3 Nisan 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

3 Nisan 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA !ıFransada bir şehrin Ş Fd n .adliye sarayını İngiltere kralı sekizinci Edvard kadına| — * soydular ı verilen idam cezasını affetti Harmiklür işletili gördükten » * * sonra binayı ateşe vermek- I Mahkeme reisi kararı okurken “ Misis Swannı ten de çekinmediler kanun cezalandırıyor. İtiraf edeyim ki şu kür- ı süde böyle faciaya şahit olmadım ,, demişti Paris 30 mart (Husust) — Reuen ad - Londra, (Hususi) — Old Baily mah - | liye sarayının kasaları soyuldu ve bina da ateşe verildi. ? Hâdlise göyle cereyan etmişlir: Aşk her şeyden kw;tlî Bir İsveç prensi daha mağaza tezgâhtarı sevgilisi ile evlenebilmek için prenslikten istifa ediyor Bundan bir iki yıl önce İsveç kra - hnn torunlarından Prens Lennart, a - Vamdan bir kadın - tan sonra büyük babasının Niste bulunma- gından istifade ederek oraya gitmiş, ve eve lenmesi için yeniden müsaade istemiştir. İ Netice malum olmamakla beraber İsveg — | kralınrın maiyeti erkânından — biri Londra gazetelerinden birin: — Galiba prensin arzusu yerine gelmis İlemesi veisi, Misle Swannı ölüme mahküm | İöba körarını pkudü. Ve sözüne söyle de- | vam etti: — Minis Swannı kanun cezalandırmak- tadır. Fakat itiraf edeyim ki şu kürsüde şa- hit olduğumuz faciaların hiç kadar acıklı değildi... | Bu sözler geçen salı söylendi. Ve 24 sant sonra kral sekizinci Edvard kadını af- | fetti. Bu suretle kral tahta oturduğu tarih- denberi ilk af kararını verdi. | &Bugün 32 yaşında olan Mis Swann do-' kuz sene evvel banka memurlarından birile | evlenmiş, fakat evlenirken kocam hakkım- da uzun boylu tahkikat yapmağa İlüzum | © görmemistir. Bilâhare kocassın ailesi ef -| radından kaç kişi varsa hepsinin delirerek ömürlerini, timarhanelerde bitirdiklerini Gğrenmiştir. İrsiyet, Swannın kocası üzerin- de de ayni tesiri göstermiş, zavallı kadın, aha bir senelik evli bile değilken hâmile elmuş, bu sırada kocası çıldırmış ve timar- haneye sevkedilmiştir. Kısa bir zaman son- 7a çocuk doğmuş, adı Valerie -konmüş - tur. Müşfik anne, kızının hayatını temin et- mek için çalışıyor. Aradan seneler geçiyor. Timarhanedeki adamcağız, nihayet bir gün ölüyor... Bu sıralarda yavru dört ya - Şına gelmiş bulunuyor ve ölümün ne ol -|ğuna hastalığı aşılaması mühtemel, son - duğunu artık anlıyor. O wralarda annesdl hastalanıyor. Hastahaneye kaldırılacağı w- şada, yavru: »— Anneciğim diyeor. Babam hastaha - mede öldü, orası çok fena yer, sen de öle - ceksen beni de beri Ne olursun! Hasta anne yavrusunun ipek saçlarını göğsüne bastırıyor. Babasız, vazıtanz se- melerce büyüttüğü evlâdının yüzüne bakı - yor, — Ben yine geleceğim, diyor. Annen veni kimlere bırakıp ta gidebilir! Ve anne, hastaneden çabuk — çılıp evlâdının yanına geliyor. Yine çalıştyor ve yavrusuna bakmakta da devam ediyor. Valerie sekiz yapına basıyor. Fakat ina- dam Swann artık çalışamıyacak derecede yorgundur. Tek başına çalışarak kızını bu yaşa kadar getirmiş, ona mes'ut bir islik - bal hazırlamağa çalışmıştır. Seneleri hep fedakârlıkla geçmiş bin bir mahrumiyete katlanarak kocasının — bir tek yadigârını büyütmek için elinden geleni yapmıştır. Fakat Swann farkında olmadan bir se - Bedenberi mütemadiyen zayıflamakta, ve öksürmektedir. Akşamları ve geceleri de uyuyamamaktadır. Hayatını tanzim ederek, kendisini ve evlâdinı teh - dit eden büyük felâketi karşılamaktan & - cizdir. Swann ' nihayet bir sabah kan kusuyor. Birdenbire fazla zayıfladığını — hissediyor ve doktora gidiyor. Doktor derhal hük - münü veriyor: — Verem! Felâket birdenbire gözünün önünde bü- tün acılığı ile peyda oluyor. Evvelâ çocu - ra da hem kendisini tedavi ettirecek ve hem de çocuğunu büyütecek parayı bu ha- lile nasıl kazanacak? Valerle gözleri yaşlı annesinin bakıyor ve boynunu bükerek: — Anneciğim diyor, ben sana dört we- he evvel söylemiştim. Eğer öleceksen be- ni de beraber götür. Sensiz yaşayamıya - sağımı pekâlâ bilirsin. Ve göcuk ölüyer. Misis Swann derhal mahkemeye veri - Kiyor. Reis soruyor: — Suçlu musun, suçsuz mu? İngiliz kanunları, kendi kendisini tön - | metler altında bırakanları affdtmemek - tedir. Ve heyeti hükime, derin bir teessür içinde kadını ölüme mahküm ediyor. Kral Sekizinci Edvardın hayatını bağış- ladığı kadın İşte bu evlât katili -bedbaht annedir. Fakat acaba ciğerlerindeki mel'un lik kralın gösterdiği merhameti gös - terecek mi? Hayır, kadının pek az ömrü vardır. Evlenmeden Evvel Başkalarını Seven Gençler «İB yaşında bir kımm. 20 yaşında bir genci seviyorum. Bu gençle nişan - İanmak üzereyiz. Fakat bu sırada, ben- den evvel tanıdığı bir kızdan bir mek -« tup alıyor. Kız bu mektupta benimle ni- şanlanmak üzere olduğunu haber aldı- ipmı, fakat buna müsaade — etmiyeceğini #öylüyor — ve kendisile —nişanlanmasını teklif ediyor. Bu tehdit üzerine sevdi - #im genç benden muvakkaten aynlma- mağa, ve kızla bir müddet nişanlı gibi yüşadıktan —sonra benimle — birleşmeğe karar veriyor. Bu kararını da bana teb- kğ ediyor. Bunun üzerine — saşırıyorum, İnanmak istemiyorum, maksadını anla- madım, beni tenvir eder misiniz? İstanbal: Ha Ne, Kızım, bu genç seni sevmeden evvel yaşadığı kızla samimiyette çok ileri git- miş olacak. Belki de kızı izdivaç vadi ile (GÖNÜL İŞLERİ ketini affedemez. Elinde erkeği tehdit edecek vesikalar da mevcut olsa ge - rektir ki, erkek, onunla nişanlanmak mecburiyetini duyuyor. Şu halde bence bu gence güvenilemez. Sizinle evlenme- ie razı olsa bile yarın sizi fena vaziye- te düşürecek bir çok hataları meydana çıkabilir. Binaenaleyh onu siz reddedi - niz, daha iyi olur. niz gizli konuşmanıza muhalif olabilir, fakat evlenmenize itiraz etmez. Ma - dem ki sevdiğiniz genç hayatını kazanı- tihan da etmiş olursunuz. Birisini gönderip kendisile evlenmek is - tediğinizi bildiriniz, mesele halledilebilir. a Üsküdarda Fikret: Gizli konuşmağa me lüzüm yar. Aile- * Sivasta S. M. T.: Neye utartıyorsunuz. Kadını resmen * Hasköyde Naim: Kır sizinle evlenmeğe razı ise ailesi - ateş gelmekte |. haline |* 30 mart sabahı adliye kapıcısı Cölleri sabahın saat altısında methal - kapısının yanındaki dairesinden Hit kat koridoruna' çıktığı esnada, bütün koridoru dolduran kesif bir dumanla karşılaşmıştır. Kapıcı derhal koridora bakan odaların kapı — ve pencerelerini açarak dumanın çıkmasını temin etmiştir. Fakat yangına dair hiç bir ize rasgelmemiştir. Kapıcı bundan sonra başkâtibin odas- Ni açınca manidar bir kargaşalıkla laşmıştır. Döşemeler kırılmış, icra işle kullanılan kasa eritilerek açılmıştır. Asetilen gişeleri, ve demiri eritmek için kullanılan bir takım aletler, yerlerde durmaktadır. Kapıcı derhal vak'ayı polise haber ver- miş, komiserler, müddeiumumi, — polisler hâdise mahalline gelmişlerdir. Ayni zamanda itfaiyeye de haber ve - rildiği için o da biraz sonra başlıyan yan - gını söndürmüştür. Derhal hazırlık tahkikatına başlanmış, kasadan 12000 frank çalındığı, fakat bazı mühim dosyalara el sürülmediği, mahkeme "İveznelerine yatırlan teminat mektuplarile hisse senetlerine dokunulmadığı anlaşılmış- tır. Hırsızlar yandaki odada mevcut olan ve içinde yüz bin frank bulunan asıl kasa> pan farkında olmadıkları için ona bir tey yapmamışlardır. Tahkikat neticesinde anlaşıldığına göre hırsızlar kasanın bulunduğu odayı evvel - den iyice tetkik ederek kapısına anahtar uydurmak için tecrübeler yapmışlar. Kili - din balmumundan şeklini çıkartmışlardır. Binaya toprağa yakın olan demir par - maklıklı bir pencereden girmişler, ve ki - litli olmayan bir kapıdan yukamı koridora çıkmışlar, beraberlerinde, gürültü çıkar - mamak için, şilteler, pencerelerden ziya sızmaması için siyah örtüler götürmüşler. Kasanin etrafını ses vermiyen maddelerle sarmışlardır. İçeriye cumartesi akşamından girip ge - ceyi bodrum katında geçirmişler, pazar gü- nü meydana çıkmamışlar ve önce işlerini rahatca gördükten sonra, aletlerini de mey- dana birakarak girdikleri kapıdan kaçıp gitmişler, bu srada bütün izleri - ortadan silmek için, döşeme ve dosyalara ateş ver- mekten çekinmemişlerdir. Müthiş bir para vurmak ümidinde olan haydutlar açılacak kasayı bilmedikleri için ufak bir para ile iktifaya mecbur kalmış - lardır. Kültür Haftan — Bu baftalık edebiyat, sanat ve fikir mecmuasının 12 inci sayısı zengin mündericatla çıkmıştır. Bu sayıda Mustafa Şekip, Peyami Safu, Münir Se - zim, Enver Ziya, M. Feridun, M. Reşit Öymen, — Fazlı Hüsnü, — Ahmet Rahmi, F, Çiçekçi oğlu, Muzalfer Say - man, Şerif Hulüsinin makale, — müsahabe ve gürleri ile Thomas Mannın tomanı var. dir. Kapital'dan Hülâsalar — İnsâniyet ki » taphanesi neşriyatındandır. Karl Marxın başlıca eseri olan Kapitalin emtin bahsinin hülâsasıdır. Kerim Sadi hülâsayı kitabın al- manca metninden yapmıştır. Kitapta ay - mıca original resimler vardır. Mukaddes Ordugüh — İnsaniyet — ki - taphanesi neşriyatındandır. Bu kitapta Ke- rim Sadi İstanbul üniversitesi profesörle - rinden, Kesler Noymark, Röpke, Rüstov, İbrahim Fazıl ve Ali Fuada Marksizmi an- lamadan baltaladıkları için hücum etmek- tedir. İt ürür Kervan yürür — Orhan Selimin son çıkan kitabıdır. Kitabı bastıran yaz - dığı mukaddemede Nazım Hikmete yapı- lan hücumlara cevap — veriyor. Suavinin yaptığı güzel bir kapak içinde neşredil - miştir. Gençlik Marşgı — Şimdiye kadar -Öz- leyiş, Suna, ayrılık gibi eserlerile kendini tanıtmış olan genç müsiki — sanatklınmız Necip Celâl, BedriMoyan ve Hikmet Er - tezin müştereken yazdıkları gençlik mar - gını bestelemiş ve notayı piyasaya çıkar- muştır. |nant, M Bernar ae UYRATkAğa İadüT yecekl demiştir. | verdiği için, İsvec ğ ğ İ Hâdise, gazeteciler muhitinde — yayılır tahtı — üzerindeki yayılmaz, hepsi de prensi görüp vaziyeti haklarından — vaz anlamak istemişlerse de prens, büyük ba- Yeçmiş, prensliği bı- basından aldığı cevap hakkında bir şey rakarak beğendiği Ka İduğunu ve büyük babasını görmeğe gel - ve sevdiği kızla ev. diğini ci > K T iğini anlatmakla iktifa etmiştir. Prens Margarita ile izdivacına dair so- rTulan suale cevap olarak: — Mis Margarita ile çok iyi ahbabız. Fakat kendisini bir hayli zamandanberi zırda prens Len söylemermiş, yalnız Pariste ataşenaval ol - | detto namı altında ] yaşamakta ve ha - | | rum. Bildiğime göre İstokholm - yatını kazanmak - -| dadır, demiştir. tadır. Prensin avam sınıfına geçmek için ha » — | Üzelir Diniğ zırlanıp hazırlanmadığı ve bu yolda — bir — | lertilik “bünüliği szük karar verip vermediği henüz belli değildir. tmüta ae VA Fakat iki genç arasındaki sevgi bağının — | barlla dmmlr a son derece kuvvetli olduğunu bilenler yas — | kında prensin prenslikten vaz geçmeye | rından biri daha prenslikten vaz geçmek ü- anecbur olacağını söylemektedirler. zeredir. Bu prens 23 yaşında olan Bertil - dir. Prens Bertil, büyük babasına müracaat ederek hali hazırda bir mağazada tezgüh- tarlık yapmakta olan Margarita Brambek ile evlenmek için müsaade istemiştir. Pren- sin sevdiği kız kendisile yaşıt bir sarışın - dır. Babası bir bahriye yüzbaşısıdır. Prens ile Margarita bir kaç yıldan beri tanışmak- ta ve birbirini sevmektedirler. Prens Ber- Hi iki sene önce, İsveç veliahti olan baba- sına müracaat ederek evlenmesine müsaa- de etmesini rica etmiş, fakat veliaht bu ri- gayı kabul etmemişti. Bu gibi işlerde en son söz krala ait olduğu için prene de krala müracaat etmiş, kral, genç pransa nasihat ederek her şeyden önce iki yıl Mis Marga- rit ile konuşmamasını istemiş o da bu yol- da harekete söz vermişti. Genç prene #özünü tutarak iki yıl sevgi- sile görüşmemiş, müddet nihayet bulduk- Balayını İIstanbulda ge_çirın Birmanyalı ziraat müsteşarı Bir müddettenberi şehrimizde bu- lunan Birmanya orman ve ziraat ne- zareti müsteşarı Lâv Tim Ma ile zev- cesi To Mia Tim dün öğleden sonra gazetecilere bir çay ziyafeti vermişler- dir. Henüz yeni evlenmiş olan müste - şar, refikasiyle beraber balayı seyaha- tine çıkmış ve bu aralık İstanbula da uğramıştır. Mes'ut çift İstanbula hay- ran kaldıklarını ve ilk fırsatta memle- ketimize tekrar gelerek çok misafir - perver — olduklarını gördükleri asil Türkler arasında uzun müddet - kal - mak istediklerini söylemişlerdir. Misafirler şehrin muhtelif yerlerini, müzeleri, camileri, sarayları gezmişler ve çok beğenmişlerdir. Bu gezintileri esnasında, bayan |karı Birmanya merkezi Rangun, aşa« To Mia Timin garip saç tuvaleti bil - |/ ğı Birmanyanın merkezi ise Mandeley hassa herkesin nazarı dikkatini celbet- | şehirleridir. BH, z Parlâmento 98 azalıdır. Kadınlara Filhakika, bir sarık şeklinde sarılan | 4, rey hakkı verilmiştir. Birmanyanın ve tedrici bir surette incelen bu saç -| yncak 4 nazırı vardır: ların uzaktan görünüşü, son zaman - Z y larda bazi kadın. başlarında görülen| Dahiliye, maarif ,maliye, orman ve yeni şapka modellerini andırmakta - |zirant nazırları. Devletin diğer — idari ll teşekkülleri tamamiyle İngilizlerin &- lindedir. Birmanyalı çiftin İstanbula hasret- tikleri müddet bitmiştir. Bugün de| Birmanya âhalisinin yüzde altmışi okuyup yazma bilir. Bu vaziyet diğer şehrimizin henüz görmedikleri yerle- hiç bir müstemlekede görünmez , Prensin sevgilisi rini görecekler ve yarın Ankaraya ha- yeket edeceklerdir. Resmimiz misafirleri yanyana göstermektedir. SON POSTA — Birmanya Hindi Çininin bir parçası olup İngiliz müs- temlekesidir. Nüfusu 13 milyondan biraz fazladır. Arazisinin mübim bir Kadıköy su tarifesi ibka edildi Kadıköy Su Şirketinin 3 aylık tari « fesini tesbit edecek olan komisyon, dün saat 15 de Metrohanında toplan- mış, fakat tarifede şimdilik bir deği - aldatmış olacak. Sonra da onu bırakıp sizinle nişanlanmağa teşebbüs etmiş ola- cak. Tabii bötün hayalini, bütün istil Balini tehlikeye koyarak bu gence ü mit bağlıyan birinci kaz onun bu hare- ni dinlemeğe mecbur değildir. Nikâh dai- resine gider, nikâhlanacağınızı bildirir - siniz. Yalnız kızın 18 yaşını geçirmiş ol- Mması şarttır. Talebe birliğine ittihaf edilen bu marş gençler arasında söylenerek esasen tamt- mağa başlanmıştı. Bize çok güzel bir musiki eseri daha weren Necip Celâli tebrik ederiz. Yeni neşriyat TEYZE kısmı dağlar, ormanlar, çöllerden mü- gekkildir. Başlıca istihsal maddele: ipirinç, şeker kamışı, pamuk ve tütün- dür. Memleket, yukarı ve aşağı Bir - manya olmak üzere ikiye ayrılır. Yu- şiklik yapmak İüzumu görmemiştir. Elektrik. - Şirketi tarile komisyonu da bugün saat. 15 de Metrohanında toplanacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: