August 9, 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

August 9, 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sonra, yine gazete okuduğu saba - hin gecesi evde Ömere — Oğlum, dedi, artık koskoca herif |rerek: oldun. Seni bir mektebe yazdıralım.. Ertesi günü cumaydı. Saitle buluş- tular. Anadoluda olan işleri konuştu- lar, Usta ilk defa olarak Saidin ağzın- dan: «Emperyalizm, milli kurtuluş ha- reketi » sözlerini işitti. Sait Anadolu hareketine tarafdardı. KAN KONUŞMAZ! Son Postanın Edebi Tefrikası: 61 M n SON POSTA B D a ö İspanya hükümeti ) Madridden Ordumuzun Trakyadaki Çekildi mi? (Baş tarafı 1 inci sayfada) Askeri vaziyette değişiklik yok manevralan devam edıyor oturmadan önce tanışma merasimi ya- pildi. Sait misafiri Nuri ustaya göste- — Stoyan, dedi. y Ş Sonra Stoyan'a ustayı göstererek : ;f;_: W” tehdit e""kh" ..h" $ — Nuri, dedi.. .| Hükümet Valensiyada 10.000 asker aa. Bieyai blkdeeil G ökrodarmaktadır. Banllrlk Balyat a dalarımı istirdat etmek istediği söyle - niyor. Bazı şayialara göre hükümet bu adaları istirdat işine başlamıştır. Hü- Stoyan Bulgardı, Uzun boyluydu. Tepesi patatese benziyen bir burnu Usta, Saidin sözlerini pek kavrıyamadı. Fakat: «Dünya emperyalizminin temelleri- ni sarsmak işinde millf kurtuluş hareketleri amele sınıfının yaptığı kav» gaya yardım eder» cümlesini ezberle - di. Bu cümlenin içindeki «emperya - lizm », c amele sınıfniınm — yap - tığı kavgan gibi şeylerin ne demek |soruyor: olduğunu sordu. Bunları anlamıyordu.| — Bir Hilmi var.. amelelere cemi- Ne eski günlerde Gâvur Cemal hocay-|yet yapmış.. nasıl buluyorsun onu?. la, ne de Şeyh Abdurrahmanla böyle| — Usta, bu Hilminin adını son gün - şeyler konuşmamışlardı. lerde boyuna işitiyordu. Hattâ depo - Sait: da, tramvay işçileri arasında onun ce- — Nuri, dedi, sen eskiden biraz miyetine girenlerin bulunduğunu bili- Fransızca bilirdin.. hâlâ kitap okuyup|yordu. Kuvayı İtilâfiye zabıtasile alâ- anlıyabilir mııın? kası olduğunu da işitmişti. — Bir — Hilminin iyi ,bize hayrı dokuna- —-Öyleyıeınıııbıııdeıi anlatan |cak bir adam oduğunu sanmıyorum, Fransızca kitaplar bulurum. Anlama -|dedi.. dığın yerler olursa seni bir bildikle ta-| — Neden? fıştıracağım, ona sorarsın.. Ertesi cuma Sait vaadettiği kitap - jan gibi lart getirdi. Bunlar küçük otuz otuz iki|kelimeleri büyük bir kolaylıkla ve sık sahifelik şeylerdi. Usta o gece lügatını|sık kullanmaktadır. ğ açtı ve sabaha kadar okudu. Okumak-| — Stoyan: ta çok güçlük çekiyor. Fransızcayı iyice| — — Doğru, dedi.. fakat işçileri bu he« unutmuş.. fakat içinde anlamak ihtiya-|rifin elinden kurtarmak lâzım, değil cı yine öyle müthiş bir susuzluk ha -|mi? linde ki bir haftada kitaplardan birinin on beş sahifesini kör bir baltayla bir &nhfıhmmuhnNunyle Sto - çam ormanında ağaç keser gibi kan ter| yanın konuşmalarını dinliyordu. içinde kalarak devirdi. Haftaya yine buluştukları vakit Sa-|mer içeri girdi. Elinde bir tepsi var. it sordu: Tepside üç fincan kahve, — Nasıl? Okudun mu?. Sait ayağa kalktı, Ömerin elinden — Okudum ama, ne yalan söyliye-|tepsiyi alırken: ynhkmlaı&bl.kdı-la-ncb —SınııbuyulimNın.dcdı Hani I.ı:ıı birisile nıııınn:ıhıı. şu i-|filân, dehşet.. şi yap da bana anlatsın.. Stoyan, Ömeri çağırdı: Sait güldü : — Gel bakalım komitacı, dedi.. — Olur, dedi.. yalnız sabret Biraz..| -Ömer, Stoyan'a baktı. Tepeden tır- ©n beş gün sonra tanıştırırım seni.. nağa kadar süzdü onu. Sonra ağır a - Sustu ve birdenbire sordu: Bır yaklaştı. — Korkak mısın?. Stoyan, Ömeri dizlerinin üstüne o - Nuri ustayı bu apansız, acâip sual | , yttu. Sordu: Şaşırttı. — dasın? — Niye sordun?, Dt ver (Arkası var) — Hiç, sen cevap ver.. çocuk değil- | ..sassrassssscrrssuırcamecececeman eerEETEARE.KA. .o. sin ya.. insan kendini bilir.. korkak m>- Bar Bir Doktorun Günlük Romseli şivesile, temit Tüzkçe ko nuşuyor . lak. Ne renk olduğu anlaşılamıyan göz- lerini Nuri ustanın yuznııde gezdirerek Usta düşündü. Sonra yavaşca, âde- ta fısıldar gibi cevap verdi: — Hayır.. Notlarından — tHayır» çok ikti ama.. İ ——— U.ı(. g:ı:ü;w yEENİ Adenili bezeli — Karkak olmadığıma eminim de Hastalar nasıl iyileşir ondan.. biraz şüphbhem olsaydı bağıra - On sekiz yaşında bir genç kız... rak «hayır» derdim.. Vere skke8- || Cünden güne zayıflıyor. Ve derman- DA yızlıktan, yorgunluktan ara sıra gece- leri yoklayan ateşten müşteki.. — mua- STOYAN yene ettim. Kızıl kizamık, tfo zatürree hasta- hıkları geçizmiş. Vücudun mukavemeti bu hastalıklarla epeyca mücadeleden sonra onu yaşatabilmiş Takat bagün zayıltır. Boynunda dizi dizi fındık ve darı büyüklüğünde bezeler var. Basın- €a acı duyuüyor. Ciğerlerini de biraz zayıf buldum. Bir ay için gıdasımı bol yemesini, tereyağı reçel, peynir yemesini, süt iç- Metini, etli ızgaralara yemeklerde bi- YZ şaraba ehemmiyet vermesini gün- (| düz iki sant öğle uykusunu her gün dıkça bir we ile banyo yapmasını tav- siye ettim. Kuvvetini az zamanda ka- zandı, kamı çoğaldı, bezeler geçti ve Müç kullanmadan iyileşti. ladı. Son günlerde Lüz Salih mektebe başlıyan Ömerle alay ediyordu. Fakat Ömer, Lâz Salihe kızgım değildi. Tophaneye taşındıklarının haftasın- da Nuri ustaya, Sait: — Sana o söylediğim arkadaşı geti- receğim bu gece, dedi. Şöyle bir odada oturur, konuşuruz.. Ve gece mahalle kahvesi yükünü al- dıktan, sokakta el ayak - çekildikten sonra Sait, yanında bir adamla ustanın kapısmı çaldı. Odaya girip Sait yere, döşeme tah- tasına, misafir tek iskemlenin üstüne|| (')h motları kesip saklaymız, ya - _M__- Lâmbanın yarı aydınlığile gölge - hencn yüzünde denak kamiklek a « Kapı sessizce açıldı, bir kedi gibi Ö- | tür: uğramaması için de tedbir Jalmıştır. Hükümet — mahafilinden ha- ber verildiğine göre burada milli mi- lise mensup 50,000 kişi bulunmakta- dır. Madridin şimalindeki cephede hiç|: bir hâdise vuku bulmamıştır. Fastaki Larache şehri dün hükümetin bir zırh- hsı tarafından bombardıman edilmiş, bütün ahali şehrin haricine kaçmış tır. Atılan 200 obüs kışlalara isabet etmemiştir. Alcezires şehri de bombardıman neticesinde kâmilen tahliye olunmuş- tur. Hukünel tayyareleri Babaeski, 8 (Sureti mahsusada gönderdiğimiz muhabirimizden) — Bit yük muharebe manevrası bu akşam saat 16 da başladı. Manevra bir muvaffakıyetle inkişaf etmektedir. Şu dakikada Babaeski kasabası ma” vilerin elinde bulunmaktadır. Kııınmçukındıkmnmhmnhnmd' diyorlar. Mavi süvari fırkası Kuleliden ilerledi. Kırmızılar taarruza hazır * lınıynılır.l(ıımıboınbııdmnnyyuılmhııhıyıbnuhudımetl' Cim Londos ilk güreşini bugün yapıyor (Baş tarafı | inci sayfada) dum. General Frankonun Malagayı ele| . 1.Ceği zannedildiğinden Türk pehlivanı| — Tekirdağlı baş pehlivan olduğunu s5Y” geçirmeğe uğraşmadan Madride yü - (ij. onun karşılaşacağı tahmin olunmakta- |lüyormuş. Bu rüyası günün birinde doğr rüyeceği anlaşılyor. d,,_ çıkar inşaallah. Çünkü © yirmi senedir yif” Bir Fransız gemisi bombardıman Ma#mmm—mwmmm edildi mış bir piliç başında birbirlerini yiyen aç Teşbihte hata olmaz, bir meşhur (6f adamlara benzetiyorum: Paylaşamadıkla» | vardır: «Kısraklar yetişmese, atlara bahâ n piliç de şu meşhur dünya — şampiyonu biçilmez!» derler. Elbet gençler de yetişt” j-| Cim Londos. cekler. Dinarlı: Cim Londosla karşılaşırsam, yenip y — Cim Londost derken üdeta, nefis bir |nemiyeceğime gelince Allah bilir. tabak patlıcan dolmasından bahseder gibi Fakat yemecağime âmanma var ki rmilf ağzını şapırdatıyor. dere çıkıyorum. Yenileceğimi amsam, kör Mülâyim pehlivan, Cim Londosu ken-| yümden tâ hurııı—kı;:'ıuı:n _q:;.n tıpka: Fakat güreş aZ .—:B’._L'._:bmml diyen bir| Çoban Mehmede. Aslan gibi erkekleri de İ |insan edası takınıyor. virdi de, kız gibi Bekikalının altında kab dahili harbin sebebiyet verdiği beynelmi-| — kıcı Alinin ağzından, Cim Londosun|dı! lel nazik ve endişeli vaziyet hesüz de-| 0 in, bir tavuğun iscai gibi çıkiyor. Maazallah elinden kötü bir oyun çıkafı Hele Tekirdağlı Hüseyini görmeyin! İkendi kazdığın kuyuya kendin — Onu ben haklayacağım! — derken. | Güreş bu. Kavga gibi değil ki, sopanın BF i | gözleri sofraya oturan aç bir insan işüha-İri kırılınca birini daha alasın! sile parıldıyor. Ve mübareğin bir kemeri- ni gevşetmediği kalıyor! Bunlardan da anlaşdıyor ki, Cim Lon- dosun karşisına çıkarılacak Türk pehliva- nını tayin etmek hayli güç olacak. Ben dün, dön Türk pehlivanile bir de- fa daha görüştüm. En makul teklifleri Mü- lâyim pehlivan yapıyor. ve diyor ki — Ben yarın (bugün) Maksos'la karşı- Bu benim hakkımdır. Çünkü keri bir müdahalede bulunmak Hizumun- da müttefiktirler. Gazetelerin uyuşama- dıkları nokta âsilerin leh veya aleyhte cep- he almak hususundadır. Almanyanım Fran- #z notasına verdiği cevap memnuniyetle kaydolunuyorsa da Ocuvre gazetesi müf- vit Nazilerin İspanyaya karşı kuvvet — isti- mal etmeleri ihtimalinden bahsetmektedir. Lomdra gazeteleri vaziyetteki vehame- tin arttığımı kaydediyorlar. Manchester Guardien diyor — ki: «Al- manya bir müdahale vesilesi bulmak için bahane arıyor ve İspanyanm vaziyetini tet- kik ediyor. Bu yüzden âsilere yardım —et- Fakat bütün bunlar, beni ahtımds? vazgeçiremez. Ben, Cim Londosla mutlr ka tutuşacağım. Minderde kısmot olmaz&# sokakta kıstıracağım! Dalavere ile adaf yenmek nasıl oluyormuş anlatayım onal Kata Aliye: — Fakat, dedim, Cit Londosun — mürthiş bir etayyarer Adalarda imtiyazlar vermeyi teklif ediyor» lar. talya ile Almanyanın âsilerin zaferini | yi istedikleri aşikârdır.» Neus Cronicle gazetesi de evaziyet va- bimdir. Tarihin kat'i bir anında Avrupa bir kere daha İngiltetenin ne yapmak ni- yetinde olduğunu öğrenmek istiyor.n di- yor. Diğer taraftan İngiterenin, İspanyada- ki kendi menafiini kendi vesaktiyle —mü- dafaaya karar verdiği anlaşılmaktadır. ae - ler toplanır, dördümüzü göreştirip en kuv- |bile ürkütür. » Üç Arap hükümdarı İngil-| vestiyi anlar, ve Londosun / karşıına onu| — Tekirdağlı ise: : — Ben hiç bir şey dinlemem... — diye” ettiler (Baş tarafı 1 inci sayfada) Alınan en son haberlere göre üç A- rap hükümdan, İngilterenin Filistin - de Siyonistleri himaye etmesini pro- testo etmiş bulunuyorlar. Bu üç hü - kümdar Irak Kralı Birinci Cazi, Ye - men hükümdarı İmam Yahya ve Su-| ; udi Arabistan Krah Melik — İbnissut -| tur. Bunların üçü de Filistin Arapları- na karşı tutulan — siyasetten — hoşnut olmadıklarını ihsas ederek bü mua - melenin değiştirilmesi geıckleşııgı - kıradır. Çönkü ben, tam (400) pehlivan arasında yapılan (970) müsabaka netice- sinde ve resmen Türkiye baş pehlivanı ol- ilei ö kek ei DKÜ di 20 e

Bu sayıdan diğer sayfalar: