sına ne münasebetle giriyordu? Jatmağa başlamıştı: — Bu senin Napoleonun ne yapmış- — Bir sütnine aramağa çıkmıştım. |tı? Biraz erken amma sonradan — ace- lJeye gelmektense. Robert bunu biraz tuhaf bulmuş- tu: — Çok erken değil mi? — Öyle amma ben hep oğlumu dü-| şündüğüm için.. — Oğlumuzu diyecektin. — Ah, ne yaramaz, ne şımarık ola- cak bilsen.. Ben herhalde çok sevdiğim için çok şımartacağım. — Anlaşılıyor sen onu çekilmez bir bale getireceksin haylazın tenbelin bi- ri olacak. Şükür ki ben varım. Ocağımı tüttürecek olan biricik yavrumu yedi yaşına gelir gelmez senin elinden kur- taracağım. Herhalde leyli bir mektebe veririm. — Euge'ne'i yedi yaşında leyli mek- tebe mi vereceksin? — Evgene de kim? — Oğlum; ona, babanın adını ko- — Çocuğu olmuyor diye, Jasephi- ne'i bırakmış gitmişti. Ben de gidiyo- rum.. Alllahasmarladık.. Kapıyı hızla kapayarak — salondan çıktı. Genç kadının hiddeti birdenbire geçmişti. Yepyeni döşenmiş — salonda yalnız kalmanın kendisine yaptığı ga- rip tesir karşısında gözlerinin yaşardı- ğını hissetti. Kocasiyle ilk defa kavga ediyorlardı. Ya kocası büsbütün gidi- yorsa... Çocuğunun yedi yaşında leyli mek- tebe gitmesine, ileride doktor yahut ta mühendis olmasına bugünden itiraz et- meseydi de bu kavga çıkmasaydı daha eyi değil miydi? Acaba Robert hakikaten gitmiş miy- di, yoksa daha gitmemiş te gitmeğe mi hazırlanıyordu? Salondan, kocasının çalışma odasi- na geçti. Robert masasının başına ©- turmuş bir takım kâğıtları karıştırıyor- du. Minette'i görmemezliğe geldi. Mi- nette yürüdü. Ayak sesini duyurmak £ Mühendis mi? Doktör mu? Allah |istedi. Bir sandalyeye çarptı. - Robert düker ıe?::râ::ııîhmu çok yo"mum_ğıöımügoıdu.'dı'ıymuyudu. Minette'in Riyaziyeye çalışacağım diye canı çıka- | sabrı tükenmişti. n SA cak.. Genç yaşında saçları ağaracak..| — Robert, dedi, .'ıaadel_ııı—.ızı koru- |Doktor, daha fena; hergün hastalarla 'mamız için oğlumuzun doğmaması lâ- | . Ya bir sâri hastalık, zım. ::::;:nuı:::kgeçeııe,_ | — Biliyorum, artık kâfi! Boşuna — Buluşun mükemmel! İleride Eu- ge'ne'i mühendis, yahut ta doktor ol- lâf söylüyorsun. — Çocuk gibilâf söylüyorsun.. — Hiç te çocuk gibi değil, benîn; ak- b Ca di mi sanıyorsun' loğmasın amma ! ılm_b"i_:::î'i;;m;:! Hem ln © kadar Minette bunu söylerken o)kıdeı sa- karışma Euge'ne'i yetiştirecek benim. mimt o kadar cana yakındı ki; Robert — Şimdi Eugene'e de sana'da.. — |kendini tutamadı. Genç karısına — 80- — Bana bir şey söyliyebilirsin am-! kuldu: Ğ n ma Eugene'e aslâ, hürmet isterim, bü-| — Benim eyi karıcığım, ı?ı.—dı. bunu yük babamın ismi.. levvelden söyleseydin de beni bu kadar — Öyleyse * ismi — değiştiriyorum. İüzmeseydin olmaz mıydı? Hor şeyden evvel, kapılarından girip çıkan- ların birdenbire nazarı dikkati celbedemi - yecek bir tarzda olmasına ehemmiyet ve - rilmişti. — Yanlış anladın Röbert, oğlumuz Istanbul 4 üncü İcra Memurluğundan : Emniyet Sandığına birinci derecede ipotekli olup yeminli üç ehli vukuf tarafından tama- mma 1028 lira kıymet takdir edilen Kadıköyünde, Rasimpâşa ma- hallesinin Hâlit ağa çeşme sokağında eski 18 mükerrer 18 mukerr_eı yeni 24yerinde 29 No.lu bahçeliahşap bir ev açık arttırmaya vazedik Sadrıâzamlığın en müşkül tarafı Sadrâzam Âli Paşa bir gün Babiâlide iş- Terile —meşgulken - mabeyinden çağmıl - dı. Saraya gidip huzura çıktı. Sultan Ab - dülmecit mali müşkülâtı mukaddeme itti - haz ederek: 4Bugün sarayın ihtiyacı son dereceyi buldu. Şanı saltanatın muhafazası | miş — olduğundan 27/4/936 tarihine —müsadif Pazartesi günü şöyle dursun, şehzadelerle (sultanların ve saat 14 ten 16 ya kadar dairede birinci arttırması İcra Aküy KatidSem e DĞ Kit bile (6 edilecektir. —Aritırma bedeli kıymeti muhammebdenin ** 75 ini darikten âcizim. Gördüğüm tazyiki tarif edemem. Ne yapacağımı şaşirdimi» demek süretile son derece endişe izhar etti. Âli Paşa çok sıkildi. Mahçup bir tavırlar «Ez- tağfurullah efendimiz! Zatı şahanenizin böyle sıkıntı içinde bulunmanız biz kulla - mınız için pek ağır şeydir. Arzuyu şahane - niz veçhile bir çare düşünürüz» dedi. Bir kaç gün sonra kâfi miktarda para tedarik ve takdim etti. Bunun Üzerine hünkürm: «Para todarikinde müşkülât çıkaranların kendilerine para buldurttum» dediği du - yuldu. Âli Paşanın bu gibi ifadelere muhatap oluşu nadir değildi. Hattâ şiddetli yağ - mur yağdığı bir gün bahçede huzura ka - bul olundu. Abdülmecit şemsiye — altında bulunduğu halde, kendisi yirmi dakika yağ- bulduğu takdirde müşterisi üzerinde bırakılacaktır. Aksi takdirde en son arttırarın taahhüdü baki kalmak Üzere arttırma 15 gün — müddetle — temdit edilerek 12/5/936 tarihine — müsadif Salı günü saat 14 ten 16 ya kadar keza dalremizde yapr lacak İkinci açık arttırmasında aritırma bedeli kıymeti muhamme- nenin *0 75 ni bulmadığı takdirde satış 2280 No. hi kanun ahkâmına tevfikan geri bırakılır. Satış peşindir. Arttırmaya İştirâk etmek İste- yenlerin kıymeti muhammenenin *6 7,5 nisbetinde pey akçesi veya milli bir bankanın teminat mektubunu hâmil bulunmaları lâzımdır. Hakları Tapu sicilli He sabit olmıyan ipotekli alacaklarda — diğer alâkadârünın ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile faiz ve masarife dair olan iddialarını evrakı müsbiteleri ile birlikte ilân tarihinden itibaren nihayet 20 gün zarfında birlikte da remize bildirmeleri lâzımdır. Aksi takdirde hakları Tapu sicilli ile sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Müterakim murda kalıp iliğine kadar ıslandıktan sor -| — vergi, — tenviriye, tanzifiyeden — mütevellit Belediye — rusumu ra, padişahın: «Dalgınlığıma — goldi. Sizi| ve Vakıf İcaresi ve 20 senelik vakıf icaresi tavizi bedeli yağmurda tuttum. Haydi içeriye gidelim» | müzayededen — tenzil — olunur. Daha fazla malümat — almak denilerek -deirei- hümayuna götürüldü. isteyenler 1/4/936 — tarihinden — itibaren — herkesin — görebik Âli Paşa dostlarile görüştüğü — esnada her vakit şu sözü söylerdi: «Sadarete ait vezaifin öen müşkülü sarayı idaredir.» mesi için dalrede açık bulundurulacak Aarttırma şarinımesile 934/2260 No. lu dosyaya müracaatla mezkür dosyada mevcut vesa- Aki görebilecekleri Ilân olunur. “1329,, 1

Bu sayıdan diğer sayfalar: