28 Ekim 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

28 Ekim 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— duğu gi Avrupa sulhu Frarsanın dahili Vaziyetine bağlıdır Muhittin Birge —— â an: nın üzerine çöken kâbusun guracağı neticede tesiri ola - cak esaslı bir kaç âmilden bir tanesi ın dahili ahvalidir. Harp ve n üzerinde bir zamandan- renkten devlet adamları tk -| leri kararlar en kuvvetli t birini de bu ahvalden a! nun için, her sene parlâmentonun tek- rar açılmasından evvel Fransız radi - R esimli Makale Müsabaka — imtihanına girmek için bilgisini kâfi görmiyerek, tavsiye mek- tubu isteyen çocuk. koşarker etm Bir memuriyet peşinde Tek tavsiye mektubu isteyen genç... SON POSTA n küvvetine itimat yuyarak sokal yatını kazanmak için geçene el açan dilenci... Tavsiye mektubu.. Ki Bir defa düş; Z, diğerinden farklı mıdırlar? Dilenci para istiyor, öteki- ler de para getirecek va- sıta dileniyorlar... kta gelip kal - s listlerinin toplamayı itiyat senelik kongrelerini t dünya efkârı büyük bir alâka ile bek- liyordu. Kongre toplandı ve onun bü- tün müzakerelerini bülün dünya ayni dldka ile takip etti. * Radikal sosyalistler bu defaki kon- Rgreyi çok heyecanlı ve nümayişli bir hava ile açtılar, Halk cephesi ittihadı siyasetine taraftar olanlarla olmıyan- lar arasında kuvvetli tezahürler yapıl- | dı. Kongre âzalarının bir kısmı faşist selâmı vaziyetini alarak Marseyyez terennüm ettiler; diğer— bir kısmı da &yni şarkıyı terennüm ederken yum - ruklarını sıktılar. Bunların bir kısmı sağa, öteki kısmı sola teveccüh ediyor- l SÖZ ——— — ——0 —— —— ——— Hakhemlik ederken Nakavut olan Dünya şampiyonu aa ü rc “.;' lardı. Bunların aralarında sıkı müna-| | t bu iki kaşaltir cereyan etti ve ni ipliği | cereyanı birleştiren bir pamu tüicede hiç bir şey deği her şey pamuk ipliği ile A, fırtınalı bir kongrenin vardığı netice ve yaptığı tesir bundan ibaret oldu. * Radikal - sosyalist fırkası, Fransa - da buhranın doğurduğu vaziyetten dolayı sola doğru eğilme ve sola doğru kayma hareketini takip etmek için son intihabatta halk cephesi siyasetini ka- bule mecbur olduğundanberi Fransa siyasetinin dizginlerini pek uzun za - mandanberi kendi elinde tutmuş olan bu fırka artık küçülme ve kuvvetten düşme devrine girmiş ve sosyalistlerin arkasından yürümeyi kabul mevkiine girmiş olduğunu, zımnen itiraf etmiş oluyordu. İntihabattan hayli zayıfla - mış olarak çıkan fırka, kazandığı mev- kilerin bir kısmını da sırf sosyalistle - rin yardımına borçlu olduğunu gördü. Eğer sosyalistlerin fedakârlığı olma - saydı Mösyö Heryo bile Lyondaki ka- Jesinde mağlüp edilmiş — bulunacaktı. Bunun için kaç senedenberi sosyalist - leri kendi arkasına takıp sürükliye - miyen radikaller, nihayet sosyalistle- rin peşine takılmayı kabule mecbur oldular. * | Son haftalarda yapılan bir kaç kismi | intihap gösterdi ki bir vakitler İngil - terede, bir vakitler de Almanyada ol - şimdi de Fransada merkezi| fikirler sönmekte, sağ ve sol istika - metlerine gitmektedirler. Kismen mer- kez ve kısmen sol fikirleri temsil eden radikallerin pek az rey almalarile ne - — ticelenen bu mahalli intibaplar, Fran-| — yeni bir intihap ya — kasının — küçülmüş olacağını görecektik. İşte ra- — muk ipliğine bağlı — gin halinde dahi, sada son umumi intihaplardanberi fi - | kirlerin sağ ve sol istikametinde d. ba keskinleşmiş olduğunu gösterdi. Bı Fransada dahili cereyan müvazenesi - nin bozulması ve sinirlerin gerginle - ikirlerin ifratlara temayülü alâ- Nihayet F £ yesinin de hastal / sinir sisteminde m Mmuş olmasi manas ve Fransanın | azenenin bozul - bugün Fransada İngilâz Alman demokratları gibi birdenbire /— dikaller de bunu bildiklerinden dola - yıdır ki halk cephesi siya: İ na çaresi buluna - y * Demek oluyor ki Fransada fırkalar, sanın bugünkü ger-' rımulal, intihap en- dişesinin tesirleri altında hareket et - |— mekten kurtulamıyorlar. Şu sirada |— dünya için bundan daha fena bir alâ- met maz, Fransada fikir biyük bir perişanlık içindodir. Dün bir istikamette rey ve « Eski dünya - şampiyonlarından Maks Ber, bir serbest güreş maçında hakemlik ederken, müsabıklardan bi- rine fazlaca ihtarda bulununca müsa- bıklardan biri hırslanmış, al sana diye- eski boka şampiyonunu bir yumrukta nakavut etmiştir. Almanlar gazete okumayı nasıl teşvik ediyorlar? Hitler mevki iktidara geldikten sonra dahili mücadelelere yer kalma- glığı cihetle gazetelerin de satışı düş - müş ve halk gazete okumaz olmuştu. Almanalr gazetelerin satılmasını te - min etmek için muhtelif çarelere baş - vurmuşlardır. Bunlardan bir tanesi şudur: Her ev- lenen çift istediği bir gazeteye altı ay müddetle bedava abone yazılmakta ve ©o gazeteye alıştıktan sonra her gün a- lacağını taahhüd etmektedir. Milyonerin taliine çıkan kız Amerikalı bir milyoner, . bir balet artistile evlenmek istemiş. Fakat hangi balet artistini kendine karı ola- rak seçeceğini bir türlü kestirememiş. Çünkü gittiği barlarda gördüğü balet kızlarının hemen hepsi az çok hoşuna gitmiş.. Nihayet buna bir çare bulmuş. Yüzlerce balet artisti resmi topla- miş: Hepsini birer kutuya koymuş ve dostlarının yanında lâalettayin bir ta- rek bir yumruk indirince, nesini çekmiş.. Tesadüfe bakın ki bu en” çirkin kızmış.. Fakat milyöner ta- i ızla evli ifade eden bu ha- | rer Balbuki Fransada nizam ve in! sulh ve itidal havasının kuvvetlenmi sulhun en başlıca şartı idi. Maalesef, inün aksi görülüyor ve sul - fazası ümitleri biraz daha bulunuüyor. Muhittin Birgen zam, gevşem İSTER İ , |imişi İ HERGÜN BİR FIKAA | Kelepir otomobil Bir tarihte, arkadaşımızın biri, doktor H.. C.. inki gibi, kelepir bir olomobil satın almıştı. Götürdü ve garaja teslim etti. Garajcı bir haftalık yer kirasını pe- şin isteyince arkadaşımız hayret e- derek: — Ne oluyorsun?. diye sordu. Ba- takçıya mal mı kaptırdın? Ben sa - na koskoca otomobilimi emniyet e- diyorum, daha ne istiyorsun? Garajcı, arabaya yan bir nazar at- fetti ve: — Doğrusun beyim amma.. dedi; ya gelmezsen? Hem bu benim ba- şıma kalır, hem de param üste gi - |*d ! Bana yarık değil mi? Dünyayı yuvarlak | Olarak fotografa | Çekmek kabil mi? Los Ancelos'ta meraklı bir zat dün- yanın üzerinde tayyare ile yükselerek küremizin yuvarlak şeklinde fotogra- fını almağa karar — vermiğtir. Bu zat imal ettiği fotograf âletini hükümete tevdi ederek ihtira beratı almiştır. Fotograf iki bin metre yükseklik- jte 225 bin kilometre murabbar bir sa- hanın resmini alıyormuş, altı bin met- re yukardan ise kürenin — sathını yu- |yarlak olarak almağa muvaffak ola- cakmış. Foatograf 375,000 liraya mal olmuştur. Omuzlarını sigorta ettiren sinema yıldızı Bir iki gün evvel kollarını 30 bin liraya sigorta ettiren bir kadından bah- setmiştik, dün gelen Avrupa gazete lerinde başka bir kadının, Holivud si- neması yıldızlarından GCertrud Nerf- 10,000 - dolara si- goörta ettirmiş olduğunu haber aldık. son'un omuzlarını Aralarında yaptıkları mukavele mucibince Gertrud'un sırtında en u- fak bir çıban dahi olsa sigorta şirketi her gün için 150 dolar vergi kabul et- Gertrüd daima omuzlarını teşhir eder şekilde tuvaletler giymek-| 1 İteymiş. Diğer bir sinema yıklızı olan Obe- ton da ayaklarının parmaklarını 8500 | İdolara sigortaya koymuştur. NAN İSTER ARASINDA ) Sahneden, fıstık Satıcılığına düşen Güzel artist Vaktile güzelliği, cazibesi, sevim- liliği ile şöhret bulmuş, ve bundan yir- mi sene evyel İngiliz sahnesinin göz- bebeği, ve İngiliz delikanlılarının uğ- runda servetlerini feda ettikleri, meş- hur dansöz Lidya, bugün eski salta- natlı devirlerini anarak sokaklarda A- merikan fıstığı satmaktadır. Artist kadın, zamanında haftada 300 İngiliz lirası kazanır, bir dilenci- ye 30 lira vermekten — çekinmezmiş. Bugün günde bir kaç peni kazandığı takdirde öpüp başına koymaktadır . Ruzvelt ve Musolini birer senaryo hazırlıyorlarmış Sinemalar devlet adamlarile, bil- mukabele devlet adamları da sinema- larla meşgul olüyorlar. Geçenlerde bu sütunlarda bir Amerika kumpanyası- nın Eden'e artistlik teklif edip de ce- vabı red aldığını yazmıştık, Bize o za- man bu malümatı veren gazete bugün de şunları bildirmektedir: Ruzvelt boş vakitlerini - Senaryo yazmakla geçiriyormuş ve nerede ise senaryosu bitecekmiş. Eski bir gazeteci olan Musolini ise Kristof Kolomb'un hayatını tasvir e- den bir senaryo kaleme almışmış. Bu film İtalyanca ve İngilizce olarak Ro- mada çevrilecekmiş. *Aldanan müze Viyanada çıkan Der Morgen yazı - yor: Almanyada Bonu müzesine Ram - |bradın bir tablosunu getirip satma tek- lifinde bulunmuşlar. Müze idaresi tab- loyu kopye ve sahte telâkki ederek al- mamış, teklifi yapanlar da götürüp Ho- landada satmışlar. Bonu müzesi bu se- fer 90 bin marka almadığı ve sahte te- lâkki ettiği tablo yerine 318 bin marka hakikisini alıyorum diye almış, me « ğerde ilk almadığı ve Holandaya satı - lan hakikisi, sonradan 350 bin marka aldıkları da sahtesi imiş. İNANMA! Bir arkadaşımızın anlattığına bakılırsa birkaç gün ev- | lan ilk murabahacıdır. Ve ağlebi ihtimal sonuncusu ola- vel meşhut cürümler mahkemesinin huzuruna çıkarılmış | vazgeçecekler, yahı caktır, Zira murabahacılar bundan sonra ya san'atinden ut ta meşhut suçlar kanununa göre de olan murabahacı tutulan, cürmü sabit olan ve hâpse atı- | tutulmamanın yolunu bulacaklardır. İSTER İNAN İSTER İNANMA! Birinciteşrin * 28 Sözün Kısası y Asrının temayüllerini Bilmemek noksanlıktır Y tar olsak gene azdır. Ama, sakın nil kemelere sık sık işimiz düşüyor da ( dan dolayı zannetmeyiniz. Bizim ö rakta bezimiz, hamdolsun, yoktur. K di kozumuzu kendi aramızda pay | mesini bilen adamlarız. Ve şayot $ nün birinde hak yerine ihzar edilirsi bu birdenbire ve tepeden inme olur yeni kanunun çerçevesi dahiline g mez, E Talu -- eni cürmü meşhut kanununa | nuharrirler ne kadar m.ün O halde, cürmü meşhut kanunu ne alâkanız var?. diyeceksiniz, dej mi? Arzedey Bu kanun tatbika bi lanılalıdan beri mevzularımız arttı. Â liyeye gidip gelet arkadaşların naklt tikleri şeylerin içinde ibreti mucip N ler buluyoruz, neler ! 4 Meselâ, dün mü, evvelis «lüf atma>» hâdisesi hikâye eyle şuma gitti. Bittabi hoşuma çun kendisi veyahut ki Mahkemen hüküm ve kararı değil, hâdisenin sur ti cereyanıdır. Bir adam, yoldan geçen etlice, canl ca bir bayana telmih ederek : — Şişmana bak.. Şişmana ! Demiş. Bayan buna içerilemiş, polis şikâyette bulunmuş... İş deyanmış mü kemeye. Görüyorsunuz ya: Mesele basitin bi siti.. Alelâde bir harfendazlık. Anca bunda, üzerinde durmağlaa değer psikt lojik bir nokta görüyorum. Suçlu, uğradığı mahkümiyetle yalni cürmünün değil, toyluğunun, cahilliğ nin, düşüncesizliğinin de cezasını çeki yor. O, birazıcık tecrübesi olsa, bilmeliy di ki, bu asrın kadinıma yapıl büyük, en ağır hakaret kendiz adında bulunmak veya ki şişmanlığına dikkat etmiş olma Meselâ eskiden, bir müddettir 9 irak kalmış tanıdık bir kadına rastgöj Hince: — Maşallah, sizi çok iyi gördün Toplanmışsınız ! Demek hoşa gider, memnuniyeti muj cip olurdu. Şimdi ise bunun tamami aksinedir; ve maazallah böyle bir çall devirecek olursanız, muhatabınızın, Ö lünceye kadar buğz ve husumetine mâ ruz kalırsınız. Onun için, bana öyle geliyor ki, mevi zuu bahis davanın suçlusu, davacıs! nın tombulluğuna telmih edecek yel de: — Sıskaya bak.. Sıskaya ! , bugünkü acı âkıbe Y2 aşına gelmezdi Asrının temayüllerini bilmemek İ san için bir noksandır. L Biliyor musunuz? | — Mısırı Napolyondan ve İngiliğ lerden evvel kim zaptetmiştir?. Ve b işgal esnasında Mısır sultanı kimdi?- 2 — 1196.1204 yıllarmda Ma krallı temsil ediyordu? 3 — «Gökler çökse ben süngürül tutarım!.» diyen kumandan kimd.r? (Cevapları Yarın) * Dünkü Suallerin Cevapları: | — Türkiye ile Rusya arasınd münasebet Rus Çarı Jean ile ( Beyazıt zamanında başlamıştır. Kırımda Rus - tacirlerinin haksızl gördüklerini şikâyı bir elçi göndermiş, bunun ön mesini istemiş ve bu suretle m bat başlamıştır. 2 — Junon kadim Yunanlıların İZ divaç ilâhesidir. İlâhlardan Saturne'? kızı, Jüpiterin karısıdır. Eski <airl€ |bu ilâheden çok sık bahsetmişlerd'T- 3 — Avrupanın meşhur nehiy'erifi den biri olan Rhen nehrinin uzuniüi 1400 kilometredir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: