Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.
E _ümet Parlâmentoda dünkü mühim nutku halyanm yeni Boğazlar mukavelesine iştirâki için artık hiçbir mâni kalmıyor (Baştarafı 1 inci sayfada) _Mîster Eden evvelâ Fransa, Belçika ve İterenin iştirakiyle yapılan konferans- n Bahsederek konferansın iyi bir netice- Ve Yardığını, bununla berber yapılacak i$ bulunduğunu, varılan iyi neticeni.n Ansa ve Belçika Başbakanları ile harici- kanlarının himmet ve dirayetleri sa- de mümkün olduğunu, söyledi ve gitide muvaffak olmak yolunda gayrıkabili am müşküller bulunmadığını ilâve et- | _ıngütere dış bakanı bundan sonra Mon- de imzalanan yeni Boğazlar mukavele- €n bahsederek bu muahedenin müza- * ve anlaşma usulü ile çok iyi neticele- _elde edilebileceğine ve muahedelerin olunabileceğine kat'i bir delil — oldu- hu ileri sürdü ve şu sözleri söyledi: «Bu konferansta alınan neticeler ziya- € memnuniyetbahştır. Montröde şura- Sabit olmuştur ki beynelmilel taahhütler ). Sevesi içinde ve hâlen mer'i beynelmi- iîk ahk.âm dalresinde, şeraiti hazxrıaya a.r- ııetl tevafuk etmiyen bir muahedenin, Mıl- *T Cemiyeti kaideleri mucibince, tadili- , Varınabilinir. Ş ontrö konferansı, bir terakki - teşkil ;:î?ekte olan sulhperver ve meşru metod- “a bazı muahedelerin yeniden nazarı â&*kten geçirilmesi keyfiyeti bahsinde Vrupaya kıymetli bir misal vermiştir, Şu- < ada şüphe yoktur ki, Türk noktai na- Ti da dahil olmak üzere bütün noktai nazaflııdan'elde edilen neticeler, Türkiye- “© kendi kendisine ihkakıhak etmeğe kal- h"“am takdirinde alınacak — neticelerden Sök daha memnuniyetbahştır: Bay Eden Monirö konferansı hakkın- tin B “daki sözlerini şöyle bitirmiştir: «Türk hükümetine, yalnız — teminatın *fazı için — değil fakat — ayni — za- —îuda bu —teminatın — tedvin — edil- ne âmil —olan — rühtan - dolayı İHilvin edilmesine âmil olan ruhtan dolayı kürlerimi bildirmeği kendime bir va- Bu addederim. Şüphe yoktur ki Büyük — Mtanya hükümeti ile Türk hükümeti ara- î“âı daha sıkı ve daha samimi bir antant, *Bazlar konferansının neticesini teşkil et- iştir. ı m!Mı'lletler cemiyetinin — islâhi lhnkkı'ndı ileri sürülecek tekliflerin hepsi, vakıayı nazarı dikkate almalıdır. B. Litvinof, _m_il- letler cemiyeti azalarının yüzde 25 ı'nın. konulan zecri tedbirleri tatbik etmedık - lerini söylemiştir. Bu hal, meselenin güç - lüğünü iyice tebarüz ettirmektedir. Bunu müteakip Mısır meselesine geçen Mister Eden Mısır ile başlayan muı.hede müzakerlerinin çok iyi devam ettiğini, as8- keri maddelerin parafe edildiğini,, fakat ye ni muahedenin meclise arzolunmadan tas- dik edilmiyeceğini söyledi. Mister Eden nihayet Akdeniz karşılıklı teminat misakından bahsetti ve dedi k.i:_ « Zecrt tedbirlerin tatbiki dolayısile bır taarruza uğramak endişesi hüküm sürdüğü zaman İngiltere ile bazı Akdeniz devletle- ri arasında karşılıklı teminat paktı yapıl- mıştı. Bu teminat, zecri tedbirlerin k?ldı- rilmasını takip edecek karışıklık devnndı' de devam edecekti. Bu ',-rışıkhk devri son bulmuştur. Çünkü İtalya, yeni bir teş- riki mesâi devrine girmek istiyor ve aley- hinde zecri tedbirleri tatbik eden devlet- lere karşı mukabil tedbirler almayı düşün- miyerek zecri tedbirlere kapanmış bir sa- hife nazarile bakıyor. İtalya bir iki hafta (önce, İngiltere, Yugoslavya ve Türkiyeye bu 'yolda teminat vermiştir. Bu suretle Akde- niz teminatına hacet kalmamıştır.» Mister Eden Milletler Cemiyetinin 18- lâhı meselesinden de bahsetti. Ve millet- ler Cemiyeti tarafından islâh hakkında so- rulan ,suallere cevap hazırladıklarını, şim- diden bu meseleye dair söylenecek bir sö- zü bülunmadığını, bu meselenin Cenevrede eylül içtimaında konuşulacağını anlattı. Muhalefet namına İiberaller, Mister Eden'in Habeşistanın mukadderatını mev- zuu bahsetmediğini söylemişler, amele ise hükümetin teslihat siyasetine itimat etme- |diklerini anlatmışlardır. Mister Eden bundan sonra mandalı a- razi bahsine geçti, ve bu araziyi dev_ret- mek imkânı bulunmadığını, yalnız iptı.da.l maddeler meselesinin Cenevrede görü_şı.île- bileceğini ilâve etti, ve nutkunu bitirdi. İspanyada Dünkü vaziyet - — (Baştarafı 1 inci sayfada) “*Wnalar devam etmektedir. vlet merkezi olan Madrid'de ha- n tabiîleşmiş bulunuyor. Harbiye na- a Madl'idden hareket ederek hükü - Uvvetlerinin başında Guadana - ağlarında bulunan âsilere karşı ta- & geçmiştir. Bir habere göre hu- kt kuvvetleri burada .%traşe]_l hü aların hepsini ele geçirmiştir. kuvvetleri Sergovyaya doğ- . îerlemektedir. : Yetle Nupta hükümet kuvvetleri vazi- Tni düzeltmiş ve âsileri sarsma- "%Üe Te et“nîn biri Valensiyeye doğru ha- Si €tmektedir. ; bir “Malde, ve bilhassa şamili garbide Sok şehirler âsilerin elindedir.. n na?ba"iyen şehri, hükü_m_et tara- »"luuîn istirdat olunmuştur. Âsiler, bu- Şaa almak için uğraşıyorlar. lar, "kta âsiler Saragosada bulunuyor- hoînhürükümet tayyareleri — burasını hi » lman etmiştir. Halihazırda bu tin 4, Yarında mühim bir muharebe- üî:îam ettiği anlaşılıyor . hhrin Ümet kuvvetlerinin üç kolu bu Üzerine sevkolunmuştur - l p, *elonada hükümet hâkim olmalf- Sçlık Ttabe T vaziyet vahimdir. Ve şehir ikesi geçirmektedir. F.'alrıalîtaki âsilerin reisi olan generfl küftıe ği Ma]agaya asker çıkararak h'f' Yor, 'e karşı hareket geçmeyi düşünü- t%cîîîelütta"k civarındaki İspanyol _lîirında mühim hâdiseler vuku BU anlaşılıyor. Çünkü bu taraf- dir, “Yah duman bulutları gelmekte- ülîü Met yaz münasebetiyle Sense- ğt | İ Wüvaffak olmuştur. Hükümet kuv-| y bastiyene gitmiş olan elçileri sahill ü- zerindeki küçük bir kasşıb_aya ı_ıak :t- miş ve bunların selâmetini .te_mın e meşk istemiştir. Amerika elçisi Bowers bir Amerikan gambotu ile İspanyadan İmıştır. Ku ayrlîliil:î'înmı-tiı:ı elindeki harp gemılerf dün Centa (Fas mıntakasında) yi k İbombardıman etmiştir. leketlere ait zırhlılar bancı mem a ği taşımağa de- ve vapurlar yabancıları va?;ciecli:ğîlriz torpidosu muht;dlif n:îıl : letlere mensup 300 yolcu;îu arsi :îı a götürdü. Prenses Mariya *îîrdı 1600 — mülteciyi Ceneveye 'îa,], 1sı Bunlar arasında bir çok Amerikalı, viçreli ve Alman vardır - Vaziyet henüz karanlıktır. *Ve son derece buhranlıdır. F akat huklumettî:: keri isyanı, neye malolursa olsun (kile azmetmiştir. kılel..ondrn 27 (Hususi) — İspanyadîn hberlere göre âsiler şimalde ıîıng— de Cenupta Cebelütta- nde galip gelmişlerdır_. : ndaki haberler birbirini ete göre hükümet ta- ea Cenupta yüzlerce maktul bıra!:- ea Şimalde ise vaziyet aksinedir. MÜLMEZ, lip geldiği tahakkuk etmek- gelen ha lüp oldukları hal' yık'ın 30 mil ötesi Neticeler hakkı yor. Bir rivay G İ Franko Malagaya aaketlerini ener 20 şer asker taşıya ile Malaga arasında mekik do- yığıyor, tün gün Fas kumuştur. Paris, ilâ 5 ın lapanyaya sı n îelıer:;'ll hükümete karşı yapmakta olduk esinde i ir deği- ü beklenilmeyen bir ; mucaîeılıîîıîıştur. Sebebi de Humanite rmiş olduğu bir haberdir. Bu ö7 (AA) — Sağ cenah gaze- h verilmesi mese- ları şiklik hası gazetesinin VC_ hab.:e göre IFI Cenaze yarın Manisadan kaldırılarak İzmi- defnedilecektir. üçüncü Alfons'un eski sefiri B. Guinones ce ısmarlanmış olan tayyare, ötomobillerin bedeli olarak yirmişer milyon frank almış- lardır. memnuniyet göstermektedirler. n tayyareler bü- | - SON POSTA ERLERİi — Meşale Alman toprağında Meşalenin geçeceği bütün şehirler donandı Berlin, 27 (Hususi) — Mukad- des alev meş'alesini taşıyan koşu- cuların Alman toprağına yaklaş- maları münasebetiyle Yunan genç- liği Almanya gençliğine bir tel- graf göndererek meş'alenin ışı- ğında toplanan dünya gençliğinin bütün beşeriyeti mes'ut etmesi için temenniyatta bulunmuştur. Meşalenin geçeceği yolların üzerindeki bütün şehirler donan- mış ve aydınlanmıştır. Yollar, ev ve bahçelerde “ safa geldiniz , ibaresini taşıyan bayraklar dalğa- lanıyor. Ölimpiyat sahasının yani ba- şında tıbbi bir müessese kurul- muştur. Burada sporculara lâzım olan bütün tıbbi techizat mevcut- tur. İngiltere kralı Londraya döndü Londra, 27 (A.A.) — Vimy'den gelen kral, saat 20,40 da Hendon tay- yare karargâhına inmiştir. Müşarün - ileyh, Calaisde tayyareye binmiştir. Londra, 27 (A.A.) — İngiltere kra- h, İspanya vakayii dolayısiyle tatil za- manını Fransanın cenubunda - geçir « mek tasavvurundan vazgeçmiştir. Çünkü kendisinin şahsını gözetmekle mükellef olan memurların - işlerini bir kat daha arttırmak istememiştir. Bernar Şov 80 ninci yıldönümünü kutluladı Londra, 27 (Hususi) — Meşhur muharrir ve edip Bernar Şov bu gün hayatının sekseninci yıldönü- münü kutluladı. Ve bu münase- betle bir dut ağacı dikti, Dut ağacı uzun ömrün remzi- dir. Muharrir, her zamanki gibi son derece şen ve sıhhatça çok iyi şerait içinde idi. Manisa valisinin âni ölümü (Baştarafı 1 inci sayfada) İzmirden bir dahiliyeci ve iki opera- tör Manisaya vardıkları zaman — ameliyat yapılmış, bitmişti. Vali Murad ameliyattan iki saat sonra hayata gözlerini yummuş- tur. Bu vaziyet üzerine Aadliye hâdiseye vaz'ıyet etmiş ve otopsi yaptırmıştır. Ö- topsi neticesinde valinin mide pankreesinin dejenere olmasından öldüğü tesbit — edil- miştir. Vali Muradın ölümü İzmir ve Manisa muhitinde derin bir teessür uyandırmıştır. re getirilecektir. Cenaze burada merasimle de Leon'dan İspanyol faşistleri için evvel- Sağ cenah gazeteleri de nazırlar mec- lisinin İspanyol meseleinde tam bir bita- raflık muhafaza etmek kararından dolayı Donanmamız için alınan yeni ana gemisinin ad konma töreni dün yapıldı Deniz altı gemileri için Almanya - dan satın alınan ana gemisinin ad konma merasimi dün büyük törenle yapılmıştır. Törende İstanbul* merkez komu - tan general Fehmi, Denizyolları — U- mum Müdürü Sadettin, Liman İşleri Müdürü Raufi Manyas ve Deniz Tica- ret direktörü Müfit Necdetle gazeteci- ler ve İstanbulun bir çok tanınmış si- maları hazır bulunmuştur. Törene tam saat on beşte Deniz altı gemileri komutanı Tugbây Hüsnünün ufak bir nutkundan sonra başlanmış- tır. Tugbay Hüsnü bu nutkunda, Cüm- huriyet hükümetinin kara, hava ve de- niz kuvvetlerine verdiği ehemmiyet - ten bahsettikten sonra demiştir ki: — Bu gemi Almanyadan deniz altı subaylarının ve deniz altı eratının ye » mek, içmek ve yatmak ihtiyacı için satın alınmıştır. Bu gemide açık de - denizlerde deniz altı gemilerine lüzum hasıl olan ufak, tefek tamiratı yapabi- lecek bir de atelye mevcuttur. Bu ge- miye vekâlet Erkin adını tensip etmiş- tir. Buraya gelmenizle bize şeref ver - diniz. Tugbay Hüsnünün buy söylevinden sonra bahriye bandosu İstiklâl marşını çalmış ve gemiye bu sırada Türk san- cağı çekilmiştir. Sancak çekme merasiminden sonra davetliler gemide hazırlanan mükellef bir büfede izaz ve ikram edilmişler ve bu esnada da bando muhtelif parçalar çalmıştır. Almanyadan, deniz altı mürettebat ve subaylarımız için satın alınan bu geminin vasati 13,5 mil yolu vardır. Bu vapur Loyit kumpanyasından satın alınmıştır. Loyit kumpanyasında çalı- şirken Çin ve Japonyaya da yolculuk yapmıştır. Hükümetimiz bu gemiyi alırken Helgoland adası önünde bir sür'at tec- rübesi yapmış ve bu tecrübede deniz müsteşarı Sait Holman ve bir inşaiye mühendisiyle bir de makine mühendisi hazır bulunmuştur. Gemi 1924 senesinde Vezerde inşa edilmiştir . Geminin 246 kamarası vardır. Bun- dan başka da gemide 500 askerin ha- maklarda yattabilecekleri bir salonu vardır. Yeni bir Umumi af mı ? (Baştarafı 1 inci sayfada) Gene meselâ, afyon zer'iyatı kanu- nen serbestleştirildiği takdirde, afyon kaçakçılığından mahküm olmuş bir a- damın hapiste bırakılmıyacağı tabit değil midir? Hulâsa, daha bir çok misallerle izah ve ispat kolaydır ki, kanunların değiş- mesi, bazı hâdiseleri cürüm mahiyetin- den çıkarır, ve o takdirdedir ki affı u- mumi ilânı mevzuu bahsolur. , Bu vaziyetler haricinde affı umumit ilân etmenin iyi neticeler vermediği, bir çok tecrübelerle sabit olmuştur. Ve ben, bugün için, bir umumi af ilân edilmeyeceğine kaniim. Beni, orta dereceli memurlara nü- mune olabilecek bir tevazu ve nezaket- le kabul eden değerli bakana: — Eğer, dedim, adli işlerimizde ya- pılması kararlaştırılmış yenilikler var- Brüksel konferansı etrafında rükselde toplanacak olan Lokarno-, cular konferansının iptidat esaslarını hazırlamak üzere Londrada bir araya ge- len İngiliz, Fransız, Belçika murahhasları, Lokarno cephesini teşkil eden devletlerin yeni şartlar karşısında tekrar toplanması lâzım geleceği esasında mutabık kaldılar. Bu hususta Almanya ile İtalyayı da bu ye- ni toplantıya çağırdılar. Ortada — mevzuu bahsolan menfaatler birbirine çok zıt ol « duğu için bu devletler arasında esaslı bir telifi beyn yapmak müşküldür. Olsa olsa, sulhu kuvvetlendirmek için belki umumi bir mutabakat temini mümkün olabilir. Fakat bu toplantıya gelmek için Almanya ile İtalyanın ileri sürdükleri şartlar olduk- ça ağırdır. Çünkü Almanya, Brüksel kon - feransına iştirak etmek için Afrikada ken- disine müstemleke verilmesini ve oralarda, müstemlekecilik yapması hakkının tanın - masını istediği gibi İtalya da, mütemadi itis razlar serdederek zecri tedbirlerin tortusu saydığı Akdeniz karşılıklı yardım misak- larının külliyen ortadan kaldırılmasında e« rar edip durmaktadır. Bu sütunlarda def'at: la izah ettiğim gibi, bu misakların mahi « yeti sadece tedafüidir. Bu itibar ile, İtal- yanın, bunları zecri tedbirlerle alâkadar görmesi aklın alabileceği bir şey olmadığı gibi münhasıran tedafüt esaslara müstenit olan bu paktların kaldırılmasını — istemesi de, endişe uyandırmaktan hali kalmıyan bir haleti ruhiyenin ifadesi sayılabilir. Şu hale göre Brüksel konferansı, top - lanması müstehil addolunabilecek öyle bir siyasi teşebbüstür ki Versay muahedesine sadık kalan cephe ile bu cepheyi yırtmak istiyen tarafın hâlâ eski mevzilerini muha« faza etmekte devam eylediklerini göster « mektedir. Zannedilmemek lâzımdır ki Al- manya ve İtalyanın talepleri kabul edildi- ği takdirde bütün müşküller ortadan kal- kar ve Avrupanın işleri düzen dahiline gir- miş olur. Bilâkis: Almanya ile- İtalyanın — ileri sür: dükleri — talepler, zemin ve zamaniın icaplarına uygun bir takım isteklerdir ki bunlardan sonra yenilerinin tevali etmiye- ceğini kimse temin edemez. Çünkü ve bil- hassa Almanya için bunlar, birer «mer - hale» gibi görünüyorlar. Nitekim Dançiğ meselesi, Memel davası ve saire; bu «mer-« hale» lerden birer tanedir. Bu işlerin böyle uzayıp gitmesi ve müz: min bir halde devamı maalesef mukadder:- dir. Çünkü hastalığın tedavisi, vaktile ve ra- dikal bir şekilde yapılacak ve umümi bir «muahedeler tetkiki» icra olunacaktı. ,Bunun böyle yapılmamış olması, bu - günkü tezebzübü doğurmuştur. «Çivi Çİ- viyi söker» fehvasınca, bu hastalığı, olsa olsa ciddi bir operasyon ortadan kaldıra- caktır. — Selim Ragıp İnhisarlar Vekili İzmir, 27 (Hususi) — Bir kaç gün- denberi şehrimizde bulunan Gümrük ve İnhisarlar Vekili Rana ekspresle Ankaraya hareket etmiştir. sa, müjdelemek şerefini kazanmak is« terdim. Şükrü Saracoğlu: K — Ben, dedi, bildiğiniz gibi, — son günlerimi tamamen harici işlerle meş- gul olarak geçirdim. Bu itibarladır ki adli işler hakkında söz söyleyebilecek vaziyette değilim. Fakat eğer sekiz on gün sonra İstanbula tekrar geldiğim za- man görüşebilirsek, son sorgunuzu da karşılıksız bırakmam! Selim Teyvfik : Fransız fabrikası, kral on | |