June 5, 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

June 5, 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Büdceden sonra... . I Bursa: 1 - Haziran iımn İnönü bütçe sonu nutku ile yalnız Kamutaydan değildir: Millete itimat vermiştir. ©, bir tehlike olduğu zaman, mille - tin neye karar vereceğini biliyor. Mil- letin bilmek istediği şey, bu karar tat- Bik olunmak lâzım geldiğinde, en iyi savaş cihazlarının hazır bulunup bu - hlunmadığıdır. Bir noktaya vuzuh vermek gerek - tir: Güvensizlikte olan biz değiliz. Gü- vensizlik umumidir. ve şumullüdür. Kendisi için emniyet inancası aramağa ihtiyacı olmıyan, büyük küçük, hangi devlet gösterilebili: en zayıflar arasında itimat almış Bununla beraber n barpçılar ve en kuvvetliler arasında barişçılar vardir. Memleketimiz, ya her türlü taarru - zu önleyebilecek fili ve müşterek ga - rantilerden, yahut, kendi müdafaasın dan emin olmak ister. Boğazlar için davamızın ruhu da bu değil midir? Biz boğazlar hürriyetini müdafaa kudretini kendimizde görüyoruz; günkü hali ile, enternasyonal teahhüt- lerde bu kudreti görmüyoruz. Cene bugünkü şartlar içinde barışçılık ede- biyatı ile Türk milletini ne maddeten, ne de manen silâhsızlandırmak gafle-| tinde bulunamayız. Manen kelimesini tebarüz ettirmeğe hakkımız var: Çün- kü enternasyonal garantilerin zayıf ve aklatıcı olduğu bir zarnanda, bir milleti bu garantilere inanmağa ve onun ha- zırlık azmini gevşetmeğe çalışmak an- cak bozgunculuk olur. Türk milleti her türlü tehlikeleri kafşılamağa manen hazır mıdır? Mad deten hazır mıdır? Bu iki sualin birinci sine cevap vermeğe lüzum bile yok. İ kincisine İsmet Wermiştir. Ancak böyle bir kuvvet da- yancı üstünde Türkiye Cumuriyeti hü- kümetinin barışçılığı bir kıymet ifade edebilir. Yoksa harp korkusundan ge- len barışçılık, bir nevi teslimiyettir. Bir çok barışçıların kendilerinde ve züm- yelerinde tedavi edecekleri hastalık bu- etmek bu- İnönü müsbet cevap dur. Barışçılar, harp şantajı yapanlar ka- dar, hazır ve azimli bulunmalıdırlar. Taarruz belâgatini susa durduracak ©- lan budur. İnsanlar bu tahakküm ve tehditten usanmışlardır. Çalışan milletlere rahat- hk vermek yolu, bu milletleri bariş ve güvenliği her türlü vasıtalarla kati ve tam olarak müdafaa azmi ile birleştir- mektir. Harpçıların kâbusu budur. Garp medeniyetini ilk ve ortacağ barbarlıklarına doğru sürüklemeğe ça- lışmaktan ne çıkar? İstikbalin kuvvetli ve coşkun nehri, yatağını asırlar aşırı birikintilerle doldurmuş olarak, ve her seddi devirmek kudreti ile akıyor. Mil- letlerin, tarihte okumaktan — utandığı faciaların cehennemi içine tekrar atı - habileceğini zannetmek, onları şuursuz sürüler yerine koymaktır. Garp mede- niyeti, insani davaların çaresini barışta bulabildiği kadar devam edecektir. Falih Rıfkı ATAY Özlü sözler: | Paraya dair Özlü sözler Para iyi bir uşak, fakat fena bir efen- didir. İngiliz ata sözü Çantada para oldukça kalbde sıkıntı ol- maz. Alman ata sözü Cüzdandaki para her zaman için ma - dadır. İskoç ata sözü Ak akçe kara gün içindir. Türk ala sözü Para yassıdır. ve üstüste yığılmak için yaratılmıştır. Japon ata sözü Para neşeli bir çocuktur. Amerikan ata sözü Para harbin temeli olduğu gibi, aşkın da temelidir. İngiliz ata sözü | Para parayı çeker. Türk ata sözü ,|lemiş ve mahiyetini ortaya atarak, SON. POSTA v Eskâ medeniyet eserleri hep şarkta, yeni medeniyet eserleri | garpta görünür, Eski medeniyetleri Türkler, — Etiler, ra da garp m-deniyeti ilerledi, tark milletlerde bir gerilik başladı. Hattâ medeniyeti, bütün servet ve haşmetini ka; deniyetinin esiri oldu. Mısırlılar, Hindliler, Çinliler kurmuştu. Asırlarca süren şark medeniyeti tedricen | yerini garp medeniyetine verdi. Makine devri başladıktan son- | medeniyetlerini yapan bir iki asırdanberi şark Şimdi garp medeniyetinde bir inkiraz ve inhidam başlan- gıcı görünüyor. Buna karşılık ta şarkta yeni bir uyanma, bir leri sarsılırken, luyor. ybederek garp me- | cektir. Şark medeniyetlerinin garba zararı dokunmamıştı. garp medeniyeti şark milletlerini istiamar ederek geçildi. Şark milletlerinin uyanışı garp medeniyetinin yıkılışını kımıldama, bir hareket seziliyor. Garp medeniyetinin temel- yeni bir şark medeniyetinin temelleri kuru- Fakat tesri eğe - Fransız ordusunda Yalandan hastalanan Bir at Doktor Voronof, hayvanlarla fazla meşgül olduğu ve cnl.uda da zıkn - ettiği geçenlerde sözünü isbat eden bir hâdi- seye rasgelmiş ve bu hâdiseyi mal bul- muş Mağrebi gibi derhal ilân etmiş- tir: Fransız ordusunda Tenor ismindeki beygirlerden biri, yorgunluğu — sev - mezmiş. Tam sırtına eğer vurulacağı sırada topallamağa başlar, etratın mer- hametini celbederek talime çıkmazmış, bir müddet sonra da yaptığı kurnazlığı unutarak, gene eskisi gibi topallama- dan dolaşmağa başlarmış, Nihayet ©-| nun bu kurnazlığı öğrenilmiş, topal - lamasına râğmen sırtına eğer — vürül - muş, hayvan bir müddet - topallamış, fakat, kimsenin aldırış etmediğini gö- rünce doğru dürüst yürümeğe başla- mıştır. Amerikada bir şehri biribirine katan aslan Amerikada bir cambazhanenin as- lanlarından biri, kafesi kırarak dışarı çıkmış ve evvelâ şehirde uzün boylu dolaşıp halkı biribirine kattıktan son- ra, kimseye bir şey yapmadan plâja gelmiştir. Halk plâjda denize giriyormuş, ba- şıboş aslanı gö as- lanın postuna bürünerek muziplik ya- pıyor zannetmişler, hayvanın kuyru - gunu, kulağını çekmişler, aslan da muziplere saldıracağına, satvetle gür- | ce, evvelâ halkın kaçışmasına sebep olmuşmı Böylece plâjda bir saat dolaşıp guıel. tuvaletleri seyrettikten sonra, dönmüş, | ve çıktığı kafese kendiliğinden girmiş - tir. |yaya ait Carolin * (SÖZ ARASINDA |) Çekirge eti Dünyanın en kuvvetli Gıdası imiş HERGÜN BİR FIKRA Kurnaz bir baba Geçenlerde şahit olduğumuz hakiki bir vak'adır: Balat çarşısında, Yahudi kapilinin biri, elinde bir binlik zeytinyağı bakkaldan çıkmış, sırada a ile evine — gidiyor. Bu hamal çocuğa çarpıyor, yere — düşürü- yor ve binlik kımhyor. Çocuk derhal başlıyor haykıra hay- kıra ağlamağa. Etrafına ahali toplamyor. — İçlerin- den biri çocuğa yaklasıp soruyor — Zayali çucuk! Şimdi senin baba- si sana dover, belkim da seni evden kovar, diğil mi? —Evett — Vah vahi Baylar bir olalim da, sana yeniden bir şeşe yağ alalim, Nahl Benden beş kuruş! He: çıkarıyor ve dolaştınyor. beşer kuruş atan atana! Derken kalabalık dağılp, merha- metli adam da uzaklaşınca, kopil, ora- daki bir arkadaşına: — Nasil) Babam diyor. Yağin tapladi! » Parmak izi çocuğun hesabına, şapkasını İçine, üçer, akilli diğil mi? parasini uç kat olarak * Olmıyan adam Boenos - Aeres - polisi gimdiye ka- dar eşine tesadüf edilmiyen bir ile karşılaşmıştır. Arjantinin hükümet merkezinde bulunan ve İnslee Mount | |isminde olan bir Amerikalının, par - mak izini almak istedikleri zaman, parmaklarının ucunda hiç bir iz olma- duğını görmüşlerdir. Bereker vern ki) İnslee Mount namuslu bir mış ta, bu hâdiseden dolayı zabitası telâşa düşmemiş. vatandaş- Arjantin ... Denize batan adalar Zengin bir Amerikalı grup, Japon- adalarında pamuk zer'iyatı için imtiyaz almış, paraları |Japonlara vermiş, fakat işe tam başla- mak üzere Carolin adalarına gidince, bir de ne görsün: Mecmuu kırk kilo- metre mürabbamda olan bu üç ada de- nize batmış ve eski yerinde yılken!ı - ler dolaşıyormuş. ——— İSTER Zabıla muharririmiz yazıyor: Kadıköyünde Aziziye sokağında 36 numaralı evde oturan ateşçi Kemalin 6 yaşındaki oğlu Necati iki gündenberi kay- bolmuştur. Babası çocuğunun aranması içi etmiş, polis te yaptığı aramada çocuğun İSTER İNAN İSTER kuyudan çıkarmıştır. in polise muracaat cesedini - civardaki İNAN İSTER İNA ak'a | SA | Yakında çekirgeler ziyafet sofrala- jrında keklik etinden daha kıymetli ©- laçaklarmış, Afrika yerlileri çekirge - ye bayılırlarmış. Onların bu muhab - betleri, Afrikada yiyecek bir şey bula- mamalarına atfedilirken bu sefer de bir japon doktoru yaptığı araştırmalar İneticesinde bu mübarek mahlüklar İd“ yüzde 64 Proteine, yüzde 12 azot, ve yüzde 20 su bulunduğunu, vitamin cihetinden de pek zengin olduklarını Jisbat etmiştir. Üç yaşında kız gelin edilir mi? Hindistanda kızları genç yaşında ge- lin etmek âdettir. İngilizler bu #deti baltalamak için çok uğraşmışlar, fakat muvaffak olamamışlardır. Geçenler- de akla hayret verecek bir nikâh vak'a- sı az daha tamam olurken, . polis ha - ber almış ve bir cinayetin işlenmesine mâni olmuştuzr . Hâdise şudur: Elli yaşında olan bir adam, fakir bir ana babadan üç yaşın- daki kızlarını istemiş ve onlar da mu- vafakat etmişlerdir. Yavrularını merasimle bu sabisıb - yan düşmanının kucağına tam atacak- lar sırada, hâdiseye İngiliz polisi muttali olmuş ve bu canavarı, kızı al- maktan menetmişlerdir. ... Bir İngiliz mebu'sunun cevabı Bir İngiliz gazetecisi meb'uslardan bir çoklarına gu sualleri sormuştur: — Vaktinizi nasıl geçiriyorsunuz? — Vaktinizi nasıl geçirmek istersi- niz? Meb'uslardan Clavis Hugues şu ce- vabı vermiş: — Müntehiplerime mektup yaz - makla, — Müntehiplerime mektup — yaz - mamakla, İNANMA! NMA! Sugılan gidelim! Klaksonların - kaldı« nIınaııı tek ve mânasız bir sak halinde kalmadı. Beledi gçoktanberidir bizim de is- tediğimiz bir yasak daha koydu: Halk sokaklarda hep sağdan yürüyecek, or- tadan ve yahut ki soldari git Giden olursa, ceza var, Bu pek güzel, pek yerinde bir tedbir- dir ; ve şüphesiz ki, hakkiyle takip ve tatbik edildiği takdirde kazaların azal- masına hizmet eder. rh şükür! ya- Gel gelelira: bu enüir; gaxetelerde 'in: tişar edelidenberidir, bilhassa dikkat e- Srsda Halkâır ” Sobak Tekiyülde göze çarpar hiç bir değişiklik görme - dim; Sanki belediyenin bu yasağı, şal: rtin «varakı mihrü vefap adını diği'iedne kabilindien. Gnişde, kim okuyup, kim dinleyesi in ver. bunu ş gibi, — |hemen hemen herkeste bir lâkaydi his- sediyorum . Yasagın faydası, tatbikatında sebat, biraz da şiddet göstermekle hasıl olur. Bizdeki beledi ceza usulü maalesef bi« raz tesirsiz, çünkü ani değildir. Hatırlarım: Ben Varşovada iken, bir İverevliğine 1Hemen oracıkta bir polis peyda oldu. gün, geçmekte olduğum bir caddeyi kat'etmek — istemiştim. Beni kolumdan tuttu ve ağız dan, ceketinin yeninden bir koçanlı defter çıkardı, bir makbuz yırttı ve ba- na uzatarak benden 5 Zloti (120 ku ruş) istedi. açma- — Ne parası? diye sordum. — Belediyenin yasağı hilâfına cad- deyi verevliğine geçtiğinizden — dolayı cezal cevabını verdi. O kadar utandım ki, beni bu gibi cezalardan muaf kılan sıfatımı söyle- yemedim ve kuzu kuzu parayı verdim. Bu da bana ders oldu; bir daha kak dırımdan kaldırma verevliğine geçme- dim. Viyanada da bir zamanlar, caddeler. de: «Sağdan gidinizl» ihtarım bavi levhalar asılıydı. Dalgınlıkla bu veci « beyi unutanların gözleri bu levhalara iliştiği gibi derhla kendilerine gelir, suldan sağa geçerlerdi. Biz ise ne onu yapıyoruz, ne bunu. Gazetelerin ilân sayfalarında çıkmış üç satırlık bir ihtarı kâfi görüyoruz. Halbuki halk çocuk gibidir: Mütemadi ikaz ve bazan da canı yakılmak ister. Yüı kişiden, o anda ceza alınsın da ba- : ertesi hafta nasıl herkes sağdan ümesini öğrenir. P— <. dbalış Biliyor Musunuz ? 1 — Kartaca hükümdarı Amilcar Bar. canın oğlu kimdir? 2 — İran seferine giderken oğlu şeh - zade Mustalayı çadır. içinde boğduran Osmanlı padişahlarından hangisidir? 3 — «Acaibi seb'ai âlem» — dedikleri dünyanın 7 meşhur şeyi nedir? (Cevapları Yarın) * Dünkü Suallerin Cevapları: 1 — Van Dyck meşhur Felemenk res- samlarındandır. 2 — Prens Dögal İngiliz veliahtının ün- vanıdır. 3.— Tramvay kelimesinin adlı düz ray manâsina gelen tram ile yol manâsına gelen way kelimesinden yapılmadır. Keli- me ingilizcedir ve bütün lisanlara bu şekil- Ba hâdise etrafında Üsküdar müddelumumiliği tahkikata || 40 girmiştir. başlamıştır. Bu bostan kuyuları bu civarda iki tanedir ve halk tarafından bu kuyuların kapatılması için şimdive kadar Ka- dıköy belediyesine 30 - 40 istida verilmiştir. 4 — Osinanlı padişahlarından Deli İb- rahimin en gözde haseki ve müsahibeleri- nin başlıcaları şunlardır. — Humi kerpare, Hobyar kadın, Saçyağı ilh.. ilh.. $ — Hara - Kiri Japonyada eski de- virlerden kalıma bir nevi intihar şeklidir. » Şe-

Bu sayıdan diğer sayfalar: