30 Haziran 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

30 Haziran 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

f SÖN POSTA Almanyanın yeni donanması Almanlar yeni harp gemileri yapmıya hararetli bir şekilde devam ederken İngiltere ile yarış etmediklerini, fakat müstemleke ıstemekten de vazgeçmediklerini söylüyorlar 1935 yılının 18 hazitan günü İngilt sanya arasında yapılan de Almanları Versay m kayıtlarında Almn: luğu deniz kuvy iz kuvvetlerine ait sahede Almanya bir donahme Almanlar deniz nuahedenin ter mek için derh Alman & n ettiği bu mata ba kabiliyetli bir çok gen htiva e0 ri er Almanılı Amiral Sehee zırklıları vardır. çta yapılmaktadır J00 tanluk land, ve Amiral Gra adlı üç Bunlardı her biri 26,000 tonluk iki geminin inşasına baslanmıştır. Bu yan 10,00) gemiler de, Cep k gemiler gibi V| puslak toplarla techiz edilecektir Almanyanın 6000 tonluk beş kru Tü bulunuyor. Bunlar Nuremberg, Karlsruhe, ve Kolen izimlı Layrp Emden kruvazörü ise 3400| 10000 tonluk v sluk toplarla mücehbez iki k: Almanlar, bundan b tayyare taşıyan bir . Almani ruvazör inşa etmektedirler. ka ilk defa olarak hi yapıyorlar. Alman donanmasının her biri tanluk 12 Her biri 1625 tonluk 16 muhrip daha inşa edilmekte Alman donanması her biri 750 tonluk 2, her biri 250 tonluk 20 tahtelbahir ile mücehhezdir. 500 tonluk altı tahtelbahir de daha inşa edilmektedir. Bütün Alman milleti, yeni —donanı nin inşasını derin bir coşkunluk ile ta etmekte ve her Alman gehrinde bir deniz cemiyeti teşkil edilmiş bulunmaktadır. Hükümet tarafından resmen tanılan bu gcmiyetlerin her biri aagari 60,000 azadan müteşekkildir. Mmuhribi vardır. 8000 — Alman donanması son yaptığı me günlerde Hitlerin anevralarda huzurunda Manevralardan bir başka görünüş Almanlar, donanmalarını — ihya için şevk ve hararetle çalıştıkları halde İngilte- te ile deniz yarışına girişmediklerini, fakat müstemleke sahibi olmak fikrinden de vaz- zgecmediklerini açıkça söylüyorlar. Alman- ların "ued'. ve nasıl müstemleke — bula- cakları, günün en ehemmiyetli meselele- rinden biridir. Naklettiğimiz resimler Alman donan- Almanya devlet Reisi Her 1 lerin karşısında yaptığı hareketleri göster mektedir. masının, e e Bütün vahşi hayvanları terbiye edip ehlileştiren Hindli fakir A l ati Bindli fakirin cılileştirdiği aslan, bır köpekle beraber Hindistan fakirleri türlü türlü marifet ler göstermek için ömür tüketen insanlar- Birini bu biri, — bir dıt. Geçenlerde bu marifetlerin iştik. Adamın ak vücudunu havaya kal- sayfada göste değneğe daya dinyor ve havada bu vaziyetini — istediğ kadar muhafaza ediyordu. Son posta ile gelen Londra gazeteleri, bu fakirlerden birinin yepyeni bir marife- en bahis ve bu marifete ait resimleri neşretmekter Hindistanda bu çeşit fakirlere Yogi'ler derler. Hünerli ve sabırlı olan bu adamlar zekâlarımı insanların işine yarayacak fenni icatlar üzerinde işleteceklerine kimsenin ( #ne yaramıyacak bir takım - tecrübeler uğ runda sarfediyorlar. Bahsettiğimiz Hintli fakir vahşi —hay- vanlarla ehli hayvanları bir arada ve bir birine fenalık ettirmeden yaşatmanın yo- kınu bulmuştur. Svami Krişmananci —adım taşıyan bu fakir, bunu ispat için bir dişi ase la ile bir köpeği ahp Hindistanın yaz mevsi minde devlet merkezi olan Simla gehrine getirmiş ve orada Hindistan umum valisi ile diğer Hint ekâbirinin karşısında bunla- tın çak iyi geçindiklerini göstermiştir. Fakat Hintli fakirin marifeti köpek ile dişi aslanı bir arada yaşatmak ve dişi as- lani köpek gibi ehlileştirmek değildir. Bu fak atlan, yılanları, — inekleri bir arada yaşatmakta ve bütün bu hayvan- lar birbirlerine ilişmeden, birbirlerine fe- nalık etmeden geçinmektedirler. aslanları, Dişi aslan ile köpek, Hintli fakirin ver- | dizi her emri derhal yapıyor ve koyun ko yuna girerek yatıyor, süt içiyor, ayni kaptan beraber yiyeceklerini beraber yiyor, birbirlerine karşı zerre ve kadar husumet gös- termiyorla; lan dört Ve taman O kadar her den tutuyor. ve adadır. niş bir haldedir isteyen dişi aslanı zü eonu gezdiriyor. Seyircilerden küçük — bir kız ile küçük bir erkek çocuk dişi aslanı dir. Hintli fakir her vahşi hayvanı bu şekil: de idare etmenin yolunu keşleltiğini söye lemektedir, tutup gezdirmişl -| çin, | dınlatacaktır. 150 Senede bir milleti bir tek nberı U adam gibi coşturan marş Rouget de Lisle, Maıseyyezı Strazburgda besteliyerek Parise müteveccihen yola çıkmış, yarı yolda bir ço« ğun, marşını mırıldandığını duyunca şaşmış, Çacık »u marşın Marsilyadan Parise geldiğini söylemişti de Sirazburg ilk defa 1836 senesinin 26 haziranında *Rouget de Lisle yani Ro- i de münzevi, unutulmuş bir adam gözleri yüz sene evvel Fransada Choisy « le ni hayata ebediyen kapatmıştı. Bir zamanlar bütün bir milleti şahlan- dıran, ona dünyanın en büyük eserlerinden birini yaptıran bu adamın öldüğünü neden öonra öğrendiler, ve sanki hayatında gös: unutturmak tebrike ve) terdikleri kadirnüşinaslığı kendisini öldükten sonra, tazize kalktılar. Bu adam Rouget de Lisle idi. Yüz elli senedenberi koca bir milleti tek bir ağız- dan konuşturan, bugün de hâlâ Fransanın milli marşı olan Marseyyezi yapan © idi. Vatandaş Silâh Başına 1792 senesinin 24/25 nisan gecesind Strazburga Paristen gelen sâi Fransız hü- kümetinin, Prusya ve Avusturyaya harp i- | lân ettiğini bildiriyordu. Haber sabaha kadar, her yere dağı sabahleyin gençler ve erkekler yeni bir çar- | a döküldü- | ler, o sırada Strazburgda cumhuriyetçile- pışmanın heyecaniyle sokaklı © zamana | | rin bir klübü vardı, bu klüpte göre ileri fikirler terviç edilirdi ve klübün başına da oranın belediye reisi olan ı..-w derieh de Dietrich getirilmişti. Frederich | ün arabalara duvarlara ertesi günü şu | ları astırdı: ilâh başına vatandaşlar, Harp sancağı açıldı, işaret verildi. Silâh başına. Dövüşmeli mağlüp etmeli yahut ta öl- meli. Silâh başına vatandaşlar, Hürriyetimizi muhafaza etliğimiz tak. dirde diğer devletlerin meş'um — kaadleri neticesiz kalacaktır. Bu taçlı müstebitler, titresinler, hürriyet ışığı bütün insanları ay- Hürriyet ordularını teşkil edecek olan sizler, zafere koşunuz. Yürüyelim, ve son nefesimize kadar hürriyeti elden bırakma- yalım!.., Harp Patlıyor Sabahın saat dokuzuna doğru Mesange sokağındaki 28 numaralı eski evin kapısı açıldı. Genç bir yüzbaşı sokağa çıktı. Ko yu İâcivert üniformasının içinde yakışıklı bir hali vardı. Saokağın öte tarafında duvarın önünde birikmiş bir kalabalığa hayretle baktı. Du- vardaki ilânın yazılarını kalabalıktan do- Önde duran bir adamın omuzuna dokundu: — Arkadaş ne oluyor dedi? — Siz M. de Lisle bil Nerede idiniz? Dün geç vakte kadar bir arkadaşın evinde idim, yataktan şimdi “kalktım. — Harp patladı. Rouget de 1 layı okuyamıyordu. İlerledi. mMusunuz? iyor ahbabından biraz fazla izahat alacaktı fakat © sırada bütün şehi halkı na do; ampetlerin seslerine uyarak mey sökün etti, harbin ilân edildiği halka resmen tebliğ edilecekti. Rouget de Lisle de kafileye takıldı, yolda gözleri ar- İne koydu, | kene belediye relsinin evinde Marseyyezi söyjerken Strazburgda yüzbaşı Rouget Lislein evi kadaşı Pleyel'i aradı, derieh ikisine bir hürriyet şarkısı M. de Li de bestelemeğe kalkmıştı. ür yazıyordu, belediye — te le güftesini yazm Rouget | mıştı, le son zamanlarda hemen hemen bir defter doldurmuş Haydi bu vatanın evlâtları yürüyelim zafer günü geldi. Allons Enfarits de le Patrle Le Jour de glorle est anrives Diye ba; damr beğenilmisii. yüri de herkes taralme türdü, ruhunu bir heyes sanki kalbi duracak | Elini alnma can dalgası altüst etti, gibi oldu. Bir Akşam Ziyafeti O sırada birisi kedisine: — Bu akşam belediye reisi seni akşamı iyor, dedi. ... yemeğine davet € Rouget de Lisle büyük beyaz bir eve girdi, içerde kendisinden başka bir çok dâ- vetliler de vardı. Aydınlık, kapı aralarme dan kahkahalar dışarı sızıyordu. Belediye reisi De Lisleyi görünce ellerini sevinçten birbirine vurdu, yanında duran generalla» ra rallarım dedi, Allahın dili m budur, — İ & şan Bd hemen hemen her İçiliyordu. İçkilerin | çeşidi vardı, bir müddet sonra belediye vee isi ağa kalktı: İçkilere nihayet verelim bayanlar gelecek dedi, Sağit'altı idi. herkes pipolarını cepleris eti — orladan « da ründü here şampanya k: kalktı, pencereler açı ve biraz sor Madam Frederich dağıttı, € içki içmeleri âdeti ortaya lan £ tebessüm bayların serk çıkmamıştı. Frederich General Broj — Generalım dedi kolunuzu refikama lütfeder misiniz? (Devamı & inci sayfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: