4 Ekim 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

4 Ekim 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Birinciteşrin —— ——— — 0S$M ANLI SARAYINDA KADIN EL 2 — Şah Sultan Yazan SON POSTA LERİ : Ragıp Şevki Lütfi Paşa koca bir cenk topuzu ile Padişah kızı olan karısına saldırınca cariyelerin 1541 yılının bir yaz sabahında Top- kâpı sârayı yeni ve mutantan bir dü- ğünün hazırlıklarile uyanı dü. Ha -| rem sofalarında sarışın ve güzel yüzlü cariyeler koşuşuyor, orta kapıdan içeri ye durup dinlenmeden bo stancılar, ak- ağalar, acemi oğlanlar girip çıkıyor, Hünkâr dairesinden hasekiler sağa so- la gidip geliyorlardı. Kanuni Süleymanın henüz terütaze kalmış genç ve güzel kızı Şah Sultan, m Lütfi Paşa ile evlendirili- itün hazırlıklar hep bu düğün için di. Saraylılar yeni eğlencelere, yeni cümbüşlere vesile olacak olan bu dü - ğünü sabırsızlıkla bekliyorlardı. İçeride, Haremde, gelin olacak olan Şah Sultanın buğu buğu tüten taze vü cudüne kokular sürülüyor, saçlar: per- çim perçim omuzlarına doğru taranı - yor, gözüne sürmeler çekilip, gerdanı- na lır şâhiler döükülüyordu. Öğleye kadar gelin, bütün güzelliği ve haşmelile hazarlandı. İstanbul so - kakları gene zâ! cümbüşe, eğlenci ye hazır sel gibi taş büyük bir balk kalabalığı ile doldu. Ve dört ta- raftan kavuklar, mücevvizeler, külâh- lar sallanıyor, yollara avuç avuç para- lar saçılıyordu. n alayı böylece parlak ydınlattığı İstanbul sok. k nihayet Lütfi Paşa - ve ancak halk o za- K u. Sa: düncü bölük ağası iken çırağ , vezirliğe, veziri i. Herkese tayda dö olmuş, âzamlığa hın genç ve ;.'xi—l zel enince guürürü büsbiütün arttı. Artiık istediğini yapa - bileceğini, istediğini asıp keseceğin! sa- nıyordu. Bu yüzden ne Padişahın k ne de Sultan kızı olan k yatına ehemmiyet vermez o üdretine, Kubbe altında bağırıp çağırdığı gibi sarayında da cariyelerine, kehyala çıkışıyor, hareme girerken hiç lmuyordu. an henüz küçüktü. Fakat sa: 'da herkesten hürmet görmeğe al Hele Paşanın kendisine karşı gö 1 gurura ve zorbalığa tahamüls bir kırgınlık duyuyordu. Arasıra bunu etraftaki kadınlara a- çıyor, kocasından gayri memnun oldu- babasına kadar duyurtmak için ikmtılı attan sile bulmak lâ - Fakat hâdiseler bir türjü bu ve- | sileyi ihzar ed rdü. | Bir gün Lütfi Paşanın sarayı kor kunç bir haberle altüst oldu. Şah Sul tanın teveci ler - kay- ünü kazanan cal k karşısına çıktı * — Sultanım, duydunuz mu? d Paşa efendimiz bugün neler yapmış Aşağıda ağalar eğleniyordu, harem ka- pısından duydum. Efendimiz ötede be- ride sefih bir hayat geçiren bir m manı yakalamış, Maazallah olmadık iş- kencelerle bir tarafının kesilmesin: em- Tetmiş... Şimdi İstanbulda hep Paşa e- fendimizin arkasından shylvîyorlanmş!.ı Sah Sultan, cariyenin bir solukta anlattığı hâdiseyi Ağalardan da dinle- î;ıncc hiddetinden patlayacak gibi ol- . Paşan:n vahşetine karşı isyan etmiş- ti. Bütün bir şehir halkının nefretle bahsettiği bu zelim, bir insanın aklı - na remiyeceği kadar korkunç ve fe- ciy | Paşa biraz sonra Saraya dönünce Şah ultanın hiddetten yanan gözlerile kar 1. Henüz hareme adımını atar at- Şah Sultan hiddetle : gırdı. Bugün yaptı- dinde bir katre ( kalmadı mı?, Söyle utann ve sıkılmayı orta- dan kaldırmaman lâzımgelmez miydi? Bu kadar vahşivane, bu kadar biedeba- ne bir cezavı nereden, nasıl buldun da |bize kendi derdini ani “ İnifaturacı Osma *|şimin adı ” |maralıdır.» Jale h nın bu, hiddetten köpür- | müş haline bakarak soğukkanlılıkla : — Ne var ki, bu ceza bir cinayet ile mütenasiptir. Hem artık dine, kanun- lara riayet etmiyerek namuslarını le - keleyenler hep böyle işkence edilecek- ler » Dedi ve Harem odalarına doğru yü:- rümek istedi. Şah Sultan birdenbire: — Utanmadan bir de bunu tekrar e- diyorsun öyle mi?.. dedi. Bonra sesinin tonunu yükselterek : — Edepsiz, vahşi, gaddarl.. diye hay- kırdı. Lâütfi Paşa karısının haykırışını du- yunca hızla döndü. Yüzü hiddetten kıp kırmızı kesilmiş, gözleri kanlanmıştı. Bir kadın tarafından tahkir edilmek onun için en büyük ölümdü. Başını ya- na çarpıtarak olduğu yerde bir iki sal- yan duvarların biri- inin çivisinde asılı duran bir cenk to- puzanu yakaladı ve kollarının bütün kuvvefile kaldırarak Şah Sultanın ü - İ üdü. Şah Sultan bu çılgın ve vahşi adamın karşısında böyle ölüm teh | tı Lkesile karşılaşınca sesinin bütün kuv- le müthiş ve canhiraş bir çığlık ko- doğru kaçtı. Eşiği at - larken sesini duyan cariyeler ve hüds mlar, etrafr — Beni ök d-|gaza yararlığın olmasaydı, sen na atilirken içlerinden Ne duüruyorsunuz?.. haykırdı. kaç hüddam Paşaya çullandı. F- Bre .. » ücumuna uğradı lindeki topüz alındı, tokat başın - dan kavuğu yere yuva! ğ fa dağılan cariyeler de Paşayı ür görünce atıldılar. ine, Hünkâr kızına el kaldıran küstah paşa saray hademele- rinin, cariyelerin yumrukları altında inliyor, ikide birde yerinden doğrula - rak kaçmak istiyor, fakat muvaffak o- lamıyordu. Bu sırada Şah Sultan, korkunun ver- diği şaşkınlıkla bir köşede sinip kalmış- tı. Ancak Paşanım şakağından çenesine doğru kan akmağa başlayınca kendine gelebildi. — Yeter, bırakın, dışarı atın!.. diye bağırdı. Bir yıldır Paşanın azarlarına, kaba- hığına, hoyratlığına karşı kin beslemiş olan hüddamlar, onu palas pandıras tu- tup saray kapısından dışarı a! Şah Sultan daha o gün babasının hu- zuruna çıktı. Lütfi Paşanın bütün e - depsizliklerini anlattı ve Paşa ile ar - tık bir arada yaşayamıyacağını süyle- di, Kanuni Vez ği zaman, Lü ğini vehmed Kanuni elpençe, boyun kırıp yer ö - pen Veziri âzama kaşlarını çatarak: Nedir?.. dedi. Kendini ne sanır - Benim kız ya çağırl- gn? -|dar büyüdün mü?., Sen ki Veziri âzam idin, sana kızımı verdim. Bu |i tepmek mi dilersin?.. bunca bura - dan başka türlü çıkarırdım!. Var yıkıl git!. Biraz sonra Bostancıl nın sarayını bastılar ve Dim Var git, r Lütüi Paşa - bdkâm gitti. ya doğru sürüli hüyük harpte Kaybolan Vatandaşla_r Esarette kalaniki | askerimiz aranıyor Gazetemizin vatan haricinde kaybo- lan vatandaşlarımızı b;Vma: [çu':—::u. fettiği vreti bilen bir okuy bze keRdl d latıyor. Bu okuz Şebinkarahisarda ma- h Kayadır. Diyor ki: «Kardeşim, 25 yıl önce Lıcarel' İF"' Rusyaya gitmişti. 7 yıl önce memleke- te dönmek istedi. 17 Haziran 930 da Moskova elçiliğimizden pasaportunu al- dı. Fakat aradan 6 yıl geçti ınîdrı elüân memlekete dönmedi. Bu amd.'x(bırr mektubunu aldım. Pasaportunun vize- sini elân yaptıramadığını yaıv_vnrîl'u ra ses sada kesildi. Moskova elçili- gimize mektupla müracaat ettim. He- nüz netice çıkmadı. 73 yaşında bir an- pemiz, elân çocuğunu bekliyor. Katvde- Recep oğlu Salih Kayadır. Moskova büyük elçiliğimizin konsolüs: luk şubesi müdürlüğünün tahriratı 3 Heziran 1930 tarih ve 449/176 nu - yucumuzun adı, Bu okuyucumuz mektubuna kan şinin Rusyadaki son adresi ff ti, fakat rusça harflerle olduğ! i dirmeye imkân bulamadık. Ve düşün- dük ki konsoloshanemiz muamc[enın— tarih ve numarası meydanda olduğu i- çin kendi dosyalarından bu adresi bu> lacak ve Rus zabıtasile icap cdan tah- kikatı yaptırtacaktır. Esarette kaln iki askerimizi arıyoruz Erzurumun Akorcuk köyünde, Si man oğullarından 305 doğumlu Halit ve 308 doğumlu Osman isminde iki kar deş, büyük harpte İngilizlere esir d müşlerdi. Ev Misira yollanmı dı, Oradan da meçhül bir semte £ derilmişlerdi. Ailelerinin müracaatı Ü- zerine San Posta bu eski askerlerimi- zin âkıbetile alâkadar oldu. F: " e£ sarih adresleri yoktu. Cevap madık. Bugün isimlerini ikinci de darak ilân ediyoruz. Kendileri hakkın- da malümat verebilen olursa ümit ede- riz ki, bir neticeye varmak mümkün slanraklır * Son Posta © İstanbul Gelir ve Para 95714 T.B. I 29.325| ©, 78T B 7130 Ço 74 T. B. IN00,00 — Devlet Demiryolları Borçları — Lira Lira Ergani ’;“"ı Anadolu Tvel142.80 Sivas Erzurum 59.S0|| Anadolu M 45,85 Sosyeteler Eshamı Lira Lira 8100 | İst. Tremvay 22,50 10,00)| Bumonü 9,25 10,001| Tarkos 14,7$ 92.5)| A. Çimento — 12.75 ÇEKLER — Kn. 2400 | İş B. NU »» H » » Namt Merket B. D. İsterin | V. Frangi wu © geneeyeceeNAkeLAEAAküLSe Beneen sessenesER eee RaSrSESERSEsena Bütün kremlerin içinde birinc, olan — ve daima birinci — kalan Krem Pertev oldu. Bu Krem Pertevin her zaman pek büyük bir itina ile ihzarından başka bir şey değildir. Krem Pertevin hiçbir terkibine — (gayrisaf) madde giremez. âda verilece- | ge İlber gidişde muhakkk bir hediye gö - Çeviren: İsmel Hulüsi İMSET mış; hediyeleri dükkânın parasile al . mıştı. e İşi g yoktu ama parası pulu var- dı. Bir kaç dükkân, bir apartıman, bir ev ayda açağı yukarı ona üç yüz liradan |fazla bir gelir temin ediyordu. Bekâr ve kimsesiz bir adam için bu para kâfi gelirdi. Hattâ bu paradan bir kısmını artlırmağa da imkân bulunurdu Fakat Necmi Günyan'a geliri ancak yetişebiliyordu. Gençti, biraz hovarda idi. Lüzumsuz yerlere para sarfeder - di. Necmi bekâr yaşıyacaktı. Ama talih günün birinde onun karşısına çıtı pıtı bir genç kız çıkardı. Bu çıtı pıtı genç kız, güzel sıfatının tam manasile mev- suf olabilecek bir şekilde yaratılmıştı. Simsiyah kıvır kıvır saçları, be: zü, gene simsiyah gözlerile yakın öyle sevimli idi ki.. Necmi bu cana yakın, bu sevimli kızı ilk gördü - ğü gün biraz beğenmiş, ikinci görü - şünde tamamile beğenmiş ve sonraki görüşlerinde de — delicesine — sevmişti. Necmi namuslu bir delikanlı idi; bir ailenin temiz büyütülmüş kızını ba: tan çıkarmak;'*onunla biraz vakit Beçi diklten sonra silkip atmak gibi şeyler | 4, Nikâh için tayin edilen yapmayı da aklından geçirmedi. Herkesin ikide bir çıkarıp baktıklarındg Aklından geçirdiği şey şu idi: Kızın | saatlerinde dakikalar, çeyrek oldu. Çeyp evine gidecek, kızı annesinden istey -jrekler birleşti. Yarım saat oldu, yarımş cek, muvafakat ederlerse evlenecekti. | saatler bi şti. Saat oldu. Necminin bir âdeti vardı. Ne zaman bi- — Fazla bekleyemedikleri için davetlte derden - bir kısng kimseye görün e meden Meraklı birlerile * nlandılar.. Necmi, nişandan solis lısının evine en az hı a ll defa gidiyordu. Gidiyor, orada yemel eç zamana kadar oturuyorlafa ve geç zaman pansiyonuna dönüyordu. İtiyadını hiç değiştirmedi. Hediyeslst, eli boş gittiği vâki değildi. Gene het gidişte muhakkak bir şey götürüyordu. Çok defa gerek müstekbel kayın val e deşi ve gerek müstakbel nişaniısı böye le külfetlere katlanmamasını söyledi « lerse de o hiç oralı almadı. Sene geçti, çıtı piti nişanlı artık ev e! lenecek çağa geldi. Bir yıl içinde bir kağ daha güzelleşmiş, bir yudum su olmüşe tu. Kız tarafı hazırlıklarını bitirmişlete di. Nikâh günü kararlaştırıldı. Davetlfa lere kartlar gitti.. Nihayet nikâh günü, ve nikâh içigi tayin edilen saate ulaşıldı. Nikâh dairi lavetlilerle dolu idi. Nişanlı kız gelmişti. Yalnız damad ortada yoktu. Merakla onun gelmesini bek gecikmesinin sebebini merak ed. Yarınki nushamızda : Arkandan sürüklediğin tabut Yazan : de hedive götü - rürdü. Bu ziyare - Suat Derviş oydurdu. Şeker kutusu e -| Tinde kızın evine gitti. Kızın annesi, Neeminin isteğini iyi rşıladı. Kızını ona verirdi, Fakat bir e beklemesi lâzımdı. Çünkü kız he- küçüktü. Bir sene daha geçerse an- cak evlenecek çağa gelmiş sayılabilir- di abası? lima geldi, evienmekteğ Zgeçmiş olmasin?, Camm Böyle şey olur mu?.. Biş senedir nişanlı duruyorlar. | Necmi bu arzuya muvafakat etti. |4i Çünkü anne haklı idi. Necmi şöyle bir teklifte bulundu: , Bir nişan yapamaz mıyız? Hay hay yapalım. — Peki ama gelmemesine sebeb nef Nişanlı kızın annesi, akrabaları fenâ ıvîıuyc'.:e kalmışlardı, ne yapacakları , on beş gü sonra öz öyle ee DARR çat Necmi bu on beş gün içind şam çıtı pit nişanlısının evine gitti.. eee içiçler zeldi, türüyordu. Bir seferinde müstakbel yınvaldesine bir tuvalet takımı al bir seferinde müstakbel nişanlısına bir |yüzük yaplırıyor.. velhasıl hiç bir sefer eli boş gitmiyordu. " | Pamad gelmeyince, nikâh da y '|madı. Davetlilerle beraber, nişanlı da döndü, Ve bir daha Necmiyi görmedie ler. On beş gün sonunda nişan yapılır ken nişanlısına kıymetli bir plaka he- diye etmeyi de unutmamıştı. Fakat bu on beş günlük hediye masrafı bir dük- kâna mal olmuştu: Neemi dükkâmnı sat- memişti. Yalnız nişanlı durdukları biş yıl nesi var nesi yoksa satmış, beş parasıll madığı için de nikâha gelememişti. | İstanbul Belediyesi İlânları I — lk Senelik Muhammen kirası 30 il teminatı Beşiktaşta Sinanpaşa medresesi - nin 4 N. hi odası (teslim tarihinden i- tibaren 937 veya 938 - 939 mayıs sonuna kadar). Paşabahçede İskele caddesinde 15 metre murabbat yol artığı (teslim tarihinden 936 ikinci teşrin sonuna kadar). 15 14113 Yukarda semti senelik muhammen kiraları ve kira müddetleri yazıli olan mahaller ayrı ayrı kiraya verilmek üzere pazarlığa konulmuştur, Şartnameleri levazım müdürlüğünde görülebilir. İstekliler hizalarındaş gösterilen ilk teminat makbuz veya mektubile beraber (bir gün ev « veline kadar ilk teminatın yatırılması daha muvafık — olacağı) 15/10ğ 936 perşembe günü saat 14 de daimi encümende bulunmalıdır « lar. (B.) (1741) İ de ! g Keşif bedeli 630 lira 69 kuruş olan Mecidiye köyünde belediye müt» î h 42 inci mektebin tamiri ve tadili açık eksiltmeye konulmuştur. Ke. şif evrakı ve şartnamesi levazım müdürlüğünde görülür. İstekli olane lar belediye fen işleri müdürlüğünden alacakları fen ehliyet verikasili 47 Tira 30 kuruşluk ilk teminat mekbuz veya mektubile beraber 5/10f 936 pazartesi günü saat 14 de daimi dır. (B.) (1443) encümende — bulunmalı « İ | bir senedenberi o da hevesini — Necminin başına bir kaza filân gek j nde hediye parası bulabilmek için — kalmıştı. Karısına nikâh hediyesini alıe —

Bu sayıdan diğer sayfalar: