30 Haziran 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

30 Haziran 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

. el — ak Harbin yirmi yıldönümünde.. 9 milyon insanın ölümüne, 1200 milyarlık masrıfa malolan cihan harbi niçin ve nasıl patlamışlı? - SON POSTA ikinci Mısır Üniversite- . « . lileri geliyorlar 14 Temmuzda Misir Üniversitesin- den 80 kişilik bir kafile profesörleriyle birlikte şehrimize gelerek - tetkikatta bulunacaklardır. Bu kafilenin bir kıs- mi Ankara, bir kısmı Bursa ve diğer bir kısmı da şehrimizde tetkikler yapa- caklardır . Dün Turing klüpte hukuk fakültesi doçentlerinin de iştirakiyle bir toplantı yapılmış Mısır üniversitelilerinin şeh - rimizde misafir oldukları müddetçe gezdirilmeleri için bir proğram hazır- İlanmıstır. Toplantıyı |da Türizm servisi şefi Kemal Ragıp iş- tirak etmiştir. Hazırlana rın Mısıra gönderileceki Dilsizlerin reisi az daha boğuluyordu Sağır ve Dilsizler Cem:yeti reisi Sü- |leyman Sırrı evve Iki gün Buyükada sa- |billerinde yüzerken boğulma tehlikesi a belediye namına proğram ya- İgeçirmiş, bağıramadığı için clleri ile işaretler vermiş, nihayet etraftan yeti şilerek kurtarılmıştır. Üsküdar çocuk bakımevi Üsküdar çocuk bakımevi sene ba- şından itibaren 8920 cocuğa bakmış ve tedavi etmiştir. Müessesenin gayesi çocukları hasta etmemektedir. Bu itibarla evlere hem- şire ve doktor yollamaktadır. Bundan maada müessese 50 fakir çocuğun gündüz istirahatini temine ça- lışmaktadır. Bu husus için bütün leva- zım tedarik edilmiş ve iş bütçenin tas- dikına kalmıştır. Çocuklar burada gündüzün yiye - “ Son Posta,nın müsabakası: 40 Tarihi Vak'a ve 40 Tarihi Tablo 37 -Kral Midas'ın kulakları — Milâttan evvel 3000 yıllarında Anado-|ve canlılık ilâve etmişti. Güzel luda büyük bir devlet ve parlak bir me » |mabudu Apollon, kendi sanatlaf in icadı olan ki- cekler ,istirahat edecekler ve mücsse- senip vücuda getirdiği küçük ana mek- tebinde okuyacaklardır. deniyet kuran Eti (Hittit) Türkleri siyasi (tara duürurken flütü icat eden ve kendisine hâkimiyetlerini milâttan evvel sekizinci as- |meydan okuyan Marsiyasa çok kızmıiş, onu a kadar devam ettirdiler. Bir konfede -|ölüm cezasına çarplıktan sonra kral Mis Avusturya Veliahtı ile 28 haziran 1914 de yani bundan tam 23 sene evvel evvelki gün, dünyayı kana we aleşe boğan ve ihtiyar küremizin gör- düğü en müthiş bir harbe vesile veren hâ- dise olmuş, Saray Bosnada Avusturya ve. Hahtı bir harp milliyetperveri katledilmişti. Eğer umumi harp hakında daha derin ve içtimaf sebepler aranmazsa, tek bir kurgu- hun bâis olduğu felâketler hakikaten pek büyüktür. Cemiyeti Akvam istatistiklerine mazaran 9 milyon insan ölmüştür, bu mik- tan asgari bir miktar olarak telâkki eden ve ölenlerin miktarını 20 milyona kadar Çıkaranlar da vardır. 20 milyon insan se- ferber edilmiş ve beşeriyet topa — tüfe, ölüme 1200 milyar altın frank — aarfetmiş- tir. Gördüğümüz zararlar yalnız © kadar- ha kalmış olsaydı belki yine dudak büker geçerdik. Mesele bununla bitmedi... Har- bin tahribatı, dimağlara tesir etti.. iktisadi bayat allak bullak oldu, dünyanın 20 mil- tarafından Evli bir kadınla Sevişiyorum Üç senedenberi evli bir kadınla ta - mişiyorüm. Her ikimiz de kıskanç ve d3 ti muhabbetle sevişiyoruz. Fa - kat o evli bulundukça bir yuva teşkil et- memiz imkânsızdır. Evli bir kadınla ta- nışmak ve sevişmek hatasının da ne ka- * dar büyük olduğunu müdrikim... Kat'iy- yen aytılmak istiyorum, fakat muvaf - 'fak olamıyorum. Onu rencide etmeden Aynlabilmek için ne yapmalıyım? » Meftun Ayrılmanız belki kadını rencide ede- bilir, fakat ayrılmamanız da onun felâ- mucip olabilir. Binaenaleyh siz ikâ fenadan birini ve ehvenini tercihe mecbursunuz, Ehveni şer de onun yu - vasın; bozmamak, zaafını — felâketinin #ebebi yapmamaktır. Rencide olmasını göze alarak uzaklaşınız. ... «Bir kötü huyum var, erkeklerle ça- Bük dost oluyorum: Bu yüzden de on- | İlar üzerinde devamlı tesir yapamıyor ve p kendimi sevdiremiyorum. Halbuki sev- iyeğ Büyük Harpten sahneler yon insanın, en ziyade müstahsil — olabile- cekleri bir çağda hayata veda etmeleri, a- ilelerini de sukuta sürükledi. Açlık, en sağ- lam ahlâki bünyeleri sarsacak kadar uzun sürdü, işsizlik çoğaldı, velhasıl — herkesin bildiği acıklı, müessil, ve hâlâ islâh edile- meyen vaziyetler sürüp durdu. Kurşun Nasıl Patladı? 1389 Kosova muharebesinde |Osmanlılara Sırplar mağlüp olmuşlardı. Bu günü Sırplar bir matem gününe kalbeylemişler ve her sene ayni günde yani 28 haziranda muayyen bazı dini merasimler yapmağa başlamışlardı. Avusturya veliahtı Fransuva Ferdinand le saltanat sülâlesine mensup olmayan ka- nsı (Kontes dö Hohenberg) de ayni günde Saray Bosnayı ziyaret ediyorlardı. Sabahleyin saat on buçuk var veya yoktu. Hey'et dört otomobil halinde, Saray Bos- na caddelerinden geçerek belediye daire- sine doğru yol alıyordu, bitinci otomobil- de hükümet komiseri ile şehrin — belediye GÖNÜL İŞLERİ meğe ve sevilmeğe şiddetle ihtiyacım var. Yirmi yaşında bir kızım. Bana ne tavsiye edersiniz? Güzin Kusurunuzu biliyorsunuz. — Hastalığı teşhis ettikten sonra tedavisi güç değü- dir. Erkekler biraz da nazlardan hoşla- mırlar. Çabuk dost olmayınız, zaten er- kekler bu çabuk samimiyetten de anla- ... #Senelerdir. bir gençle tanışıyorum. Ailelerimiz de bunu biliyor. Fakat sev- diğim erkek evlenmemeğe karar ver - miş görünüyor. Benimle dostluğunu ida- me etmek istiyor. Fakat evlenmeğe ya. naşmıyor. Ben bu süretle — gençliğimi kaybediyorum. Ne tavsiye edersiniz? v Neclâ Bir erkek bekâr kalabilir, fakat bir kız bütün hayatını bir bekâr adama ve- remez. Siz hayat ve istikbalinizi temin etmek istiyorsanız ondan ayrılarak ken- dinize bir yuva kurmağa çalışınız. Son- va zaman geçer, siz evlenemiyecek çağa girersiniz. O yakit artık işin içinden çı - kamazsınız. TEYZE Bir amele yandı Tophanede bir garajda çalışan yıka- yıcı Mustafa oğlu Mehmet elinde bir benzinli bez olduğu halde alev alev ya- nan bir mangalın yanından geçmiş. tutuşmuş ve vücudunun muhtelif yer- lerinden yanmıştır, Askerliğe dave! Beşiktaş askerlik şubesinden: 316 331 doğumlular dahil kea hizmetli ve orta ehliyetnamelilerin | temmuz 936 tarihia. de yedek subay mektebine sevkedilmek Ü- caatları ilân olunur. ilâ zere şubeye mü relsi, ikincisinde veliaht, kansı ve kaı rında da Bosna Hersek Valisi Potiovk bu- hanuyor, üçüncü dördüncü otomobilde de yaverler ve maiyeti geliyordu. Etraf çok kalabalıktı. Bütün şehir hal kı, sokakları doldurmuş misafiri — karşılı- yor, ve kalbden gelmekten ziyade, fevka- lâde günlerde hasıl olan acayip bir hâleti ruhiyenin tesir? altında: (Yaşa... Var ol) diye bağrıyordu.... Veliaht ve karısı müte- bessim çehrelerle etrafa selâm — dağıtırlar- ken saat tam on buçukta bir bomba patla- dı. Veliahtın şoförü, atomebile hız vererek ileri atılırken, bombanın üçüncü otomobile isabet ettiği ve bir yaveri yaraladığı tesbit edildi. Bombayı atan derhal — yakalandı. Gabrinoviç isminde —Avusturya — tebaa- sından bir harp milliyetperveri olduğu an- laşıldı. Veliaht belediye dairesine biraz sarar- mış we solgun girdi. Maruz kaldığı çu su- ikast teşebbüsünden hem korkmuş, — hem hiddetlenmişti. İçerde bir müddet — süküt ettikten sonra, asabi bir hal — ile belediye reisine çıkıştı: — Ne biçim memleketiniz var? İnsanı çiçek yerine bombalarla karşılıyormunuz.. Veliaht bir müddet belediye daire; de sinirlerini teskin ettikten sonra yarala- mp hastaneye kaldırılan yaverini ziyaret etmek istedi. Tabii şu vaziyet — karşısında merasim programının da değişmesi — icap ediyordu. Karısı da hastaneye beraber gel- mek arzusunda idi. F a Ferdinand, vaziyeti teklikeli gördüğü için evvelâ razı olmadı. Fakat karısı fazla ısrar etti. Ve nihayet, eğer başlarına bir kaza gelmesi mukadderse ikisinin de başına birden gelmesini söyli- yerek, kocasından evvel yürüyüp otomebi- le bindi. Veliaht bulunduğu arabaya, başka bir yol takip etmesini emrettiği halde birinci etomobil, kalabalık bir sokağa daldı. Ve B ÇUA » dnh dğ benzinli paçavra alev almiş, eelbiseleri| “|başka Frikler, eski kavimlerin içinde gü - İzelliklerile de bilhassa şöhret almışlardı. İna dair, diğeri Prens Ganimed'in macerası rasyon şeklinde idare olunan Eti impara - torluğunun birlik merkezi Kızılırmak su- yunun kavsi içinde bulunan Hattusas si * tesi idi, ve Kızıl hâvalisi de Etilerin en ka- habalık yaşadıkları mıntaka idi. Etilerden sonta Anadoluya Frik Türk * leri hâkim oldular. Bütün Anadoluyu ele geçiren Friklerin en kalabalık bulundukları yerler, Frikyada Sakarya ırmağı havalini, Sakürya ile Toroslar arasında kalan bir kı» sım arazi idi ki en meşhur Frik siteleri bu- günkü Çanakkale civarında Abidos ve Tu- tova, Lâpseki, Sakarya ile Kızılırmağın a- rasında Gordiyom, bugünkü Ankara, Kon- ya idi. Frik Türkleri tarihte yüksek mede- niyetleri, güzel sanatlara kargı olan büyük alâkaları ile temâyüz etmişlerdir. Bundan Burada daha evvel, biri Turovanın zaptı- olmâk üzere iki yazı yazmıştım (numara 8 ve 13). Bugün Midas ismindeki meşhur bir Frik kralmın hayatına dair bir menkibe anlatacağım: Frikyalılar başlarına — «Frik külâhın denilen ve başlarını kulaklarile be- raber örten yumuşak ve büyük bir külâh giyerlerdi. Bu külâhı keal Midas icat etmiş ti. Kral Midas, tebaasini seven, — artistleri himaye eden büyük bir adamdı. Prikyalı Marsiyas isminde bir genç Hüt denilen çal- gıyı İcat etmişti. Frikya güzel dağları, or manları, ırmaklarile meşhurdu. — Buralar. da Frikyalıların zengin sürüleri dolaşırdı. Prensler bile çocukluklarında çobanlık e- derlerdi. Flüt bu kır hayatına yeni bir neşe dasa bu iki çalgıdan hangisini tercih et « tiğini sormuştu. Midas, memleketinin has vasını terennüm eden fHütü tercih etmişti. Bunun üzerine Apollon kızmış. «sen yüzel sesten anlamlıyorsun!» — diyerek Midasın kulaklarmı iki-eşek kulağına tahvil etariş « &. Büyük kral, bundan sonta başına ge « niş ve kulaklarını örten bir külâh giymeğe başlamıştı. Fakat bir gün tıraş olmak lâ « zam geldi. Berberini çağırarak göreceğini kimseye söylememeğe yemin ettirdi ve ba» gından külâhmi çıkardı. Kralının başında iki kocaman eşek kulağını gören berber gaşırdı, korka korka Midası bıraş etti. Kim- seye bir şey söylememeğe yemin etmiş olan berberin içinde bu garip er, gün geçtikçe' büyüyordu. Artık onu saklamağa muvaf- fak olamıyan berber kara gitti, bir kör ku- yuya seslenerek derdini boşaltlı: — «Kmal Midasın iki eşek kulağı varl» dedi. He « men oradan iki kamış bitti ve rüzgürla söylenmeğe başladılar: «Kral Midasın iki eşek kulağı vari.. Kral Midasın iki eşek kulağı var!..w Oradan bir çoban geçiyor« du, bunlari işitti, şaşırdı, bir tanesini ke « serek bir kaval yaptı, fakat kaval yalnız ve yalnız bu nağmeleri çıkarıyordu: — «Kral Midasın, iki eşek kulağı var!..» Çök geçe medi, hakikâati bütün Frikyahlar öğrendi. ler. Fakat krallarının bu felâkete - keadi milli gururları uğruna düştüğünü. - gürerek onu daha çok sevdiler, Bu Frik menkibe « sinin moral neticesini bilmem söylemeğe hâacet var imidir: «Bir kişiye söylenen bir sır, artık bir sır değildir!» Reşad Ekrem Koçu ea — —0 — 0 ——— A gayet az bir mesafe katedildikten s#onra, birdenbire vert iki tabanca — sesi duyuldu. Otomeobiller durdular, ortabk birbirine karıştı. Ve otomobilin içindeki veliaht ile; hayatını kocasının hayatına bağlayan kon- tes dö Hohenberg'in vuruldukları — görül- dü. Bu sefer tabancayı bir genç, bir çocuk atmıştı. İsmi Cabriel Principe'di. 19yaşında idi, henüz mektep talebesi bulunuyördu. Sırp lisesinde talebe olan bu sinirli ço- cuk, Sırp milliyetperverlerile, temasa gel- mişti. Belki (Büyük Hiristiyan) — fikriyle senelerce yoğrulmuştu. Yine kendisi idealist bir arkadaşı olan Gabrinoviç — ile beraber veliahtı öldürmeği kurmuşlar, — si- lâhları, Belgraddan Gabrinoviç tedarik et- mişti. İkisi de tutulduktan sonra ağızlarından bir tek kelime çıkarmamışlar, kimlerle ça- lıştıklarını, arkadaşlarının — kim olduğunu ifşa etmemişler, suikasti itiraf ederlerken: En bü düşmanımızı öldürdük — demiş- lerdir. Çünkü p bizim cenup Slavlarile bir- leşmemizi istemiyordu. 19 yaşındaki küçük suikastçı hapisha- nede eziyete dayanamıyarak ölmüştür. Suikaste Sebep Ne? 1878 de Bosna Herseği mukavele ile ve bazı kuyud ve şurut ile Avusturyaya veren Osmanlı hükümeti burasını 1324 in- kılâbından sanra zayıf düştüğü — bir anda, Avusturya - Macaristanin resmen ilhak et- melerine seş çıkaramamıştı. a Bosna - Hersek üzerinde Avuüsturya ve Macaristan devleti kadar Sırpların da gös« zü vardı. Sırplar Bosna Hersekteki — seke- neyi kendilerine daha yakın telâkki — edi. yorlardı. 28 Haziran — 1389 harbinin —acı hatıralarının taziz edildiği bir günde, A- vusturya veliahtının muzafferane bir eda ile Bosna Herseğe girişi milliyetperverleri kızdırmak için kâfi gelmişti. Principe'in atığı kurşun da senelerden beri biriken kinleri taşıracak bir dumla kan olmuştu. Cihat Babamn

Bu sayıdan diğer sayfalar: