23 Ekim 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

23 Ekim 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

S*ON POSTA bu hafta ne zaman kavuşacak ? ıkarşılaşıyurlar ' ğ . .. .-. Memleketimizde spor:ın terakki etmesini _ıshyorsık oyuncularımızı sıkatlanmıyaca.kla:ı bir sahıîdı Üc sühada HY oynatmalıyız, medeni bir şehrin ön safta gelen | İik maçları klüplerimizin olan stadı belediyenin biran evvel d yeni vaziyetlerini meydana ettirmesi lâzımdır koyacaktır Lik şampiyonasının mühim oyunla- rından biri olan Galatasaray - Beykoz takırmları arasındaki müsabaka bu haf- ta Taksim stadyomunda yapılacaktır. Lik maçlarının birinci oyunu için he- nüz lüzumu kadar idmanlı - bir halde bulunmuyan iki takımın oyunu, herşe- ye rağmen eski heyecanını mutlaka muhafaza — edecektir. Galatasaray, Beykoz - takımının her — karşılaşma- sı, büyük heyecanlar doğurmuş, daima mevsimin sayılı oyunlarından biri ol- mak istidadını göstermiştir. Sür'at ve tahammül kabiliyeti fazla olan Beykoz takımı bu hassaları dolayısile İstanbul likinde her zaman iyi mevki elde et- miş bir takımdır. Geçen seneki kad- Urosunu tamamile muhafaza eden Gala- tasaraya gelince, şampiyonaya namzet 'bir takım olması itibarile yapacağı her | | ihtiyaçlarından inşa * â»—î V İstanbul medeni bir stada) 6.Saray-Beykoz p LHAYATTA GÖRDÜKLERİMiZ Yüzde dört yüz kabilinde faizle para veren ihtiyar bir kürt kadını, diğeri, bu kadından para alan borçlu bir erkek. Kadın, kendine müteaddit defalar rehin olarak getiri- len işlemeli, pullu elbiselere 80 lira ve- riyor. Her elbisenin rehin konuşunda ayni mükerrer medihler : — Nineciğim, senden istediğim 10 li- ra çok değil. Bak şu ipeğin güzelliğine. Sade üzerindeki boncuklari'e, püskül- leri 10 liraya alınmaz. Bunlar paşa kız- larının gelinlikleridir. İhtiyar kadın sorarmış : — Oğlum bu-elbiseler mavi, pembe, sarı.. Renk renk birikiyor, ne vakit ala- caksın?.. — Yakında anacığım, sen hiç üzülme, Bu paraya bırakır mıyım?. — Hem bıraksan ben ne yapacağım.. Genç değilim ki.. Giyeyim. Ama işte bunlara baktıkça, gençliğimi, memle- ket düğünlerini hatırlıyorum. O kadar. Böylece günler, haftalar, aylar geç- Etfaiye mektebi Gumhuriyet Bayramında merasimle açılıyor İlfaiye mektebinin bütün hazirlik- avacı ve suçlu ayni mahallede 0-| miş. Borçlu bu kıymetli elbiseler yığı- turan iki komşu. Biri, rehin mu- , Tini gelip almak zahmelini gösterme- Sayfa *7 öi dikieastsinli kazanmanın yolu Yazan : Muazzez FAiK miş. Kadın haber göndermiş, cevap : — Bugünlerde param yok, — isterse Batsın, Kadın elbiseleri göstermiş : Meğer bu paşa kızlarına lâyik gelin « likler Kapalıçarşının 2,5 liralık hazır elbiseleri imiş, Sahibine elbise bası - na 7,5 lira getiriyormuş. N Şimdi aldatıldığını anlayan kadın mahkemeye müracaat ediyor: —— Ah öğlüm, ben o paraları dişim- den, tırnağımdan arttırdım, yemedim, içmedim ayırdım. Şimdi bu çapkın gö- zümü boyadı, elimden aldı. Reis suçluya sordu: — Neden oynadın bu oyunu?, O kayıtsiz ve sakin omuzlarım kal- dirdi: — Ar yılı değil, kâr yılı bayım, ne yapayım?,. Koca şehirde yüzde dört yüz kazanmak isteyen yalnız ben mi - yim? lı.ir;dıı_ışgelecek efrat için fazla yer ol« İstanbulun tek sahası emektar Taksim mlyoııl L ; Türk futbolunun mütemadi tedenni | bizde de bir cemiyet işi sayıldığını gös a ki, Türk fut - sebeplerini tesbit için alâkadarlarla | teriyor. Hattâ o kndârm“ü A SN ü ğdı konuştum. Klup sznm ve- :Pm;:ı::f dağ a bulds bile RAR Ya faal . hattâ teşkilât adam-| bir ge Ğ ları futboklaki bahse- | zaman bir stadyom yolrsull” uğu dilir olmalı ki belediye Üç dört derlerken, bir noktada bilâkaydı şart birleşiyorlar: Yenildikleri — için hüsnü nazarını kaybeden bolcular ise her lâkırdıya başlayışta: — Ah, stadyom ah saha yoksulluğu; diyorlar. Bilemezsiniz bu noksan nc kadar büyük!.. Yenildiğimiz memleket- lerin stadyoml. bu mesele ile meşguldür. Stadyam için arsa arar, yaptırır, komisyonlar toplar. köy, gözleri mevzuu bahsolur. mevkilerin vesaiti ni liye ve şehrin merkezinden uzaklığı münakaşaları 0- lur. Ve stadyomun eksikliği her an hissedilir. Hattâ bu * Bir sporcu ile konuşuyorduk. Ba - rıyoruz. Malüm ya! Sert bir na dedi ki: Sıçrıyan topla, yumuşak bir zeminde Sıçrıyan top arasında fark Var. -— Bizim çocuklar ayrı ayTı kıymet- li fertlerdir amma, takım oyununda iyi randman veremiyorlar. Çünkü fut- bol ve futbolcu kale önlerinde atak, Sert, keskin olacak. Halbuki böyle oyuna bizim sahalar Müsait değil Avrupada kale önünde enerjisinin en yüksek nümüne- lerini gösterirken aklında düştüm, bacağım kırıldı, ha şimdi Şeceğim, belim kırılacak» ları yoktur. nu kimseye yük ulîak AŞ anbul muntakasında yapılacı İ îî;îlrı'omun parasını, İstanbul klüpleri çokl;an ödemişlerdir. Çünkü biz her maç hâsılatından yüzde yirmi beş ver- gi ve rTüsum> veriyoruz. ö bu söze İnanmamıştırı. SarBîummıc:ıl ettim. Muhalabım haklı. Maç hâsılatının yüzde bqi_ni bcled:ye: yüzde ondan fazlasını Darülâceze, geri kalanını da vergi diye maliye alıyor - müş. . Bunu böylece yazdım. Makamı nidi_ bu rakamı tekzip etti. Biz yüzde yirmi beş almıyoruz. Sadoce yüzde beş alı - yoruz, dedi. Darülâcezenin de bir belediye mües- sesesi olup olmadığını burada müna- kaşa değilim. Kanaatim şudur: Dört beş senedir, bir stadyom derdi var. Dört beş sene- dir, stadyom tahsisatına bu yüzdeler mühim bir yekün ilâve edebilirdi. Bu hesabı ondan evvelki yıllara da teşmil edersek spor yüzünden toplanan ye - kün hayli kabarır. . 3 Gazi köprüsü için vesaiti nakliyeye on para fazla veriyoruz, buna, artık, biz de, belediye de alıştık. Köprünün ödendikten sonra bunu olsun karşılık göstererek İstanbul — şehrine lâyık bir stadyom yaptıramaz mıydık? * Hem ne kadar boş lâf ediyorum, şeh- re, stadyom yapmak ta, Beyazıda ha - vuz, Sultanahmede park ve yeraltı apdesthanesi yapan belediyenin cüm - lei vezaifinden değil mi? Stadyomlardan, yüzde beş, yahut kırk beş alıyormuş, bu, bizi neden a - lâkadar etsin. Komisyon kararlarına, plân çizgilerine, proje tetkiklerine 8- labildiğine doyduk. Biz, hepimiz şeh - rin ihtiyacı olan ve her medeni şehir- de bulunan bir stadyom istiyoruz. K. Tahir, — Oralarda sahalar nizamidir. Hı_ıı- şbile göze epeyce küçüktür de. Bizim 'üksim stadyomunda yaptığımız U - Zün vuruşların hiç biri orlarda sök - Müyor, Nizamt saha küçük olduğun - dan uzun vuruşlar hep dişarı gidiyor. Oralarda çok hesaplı ve arkadaşları görerek lâzıra. Halbuki Tak- simde biz öyle miyiz? Gerilir, gerilir Vururuz da top santrayı ancak aşar. 4 * Bütün bu sözler sade mağlüp fut - , boleunun basma kalıp mazereti de- üzerinden bir merdane geçirirler, fut- bol sahasını en az fedakârlıkla elde &- derlerdi. * Futbol bir memleket meselesidir, di- Yoruz. Futbol da bütün diğer sporlar Bibi bir cemiyet işidir, diye sıralı sıra- sıZ bağırıyoruz ve bazi tezahürlerle bunun böyle olduğunu da - biliyoruz. Meselâ mektep şampiyonaları, askeri Nseler müsabakası, Halkevleri namına Seyahatler; Ankarada yapılmakta o - İsn aot a muorzam stadvom, bu işin yıldır | ga Vefa ile karşılaşacak olan Fenerbah- projeler| caktır. Geçen sene Bir Feri-| Juğunu çok bir Karagümrük, bir Sürpağop | — Bize stadyom lâzım. Hem biz bu-| ğu düşünülürse bu maçın ehemmiyeti istemiyoruz.| de kendi maça fazla ehemmiyet vermek zaruü- retindedir. Galatasaray, Beykoz maçı haftanın en büyük oyunu olacaktır. Fenerbahçe - Vefa Lik şampiyanasının birinci oyunun- çe iyi bir formda olarak işe başlaya- İstanbul şampiyon- çetin maçlardan sonra ka- zanmış olan Fenerbahçenin bu sene ya- pacağı her maç her zaman olduğu gi- bi büyük a uyandıracaktır. Ki larında hayli değişiklik yapacağı söy- lenen Fenerbahçenin Vefa ile yapacağı müsabaka Feneril bu seneki va- ziyeti hakkında bize iyi bir fikir vere- bilecektir. Memlekette en düzgün ve hesaplı oynayan takımların başında ye- ri olan Vefanin da hayli idmanlı oldu- kendine meydana çıkar. İstanbulspor - Topkapı Kadroda yapılan tadilât dola- yasile takımın tam âhengini temin ede- miyen İstanbulspor, Topkapı ile yapa- cağı maçta ilk defa takımını esaslı bir tecrübe yapmak imkânıni bulmuş ola- caktır. Geçen seneki maçlarda zaman zaman güzel oyunlar yapan Topkapı- nın bu mevsim daha olgun bir şekilde kendini gösterebileceğini zannederiz. Güneş - Hilâl Bu hafta birinci kümede hatırı bayı- hr oyunculara malik olan Güneş ilk| dir. maçını bu kümenin en sonunda gelen Hilâl takımile yapacaktır. Beşiktaş - Süleymaniye İstanbul lik takımlarının başında mü him bir yeri olan Beşiktaşın bu sene nasıl bir kadro ile sahaya çıkacağı ma- lüm değildir. Oyuncularından birkaçı- nın Ankarada bulunması dolayısile ye- ni bir takım çıkarmak zaruretinde olan Beşiktaşın ilk maçta Süleymaniye ile karşılaşması bize şampiyon namzetle- rinden birl olan Beşiktaş hakkında bir fikir verecektir. Süleymaniye mevsim zarfında lüzumu kadar hazırlanmağa fırsat ve imkân buldu işe bu maçın 'hayli heyecan doğurması lâzımdır. Yap 'tığı her karşılaşmada çetin oyunlarile maruf olan bu txxk:;:ğınn maçı dikkat- le takip edilmeğe değer kanaatindeyiz. Anadol Ju - Eyüp Kuvvetleri biribirine müsavi vazi- 'yenı olan,pu iki takımın maçı her za- 'manki rekabeti muhafaza etmesi iti- barile ehemmiyetlidir. Ufak sayı fark- larile biribirlerini mağlüp eden bu ta- kımlardan birinin kazanacağı galebe likteki yerlerini tesbit için büyük bir rol oynayacaktır. İstanbul lik maçları üç stadda bir- den başlayacak, takımlar kendi renkle- rini iyi bir surette temsil edebilmek için azami gayret sarfedeceklerdir. r Besim ları ikmal edilmiştir. Mektep 29 Teşri- nievvel Cumhuriyet bayramında me- rasimle açılacak, bir ây kadar kayıt ve kabul işlerile ve bazı eksikliklerin it- mamile meşgul olunduktan sonra | Kâ- nunüevvelde tedrisata başlanacaktır. Mektep üç kisma ayrılmıştır. Her kıs- mın tahsil müddeti altı aydır. Mektebin birinci kısmı, itfaiye efradını yetiştire- cektir. İkinci kısmı itfaiye küçük zabit- lerini ve üçüncü kısım da müfreze â- mirlerini ve mıntaka kumandanlarını yetiştirmeğe mahsustur. Mektebin bi- rinci kısmına girmek için ilkmektep mezunu olmak, ikinci kısma girmek tçin orta mektep mezunu olmak, üçün- cü kısma girebilmek için lise mezunu olmak şarttır. Bundan başka mektebin bütün kısımları için müşterek olan du- hul şartları da vardır. Onlar da : | — 25 yaşını geçmemek, 2 — Sabıkası ve kötü hissi olmamak, 3 — İtfaiyede iki sene hizmeti taah- hüt etmek, 4 — Heyeti sıhhiyece yapılacak mu- ayenede sağlam çıkmak. Elyevm itfaiye hizmetinde bulunan efrat, küçük zabitan ve kıt'a kuman- danları da bilgilerini tevsi için bu mek- tebe devam edeceklerdir. Mektebi bitirdikten sonra efrat en az 40 lira ile vazifeye başlayacaktır. Kıt'a kumandanları 80 ve küçük zabitler 60 lira alırlar. Bunlar ilk maaşlardır. Za- manla kıdemlerine göre terfi edecekler madığı gibi, mektebin tedrisatı hem na- zari derslerden hem de tatbiki ekzer- sislerden ibaret olacağına göre, takım- lar acemi efrat ile yetişkin efrattan teşkil edilerek tatbikat yapılacağı için gerek malzemenin, gerek yelştirici ef- radın mebzul olmaması itibarile taş lardan her devrede azami 15 kiş; bul olunabilecektir. İtfaiye mektebi hocaları henüz is - men tesbit edilmiş değildir. Yalmız ho- gaların itfaiye kumandanlarından, be- lediye fen heyetinden, ve belediye su- lar idaresinden seçilmesi kararlaştırıl- mıştır. * İtfaiye kumandanlığının bütçesi ya- rım milyon Jiradır. İtfaiyecilik sahasın- da hergün yeni bir âlet, yeni bir ma- kine ve yeni bir söndürme usulü keşif ve jcat edilmektedir. Son zamanlarda şehirleri zehirli gazlardan korumak i- çin icap eden vesait te Avrupada itfa- iyelere ilâve olunmuş, degazation degazasyon ameliyelerini yapmak vazi. fesi de itfaiyelerin en mühim işlerin- den biri olmuştur. İtfaiyemiz yeni keşiflere karşı lüka- yıt kalmamıştır. Bütçesinin müsaadesi nisbetinde kadrosunu tevsi, malzemele- rini artırmağa ve yenilemeğe çalışma- ğa başlamıştır. Geçen yıl bu hususta ehemmiyetli mübayaalar yapılmıştır. Fakat bu sene bütçenin darlığı hasebi- le yeni malzeme mübayaa edilmesine imkân olmadığı gibi kadronun tevsil de mevzuu bahis değildir. İtfaiyemize gaz gruplarının da ilâve- si düşünülmektedir. Bu hususta icay eden tetkikata başlanılmıştır. Taşra belediyeleri de bu mektepten, gönderecekleri efradın iaşe ve ibatele- ri kendilerine ait olmak şartile istifa- de edebileceklerdir. Fakat mektepte Olgunluk imtihanları var, sreA Bu yeni talimatnameye tâbi 0 Mü"n.Cbeuıe 935.936 ve 936-937 seneleri lise me- Bir düşünce.. zunları gerek Edebiyat ve gerek Fen 933, 934, 935 yılları bakalorya im- Şubesine girmek için âzami üçrduı- ten imtihandan hiç bir se- tihanlarında muvaffak olamıyanlar namına bir çok imzalarla bir mektub aldık. Diyorlar ki: «1932 senesinde Liselerde Baka- lorya imtihanının tatbikine başlan- di ve üç sene, yani 934-935 senesi- ne kadar talebe bu talimatnameye göre imtihan edildi. 935-936 sene - sinde Vekâletce bu tarzda imtihan- ların güçlüğü ve talebenin gördü - ğü zarar nazarı dikkate alınarak, imtihanlara daha kolay bir şekil ve- rilmesi düşünüldü ve Bakalorya kaldırılarak yerine başka bir imtihan tarzı konuldu ki buna Olgunluk de- nildi ve Bakaloryaya nisbeten daha kolayet verilebilen bir imtihan şek- ne kaybetmeden niversiteye gire- bilmektedirler. Geçen sene verilen bir talimatna- me de 932 yılında mezun olan va- lebeye Bakalorya imtihanından mu- âfiyet hakkını vermektedir. Geride kalan 933-934 ve 934-935 seneleri lise mezunları olan bizler hâlen ta- rihe kavuşmuş bulunan o bakalor - ya imtihanına tâbi tutuluyoruz. Yeni liseler talebesinin vaziyetini nazarı dikkate alan ve gereğini dü şünen Kültür Bakanlığı Onuru, ni- çin acaba bizler gibi iki seneyi kay- betmiş bulunan gençlerin halini de düşünerek icabına bakmıyor! ve ni. çin iki ölçü kullanılıyor?» ei e aei li w

Bu sayıdan diğer sayfalar: