12 Ekim 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

12 Ekim 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayfa Hd Bedbaht k adına ceza vermektense hâkim istifa etmeyi tercih etti Danimarkada kocasının mıyarak onu öldüren & » namussuzluğuna dayana- bir kadın mahkemede bütün dinleyicileri ağlattı Le Journal gazetesi D:nnıı'.ııkad;. Hâdise: erasıdır. zanun ve müt- bir kin ile şları içinde haftalardan bahsediyor- safhası kadının hine idi. züstü bırakmıştı, sev- gilisine kaçmıştı. Çalıştığı dairenin em- niyet parasını sutistimal etmişti ve ni- hayet kocasını öldürmüğtü Gazeteler ondan bahsettikleri za- man cani Jorjet diyorlardı. Halk müs- tekreh ve kötü bir kadından bahset- İ zaman onu misal getiriyor- onun mahküm edileceğine z alacağı cezanın mikta- tifak edeniyor. bir terketmişlerdir beri Jorje lardı. Hâ tamamile Çocukl: — Memleketten sürüp çıkarmal Diyorlardı. Nihayet kördüğümün gözüleceği gün geldi çattı.. Kadın ba- rodan bir avukat istemiş fakat bu kö- tü insanın davasını kimse üzerine al- mak istememişti. Ziller çalındı, halk birbirini çiğneye rek salonu doldurdu, biraz sonra da mahkeme hey'eti yerini işgal etti. Reis: — Jörjet Kentülsen getirilsin, di. de- Biraz sonra azabın çöktürdüğü, mih- | netin yıktığı bir kadın siyah tüllere bü- rünmüş olduğu halde içeri girdi. Maznün sandalyesine oturmak için samiinin arasından geçliği sırada mu- taassıp yaşlı kadınlar: Sürtük Sesleri — Fahişe, sürtük diye seslendiler! Onların yüzüne acı acı baktı. Dudak- larını ısırdı... Elile eteğini düzelttikten sonra yerine geçti oturdu. Biraz sonra reisin sesi duyuldu: — Jorjet Kentülsen ayağa kalk.... Kadın derhal ayağa kalktı. Besi Titremeden Reisin tanan sesi tekrar duyuldu: — Jorjet sen, N... Şirketinde vezne- darlık yapıyormuşsün, veznedeki pa- ralardan bir kısmını zimmetine geçir- mişsin? Jorjelt sesini titretmeden: — Evet yaptım dedi. — Sonra kocanı öldürmüşsün. yr Evet öldürdüm. p Bu, bir komedya Olacak !" «Pen. C.» rümuzile bir mektub al- dım. Yazan bana garib bir hikâye anlatıyor. Okunmıya değeri vardır. Bir hulâsasını da size nakledeyim, di- yor ki; — Üç yıl önce memuren tanımadı- ğim bir memlekete gitmiştim, orada bir gençle tanıştım, evine gidip gel- meye başladım. Bu gencin bir ablası vardı. Evliydi, iki de çocuk sahibi idi. Ailec& kırlara gidib gelmeyi det edindik. Arkadaşım kız kard ne: — Abla, derdi. Sinnen benden 8 yaş kadar büyük olduğu için ben de abla sıfatını verirdim. Günüri birinde ” öğrendim ki bu kadın biri 12, diğeri 17 yaşındâ o - lan çocuklarını alarak kocasının e- vini bırakmış, annesinin evine gel - Madam Jorjet — BSeyvgiline kaçmışsın ve kocanı ra- yaşamak için öldürmüşsün çocuk- | larını yüzüstü brrakmışsın.... — Çocuklarımı yüzüstü bırakmadım. Sevgili meselesi ise tavzihe muhtaç- tir. Şu meseleleri başından kadar anlat ta dinleyelim. Jorjet şapkasını başından çıkardı: — Müuhterem başkari dedi. Ağaran saçlarınız uzun zamandanberi — içtimaf erin içinde yuvarlandığınıza işaret ediyor.. Bir insanın mecbur kaldığı man her şeyi yapabileceğine de her- halde inanırsınız.. soruna dığım Kentülsen ile bundan yedi sene evvel evlenmiştim. O zaman 18 yaşında genç ve hayalperest bir kızdım, bütün 'gayem nefsimi kocama ve evime has- retmekti. Aradan bir kaç sene geçlikten son- (ra iki evlât sahibi oldum, on! gül olüyor, istediğim gibi bür düm, Kocam evlendiğimizin üçüncü sene- isi çalıştığı bankadan ayrılarak, bir ih- (racat şirketine müdür oldu, - kazanci- mız artmıştı. Ben çok mes'uttum. Aradan kışa bir zaman “geçtikten şonra, kocamin bir başka kadınla dü- Şüp kalktığını bana haber verdiler. Va- Zziyetinin son zamanlarda değişmiş ol- ması da bu havadisi — teyit ediyordu. Bir gün kehdisine: «Ocağına Dönmekte Gecikmen — Kentülsen dedim, Senin başkâ bir kadınla düşüp kalktığını haber aldım. Aile hayatımızın, mes'üt — yuvamızın yıkılmasını elbette istemezsin, bu ha- miş. Bâna: — Seni seviyor da, ondan dediler. Evvelâ inanmadım, fakat sonra bu sevginin tezahürlerini görmeye baş ladım, meselâ bana: — Abla, deme diyordu. Anladım, işin arkası fena olacak. ılv.rron muhit değiştirdim, fakat şim- i görüyorum ki bu kadma iyice şünmeye başladım — Acaba onunla evlenirsem mes': Ud olabilirmiyim? Size soruyorum.» * Hayır mes'ut ölamazsın, şünceyi aklından çık: Böyle bir kadının böy hasebetten sonra seni sevdiği için de kotüsından ay istemiş olabileceğine inanamam. Ka- dm mubakkak senin bilmed!ğin bazı &ebeblerin tesiri altında” kocasından ayrılmak, fırsattan — bilistifade sa - na öa yamanmak istemiş olacaktı?. TEYZE bu dü- İsmini maalesef hâlâ üzerimde taşı- | SON POSTA — ea aa e ea NASIL EĞLENİYORUZ 4 Birinciteştin 12 'Bar; bara gidelim: Yallah. Bizi bar paklar, Şarabın ARKADAŞIM CEVAP .. — . w * da çürüğü olur mu? VERDİ: Hey süt kuzusu hey. Çürük şarap dıyt tapası açılmış, içine bol su ve soda karışlırılmış şeye derler, . Küçük sarışın dü derhal söze karışarak ilâve etti: “Biz sarhoş Barda bir geceyi | nasıl __geç_irdim “O numarayı Biz gyutmayız ! ,, Arkadaşım Beyoğlunun epey acar delikanlılarından biri. Akşamdan beri içmedik içki bırakmadı. (Serinleye- yim içerim yanıyor!) diye biradan baş- ladı: «Sarmadı; şöyle et lokmasile birer beyaz şaray asak zihne keşayiş verir.» mukaddemesile bir binlik şarap devirdi. Sonra «adam sen de içki içki mübârek rakı, Ne satarım ne değişi rim» diyerek rakıda karar kıldı. Saat on biri yeni geçiyordu ki ayak- | tılmış azametten mi, hlddeiden mi? landır: — Bar, bara gidelim, bar paklar azizim. Diye tutturdu. İlk önünden ge tik, Razı olmadı. Kapısının iki tarafında varyete nu- maralarını «müsavver» — ağrandisman artist resimleri asılı. Allı yeşilli ampul- ler pırıl pıril, Yüzde yüz kübik bir cep- he dekorasyonu. İçeri doğru - gittikçe loşlaşan bir koridor. Birinci kapıyı it- tik. Gardrop: — Vâay ağabey sen nerelerdesin? Göü- zümüz vallahi yollarda! diye bizim ka- badayıyı âdeta etekledi. Aman hayret- tir. Sokakta sendeleyen toramanın üs- tüne bir ağırlık, bir efelik, bir azamet Çarnaçar uydum. ğimiz bara girecek- _ıvü fırlatışı, şapkayı — teslim Biz dahn ikinci kapıyı aşmadan caz- band, baygın bir tangöyü başladı. Ahbabımı herkos tanıyor. Şef gar- son seğirtti. Garsonlar koştular. Datma oturmağı âdet edindiğini sonradan öğ- rendiğim bir masaya kurulduk. Duvar- larda alaca kuyruklu tavus resimleri, muhayyel bir memleket panoraması i- çinde bir havuz başı, Hayuzun kena: rında yarı Romalı, yarı Hintli bir ta- kım erkekler bir sürü çıplak kadın nak- şedilmiş, Etrafta dekolte bar artistleri Ahbabım, iki şişe bira 1Rmarladı. Kaşları çatılmış bayağı hiddetli; Sardum: — Gene ne oldu sana? Kaşların ça- eei erercenene senesarERAKARENE ea Var, şgeketini geçici bir heves telâkki ediyo- rum... Ocağına dönmekte gecikme, Kocam güldü... Hıç bir şey söyleme- ,den evden çıkıp gi Muhterem başkan aramızda 'buü söz. lcdcmmı'um ler geçtikten bir hafta sonra bir akş evime bir polis geldi, kocamın - kara- kolda bana muntazır olduğunu söyle ben'tabli telâşlardım derhal gittim. Ve şu , vaziyetle karşılaştım: — Kocam sevdiği kadım doyunnak' ıçm bulunduğu şirketin paralarını ye- pit bir sarışın güzi ,M—hlr_ şarap ısmarladı. Ben kendi ken- miş, kendisini tevkif etmişler, çaldı, ödetmek için evimizdeki eşyalara da haciz koydular. Jorjet bir aralık durakladı. Herkes imerakla onu dinliyordu. Etrafına ba kındı; yutkundu: Saygı değer baş devam etti.. Kocam göreydiniz siz de merhâmet eder, on şifederdiniz, kötü bir ka ocağını söndürmüş ç Bima karşı bütün kinimi unuttum, ke dim için olmasa dahi masum yavruk rımın hatır) için ona koca nazarjle bak- 'mağa mecburdum. — 'Zarar yok Kentülsen dedim. Dün- (Devamı 10 uncu sayfada) Yallah. l!ııxI % tırdikça yaki — Olur adam değilsin. İşin hâlâ far- kına varamadın, Elbette kızarım. -- — Aman ortada kızacak ne var? İş- te bizi prensler gibi karşıladılar, Bu öturduğumuz masada oturan ba- | le: yanları bilmem her nedense kaldırıp burasımı Bize ikram ettiler. — Oraları geç bir kalem. Sen - far: kında mısın! Biz içeri girerken hemen cazband başladı. — Başlar a. — Başlar a ne demek? O numarayı biz yutar mıyız? Bu, bize yapılır mı? |, Bizi, parasını avuç avuç, sersem ger. sem sarfeden enayi yerine koydular. Gözünü aç. Bu her zaman böyledir. 'Tüyü yolunacak kaz gördüler mi, caz- band yeni susmuş bile olsa gardroptan |' zile basarlar. Curcuna başlar. Dans dehşetli devam ediyor. Bilen | de oynuyor bilmiyen de. Vakit geçtik- |" çe kadınlar biraz daha ynrgun!aş:ym- Jar. Arkadaşım son derece meşguül Gözleri etrafta mütemadiyen birisini arıyor. Ben yanımızdaki masada bir muha- yereye daldım. Uzun boylu, sapsarı yüzlü, Doğlas bıyıklı 40 lık bir müşte. ri, esmer bir kadını dansa kaldırmak istedi. Kadım kalkmak tarafları değil! - Rica ederim, Dört defadır benimle oyntadınız. Ayağım ağrıyor. Bir başka- sını âlsanız, diye, yalvarıyor. Öteki refüze edilmenin — kışkırmızı- hğı içinde inad ediyor. Sesleri - perde perde yükseldi; Adam; — Mecbursünuz. Ben buraya pura Weriyorum diye çıkıştı. Şef garson koş- tu. Kadiın dert yanı — Rica ederim ben hiç kalkmamaz; lık eder m ? Dözt keredir- oynadık. Hem beyin 'ağzı kokuyor... Tahammül Şef garson kadının kulağına kim bi- (Hir ne söyledi. Dansa kalktılar. Dikkat lediyorum. Ağzı kokan adam - intikam alryor. Yüzünü kadının yüzüne yaklaş- Bizim ahbap coştu. Masamıza ğırdı. Ve yüksek dime: #«Sarlloşluk. Cöştü oğlans diyorum. Nikel bir kova içinde havluya sarıl- mış şarabı getirdi İsonün atlas yakasını tuttu: zü — patlatırım, , diyor. abın da çürüğü olur mu? Ne yorsun diyecek oldum. Hey süt kuzusu hey. cevabmı ver- Hi, çürük şarap diye tıpası açılmış içi- ne bol su Ve soda karıştırılmış şeye der- ler Masamızda oturan küçcük sarışın da izah etti: qıu' Arkadaşım gar- | olmayalım diye...,, — Evet. Çürük şarap vardır anyıldi sizin için değil, Biz sarhoş - olmı alıd diye yabancı müşterilere getirirler. zan da biz müşteri ile dans ederktf ycıı açılmış şişeleri boşlarile değiştiri” , Adamlar sarhoş olunca yutar nu. Han[ biz fazla ıçmıvelım sarhöş ol mMıyalım diye. Öyle geceler blur beş altı Şişe içmek mecburiyetinde $ hriz. Dünyada ne insanlar var. Bazılt” rubizi sarhoş etmekten zevk :ı'ır'ar çirirler, içirirler. Hovarda ahbabım: — Şimdi anladın mı? der gibi yüzü” e bakıyor, bir taraftan da sarı küf gokuldukça sokuluyor. M İşi neden sonra, yukarıda ın.dfd yarı kapalı locadân bir huçkırık 5! lduyulunca anladım. Bizim deli li burada bir sevgilisi varmış. Ü. Dargınmışlar, Kızcağızın yukarıda Hüf | ,susi locada konsumasyon yaptığını af? layınca ona inad olsun diye bu sarışi!” İyanımıza çağırmış. Locaya eter şişesi koşturdular Hiş' | 'kırıklar kesildi. Şimdi de kahka! Hıı»'f çıhlıyor. Bizimki cazbanda emre! Jtangoya başladılar, Kalktı. Eski bif le güz Figür üstüne figür yapıyor, Ne yamalt? nuş bu oğlan meğer. Birinci parça bitip ikincisi başlayıf” ca yukarı locaların merdivenlerindet bir ayak patırdısı duyukdu. Demin ağ' layan kadın gözleri kıpkırmızı kuüvvetli bir delikanlının kolundu ya çıktılar. Arkadaşıma baktım. Bof beyaz. İki çift bir döndüler bir daha döf” idüler. Ve birdenbire çarpışt gaf ta bu çarpışmayı beki ş iki erkek ve iki kadin birbirine girdi” ler: Ben yerimden k'mılılauıdp.ı vakifi bulamadan, kabaday sarhoş oalan rakibini bi gerdi. Sonra hiç telâş etmeden kadınlar? öndü skin iki tokat. Kadınlar yü#” ak ayrıldılar. Ahbabım © sevgilisinili güçl yumrukta yert listifini bozmudan dargın koluna girdi 4 Haydi yürü derken şef garsona d — Yarın gel hesabı benden al dedi Çikar çıkmaz bir otomobile atladık Deli olacaktım. Hiç bir hâdise cert” İyan etmemiş gibi tatlı tatlı konuşuy0?”” — Seni görür görmez fenal,ı kikatsiz diyordu. Hele sarı ahp oturunca büsbütür iden geçtim. Beni Taksimde Siraservilere saptı. O akşam anladım ki barda ,yaman (!) eğleniyor. yür ni” ndir bıraktılar. Otomabili erbatt Kemal TANIR | ! #dans ediyor ki, kimse dansa kalkmadi | ortar |

Bu sayıdan diğer sayfalar: