26 Ekim 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

26 Ekim 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Cemil Annanın sureti mahsusada kendisini kontrol için yanına hizmetçi sıfatile yerleştirilmiş bir casus olduğunu çok iyi anlıyor ve — Haraşo... — he gi ülecek küçük nn merkezine kadar gideceğiz. Ku - nla beş dakika görüşeceğiz. Si- ni vaziyetinize aid işleri, bu süretle ikmal edeceğiz. man zin, — Hay, hay... gidelim. Depa alayının kumaadanlık dhire 5 si, uzak değildi... Bir kaç dakika yü - rüdükten sonra, koyu renkli tuğladan yapılmış; tek katlı bir bina önüne gel- mişlerdi. Kapının iki tarafında, yalın kılıçlı Kazak nöbetciler beklemekteler- di. Kumandan, iri vücutlu, sert bakışl kumral çatal sakalları omuzlarına doğ- ru açılan bir kaymakamdı. Göğsünde, Çar) ın fahri yaverlerine mahsus olan sırmalı bir kordon vardı. Makarof, takdim vazifesini ifa et - imizde ikamete emil bey... Çar yaverlerinden, de- memur olan, bin hazretlerinin fahri kumandanı, kaymakam Mar- Margi Gorçakof, elini Cemile uzat- mıştı. Ve, temiz bir fransızca ile: — Petersbug ve Moskovada bu - ğum zaman bir çok Türklerle rasebette bulundum. Hele sefare « ateşemilteri Remzi bey, çok dostum idi. İki ay kadar İstanbujda da bulundum... İstanbulda geçirdiğim tat- h hayatı unutamadım. Diye söylenmiye başlamıştı. Ortalık kararıncıya kadar, oturmuş- lar; de gö - rüşmüşlerdi. Artık veda edecekleri za- man, kumandan Margi Gorçakof, Ce- mi muhtelif mevzular üz şu talimatı vermişti: — Askersiniz. Tabiidir ki, resmi va- zife ve mecburiyetleri takdir edersi - niz... Hakkınızda tatbik edilecek mu- amele hakkında aldığım emir, _ıuduı Çıhl ik ıdnrcuın— aid binalar da iz. İstediğ Z. surette man, İ gezebilirsi niz.. ancak, yani irmak sahillerine ve ormana çı- kıp gezimek istediğiniz zaman, bana haber gönderiniz. Yanınıza, muhalız köorücüÜleR: Azrek yazir dühüllüde; kasa « baya da gidip gez: bah tekler. Onu imza edeceksiniz. — Bu kadar mı, kumandan?. — Evet, bu kadar... Haaa, bi müuhabere meselesi var. Mektubları - nız, bizim tarafımızdan sansür edilmek şartile, muhaberede de serbestsiniz. —İÂH... z Size tebliğler bitti... şunu tavsiye & - derim ki, mektublarınızı Fratstzca ya- zar ve cevabları da Fransızca istersi - binaların hariç kısmına; Her sa » getire - ilirsiniz. .. ve akşam size bir defter apılacak tesmt Husust olara niz, muhaberenizi daha sür'atle temin etmiş olursunuz. Cemil. üüü glerin içini gekkik Va b vab verdi: — Şimdilik, hiç kimse ile muhabe m, kumandan, Fakat üzere içse odanızda gece an SİZİR Di9 - at heyecan içinde odaya bir Solgun yanına n göğsüne deği n hirdenmhire geri çekildi. Çünkü “|Benim de İbilirlerse, belki beni buradan kovarlar, de| ona göre hareket ediyordu icabederse, bu kolaylıklarınızdan isti- fade edeceğim. Cemil hayatına iyi bir intizam ver - mişti. Sabahleyin, muayyen zamanda kalkıyor. evvelâ jimnastiğini, sonra banyosunu, daha sonra da kahvaltısını yapıyor. Bir saat kadar Ruscaya çalı - şıyor. Dersini bitirdikten sonra, öğle yerneği vaktine kadar çiftliğin parkın- da dolaşıyor. Öğle yemeğinden sonra, istirahat ediyor. Bu istirahati müteâkib de akşama kadar kendine muhtelif meşguliyetler buluyordu. Hizmetine tahsis edilen (Anna) dan tidden memnundu. Bu gürbüz, şen, şakrak kız, aynı zamanda ona mü - kemmel hocalık da ediyordu. — Söyle bakalım, Her Cemil.. na ne derler?.. — Baş. — Buna ne derler?:> — Göz. — Ya, buna?.. — Dudak.. — Buna?.. BİLA gak. — Buna?.. — Bacak>, — Buna?.. — Diz kapağı, — E, buna?.. — Gidi.. gedi.. gadi.. gidi... O zaman birer genç ve şımarık mek- teb çocuğu gibi dakikalarca gülüyor - lar.. o küçücük dairenin koltukları, ka- napeleri, divanları, masaları etrafında birbirlerini kovalıyorlar.. bazan, id - dialı güreşlere girişiyorlar.. böylece kit geçiriyorlardı. bu- va- (Riga) & olduğunu söylü - yor; babasının da siyasi bir töhmetle ku: a dizilmiş olan bir Almari ça- vuşu u[duş.unu ilâve ediyor: — Fakat, sakım bundan kimseye| | baheetmeyimizt. ... “Hadb. beşlayıncıya Mi Alamnlalikın öeinmiş oden aü? İar; şimdi sonlardan nefret - ediyorlar. nnn kazi ebdoğun Anna, ir Diyordu. Cemil, Annanın bu sözlerini büyük bir alâka ile dinliyerek, kendisine te - minat vermekle berahber, içinden gülü- yordu. Çünkü; ister kıpkızıl Rüs ol » sun; isterse, bir. Alman kızı - olsun. (Anna) nın sureti mahsusada kendi- sini kontrol için yanıma hizmetci sıfa- til miş bir casus olduğunu |çok iyi anlıyor, ve ona göre hareket e- iyordu . e yerl Essven Cemil, şu günlerde hiç bir gizli fikir ve işle meşgul olmuyordu. Bazan derin derin düşünüyordu: — Bu hayat, ne kadar zaman, büy- lece devam edecek?.. Diye, kendi kendine soruyordu... Fakat bu suale cevab vermek mümkün olmuyordu. Çünkü, hâdisatın kendi - sini hangi mecraya sütükleyeceğini bil- celeri bir noktaya dayanıp kalıyor: ar) kız sölg ünde bir h ı hançer onün kalbine Murat başını av yatağın ğ nra Varnâ muharebesini ordusunun başında E - en şimale gidiyordu. Kendisini avutmak istiyordu, ——0 —— Ynzııı * Hugh Austin YEDİŞ ARASINDA İngilizceden çeviren : Hasnun Uşa Bu kadın nasıl kadındı ?ı Norman Lang Yüzünü buruşturarak : -Çünkü bu öyle bir kadındıki onu... Oldurmek lâzım gelü Merrit elini alnına götürdü, muzta- rib gibiydi: — Benim dönüşümden bir iki da - kika sonra, dedi. Ben dönüp de zev « cemin biraz rahatsız olduğunu ve bu - iyede dinlenmek istedi- m zaman Madam Arnold arkadaşının bir şeye ihtiyacı olup ol - madığını anlamak istedi. Zevcemin yalnız kalmak arzusunu izhar etmiş ol- duğundan kendisini haberdar ettim. Bir dakika sonra Madam Arnold tenis sahasına gideceğini söyledi, bunuu kar Mmeriyeye gitmek için bir bahâne oldu- ğunu sandım. — Madam Arnold'un kameriyeye gitmesinden niçin çekiniyordunuz? Merrit bu sualin ehemmiyetini an - İamammış göründü ve bir saniye sü tan sonra istemiye istemiye cevab ver- di: nun için kam ğini söyledi. — Aralarında bir kavga çıkması ih-|? timalini düşünüyordum. — Ne münasebetle? Merrit başını kaldırdı: — Bu pek tabi bir şeydir, dedi. Çünkü Madam Arnold zevcemin biz- den ayrılıp gitmesine kızmıştı. — O halde size sorduğum ilk sun le aydet ediyorum: Madam Merrit'in yanınızdan ayrılmasının hakiki sebebi nedir? Mösyö Merrit cevab vermedi. Teğ- indü başti salkyaslık ! — Eğer öğle sıcağı ıda, ağaçsız bit bahçede çiçek toplamak hevesinden doğmuş bir şey toplamak, ev sahihi bu- nu bir çılgınlık addedecekti, kızmıya - caktı; dedi. Ben refikanızın havuz ba-, şından ayrılmasının sizi ve Madam Ar- mnold'u neden bu derece telâşa düşür- düğ anlamak istiyorum. Mösyö Merrit koltuğunda kımıldan- di banyo donu düşüyordu. Düzeltti, ayaklarımı üstüste koydu. Nihayet ce- vab verdi: — İnsanın yanlış tesir uyandırma « dan bazı Şeylerden bahsetmesi - pek r, dedi. Ne Madam (Arnold) a ne de refikama karşı haksızlık etmek istemiyorum. Fakat, Teğmen siz de bi- lirsiniz ki bazı kadınların flört yapmı- ya tabit bir temayülleri vardır. Kent : — Evet, bilirim, dedi. Mösyö Merrit devam etti: — Meseleyi ciddi telâkkt etmemek- le beraber Madam Arno!d'un kıskanç karakterinin bir coşkunluğa sebeb ol- masından bir çok defalar korkmuş - tum, — Madam Arnold kendi Bir Doktorun Günlük Notlarından Yaşlılara Tavsiyem Yaşı elliyi tecavüz yemeklerinde pilâv, Zevcinin Pazartesi — edenler akşam elidirler. şeylerden uzak bir ve yahut pmamalıdırlar. li hiddet abdırlar. heyecanlardan (*) Bu notları kesip saklayınız, ya - hut bir albüme yapıştırıp — kolleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanmızda bu notlar bir doktor gibi imdadınıza yetişebilir, Tarmim ü RE Gi Na Batesyoİein bana d Bnanle D çıkmasından korkuyordu niz, dodi. istiyorsunuz? Delikanlının gözlerinde bif — Evet! ladı: — Peki Mösyö Arnold bahçeye git-| — Bu lâtile de ne? diyeb ti mi2 kat polis memuru onun — Hayır. Benim dönüşümden som- | ti- ra aramızdan yalnız Madam Arnold| — Ahdalca bir ayan! Ol ayrıldı. Mösyö Patton polisin gelme -| 4.vyam etmiyeceğim. Fakat M sinden ancak takriben 15 dakika ev » yel, meselâ ben çimenliği vel bahçeye çıktı. meden itiraz etmediniz. — Niçif gelerek: «Katili bakdunuz sormadınız?.. demek mi * Kent parmaklarının ucu ile dizlerine fiskeler vuruyordu. Birdenbire sor - Polis memurunun — vesi 9W keskinleşti: — Bilâkis hepiniz oturduğ de kaldınız, hepinizde de & Çünkü Madam Merrit'in öld nü işittiğiniz zaman derhal erkek, yahud da bu kadın |diye düşünmüştünüz. İçinizd i katili tanıdığı zannındaydı: Şimdi Madam Merrit ile şa nasebetlerinizden bahseder Mösyö Lang bir saniye se: sonra sükünetle söyledi: — Münasebetlerimiz sadett © ne idi. — Biraz daha vâzih n._ım*' nız? Vaziyet hakkında hiç bit malümattar olmadığımı un! du: man hal ve tavrında gayri tabil bir şey, görmediniz mi? Merrit ihtiyatkârâne: — Büyük bir şey göremezdim, di- ye cevab werdi. O geri geldiği zaman a ben kadehimi doldurmakla — meşgul düm. Suya atıldığı zaman çıkardığı gürültüyü işittim. Bir kaç dakika yüz- dü. — Üzerinde bir şey var mıydı? — Görmedim. Bent ayağa kalktı: — Mösyö Merrit bahçeden döndü- ğümyüz zaman siz de suya girdiniz mi? Mösyö Merrit cevab vermeden ön- ce burnunu sildi, sonra: —Otf düli” Bukçepi'yidün yükü havuz kenarının öte tarafından başlar, | '7 dostlukla bağlı telâkki c oraya dolaşarak gitmektense, bu bavar|de Çünkü Merrit ailesini evlti da havuzdan geçerek gitmeği tercih et-|Zamandanberi gü tim. Fakat bana bu suali neden soru -| — Tazih söyleyiniz. yorsunuz? — Geçen yıl, mayıs ıyu'“ Kent balkona doğru kendisini tâkib | mişlerdi. Madam Merrit'i izdit” 3 etmesini işaret etti: — Teferrüâta aid bir sual, diye söy- dendi. Bugün öğleden sonsa banyo ei ———7 bişesi içinde dolaşınanın ne kadar fay- dalı olduğunu düşünüyordum., hava ©o kadar sıcak ki.. — Demek istiyorum ki öt evvel tanımıyordum. / (Arkabi, TAKVIM 1 ci TEŞRİN Rumt sene yr 26 1852 t 1 ı—'ı'l'_î,—ıin Resm! seno 1 ğ | | . İi aa SOĞUK İÇKİLER ( Saat 4 dakika Si - anet 5) Mösyö Merrit ağir adımlarla koltu- ğuna döndü. Dostları Kent: — Mösyö Langi düye çağadı've topukları üzerinde dönerek salona gir- di. Delikanlının arkasında beyaz pan- talon, beyaz gömlek vardı. Polis me- murunun arkasından gelerek şömine - İnin öte tarafına orutdu. Adının söy - İlenmesinden mütehayyir gibi görün - müştü, | Kent bu mütehayyir nazarları tanır-|| dı. Polis dili ile, onu : — Nasıl? Ben mi? Sualinin bir ce- vabı olarak ifade ederdi. Bununla Mâ: |yö Lang bir taraftan da 'hem de mâsumiyetini gürültü ile ifade etmiyecek kadar zeki görünüyordu, Kent tatlı bir sesle: — H9Ğ belalim Mösyö Lünü; ber iü”üN' giHi 'bir. Tasi socmak'Taiyükm nız sorunuz, dedi. bi Mösyö Lang omuz kııîdırd:' susuyorlardı. düşünceli, garistan, Miısır, Amerikü g Müttehidesi, Bremilya, Sill F 4g Arjantin, Peru, Exvati” Kolumtiyadâ Atllyazyoğlar Bt ısı'-wuı Şuu: ME g esi | p | | | Mrısyn Mcrn! zevcesinin nî_ımu'ıur İhaberdar edileli ancak yarım saat geç-İ miştir. Katili hemen bulacağınızı mı| sanıyorsunuz? Kent ileriye doğru eğilerek: — Kadının münasebette bulundu - ğu sefillerin adlarını saymak suretile $ehir dahilindi İstan! Alâtomciy3P “Teler. oamno arLı /a IĞ dunda: isüklâl caddesi İZMİRDE | yit

Bu sayıdan diğer sayfalar: