9 Ekim 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

9 Ekim 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

OSMANL 7 — Hubyar kadın L b M Z .Yını: Hubyar kadının Kadirgadaki evinde u sum güğüm şaraplar içilir, pencerelerden mest, şeyden bahsediyordu: — |ene İ güğüm güğüm P gP dömekR d el y ğ e |ai BND aa b yarmmuyaa ğğ ar duyulurdu alizi hazır! bihuş şarkılar ve » dallan budaklanıyordu. Topkapt sara K Hubyar Kadının kocasına 1634 yılı bütün yaz Bahçeka| | Bir gece s i n bahçelerinden Ayasofyaya, » mü -| saraydan bir bostancı geldi. Padişah | Fakat odada bulunan kapıcılar ket-'ne kederlenecek... — Öyle şey olur mü? dedi. Önü İ Pıya ve Kabasakala gece gündüz rültü- | İbrahim ağadan sorduğu bir şeyin ce -|hüdası birdenbire dizçökerek sırtüstü İChardel baba böyle olacağını bilseydi.. | deki pazar yortu var, 0 geçsin de ll Z temadiyen muttarid bir çalgı GÖTÜ | Cti vordu. yatan İbrahim ağanın üzerine kapandı| Ama Pierre Graviöres gibi bir çift-|gidersin... Hani pek sevdiğin bir sü, bedmest kahkahalar, çifte nare Fâkat meclis kurulu idi. Kafalar tüt-|ve başını sadrâzama doğru kaldıra -İ)ikte bir ay bile kalamıyan, işi gücü or-|rek vardır, sana ondan yaparım... #kisleri uzandı durdü. öle- |sülenmiş, âlem kendi zevki içine ser -|rak: ç manlarda dolaşmak olan bir serserinin| Pierre cevap vermedi ama ertesi giliş Padişah ve saraylılar durmadan e$'8- | L l Gitmişti. MA — Devletlü, aziz başınız için affey-günün birinde zengin oluvereceği ki-|gitmek sözünü de kesti. Bütün gdte, niyordu. irenler | Kapı 'açılıp da bostancı içeri girince leyün!.. diye yalvarmağa, gözyaşı dök-İmin hatırına gelir! Maria ile dansettiği eski baloları dül « Deli İbrahimin etrafını çev_:ıf"' ve|İbrahim ağa, böyle gece yarısı rahatsız |meğe başladı. — Pierre geçerken bütün evlerin per -|şünmüş durmuştu... — * dalkavuklar, kadınlar, müdahinler ve| Hu Y a Yostaneıya ağzına ge| Kapıcılar kethüdasından cesaret a -|deleri aralanıyordu ama o, bir şeyin| Yortu günü geldi, Plerre baloya gife yobazlardı. Devlet ve millet bı;-;d. tufeyli € Tadolu ve Giriü kan ve ateş içinde küy> narken Deli İbrahim renk '."kdüş,u - yaldızlı kubbelerle süslü, diba GÖtE” . dalarında şarab, kadın Ve m:î— yü mest oluyor, mal l'“""?mmîu“s- Söyleyen vezirlerini, nasihat elmel * teyen hamiyetli devlet BĞT birer boğduruys::“ Çılgınca bir idareîçinde bütün kudret aĞ <en Â- dınların elindeydi. Deli İrektü veri- di, en basit bir diai’my' ŞÜN or, hâ bağlıyordu. İ Te Kadinler, “Telli, Hasekiler, Şivekâr kadınlar, Hatict hmnı;lîsekı yüplü Vayvoda kızları ve SST —a bu gözdeler içinde birinci 5! b ediyorlardı. Hubyar Kat leni söylemeğe, küfretmeğe, bağırıp kalım -İçağırma; başladı. Nihayet bırsını ala- Hüi g»dı. sofradan kaptığı tabaklardan bi- rini büyük bir hızla kaldırıp bostancı - nın kat deli ile bir sürü di ni di miy: vermedi. Hu vermedi. Hubyar deri olan veziriâzâm Ahmet paşa reza- tetten haberdar olunca boslancıyı Sa- raya çağırdı, eline bir kese mtuşıındu: — Sakın ola, bu hali kimseye ilşa et- mel, diye de sıkı sıkı tenbih etti. * hi ol Ertesi sabah paşa kardeşini sarayına çağırttı. Hubyar Kadının kocası içeri rince kaşlarını çatlı: : — Bu senin yaptığın iş nedir?. diye yıkırdı. haibmhun ağa hâlâ mestti, Paşa karde- şine küstâhâne cevablar vermeğe, â- deta şövüp saymağa başladı. Veziriâ - zam nihayet dayanamadı: — Değnekl, diye bağırdı. Odadaki hizmetciler bu ihtarda.. son- ra birbirinin yüzüne baktılar. Kimse İbrahim ağanın üzerine atılmağa cesa- ret edemiyordu. Paşa tereddüdü gö - k gi dın, padişahın ınusarııb; lerinden biriydi. Her gece !s;:ı.: ğ kadar (Akide Kulu) oyuncu bi dare eder, hünkâra yeni yeni e; ga ler bulur, sarayın en g_uzol_can_x:; Kü seçip çıkarmakta büyük bir maha gösterirdi. y b azı, Saray, çengiler, Cü- tenin , Ka yk.r ve böy boy cariye - celer, maskaral Ağırından çıkıp eğlenirken padi-| O Ve D D D Yarahar ağa yoöl-| Hubyar kadın bu haberi alınca yeis| kızları *hal iste - lardan beri on Ğ'İe D Ğ;_,._,., bir sürpriz daha or - 2','..,-.,.. ç.ıııâ:. Hubyar Kadının ser-|içinde kaldı. Senelerce, eğlencesine, Mmem, Jâfını bile | Tamir edilmeyen | tunda b “ım“: taya attır şe olt geri kocası ensesine yediği şiddetli bir |şarabına, ve rezaletlerine alıştığı İs -|etmeyin... blİ' evlenmiş, n Ertesi sabah bütün Topımî Sareş İyumrukla alaşağı edildi. Ayaklarına fa-İtanbul şehrini bırakıp gitmek, Hubyar Maria aklına hata kurhüi " Glünağli düğün müjdeleri etaşra çıkmak, £ (ayllaka değnekleri bağlandı, sonra yüzü - Kadın için kahrediei bir şeydi. gelmiş, fakat eski Çeviren: Faik Berecmen | *'© beddi hesabi olmak> haberlerile çalkandı. Taşra ı * |koyun yatırılarak tabanları değneklen -| Fakat kethüda, bu imkânsızlık karş:- 'kedenn_ üuyanma- yoktür. | çıkanların içinde Hubyar Kadın da gux kiile Haşlandı z sında nihayet boyun eğmek mecburi - €na müsaade et - n Plerre ile Mas © ı Henüz genç ve güzel olan Hubyar İbrahim ağa avaz avaz bağırıyor, | yetinde kaldı. Bir sabah Üsküdardan mı.—n_ı_!şu. K t ria — orada dallıqn hışırtısını din « Kadın bu suretle cariyelikten kurtula- Mazhar ağa atılan sopaları sayıyordu. — |kalkan büyük bir kervanın içinde, Hub-| Köye dğudnğımden beri onun ne ol-İler, ya - hiç bir şey — söylemen cak, yeni ve müstakbel bir evin Kadını| * D n L Li Dü rümcü inişte durdu. Â- | yar kadın ile beraber Bağdada uzakla- |duğunu bile sormamıştı; görmek de is- 'yahut yavaş yavaş, sanki gizli gizli kom olacaktı. ğa yüzükoyun çevrildi. 'Bu sırada Ah - İşıp gittiler. temiyordu. Ama tesadüf dediğin kendi 'nuşurlardı. Bazan Maria'nın boynun « — B koca olarak vez'z_î- kardeşi ve ketfı_l bulmuştu. Düğün Deli İbrahim on; âzâm Ahmet paşanın dası İbrahim ağayı üyük bir serbestiye kavuşlu. uığncısl ağa zaten ayyaşın, serserinin biriydi. Gece gündüz içer, kardeşine güvenerek - İstanbulu kasıp kavururdu. telif pifik neşriyatı. Sarayda Deli İbr. : ahimin işret meclis- Neşriyatı. Jerinde eğlencenin bütün __s,ekıngunı 1830: Çay saati, dans musikisi. 19.30: Spor vâkıf olan Hobyar Kadın böyle bir aâ-| önabeleri, Eşref Şefik tarafından. — 20: dam ile bir araya gelince evini id:dx.;ıtm Ü oi Ka «meyhaneye ve tarabhane» ye çele L lkisi. M"': lllhl"'l indan Wlî Zevk ve safa Hubyar Kadıuırı alıştığı Bafiye ve arkadaşlarının şeydi. Deli İbrahimin meclisleri ona her türlü kepazeliği öğretmişti. Rüşvet ve atiği paraları böyle sa - lü. 3 — İvanof: Gece şar- iltimasla elde € zt K kovaki: Kuğular gölü. 3 bahlara kadar süren içki _almlenndz kısı, 4 — Bevrak: Minyonetta. :._’.::ııı 5 yiyordu. Çek dansı, 1 — Dorlak : Amerii şar- kadar Kari, kocanın sarhoşlukları 0 KüCAT |ei a ağırdı ki, bir gece evin mutfağından Çı- $ — Oko-Albi : Musahabatı musikiye, 22.30: kan yangından bile haberdar olamadı * Ajans haberleri. 7 râlar, ""'hgeneeqml&cll&'"-ni' v kahkahalar gene bütün sokakları tu' Muştu, Bu sırada-ateş mutfağı SarMIŞ: (p Ansa, Almanya ve Romanya baberleri komşu Rıdvan efendinin evini tuluş - BUDAPEŞTE K turmuş, bütün mahalleli ayaklanmıstı. | <3 19; gingene orkestrası (şarkılar), 18,10: | Kapılar varulup felâket haberi verili9-| . çe yapon edebiymti 1â40: Salon orkes -| ce Hubyar Kadının içki meclisi altüst |7 29.35: Mühtelir, 21: Şarkılar, muhtelif oldu. Yeniçerilerle Ahmet paşanın â -| yayalar, 2225: Dans plâkları, 23: nııı.u;.' damları yangını bastırmağa çalıştılar. |.. müsahabe, 2320: Çingene musikisi, 24,05: | ' VİYANA Fakat ancak Rıdvan efendinin evi: Hubyar i dıktan sonra 8- ürülebildi. — 19: Haberler, 19.10: İlânat, 19,30: Senfonik müzik, 20: Orkestra, 2020: Muhtelif hava - teş söndürülebildi. ” Kadının Kadirgadaki evi bü- tün Taanbulun diğine düşmüştü. Halk )07 ” z9x0: Künrtet (şarkiları, 2k0: Kuar- bildiğine birkaç şey daha ilâve .dıyoı', tet (Tuna). Hubyar Kadının içki âlemleri yüz kızartıcı, müthiş bir dedikodu halinde | YVARŞOVA 19: Okuma, 1920: Şarkılar, 1946: Hatif | SARAYINDA KADIN ELLERİ met paşa: lan paşanın tevâbii de niyaz ve ricaya | farkında değildi; beş yıl süren bir gur- başlayınca, Ahmet paşa nihayet karde -|betten sonra köyüne kavuşmuş, onun laya hareme doğru çekilip gitti. rinde döğrulur doğrulmaz paşanın a -|halbuki tam sekiz tane inekleri olan|bir şey söylemeden birbirine sarılığ sına kapattılar. rün kethüdayı odasından alıp paşanın (didindi durdu. Sefalet, açlık çekti. Aş- karşısına çıkarttı, el öptürdü ve bir da-|kının hor görülmüş olması da ıstırabını yar kadın bile kocasının bu hâdisede İnında irade sahibi ulduğu okunan deli« çok ucuz kurtulduğuna kanidi. Karı ko-(kanlı nihayet her şeyi yendi; talihi ken- ca gene karşılıklı içiyorlardı. Fakat es-|dine yar olmağa mecbur etti. Yakında, rezaletlerden eser yoktu. paşanın sukutuna, rezaletlerinin unu - tuluşuna kadar sabredip oturacaklarımı, caklarını kereci geldi: di. kıca tenbihi var!. dedi. A NN 9. Yazan: Löon Gerbe ni ee , ; Çeviren: Nurullah ATAÇ M’_n"m_'_de_g"wdm beş yıl Pierrelannesi ona bakıp başlarını sallıyor Ve Graviğres'in zenginleşip Marim Char- |yavaşça: «Bizim oğlana da ne oldu kifa — del'i unutmasına kâfi gelmişti. Kapı - diyorlardı. ların önünde, yollarm girintilerinde,| Bir akşam Pi ğ çeşme başında herkes bu inanılmıyacak |ye çı;::,;ı ve :erreı Grı;;;îlşıhuwt'ı ğ sine; Ragıp Şevki sabahlara kadar — Akıl alacak şey değil! Arjantin'de bir milyonerin kızını alacakmış.. — Zavallı Maria Chardel! Kim rın yola Çıktyorum, Bir Ka 4 enos-ÂAyres'e Varır, Wu:y ",;;:__ j Annesi: — Devami. diye bağırıyordu. .hüir ti. Maria da orada idi. Biribirini görür görmez başlarını gee virdiler ama hatıranın kuvveti onlağ? baba, hoyratça bir muamele ile onu|biribirine doğru götürdü. İtalyan Giük- Hubyar Kadının kocası kurtulduğu: |damadlığa kabul etmediği için kalkıp|seppe'nin akordeonu, ikisinin de U sanmıştı amma şişen ayakları üze-|gitmişti. Onun ön parası bile yoktu,|Sevdiği bir vals havası çalıyordu. eşini bağışlıyarak başını sallaya sal-İzevkini çıkarmak istiyardu. Chardel lamları kendisini aldılar, hazine oda -|Chardel'ler kendilerine göre zengin sa-|dans edenlerin arasına karıştılar. Geç vakte kadar dansettiler. Sonrat Pierre, ateş böceklerinin parladığı Ça yırlar arasından Maria'yı evine kadar götürdü. Ayrılmadan önce sordu: — | — Maria, sen daha nişan olmadın mığ — Hayır, nişanlanmadım... Sen, ora« da, Arjantin'de evlenecekmişsin diyors lar. | Pierre eli ile manası pek anlaşılmaz bir işaret yaptı ve: . — Öyleydi ama bilmem, dedi, şimd? pek niyetim yok gibi... n Bu kadarla kaldı ama biribirine yind eskisi gibi gülümsiyen gözlerle baktı « lar; Maria'nın mavi gözleri yaşarmız — parlıyordu. . Bir kaç gün sonra Bazirgânbaşı Ha -| İik seneler, Arjantin çiftliklerinde a bu gibi çirkin hâdiselerin kahramanı |bir kat fazlalaştırıyordu. lmıyacağına dair yemin de ettirdi. Fakat bu geniş omuzlu, erkek yüzlü, Artık her şey yoluna girmişti. Hub -|kara ve sert saçları altında parlıyan al- isi gibi kahkahalardan, şarkılardan, | Bucnos-Ayres'te çiftliklerini idare et - tiği bir zenginin kızı ile evlenecekti. İh- tiyar babast ile anasına bu işi açtığı ze- man onlar: — Pierre, demişlerdi, bizi dinlersen yine sen köyden evlen... Buranın kız- ları zengin değildir ama çalışırlar, elle- Ti tutumludur, ev kadını olurlar... Hem sen onları anlarsın, onlar da seni... Ya- bancı kızlar, kim bilir... Pierre bunu dı başlamıştı: — Bizim köyün Ahmet paşa ikisini de Eyüpte bir eve erleştirmişti. İkisi de burada, Ahmet yilâhara yeniden eski âlemlerine dala- ıyorlardı. ı veziriâzâmdan bir tez- * ©O günden sonra her akşam P'ierre il€ Maria, iki köyün ortasındaki ıhlamuz ağacının altında buluştular, Buna «Âk unca gülmüş, alaya İşıklar Ihlamuru» derlerdi; bu isme doöğe — rusu lâyıktı, çüna kü yıllar ve yıl « Fakat bir — Devletlü sizi Bağdada tayin eyle - «Derhal kalkıp gitsin!.» diye de sı- Yarınki nushamızda : keyfine iş görür, bizi dinlemez. Bir gün Pierre dere boyundan gi - derken kızların çimdiğini gördü; Marin da onların arasında idi. Onu böyle bir - denbire görüvermek, artık öldüğünü sandığı bütün bir maziyi canlandırdı. İçine bir yorgunluk çöktü. Bir taşın ü- zerine oturup hazin hazin düşüncelere daldı. Yüreği dolu dolu olmuş, ağla - mak istiyordu. Yıllara, gurbete, unuttum sanmasına rağmen Maria'nın sesini, ıhlamurun al- tında vedalaştıkları akşamın mor ren- gini iyiden iyiye hatırlıyordu. Gön - lünün zaafını anladı, neşesini kaybetti, artık mahzun bir adam oldu. Hatıralara karşı koymak istiyordu a- ima ne kadar uğraştıysa para etmedi. Kalbinde yeniden şiddetli bir aşk u - yanmıştı. | Kadınlar böyle şeyleri çabuk sezer, ,Pierre'in annesi de işi hemen farketti. iÜzerinden Chardel'lerin evi görülen bir Chastet tepesi vardı, Pierre her akşam Joraya tırmanıyor, yüzü koyun yatıyor, Chardel'lerin ışığına bakıyor ve © sön- İmeden köye dönmüyordu. Annesi da- ha ilk günler bunu görüp anlamıştı. O akşam Pierre Graviğres sofrada: Şimdi Pierre'in acak başında saat -| — Ben, dedi, Maria Cherdel'i alıp lerce dalıp kaldığı oluyondu. Babası ile köyde kalacağım! ? AHENK İlân Ha Se'la Berali Bişeriler derlel gö Grer, HARNET RKNİ ea Evvelce kapalı zarf usulile eksilt. idir 8. dan aşağı bir hanımböceği girer, gıdik- lanan kızın gülmesi sükütun içinde çıta lardı. * Haziran geçip temmuz geldi; Pierre Graviğres hâlâ gitmemişti, gitmek sö « zünü ettiği de yoktu. Toprağa tekrai - ısınmış, kanında bir kaynaşma hissedi- yordu. Bir gün öğleden sonra, güneşin eni hararetli zamanında, Chastet'ye çıktı. — Etraftaki köyler, titrek bir ışığa bürüne — müş, uyuyorlardı. Ta orada, Chardel'e — lerin balkonunda Maria'nın beyaz ele bisesi canlı bir leke gibi gözüküyor « du. ş Pierre tepeden indi, tahta köprüyü Beçti, kedileri uyumuş, pencereleri kas — palı evlerin önünden seğirtip Chardel'a — lerin kapısına vardı. 4 Maria yalnızdı, Pierre'i görünce kı< zardı. Kızdan temiz bir çamaşır ve lae vantaçiçeği kokusu yükseliyordu... P. erre onun yanına oturdu. PASLANMAZ Hasan Tıraş Bıçağı Bir dakikada tıraş eder. Ne sa- bun, ne de fırçaya ihtiyaç vardır. Katiyen paslanmaz. Alâmeti fa - rika ile ihtira beratı vardır. Ne İngilizler, ne Fransızlar, ne de Amerikahlar, ne de bütün dünya aynını yapamaz. Hasan tıraş ma- kinasile Hasan tıraş sabunu ve tıraş kremi, tıraş kolonyası, tıraş pudrası birer şaheserdir. Mutlaka Hasan markasını arayınız; — israr ediniz. Hasan deposu : Ankara, İstanbul, Beyoğlu. leri içinden bir cırcır böceğinin sesi ge- liyordu. Uzakta bir çobanın bağırması saman yüklü bir arabanın gürültüsü şitiliyordu... hakkında müsahabe, 19,20; Dans şarkiıları, 20: Muhtelif, 20/06: Filârmonik — konser, 20,40: Köy bavaları, 21,05: Filârmonik kon- serin Gevamı, 21,30: Müsahabe, 21,38: Muh- telif, 22.1Ş: Şarkılar, 22,35; Plâk neşriyatı, Mabtuz olup paraya çevrilmesine — karar b verilen ev eşyası 15/10/036 tarihine rasıı- |tadilâtı 30/9/936 yın?awnıecsnı-nnm!—.ımvı- rin 2490 —"ı' İanamn türlfat Wi H konağı caddesi Halil bey apurtımanında â- iresinde Urfa vilâydıD v _ı_' Çık artırma e satılacaktır. Tüliplerin mu -| menine müracaat etmeleri ilân olu — ayyen güü ve saatte ma* dinde bulunacak 'nur. ura müracaatları ilân olunur, (26286) gününden — itibas . İstekliler J

Bu sayıdan diğer sayfalar: