15 Ağustos 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

15 Ağustos 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 Ağustos - , ğ SON POSTA Sayfa —3 Cim Londos dün gitti, Sivasta deniz hasreti Sivaslılar denize tahassürlerini büyük bir havuzun ,'derin sularına bakarak tatmin ediyorlar, Sivas kon- gresinin yıldönümü parlak tezahüratla kutlulanacak En büyüğü 12 Yaşında üç Küçük îqyah Ankaradan çıktılar, Diyarıbekire kadar gittiler Diyarıbekir (Husust) — Ankara - dan başlıyarak seyahate çıkan kömür tüccarı Hüseyinin çocukları 12 yaşın- da Zekâvet, 9 yaşında Sehavet ve 7 yaşında Yılmaz Diyarıbekire geldiler. Küçük seyyah kardeşler beş tem - muzda Ankaradan ayrılmışlar, Kayse- ri, Sivas, Turhal, Samsun, Adana, Mersin, Malatya ve Elâziz vilâyetleri- ne uğrıyarak şehrimize — gelmişlerdir. Küçük hatıra defterlerinde babalarının' kendilerini pek küçük yaşta yalnız ba- şına uzun ve yorucu seyahate çıkar » masi sebeplerile yavruların uğradıkla- v yerlerdeki görüşleri yazılıdır. ve giderke n “Gelecek Pazar buradayım!,, dedi (Baştarafı 1 inci sayfada) Fakat maalesef, memleketlerini ve ken- dilerini -kendime yabancı saymadığım Türkler, her hareketimi, her sözümü — sui telsire uğrattılar. Amerikanın «Ali babas — kabilinden şantajcı profesörlerine dair ne duymuşlar, ae öğrenmişlerse, bana mal ettiler. Ne rek- lâm profesörlüğüm kaldı, ne aktörlüğüm, ne cambazlığım, — ne de dalavereciliğim! Bütün bu ithamlara müstahak — görülmek için işlediğim kabahati henüz anlayabilmiş değilim . Fakat dünkü gezeteleri de okuduktan sonra, Dinarlıya vaadettiğim revanşı ver- memek mecburiyetinde kalıyorum. Bunu, isteyenler, korktuğuma da hamledebilirler. Ben, korkaklık ithamını, danışıklı dövüş- gülük iftirasına tercih edeceğim. Bana bu tercihi yaptırtan başka sebep- ler de var: Ben, Dinarl ile ilk güreşimi Amerika- da yapmıştım. Dinarlı o zaman Amerika- za geçip alay ediyorsunuz. Bırakın da bış seferlik olsun, sorgunuzun cevabını ringü vereyim| — Bu sefer de yorgun falan değilsir ya? — Hayır..; Bilâkis... Şe anda; bütün aleyhimde bulunanları utandıracak bir ne- tice alacağımdan eminim! Yalnız: Cim Londos « Kuaryani güreşinden sonra, ha- kemler, Mülâyim maçındaki gibi ikide bir. de kolumu tytmazlar, tuttuğum zaman bı raktırmazlar inşaallah... Maksostan sonra da, seçmeleri kazanacak pehlivanla güre- şeceğim, Bakalım onu da yendiğim — tak: dirde Cim Londosun itibarıma bir diyece Bi kalacak mı? Yarın yapılacak seçmelere girecek olar pehlivanlar, serbest güreşe — çalışıp — dür- maktadırlar. Yalnız, Tekirdağlı Hüseyiz pehlivan dün bir sabah gazetesine müra caat ederek demiştir ki: — Seçmeler var mı, yok mu? Bunu bü türlü anlayamadık. — Bizler — karınlarımızı Küçükler seyahatlerindeki maksadı | da iyi ve temiz şöhreti olan bir pehlivan-|güreşerek doyuran adamlarız. Pazar gü- dı. Şikat gibi, «Mak Dine gibi şampiyone|nü İzmitte güreşler var. Ben oraya gidiyo: lak namzedi pehlivanları yenebilmiş va-|rum. Eğer seçmeler varsa bana haber ve: Sivasta büyük havurzda sandalin gezinti Sivas (Hususi) — Belediye Bengiler|bete mazhar olmaktadır. Bu fazla rağbeti | şöyle anlatmaktadırlar: Mevkünde ve Çocuk bahçesinin yanında |göz önünde bulunduran Devlet Demiryok | — Memleketimizin her bucağını tirler gelirim! FF Teçen sene büyük bir havuz yaptırmıştı. Bu|ları İdaresi Samsun trenini gidiş ve gelişte|görmek maksadile seyahate - çıktık. fi buraya biri çocuk bahçesine ait olmak | Sivas istasyonunda tevakkuf ettirmeğe baş- | Yolculuğumuz çok hoş geçti. gördü - 'e iki sandal konulmuştur. Şimdi her| lamıştır. tün bu sandallarla havuzda gezilmekte - fiz. Bilhassa pazar günleri havuz kenarı çok kalabalık olmaktadır. Orta Anadoluda, denizden fersahlarca Btak bir şehir olan Sivasta bu havuz Sivas- BK aniz bayatı yağatmıktadır, Denize 'et çeken Sivaslılar bu hayuzda kürek Sekenleri sahillerde oturan tiyarların i ile seyretmektedirler. Boğazkesen fabrikasına —doğru uzanan BU ita & yapdkie | bersn Eenan daha ziyade genişliyecektir. Kaplıca trenleri 4 eylül bayramı ve at yarışları ğümüz her yerin ayrı bir güzelliği var. Fakat en çok Samsunla Mersin hoşu - Her yıl Sivasta yapılmakta olan büyük | puza gitti. Diyambekirin evleri pek at yarışlarının sonbahar mevsimine ait ikin- , —D LN l lr. ci kısımına 13 eylülde başlanacaktır, Şim- diden hazırlıklar yapılmaktadır, 4 aylül tarihi de Sivasın sayılı günle - rindendir. 1919 yılının *4 eylülünde Sivas kongrasi toplanmıştır. Sivaslılar bu mukad- des günü her yal büyük tezahüratla kut » Tulamaktadır. Büyük Türk inkılâbının baş- Tangıç tarihi sayılan hü kongrenin yıl dö- nümü bu yıl da yine büyük tezahilrat ile kutlulanacaktır. Daha şimdiden hazırlıkla- Devlet Demiryollarının mcak kaplıcaya | ra başlanılmıştır. Zengin bir program hazır- Tertip ettiği tenezzüh trenleri de büyük rağ- | lanmaktadır. 'Öıüml& neticelenen bir aile kavgası Babasını öl;ıîrınek istedi, fakat kendisi öldü Bolu (Hususi) — Dün burada bir gen- tİn ölümile nihayetlenen bir aile faciası ol- _Ulll. » Hâdise şehir camilerinden birinin ima- Bu olan ve ayni zamanda nalbantlıkla işti- Za <den Abdullah ile oğlu Ahmet arasın- :: başlıyan bir münakaşadan ileri gelmiş- Baba oğul ayni evde oturmakta ve ayni da nalbantlıkla iştigal etmekte idi- İs. Baba ile ağul arasında başlıyan mü - biraz sonra kavga şekline girmiş ve #Elu babasının üzerine bıçakla hücum ede: Gek ölümle tehdit etmiştir. Oğlunun elin - yakasını zor kurtaran Abdullah doğ- Pa poliz merkezine giderek meseleyi an- ='=-*ı ve polisin müdahalesini istemiştir. _:uıı üzerine polis memurlarından Rifat Tet gelezek babasıni ölümle tehdit eden di merkeze götürmek istemiştir. Ah- Polisin davetine icabet etmemiş, karşı Sbmis, polis Rifatla Ahinet arasında alt - Üstüste müthiş bir kavga başlamıştır. aTada Ahmet elinde bulunan la Boliuj, biçakl istimal etmiştir. 4 Kursunlardan biri Ahmedin sol böğrüne ı—i de kasığına isabet etmiş ve genci —ıh:rmidı. Mermleket hastanesine kal- yaralı yapılan — tedavilete rağmen ı""llııı-mymıı ölmüştür. f g;lııuhıu.. bu ,ıın-l eli cakmış, H gıııh—ımpo&uıı—n-dıı Pazar Ola Merzifonlu Kara Mustafa Paşanın annesine mezar Mahmut Esat Bozkurt Merzifona S0lira gönderdi Merzifon (Hususi) — Meşhur Merzifonlu Kara Mustafa paşa bura- nın Marınca köyündendir. Ve bu köy kadar yakındır. İşte bu köyde «Kara Mustafa Paşanın» valdesine ait harap bir mezar vardır. Bu aileye akrabalık alâkası bulunduğu söylenilen eski Ad- liye Vekilimiz Mahmut Esat Bozkurt 50 lira göndererek bu mezarın mun - tazam bir şekilde yapılmasını bildir - miştir. Mezar yapıldıktan sonra Mah- mut Esat Bozkurt buraya gelip yapı- lan mezarın başında bir de nutuk ve- recektir. Yalnız bu işe ilgi gösterenler meza- ra elverişli taş bulamamışlar. İstanbul- dan tedarik için Bay Mahmut - Esat Bozkurda mektup yazmışlardır. Ya - kında faaliyete geçileceği umulmakta- A aai ea eeei aa eee ae Oğlunun elinden ölümden kaçarak po- lisin müdabalesini isteyen ve netice itiba - rile onun ölümüne sebep olan baba şimdi Küçük seyyahlar şehrimizi gezme - ğe başlamışlardır. Burada bir kaç gün kalacaklardır. Belediye bu minimini seyyahlara bir mihmandar tayin etmiş- tir Şehri küçüklere bu mihmandar gezdirmektedir Merzifonda Tevfik Fikret günü Merzifon (Hususi) — Tevfik Fik- retin ölüm günü olan 19 ağustos tari- hinde burada bir Fikret ihtifali yapıla- caktır. O gün değerli şair Cenab Mu - hiddin Kozanoğlu da buraya gelecek - tir. Amasyadan gelecek genç san'atkâr tanburi «Fahri Uzun» da bir akonser» verecektir. Hazırlıklar başlamıştır. 60 bin nüfuslu kasabada doktor ve ezcane yok Gerede (Hususi) — Geredenin 180 parça köyü ile birlikte 60 bin nüfusu vardır. Buna rağmen doktor ve eczane si yoktur. İki gün evvel kasabanın orta mahallesinde Zeliha isminde bir kadın hastalanmış, bittabi burada doktor ol- madığı için derhal muayene ve teda- visi yapılâmamış, hastalık da ağırlaş- makta olduğu için kadının otomobille Boluya götürülerek arada — muayene ettirilmesi zarureti hasıl olmuştur. Fa- kat kadıncağız yolda vefat etmiş, oto- mobil geri dönerek Geredeye biçare kadının cesedini getirmiştir. İzmir sergisi İstanbul vali ve Halk Partisi Baş - kanı Muhiddin Üstündağın riyasetin- de ticaret odasında dün bir toplantı yapılmış ,İzmir beynelmilel panayırı - na İstanbuldan iştirak meselesi görü - şülmüştür. İzmir panayırına — İstanbuldan 50 müessese iştirak edecektir. Bir iki güne kadar sergi mahatlin- azap ve teessürden bitkin bir haldedir. Hâ- |de hazırlıkar yapmak üzere oda şube diseye adliye el koymuş, tahkikata baş -| müdürerinden Galip Bahtiyar İzmire Tamıştır. lasan Beyl Hasan B. Diyor Kİ: ** Açıldığı zaman, senin- be beraber gidelim, olmaz mı? hareket edecektir. Hasan Bey — Olmaz! Se. nin ne çiçek olduğunu ancak ben bilirim! ziyetteydi. Yani benim karşıma çıkmaya hak kazanmıştı. Bir buçuk saat süren ilk güreşimiz ©- nun sakatlanması yüzünden yarım kalmış- tı, Atinada yaptığımız revanşı ise ben ka- zandım. O ikinci bir revanş istedi. Ben bu tek- lfe de hayır demedim. Fakat geldiğimden bana terecüme edilen gazete — haberlerin- den anlıyorum ki Dinarlı Mehmet, mem- leketinde Arerikadaki kadar maruf — bir pehlivan değildir. Buradaki — mağlübiyeti onu hayli itibardan düşürmüş. Kendişine kurşı bir çok kimselerin ne güveni, ne de itimadı. kulmamiş. Bu itibarladır ki ben, itiban bu derece düşük bir pehlivanla kargılaşmak istemiyo- rum. Şimdi, Türkiyede seçme müsabaka- ları yapılacak. Bu onun için mükemmel bir fırsattır. O müsabakalara girsin, rakipleri- ni yenerek itibarını yeniden kazansın. O takdirde kendisiyle maalmamnuniye güre- girim. O seçmeler, önümüzdeki pazar günü yapılacak. Ve ben seçmeleri kazanacak pehlivanla öbür pazara karşılaşacağım. Yani ringe çıkmama daha on günüm var. Ben ise, bu on günü burada boş geçirmek- tc manâ görmüyorum. Yunanistanda — gö- rülecek bir sürü işim — var. O zamana ka- dar gidor o işlerimi görür, ve buradaki gü- reşimi yaptıktan sonra — da, Yunanistana uğramadan Amerikaya geçerim. Şimdi bu hareketimi de yanlış tefsirle- Te uğratacaklar çıkacaktır: Gene: «Cim Londos kaçtıtn — diyecekleri — susturmanın çaresini de buldum. Ve kazandığım para- nın mühim bir kısmını ve eşyalarımın ya- rısını da burada bıraktıra, Kardeşimin, be- nimle birlikte gelen çocuğuyla, Maksos da buradadırlar. Bukadar rehin de kâfidir sa- nırım. Geleceğimden şüphe edenleri inan- dırmak için, mümkün olsaydı, bütün ser- wetimi rehin bırakırdım| Yapılacak seçmeleri, ister Dinarh ka- zansın, ister başka pehlivan Yakın gün- ler gösterecektir ki, benim hiç bir pehli. wandan korkum yoktur. Zaten eğer ükor- ku» denilen nesneyi tanısaydım, «dünyas değil, emahaller şampiyonu bile olamaz- dım. Hem daha Yunanistan — şampiyonu Jan Antiyakosu yenemeyen — pehlivanları- pızın bana meydan okumaları beni korkur tamaz, güldürür! Pehlivanın elini sıkarken güldüm ve: — Geçen seher, dedim, onun karşısına «Mülâyima çıkmıştı. Fakat Türk — pehli- yanlarının «serte leri de vardır kirye Di- mitril x Cim Londosun, Yunanistan şampiyonu olduğunu söylediği Jan Antiyakos, yani Hamı diğer Maksos, yarın Dinarlı Mehmet ile tutuşacaktır. O: — Ben, diyor, vükia Mülâyim — pehli- vanla iki defa berabore kaldım. Fakat A tinada yaptığım güreş esnasında fena hal- de rahatsızdım. Burada ise, müthiş — bir yağmur altında güreştik. Normal şerait ( çinde ise, onu yeneceğime kanüm. Hele ana bile yenilmiş olan Dinarlı Mehmedi alta almakta fazla zorluk — çek- miyeceğime kaniüml| Dinarlı ise: — Siz, diyor, gazeteciler, bize — zorla meydan okutuyorsunuz, sonra da karşımı- Fakat Tekirdağlı bu sözlerinde haklı değildir. Çünkü seçmelerin sureti kat'iye de yapılacağı bir haftadır yazılıp durmak.: tadır. . Maamafi biz, seçmelerin — yapılacağını kendisine telgrafla bildirdik. Eğer Tekir dağlı Hüseyin, kendisile istediği — şekilde güreşe hazır olduğunu bildiren — Mülâyize pehlivandan kaçmak için bahane arama dıysa, seçmelere yetişeceği tabildir. * Möülâyim pehlivan, onun gidişi hak kında diyor ki: — Tekirdağlı hep böyledir zatan.. Evvelâ atar, tutar. Tam güreş günü orta; dan yok olur. Pazar günü İzmitte yapılai cak güreşleri kazanana elli lira verilecek; Halbuki İstanbuldaki seçmeleri kazanacak olan pehlivan bunun üç mislini alacak. Bu vaziyetten de anlaşılıyor ki Tekirdağlı ge ne yan çizmiştir! Bunu da yarın meydan: da göreceğiz. Eğer bu sözlerimden utanıp ta gelime, göreceği de varl ' Benim bir ona, bir de Kara Aliye hır: #m var, Çünkü ben adlarını bile ağzıtma almadığım halde, ötede beride — etmedik 14f birakmıyorlar. Bu sefer kapışırsak, avaz avaz bağırtı mazsam, bana da Mülâyim demesinleri * Kara Ali ise, bu sözlere gülüyor, ver — İmkân yok... diyor. Çünkü her şey den evvel hen bağırmasını bilmem! Mas mafi, pazarı iple çekiyorum. Çünkü bık tım artık bu dedikodulardan. — Meydanı çıkalım da, hangimiz başız, hangimiz kı gez çıksın meydana! Hazret, benim kolla rımı İğdes kemiği sanıyor galibal * Diğer pehlivanalrın da iddiada — geri kalmadıklarına bakılırsa, — alaturkacıları yarın yapacakları serbest güreşler — haylı heyecanlı olacaktır. Bir gazetenin çıkardığı rivayete göre, Yunan konsolosu, polir müdüriyetine mü- Tacaat etmiş, ve Cim Londos maçının ya- pilmamasını istemiş. Polia —müdüriyetin« böyle bir müracaat yapılmamıştır. Ve en salâhiyettar zevatım söylediklerine — göre, Cim Londostun İstanbulda yapacağı güre- # menetmek için hiç bir sebep meveüt de- gildir. Selim Tevfik Yeni Boğazlar rejiminin tatbikına başlandı (Baştarafı 1 inci sayfada) Bu hususta ayrıca bir kanun hazire lamak lâzım gelip gelmediği de proje- nin Başvekâlete arzından sonra belli olacaktır . Dün tesbit edilen Boğazlardaki memnu mıntaka ve müstahkem mev- kiler ileride ilân edilecektir. Sağlık Bakanının tetkikleri Kayseri, 14 (A.A.) — İlimize yer- leştirilen göçmenlerin durumunu in « celemek için Siyastan şehrimize gelen sağlık ve sosyal yardım bakanı doktor B. Refik Saydam maiyetiyle beraber tirerek Pınarbaşı kazasına hareket et Develi kazasındaki incelemelerini bi- miştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: