1 Nisan 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

1 Nisan 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

E b 'fııfı. Canavar bakire! İspanyada çok genç ve güzel bir kız 12 genci zehir- lemek, 9 kişiyide öldürmek Dolares Kayti 19 yaşında bir İspan- | yol güzelidir ve Madrit üniversitesi- nin en sevimli, en zeki talebelerinden biridir. Şimdi Madrit cinayet mahkemesi- nin maznun sandalyasında oturan Do- lares tam 12 9 genci öldürmekten suçludur. Bu ci- nayetler biranda yapılmış, 12 kişi biran da zehirlenmiş' ve 9 kişi bir anda öldü- rülmüş değildir. Bu cinayetler ayrı ay- t zamanlarda işlenmiş, 9 genç dilber kızın narin parmakları arasında sunu- lan zebiri içerek hayata veda etmişler- genci zehirlemekten ve dir. Güzel, narin yapılı, ruha yakın bir kızin bu kadar honhar - olabileceğine ihtimal verilmediği için gimdi bütün İspanya ilim âlemi bu kızın rükiyatı ü- Yerinde tetkikler yapmakla möjgül bu- Yunmaktadırlar Dolarese şimdi canavar bâkire adı takılmıştır. Canavar bâkire cinayetlerine ilkön- ce Boteringo adlı bir genci zehirleyip öldürmekle başlamıştır. görül müş, yapılanı olekökde sobirlkstiek ö Bu gencin ölümü şüphbeli düğ üsabit olmuşsa da zabıta bu ölüm- den şüpheye düşmemiş, bu gencin ne suretle zehirlendiği de meçhul kalmış- tı. Bu vak'adan iki ay sonra ikinci bir zehirlenme hâdisesi olmuştur. Bu sefer zehirlenen Fermantet adında otuz altı 'yaşında bir adamdı. Hu ölüm de zabe tada hiç bir şüphe uyandırmamış, yal- nız Fernantet'in zehirlenmeden iki üç iğün ayvel uzunca boylu çok güzel Bir kızla görüldüğü tesbit edilmiş. Fakat e bu güzel kadının kim ölduğuna ve ne de zehirlenme ile alâkadar bulundu- ğuna dair de bir şey geçmemiştir. A- radan iki üç hafta geçtikten sonra yi- ne bir zehirlenerek ölüm hâdisesi tes- bit edilmiştir. Bu üçüncü kurban otuz yaşında Çuliyo Korgi isminde bir genç- tir. Zabıta bunun hakkında - tahkikat yaparken otelin kapıcısı, Korgi'nin ö- Kümünden bir iki gün evvel odasında u- zunca boylu çok güzel bir genç — kızı kabul etmiş olduğunu söylemişti. Zabıta, bu sefer uzunca boylu genç kızdan şüphelenmiş, hakkında — tah- kikata başlamiştır. Bu arada üstüste iki zehirlenme ile #lüm vak'ası daha kaydedilmiştir. Bu iki hâdise zabıtayı şaşırtmış iken zehirlenen fakat ölmeyen bir adamın yine çok güzel uzuünca boylu bir genç suçile muhakeme ediliyor Doiores kızdan bahsetmesi — bütün şüpheleri bu kadının üzerinde toplamıştır. Bunun üzerine en müstaid ve zeki me | murlar bu genç kızı — yakalamağa memur edilmişlerdir. Zabıtanın üze- rinde tevakkuf ettiği meselelerden bi- risi de bu zehirlenerek ölenlerin hep- sinin de aile sahibi olmayarak bekâr yaşamakta bulunmalarıdır. Ölenlerin üzerinde bulunan en-kiymetli şeylere bile dokunulmadığı görülmüştür. Şu balde bu cinayetlere sebep ne? Zabıta bütün bu şüphelerin düğü- münü çözmek için çalışmış, çabalamış, nihayet Dolaresi ele geçirmeğe muvaf- fak olmuştur. O zaman da bu esrarın |düğümleri çözülmüştür. Daha ilk istic- vapta hazır bulunan doktor ve tabibi adli bu kızın müptelâ olduğu (korkunç sevda) hastalığının neticesi olarak gö-' dimaği neticesinde öldürmekte olduğunu söy- lemişlerdir. Dolares itham edildiği on iki zehir- lenme vak'ası için kendisine tevcih e- dilen suallere cevet» ve yahut «hayır» şeklinde kısa cevaplar vermekte ken- disine bundan fazla lâkırdı söylettirile- memektedir. Bir senaryo ve bir sinemacı muharriri geldi İngiliz muharrirlerinden Core Hil ile film kumpanyası sahiplerinden Ri- şar Venvrigt dün Londradan şehrimi- ze gelmişlerdir. Her ikisi de şehrimizde bir müddet kalarak: tetkikatta — bulunacaklar * ve Tetanbula ait bazı manzaraları — filme alacaklardır. Bunlar bilâkare memle - ketimize ait bir film çevireceklerdir. rüştüğü erkekleri bir buhranı 'GÖNÜL İŞLERİ Gözyaşı Döken Bir Genç Kız şında bir erkekle sevişiyorum. O da beni çılgınca sevdiğini söylüyor. Fakat benim bütün düşüncem onunla evlen - mektir. Bu yüzden beni istiyenlerden bir çoğunu reddettim. O da benimle evleneceğine söz verdi, hattâ yemin et. ti. Fakat son günlerde benden kaçmağa başladı. Ara sıra dışari çıktıkca kendi- sine rasgeliyorum. Benimle hiç konuş - muyor. Ben de cesaret edip yaklaşamı- yorum. Şimdi mütemadiyen göz yaşı dökmekteyim, ne yapayım ? ç LFE.R.T Yapacağınız şey onun sizden soğu - yüşünün sebebini anlamaktır. Kendisi- | mi görünüz ve açıkca konuşunuz. Buna | imkân yoksa daha iyisi ondan vaz ge - çiniz. Ciddi olmıyan bir adamla ev Tenilmez. ç ç * #İki kızım var. İkisi de birbirinden güzel. Arkadaşları onları sinemaya, ça- var. istiyorum, diyor. Fakat hasta bir annenin son di - leğini kırmamış olmak için bir müddet daha sabrediniz. Tehlike baş gösterirse © vakit ne karar vermek lâzım geldiğini İöşünürsünüz; ya filân sürüklüyor. Ben mâni olmağa alışıyorum, dinlemiyorlar. Halbuki on- ları bir kazaya kurbun vermekten kör- kuyorum. Ne yapayım? Hatice Çocuklarınızın arkadaşı olunuz ve onlatı maruz kalabilecekleri tohlikeler hakkında tenvir ediniz. Çocuklar ha - yatta karşılaşacakları hakikatleri lerinden öğrenmelidirler. ü n «Bir senedir nişanlıyım. Bir annem Kalbinden rahatsızdır. — İkide bir buhranlar geçiriyor.Ölünciye kadar ev- lenip onu yalnız bırakmamamı istiyor. Halbuki nişan uzadıkça evlenme ihti » mealleri azalır. Bunu ona söylüyorum, e- herr emmiyet vermiyor. Ne annemi üzmek ne de nişanlımı elimden ka- armak. Ne yapayım şaşırdım. Cevriye Hakkınız var. Anneniz hodgümlık e- TEYZE H SON POSTA G .. “. unun en Makbul sporu ! Paraşütçülük Rusyada iki genç kız bu uğurda can verdiler Rusyada — paraşütçülük, spor haline geldi. Erkek kadın genç, her spordat fazla bu - tehlikeli görünen fakat çok heyecanlı spora merak etmektedir. Rusyanın bir çok merkezlerinde paraşüt kuleleri yapıl- mıştır. Dolambaçlı bir merdivenle bu kulelerin en yüksek yerine çıkılır oradan bir paraşütle yer yi yor. Paraşütç dür. Bir çok ş larda bu çeşit paraştit kulelerine tesa- | milli ve| ne inili- n ilk basamağı bu - hirlerde, umumi park- her| İBu üç Nisan 1 eee ee ee — ee Yalnız dört dolar için üç müthiş müsabaka yaptığım zamanlar oldu Yazan: Jach Dempsey Hayatta öyle insanlar vardır ki kar-| şınıza çıkarlarsa, muhakkak üğür ge- Johnny Sudenberg de bunlar dan biridir. Boksörlük hayatımın demlerinde kendisiyle üç defa üst üs- tirirler te dövüştüm. Ve buna mukabil tam |dört dolar ve on beş çents kazandım. tım İlk müsabakayı Goldfield de yaptık Hasılât o kadar ki ne az olmuştu düf edilmekte ve büyük küçük kes bu kulelere çıkarak paraşüt lanmaktadır. Bu spordan istifade paraşüt kullanmayı öğrenmek — için herkes pek cüz'i bir para vermekte - dir. | Fakat Sovyet Rusyada paraşütçü lük, yalnız bir eğlence olarak görmüyor. Gençler bu mikyasta tecrübeler yapmakta ve bu tecrübelerden çok mühim elde edilmektedir. Erkek tayyareciler ile kadın tayya - her kul- ve| rağbet | süretle — vâsi neticeler | | | | | Lyuba Berlina reciler paragüt kullanmak yolunda mütemadiyen rekorlar kırıyorlar. Bil- hassa kadınların paraşütçülüğe mera- kı ehemmiyetle göze çarpmaktadır. Bundan bir kaç gün önce Lyuba Berlina namında bir Rus kızı böyle mühim bir paraşüt tecrübesi yaparken kazaya uğramış ve ölmüştür. Fakat bu kazada kurbanının tedbirsizliği de â- mil olmuştur, Lyuba, havadan azami sür'atle ye- re inmek ve ancak yer yüzüne yaklaş- tığı zaman paraşütü açmak istemiş » tir. Bunun için çok yüksek bir irtifa - da uçan bir tayyareden atlamış, para- şütü açmadan inmiş, fakat paraşütü açmağa teşebbüs ettiği zaman gecik - miş bulunduğundan — yere - düşmüs, hayatını bu tecttibe uğrunda feda et- miştir . w Bu genç kız şimdiye kadar kırk do- kuz paraşüt tecrübesi yapmıştı. Son tecrübe ile ellinciyi tamamlayacaktı. Rus gençlerinin en hünerli paraşütçü- leri arasında sayılıyordu. Buna rağ- men henüz on dokuz yaşında idi. Lyuba ile çalışan ve ayni yaşta olan bir kız, Tamara İvanova da kırk altı paraşüt uçuşu yapmıştı. O da arka- daşı Lyuba gibi tayyareden atlamış ve (ayni tecrübeyi yapmak istemişse de o da Jüzumundan fazla gecikmiş oldu- İğu için düşmüş ve ölmüştür. Gerek bu iki kız, gerekse önceden yarı mesafelerde paraşütle - fini açıyor ve yere çok iyi şerait için - de iniyorlardı, Anlaşılan bu son tecrübeleri yaptık- diğerleri | ları sırada yere fazla yaklaşmış olma- nın farkına varmamışlar, yahut ken - dilerini heyecana kaptırmışlar ve bu yüzden kazaya uğramışlardır. Bu çeşit kazalar, paraşüt merakını azaltmamaktadır. Bilâkis buna merak tikçe artmaktadır. Johnny ve ne de ben tek bir santim a- lamamıştık Nihayet bir kaç gün sonra Tonopal ismindeki ufak bir kasabada karşısina çıkardı. Bu tesadüften ikimiz de mem- nun oldük. Derhal ringe çıktık. On ravndluk bir müsabaka yaptık. Gözle rim kân çanağına dönmüş olduğu hal |de mosmor bir yüzle müsabakayı be - İrabere bititerek misafir olduğum ye - re gittim. Ertesi gün kasabada serseri serseri dolaşırken Sudenberge — refa - kat eden zatla karşılaştım. ——Arkadaşıni basıl? diye sordüm. — İyi değil. — Nesi var?. — Organizatör kendisine para ver- medi. Biz de meteliksiz kaldık. O da sokağa çıkmaktan vazgeçti. — Tıpki benim gibi.. Halimize acıdılar Sokaktâ giderken körkös Böni takı- yordu: Arkama, çocuklar " takılıyor; büyükler alay ediyorlardı. Halbuki kimse halimi sormuüyor, «aç misın, tok musun?» demiyordu. İki gün, yemek yememiştim. Açlık- tan gözlerim dönüyordu. Başı boş bir bir halde sokaklarda dolaşırken hayır sahibi'bir adamı yânıma soktldu: — Ben Minada oturuyorum, eğer Su- denberg de isterse, gelin orada bir mübabaka yapın.. Şimdiden yemek ve yol paralarını avans olarak — vereyim, dedi. Bizim gibi aç insanlara; bu; piyango- tibi'bir teklifti”Kabul ettim.- «Gidip Sudenbergo i bulayım dedim. —Açlık Sudenbergin canına - işlemişti. Şartı derhal kabul etti. Ben de o da, nere- de olursa olsun ve kaç olursa — olsun dövüşmeğe razı idik. Bununla — beraber tali bizi gene biribirimizin yaralarımızın İgeçmesi için üç gün beklemeğe mec - bur oldum. Nihayet üçüncü gün ha - yır sahibi zata hazır olduğumuzu söy- ledik.. — Hemen bu akşam dedi. Derhal Minaya gittik, alelâde — bir ringin etrafında bir kaç meraklı top - İlanmıştı. Biz de bunların arasına ya - lancı pehlivanlar gibi çıktık. Kaç ravnd dövüşeceğimizi kararlaş- tırmamıştık Esasen ciddi bir — surette yumruklaşmağa da niyetimiz yoktu , O zamana kadar 18 ravnd dövüşmüş gitmeliyiz, İstanbul Barosu umumi heyeti dün ağır ceza salonunda - topi, edenler ve cazibesine kapılanlar git »| Kongrede senelik hesabat tetkik edilmiş ve baroya kıydıdılen yeni - azalar ilk maçta da tam 28 ravnd çarpış e K | | Dempsey eski dünya şampiyonu Maks Baer ile beraber |ve hiç bir netice almamıştık. Maksat, ıryircilori mermmnüuün etmekti. 7 ravnd oldu. 7 ncinin sonuna dağ- ru, Sudenberg bana fısıldadı: — Ben artık yoruldüm. Biribirimi- zin canını yakmıyalım, bitirelim. dedi. Ben etrafıma bir göz attım, seyirci- ler merak ve hayretle bakınıyorlar - dı. «Bir ravnd daha oynarız» diye ce- vap verdim, Sekizinci. bittiği hâakem maçın on ravntla nihayete ere- ceğini söyledi. Biz de çaranaçar on ravndu bitirerek berabere kaldık. Bu maçın organizatörü bugün de hâlâ ismini bBilmediğim bayır sahi- bi, şapkasını çıkardı, ve — seyircilerin önünde dolaşarak para topladı. Az verenlere: — Hele onlar gibi bir çarpışın bak kaç para hastaneye verirsiniz? Hay » di açın kesenin ağzını diyordu: Nihayet paraları saydık, tam & do- Tar 30 çents toplanmıştı. Adam başına dört dolar 15 çents düşüyordu. Ve bu- nu kazanmak için de tam 98 — ravnd dövüşmüştük. Aradan bir müddet zaman geçti'. Sudenberg beni nakavt edeceğini, na- sılsa berabere kaldığımızı ilân ediyor- du. Reno organizatörlerinden biri de a fikirde olduğu için, bana bir dövüş teklif etti. Derhal kabul ettim. Hazır « landım. Maç günü hasılâttan da ehem- miyetli bir yüzde alacaktım. — Nami - ma bahsi müştereke girecek arkadaş - ların koydukları paranın da — yarısına ortak olmuştum. Fakat maalesef o ak- şam maç mahalline gittiğimiz. zaman Sudenbergin şehri terkederek kaçmış sessir oldum. Elimdeki avucumdakini sarf- ettiğim gibi, yenisinden de —mahrunt kalmıştım. Karşıma Sudenberg - gibi bereket versin ki çok çıkmadı. Yoksa, bugünkü elde ettiğim mevkü bula- maz ve ömrümü her halde darülâceze- öbür ravndda Sen de hizli vurma! zaman olan ve insanlar vışlır. heyeti umumiyeye takdim — olunmuştur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: