17 Eylül 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

17 Eylül 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 K Yazan ; Kadircan Kaflı Son Posta'nın tarihi !u/rılmıı ! |Öyle ki eğer ları düşman bir k onlara yüklenr tmak İlyas Reis arkadaşlarını kı in Barselonaya ka gitmiye, miye de karar vermişti. Onu bu ka- yardımcı bula - $ olsa savaşı ka- şüpheli olacaktı şehre | mak | İtından hiç kimse vaz geçiremezdi. | Ptkat işi daha kolaylıkla ve daha kor Bsuz bitirmek, üstelik şu kaçağı da Bselemek elbet zevkli olurdu. Mansur ise onun gibi düşünmüyar- L Onun bütün korkusu şu düşünce- “üde hemen belli oluyordu. — Rcis beni Barselonaya gitmekte " |Nbest bırakmazsa?... Hiç bir zaman reisin sözünden çık- *iyan, onun her emrini hiç bir an te- *ddüt etmeden yapan bu yiğit yoldaş Amdi reisten gizli olarak kaçmayı bi- tasarlıyordu. Yüreğindeki intikam arzusu o ka - * büyüyor, o kadar kuvvetle yanı - Jordu ki onun bütün benliğine hük - Bediyordu. Uzaktan uzağa Gtası için çaldıkları çanlar duyulu - Yordu. Orada şimdi amiral Portondonun za- İer haberi bekleniyordu. Belki bu za - fer şerelfine büyük bir âyin yapmak Kın hazırlıklara da başlanmıştı. Halbu- kizavallı amiral bir hülya uğruna mah- Yolmuştu ve oğlu bu kara haberi ge - lirince bu çanlar yeni çalacaktı. akat hızlı hızlı ve sevinçle değil, ağır ür ve matemle çalacaklardı. İlyas Reis te leventleri de bunları orlardı. kiliselerin akşam üeiinmi._ Onlar iki gündür canlarını dişle - Tine takarak giriştikleri yaman kova - mada kaybettikleri için fena halde Üzülüyorlardı. beraber kendilerini avut - değildi: yas Reis bu kadar tonra kolunu sallıyarak Cezay Mez. Bizim için artık açık bir meydan dlan bu sahillerde aşka savaşlar yaparız. Bunu: Mak ta metten e dön zah başka avlar bulur, Rüzgâr hâlâ lodostan ve oldukça tert esiyordu. Zaten Jan Portondo - hun kurtulmasının biricik sebebi bundan ibaretti. Çünkü yelkenleri da- ha bol ve | , teknesi de küçük ve hafif olan İspanyol gemisi her za - de ü Mankinden daha çok )ol a Ancak beş yüz kulaç ierideki İs « ı.ım»m gemisi ayni hızla içeri girdi ve limanın . iki 'nm.ım kuşatacak şekilde ileriye u - tanmış olan kuülelerle mazgalların ar- dında kayboldu İlyas Reis ellerini korkuluktan çek- ti. Eller, avını kaçıran bir Pençeleri gibi gevşedi ve sar Mansur mırıldandı: atmacanın — Hava hiç yardım etmedi. Rüz - |* &âr hafifleseydi çoktan ensesine bin Miştik a İlyas Reis cevap vermedi. Mansur onu avutmak, kendi arzu- Sunu da hemen yapmak için ilâve etti — Adam sen de... Aldırma... İs - BPanyol gemisini kaçırdık amma, Al - lahın yardımile - yoldaşlarımızı - elbet kurtarırız. Ben önce onları kurtarma- ğa çalışır, öcümü daha sonraya bıra - mma... kırım. Olmaz mı? . e. 'Bör, T İlyas ona döndü ve gözlerinin içine baktı: — Yoldaşlarımızı kurtarmak ge - Yek... Bunu yapamazsam, benim için Yüz karasıdır. Donanma İspanyollara |1 Balip gelsin ve herifleri sudan çıkmış bilmem neye çevirelim de sonra sıkıl- Madan yoldaşlarımızı esir verelim. O- kar şey mi bu?... — Onlarda da d el kabahat var. Saflar- man içine dalmış kılıçta, gözü düş - , kulaklarını da ku- dan ayrılmışlar, lar. Levendir. Manda olur amım Mandaya verir. İlyas Reis yeniden ileriye baktı, Kalede ve kulelerde koşuşmalar var. dı. 'Toplarin parlâk 'namnluları kimaıldar mağa başlamıştı. İlyas Reis limana kadar girerek hiç olmazsa orada düşmanı tepelemeyi bi- le göze almıştı. Fakat bu bir çılgınlık olurdu. Kurtuluş ihtimali pek azdı. Bunun için kıç kataraya doğru yü - rüyerek genç bir levende: — Git te söyle, geri dönüyoruz. Dedi. Levent iki taraflı forsalarla kürek- çilerin arasından koşa koşa geçti ve bir kaç saniye sonra kıç kasaraya çık- tığı, dümenciye reisin emrini bildirdi- ği görüldü. Reis geçerken Koca Ali ellerini gö- beğinin üstüne bağlamış, boynunu bükmüştü. Bu halile: — Nidelim, elden geleni, hattâ el - den gelmiyeni de yaptık. Lâkin yeti - şemedik. Kısmet değilimiş!.. Demek istiyordu. Kahramanlık, aşk, heyecan ve macera ORSANIN KIZI Numara : 74 — Hakkın var. Biliyorum. Dedi, Sonra ilâve etti: — Kürekler yavaş çekilsin. Bir mil kadar açılınca büsbütün bıraksınlar ve kanatların üstüne alamlar. Yelkenler da'mayna edilöcek Na yapıaciğım dür | şüneceğiz. Şimdilik herkes dinlensin. Yalnız vardiyalar çoğaltılacak. Koca Ali bunları dikkatle dinledi ve: | — Başüstüne reia! | Diyerek lâzım gelen emirleri ver - mek üzere uzaklaştı. Beş on dakika sonra Türk gemii yavaş yavaş keşişlemeye doğru âdeta sürükleniyordu. Canları burunlarına gelmiş, yorgun- luk ve uykusuzluktan göz kapakları düşüveren kürekçilerle forsalar biraz | nefes alıyorlardı. Kürekler kanat üstüne alınınca hep- | si de başlarını kürek topaçlarına, yahut birbirlerinin omuzlarına dayadılar, ki- mi horlıyarak, kimi mışıldıyarak uyu - |kollarımla onu yakaladım; ve bu saye- İlyas Reis bunu anlamıştı. Onun ©-| mağa başladılar. muzuna elile hafifçe vurdu: (Arkası var) Evlilik hayatında mes'ut olmak herkesin elindedir CÜa Mi KD Z GErERA) — aAĞL T LN heniyde alle resegil Çocuklar hakkınaki duşnncelerl'“'m—"' kşökak eai | Aradaki maddi münasebetlerin tanzimi 1 — Aylığınızı alınca, bütün para- yı karınıza vermek ve siz lâzım olduk- ça ondan mi almak istersiniz? 2 — Yoksa hesabı siz-mi görürsü- 1 — Evlenir evlenmez çocuk ister misiniz ? 2 — Birkaç sene beraberce zevk ve| safa etmek ve sonra mı çocuk sahibi olmak istersiniz? 3 — Çocuğu maddi vaziyetinizin iyi leşmesini müteakıp mı istersiniz? 4 Tek çocuk mu müteaddit çoe- cuklara mı sahip olmak istersiniz? 5 — Dindar mısınız? Çocuğu ser - best fikirli mi, yoksa dini terbiye altın- da mı büyütmek isterainiz? Umumi meseleler 6 — Kayın valide, kayinpeder, ka-| 1 —. Nişanın uzun müddet uzama- yinbiraderleriniz hakkında - fikirleriniz | sına ve tarafların nikâhtan evvel biri- nedir? Bu insanlardan hoşlanır mısı- |birlerinin evinde bir müddet oturma- nın Yoksa onların mevcudiyetlerine |larına taraftar mısınız? hatırı "ıın mi katlanıyorsunuz? | 2 — Evlenmenin fiziyolojik tarafı- kendi ebeveyni ile sık sık mı, | na büyük ehemmiyet verir misiniz? 3—B: hakkında fikriniz tersiniz? 3 — Münhasıran eviyle, çocuklari- le meşgul olması doğru mudur? arasıra mi temasa gelmesini istersiniz? | öşünime Kadının dışarda çalışması meselesi yıza maddi bir istiklâl ve- |midir?.. 4 — Aradaki rabıtaya fikir ve düşün 1—K cenin mi, yoksa mistik, mevhum, mu- ren işinde, evlendikten sonra da çalış- | kaddes bir kuvvetin mi hâkim olması- masına razı mısınız? İna taraftarsınız? .. Tarihten sayfalar (Baştarafı 7 inci sayfada) n nutkundan daha yüksek fmit bu sefer y iyade ve altı yüz bir ondu ile be- küvvet en tanın - erile kontlarının ku- | payitah- | cuklardan ibaret düzensiz bir (Haçlı -|t © lar ordusu) Almanyaya girdi. Gittikçe /'doluyu b çoğalarak ve her gittiği yerden yeni| parçalıyorlar, k: gönüllüler alarak Macaristamı, Balkan- |deşiyorlardı. Yarı çıplak ve serseri kı- torluğunu geçti. Çe-|hiklı Piyer Lermit hıristiyanları bu zu- ibaret olan bu'lumlar için kışkırtıyordu. Hıristiyanlar y ki âdetlere |âçlıktan şikâyet edince: uyarak kendilerine kılavuz olarak bir| — Görmüyor musunuz? Türkler hep kaz, bir keçi, bir boğa almışlar, onların |ölmüşler... Bundan iyi yernek mi o - ardından gidiyorlardı. diyordu lar. Kadınları mızraklarla ları, Bizans impa: lacarlar ve|kının di ildü. İstan- | niyor: bulda da şehri yağma etmişler, kilise -| ordusunun — mukaddes lerin damlarındaki kurşunları sökmüş- | gönüllüleri Türk ölülerinin etlerini kı- , Ayni kiliselerin papazlarına sat - zartarak yediler. Onlar, Türk eti Şi et İznik önünde Selçuk|yemeyi, biberli bir tavuskuşu yemek- Türklerinin ordusile karşılaşmışlar, ka- aha îııu.l bulmuşlardır. yaya çarpan bir kristal gibi parçalan- 5Iıl:ır ordusu, arkasında kanlı bir mişlardı. iz, yüz binlerce ölü ve yaralı bırakarak | Piyer bir kaç serseri ile bir- K.ı(lu;,o Birdiği zaman yalnız 25000 4 likte yüz bine yakın zavallının ölüle -İşi kalmıştı. çiğniyerek güçlükle kaçabilmişti. hlar nüz, ve karınıza harçlık vermek mi is- |* :ncdir) Doğru mudur, bir necat çaresi |is Karpuz kabuğu iğu koy- İxlu bu benim saadetimi mah - ti. Onun için karpuz kapuğuna k: şı hem bir sevgim, l vardır. ım: Bir sabah gene böyle kar- i Babâli yokuşunu inm Yenipostaneye giden caddeye sapmn tım. Postanenin tam kapısı önüne karpuz kapuğı den üzerine bastım. Ve birdenbire aya- ğına ilk defa paten geçirmiş acemi bir patinaj meraklısı gibi hızla ileri doğru kaydım. Düşecektim, kimbilir belki yarılacak, kolum incinecek, ayağım kırı lacaktı. Ben kaydığım kısa zamanda aklımdan bunları geçiriyordum. Fakat talih yardım etti, hem çok yardım etti. | Bu düşündüklerimin hiç biri olmadı. Müvazenemi buldum, ayak üstü kaldım, diyeceğimi mi sandınız nemi bulamadım, amıma Karşıdan gelen genç bir kızla yüzyüze geldim. Esasen h 'a kalkmış bi. başım | olan | de düşmekten kurtuldum. Bu yakalayış| her hangi bir yakalayış gibi olmadı. Kollarımla genç kızı âdeta kucakladım. O birdenbire niye uğradığımı şaşırmış. Bir şey söylemeden yüzüme bakıyor - du. — Affede Ha hmıı Hulüsi İMSET , lâfi dön- Yazan lenmiye L.qıar çok mes'uttuk. Yü« zel, vücudu güzel ka - lınrlıxı.dıgu-& 2 a etmedik, bir de - fa birbirimizi incitmedik. O bana bağ- h idi, ben ona ba günün yıldönümü ol « Beyoğlunda bir ktim. Oraya gele « ğız; ve geceyi eğlence lerinde geçirip evliliğimizin bu ilk yıl- dönümünü güle eğlene kutlulı: tık. Pastacıya r erken gitmiştir bir masada oturm! Jp geçi .,.ıuuıv bir faltıya geldi. İşte & cekti. onu Nasıl oldu bilmi: akmıştım. E kat ne v yette?, Bir erkek onu Role ları arasında tutuyordu. Kan beynime fırladı. Benim güzel, benim iyi huylu, benim sadık diye ıanV(hğ.m karım, Beyoğlu caddesinde laşacak kadar b ĞA Diyemedim, ben de ona b birimize o kadı men yüzü yü: Gözlerim ; ım. Bir- vakındık ki hemen he- | gibi idi. lerinin içlerine bakıyor - du; nihayet ken- dini toparlar — Affed niz, bir karpuz kabuğuna ba: mıaştım da! elde olmi an bir Burnuma di. Bu ki ına dökülen & du. Sarhoş edici, du bu! a Gıgı' ş şey, kaza bu. b 1 onun ans kokusu gel - teninden, lüle lüle| saçlarından geliyor- rahlatıcı bir kokuy- olsun. derdemez farkına vardım. asında tü - ım is - adım geriledim. fer yalnız yüzünü, gözlerini de- ücudunu görüyordum, Genç kızın vücudu Venüs heykelini yap ykeli yaparken gözlerinin ö ünde tecessüm ettirdiği modelin vü- ı kadar güzeld Artık ne bir adım il dım geri £ ne üm . Gö rlüne mıhla: debiliyo! göni Ş kalmış- r adamdım. Evleni dmı fevkalâde değilse bile, Eh, bek idim. Bir k iyi geçindirecek kadar param vardı. — Bayan, dedim, tesadüf amma.. | tuhaf oldu mek isterdim de. — Söyleyiniz.. ei Si madan dövüştüler, İlk iki seferden sonra altı (Haçlı feri) daha yapıldı. Bunlara Avrupanın z ve prensleri, yen adında genç bir çoban: - Ben Kudüsü kurtarmak için Al - lah tarafından gönderildim. Diyerek bütün Fransayı de Dokuz on yaşlarından başlı mi bin kadı leler onun çıkn b Marsilyaya geldikleri zaman orada e kadar götüreceğ Dı»ırı lı gemilere bindirmiş, — fak * l süren Haçlı tüne maloldu. Piyer Ler- Türkler vatanlarımı kurtarmak, ka - r harbi mil-ira kuvvetin şarkta yerleşmesine me: dan vermemek için yılmadan ve bık -| yonların 1 Mısıra götürmüşler nm.m rdı Kara Boğa, Ata Be n, Sa- randan- Yarınki nushamızda : Bir Düğün gecesi Nakleden: Faik Bercmen Ve gene|” Jekek tutarken g 1? Pastacıda: dimi karşı Karım y olmamış gibi yüzüme baktı. — Yüzüme ne ana söylüyorum, — u« tanmıyor musun, caddede erkeklere kucaklaşacali ah- ansın söze kızdı: geliye n! m bu Dedi: — Fazla mi geliyorum, larda sürü ek te söze karıştı: — Rica ede bay, bu tarzda söylemeniz doğru olamaz. Sen kim oluyorsun, defol bur Metresii ni af teri karımı g « bir ektup aynen şöyle ( gün karımda mektup alı uluşmak ü h. Sizin beni bekliye-> enin tam zaman gi e Bey «z im abu, meden bir ma bi m., Ka ati ve den-> 1 taraftan gelen birs 5 bu er-s Bana» rden> k beni 1 önra bir «yoktur.» Mektubu fakat ne y ldik. Bir yıl evvel beni saadete ula: karpuz kabuğu, bir yıl sonra detimi elimden almıştı. çmişti., da sonra muzaffer oldular. Fakat ne gariptir ki Piyer Lermitin ara taassubu, milyonlarla zavallının hayatına malolsa da garbı aydınlat « sebep olmuştu. Çünkü o zamang| ı bir haydutlar ve serseriler yuvası diye tanıyan Avru a palılar burada kendilerinden çok yülk. sek bir medeni; fazilet, servet ve Me! fah bulmuş! tak, yay ve yeldeğirmenleri leri şarktan aldılar. 1 oradan öğrendiler, Esirleriiğ ini orada gördüler. Papalie k Şi yi, fen ve ilmi götürdüler hbaddin gibi büyük Ti Turan Can

Bu sayıdan diğer sayfalar: