28 Ekim 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

28 Ekim 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İzmirde Futbol: Altınordu, K. $. mağlüp ederek İzmi En fazla puvanla en ilerid çok gayretli oynadıkları hucümlarına mukave Maçtan İzmir 27 (Hususi muhabirimizden) —J devre Senelerden beri finale bile kalamıyan |, . S. K. takımı bu yıl rakiplerine ciddi Bir tefevvuk göstererek birinci devreyi Puvan farkile en önde bitirdikten Sönra rakipsiz olarak şampiyon olaca- & tahmin edimişti. Altayın ve Au'ımır- h geri kalmaları İzmir şampiyan- lüğunun K. S. K., Göztepe ve İzmir 3or klüplerinin birisi arasında kalaca- 4 gösteriyordu. İkinci devn:de tal Tinler hilâfına bütün rakiplerini mağ- lüp eden Altınordu bir puvan noksani- leK. $. K. takımının arkasına geçilce S. K. için hakiki hir tehlike belir- Mişti. Altınordulu Saidin Rusya seya- batinden avdet etmesi de Altınordunun hücum hattını kuvvetlendirmişti. Bu- Sün K. $. K. - Altınordu final maçı O du. Saha oldukça kalabalık... 926 yılın- şampiyon olan K. S. K., on sene son Ta tekrar İzmir birincisi olacak mf?isenin K. $. K. oyuncularından bunu Ü- |» Mit edenli Oyun; hakem Ferit | yar h (Güztepe) v ö İlk| retle devam ediyor. i-| tınorduya gülüyor. '_ 4 İzmir | çü göller biribirini ) nin idaresinde başladı. dakikadan itibaren büyük bir SiDir ğ'"d" cereyan eden maç, nihayet İzm” Alkına çoktan beri özledikleri bir mü- Geı:ç seyretmek fırsatını verdi. —— KSK ikları cidden Kü- Z€ Oynuyorlardı. ç'l[':: saniyeden sani- öçYE iki kale arasında mekik dokuYOr Ü. Vuruşlar, kaleden kaleye, — inişlef ;TH.% mahirane.. İzmirde sporun ök Üğüne hükmedenler bu güzel oyun Ö hüççe hayret ediyorlar. İşte K. S. K. durllm hattı güzel bir inişle Altmnar- b TMüdafiinin yerinde bir müdahalesi- Hzaklaşıyor. Şimdi Altınordu hi bufdadır. K. S. K. kalesi önüne düşeh 8 çiö'ndeli Sait, bir kafa darbesile K: 'p ğlarma takıyor. Bu gol K, S. K. oyuncuları için bir Day, ı hüî,r“ oluyor. Güzel ı.darıı gııik!en bir heyecanlı bir enstantane | kararında srar ü- | tımcı göl K. Klübünü 1-6 r şampiyonu oldu ; giden K. S.K. lılar halde Altınordunun met edemediler v dperi od dd aX a 5e * e SeRDLİR 1 - | berabere bitiyor. devrede K. 5. K. takımından İkinci Te /daha güzel bir netice bekleniyor. gi yerlerinde gözleri çelen bir hareket ,var. Her iki takım oyuncularına hariç- 'ten bol bol nasihatler, tavsiyeler yağ- gırıyor, İkinci devre . K.S,K. takımı akıyor. Şimdi Altın- 'ordu hücuma geçmiştir. Rüzgâr Altın- | ordu lehine... Topu müdafaadan alan Ağtınordu orla hafı sağ açığa gönderi- yor, Sağ açıkla orta muhacim arasında güzel bir paslaşma.. Top Saidin ayqğm— gadır. Hayır Saidir: ayağında değil, K. $. K. ağlar ında duruyor. Altınordunun ikinci gölü için ofsayttır, diyorlar. K S. K. takımı kaptanı hakeme itiraz.edi- , yor. Hakem bu “itirazi dinlemiyor. Gol edince K. S. K. saha- n çekiliyor. Fakat mücssif bir hâdi- e çeçıkm)ısıııa mâni olmak için hüs- çet gösteren K. S. ğ. çocııkla'nh:_—k. ahava çıkıyorlar. Oyun ayni hara- Te a Ça eee ef talh Al ğ ar susmuştur. Bu defa sinirler fa ;luîr;::lmir. Arasıra tekme ve favl ya- pıldiği” görülüyor. Şımpıyc:nluk fırsa- tıni 'elden kaçiırmak istemiyen Altın- ordulular daha büyük bir d_ıklınıle ça- lışıyorlar. Bu sırada beşinci gol de K. 8. K. ağlarına giriyor. Beş göle rağmen K. 8. K. blar )1lmıyor1qr. G("np çalışı- yorlar. Altınordu kalesini bir Ç!mber' içme alıyorlar. Son dakikada beklenmi ,ŞA bir hücum yapan Altmordulular al v Hü de yapıyorlar ve oyun bu su- | neticeleniyor. ımu bü suretle 927, 931, "e 936 yıllarında dört defa İzmir e |:";'unu olmuştur. 927_:vılşndı Anka rada Muhafız Gücü ile Türkiye şampi- nluğu finaline yetle 6 - Altınordu takı u o se-) SON POSTA SPOR İŞLERİMİZ : General Ali Hikmetin Beyanatı AA Spor Kurumu Başkanı son gün- lerde yapılan tenkitlere umumi bir cevap vererek Olimpiyatlar- daki —masraflarımız , — mütevali mağlübiyetlerimiz. ve antrenör meselesile gazetelerin neşriyatı hakkında beyanatta bulundu Ankara, 27 (Hususi muhabirimiz- den) — Spor kurumu başkanı Gener al Ali Hikmet spor işleri hakkında beya- natta bulunarak son günlerdeki tenkit- lere umumi bir ce vermiştir. Gene- ral Ali Hikmet hi ten şunları söy- lemiştir : «Bazı gazeteler Olimpiyada gidiş ge- liş masrafının 90 bin lira olduğunu yaz- ,dilar. Yaptığım - tetkikler netitesinde bu rakamlar üzerinde mübalâğa edil- /miş olduğunu gördüm. Olimpiyatlara gidiş geliş masrafları 35 bin liradan iba zetlir. İstanbuldaki kamplarla burada- ki ecnebi temasları neticesi hâsılat açı- (h da hesaba katılırsa bu mikdar 67 bin Jirayı geçmez. Şu hesaba nazaran böy- Je mübalâğalı havadis veren membala- yın ne şekilde iş gördüklerini ve spo- zun terakkisini nasıl kösteklediklerini e asıl gizli dertlerimizin neden ibaret olduğunu daha iyi anlamaktayız. Sov- yet Rusyadaki mağlübiyetimize gelin- ce, futbol takımımız hakkında şu ma- Jümatı gözününde tutmak lâzımdır. Mil Ji takımda Nihat ve Zeki gibi ehil oyun guların yeri hâlâ boştur. Yalnız netice- yye varabilecek elemanlardan mahrum plduğumuzu ve bunun haricinde çok dyi elemanlara malik olduğumuzu İn- giliz ve Alman federasyon reisleri de ,söylemişlerdir. Müli takımımız, dört ay müddetle (alıştırılmış ve yorulmuştur. Mağlübi- iyette bunun da tesiri olmuştur. Futbol. 'cüler Rusyaya kendi arzularile gitme- ,mişlerdir. Bunları oraya millet ve hü- Kümet menfaati görerek biz yollamış- tık: Bu noktaların nazarı dikkate alı- narak amatör gençleri hırpalamıyacak ,derecede tenkit yapmamız muvafıkı in ,saf olur. , Balkan olimpiyatlarında atletlerimi- zin fena neticeler almaları da birçok- Jarını sinirlendirdi. Fakat ne çare ki jemleketimizde hakiki atletik derece- miz bundan ibarettir. ve bu sebepten |aolayı da olimpiyatlara atletlerimizi gö türmedik. Spor işlerimiz hakkında bir taraftan aleddevam tenkitler yapılıp dururken, iğer taraftan spor işlerinin tenkidi enediliyor şekilde neşriyat yapanlar buluduğu da görülmüştür. Tenkitlerin, filhakika kendi zevklerinden ve milli şerefe hizmet etmelerinden başka bir .saik ve menfaat mevcut bulunmayan (amatğr sporcularımızı büsbütün spo - rundan soğulmayacak şekilde yapılma gını riça etmiştik. Binaenaleyh daha zi- yade sporcuları tenkit şekline matuf plan bu kaydın alelitlâk «spor işlerini tenkit, menediliyor» mahiyetinde te - Jâkki olunmaması Muvafıkı insaf olur. Spor herşeyden evvel bir disiplin me- selesidir. Disiplinsizlik gösteren spor- cuların hattâ iktiza ederse bütün bir klübün feda edilmesinden çekinmiye- Bir de antrenör - meselemiz vardır. Gerçi klüpler kendileri antrenör geti- riyorlarsa da bunlar sporcuları kendi şahsi metotları ile yetiştirdiklerinden pir milli takım teşkil edildiği zaman ö- yunda beraberlik temin edilemiyordu. Bundan sonra baş antrenörün nezareti akında çalışan sporcular arasında me- !.'L'.I’E-l- temin gd_l_k_nhg_lııcukur. İne 'Türkiye ikincisi olmuştu. 935 yılm- 'da İstanbulda Fenerbahçe ile Türkiye gampiyonluğu finalini yapan Altmu'r— gu çocukları tekrar Türkiye ikinciliği- pi kazanmışlardır. Bundan başka Al- tınondu ayni zamanda altı seneden beri | İzmirin basketbol, voleybol ve atletizm | şampiyonudur. A, B. . .——0 <2 — — ——— Parlstı; " Yü ğ garip bir macera Bir kadın artist Harry Bauer'i yüzünden yaraladı B Z * * »4 Şuzel artist matmazel Fransiz, lokantada birden- ire ayağa kalkmış,” masanın kenarında kırd balon bardağı sanatkârın yüzüne fırlatmışlığı Meşhur san'atkâr Harry Bauer Matmazel Fransiz etrafına - bakır mış, Harry Bauer'i görmüş. at gör- memezlikten gelmiş. Ve arkadı bun ların masalarının biraz ötesine otu muş, sırtını da Harry Bauer'e çevirmiş. Büyük san'atkâr, kadının müteneb- bih olduğunu zannederek memnun ol- muş, Kendi kendine : — İlk yaptığı işten pişman olduğu halinde belli! demiş. Matmazel Fransiz, mutadı olmadığı halde votka kadehi yuvarlar gibi biri- biri üstüne viski içmiş. Bir aralık bir- denbire oturduğu yerden kalkmış; caz: Fransızların meşhur artisti ve dün-| yaca tâninmüş bir şahsiyet olan Harry Baver ikinci defa olmak üzere güzel bir artistin tecavüzüne uğrayarak has- tahaneye gitmiştir. Harry Bauer dava açmadığı için bu tecavüze neden uğradığını anlamak ka- bil olmamıştır. Bu itibarla güzel artist Matmazel Franciz'e hiç birşey yapmak imkânı hâsıl olmamıştır. Vak'a şu suretle cereyan etmiştir: Hükümet Fransa san'atini filmde fevkalâde göstererek Fransız harsini bütün dünyaya yaymış olan bu kıymet- Hi adamı Lejyon Donör mile taltif etmiştir. Bu takdirden fevkalâde mem- nun olan Harry Bauer samimi arka- * | bardağı - sonra bunu san'atkârın kafasına fırlat- maıştır. Ortalığın saran hayret içinde, Harry Bauer sahnede rol yapar gibi yüzünden kanlar akarak ayağa kalktı- ğ zaman, Matmazel Francis kahkaha- yı basmış : Ben sana söylemedim miydi, al- ! diye bağırmıştır. Gene - kaj akarsan, kafanı kıracağım, bunlar da- ha hiç ve bunların hepsi ihtar mahiye- tindedir. ne onlara bir ziyafet çekm rerek bir akşam Şanzelize dan birinde 20 kişilik bir sofra harzır- latmıştır. O akşam arkadaşlarile bera- ber oraya gelen Harry Bauer pek güzel vakit geçirmiş, arkadaşlarile içmiş, ye- miş ve eğlenmiştir. Fakat saat tam on- bir buçuğa doğru birden bire en yakın- | da olan arkadaşına eğilmiş : - Hadi birader del buradan kıp gidelim. * Arkadaşı eğlencenin ortasında ve da-| — Ortalık allak bullak olmuş. Harry vet eden şahıs tarafından vâki olan bu | gauner hiç ses çıkarmadan iki arkıda: teklife biraz kızmış : | şile otomobiline binerek doğru hasta. — Niçin /gidelim, eğleniyoruz. de- | haneye gitmişlir. miş, Matmazel Francis de iki bardak vis- O sırada Harry Bauer, Jean Berger | ki daha içerek Jean Berger'in kolları ile oraya gelen Matmazel Fransizi gös- | arasında dansetmeğe devam etmiştir. tererek ! Bu iş neden olmuş ? — Bu kadın benimle fena uğraşıyor.| polis tahkikata vaz'ıyet etmek isti- demiş. Hep arkamı takip ediyor, gözü | yorsa da Harry Bauer davacı olmadığı- pek! Hiç birşeyden çekinmiyor. Kendi-| n söyliyerek kadını kurtarmıştır. Hâ-, sini karakola vereceğimi, dava açaca- | dise hakkında kimse birşey bilmemek- ğamı söyledim aldırmıyor.: Bana: «Seni | tedir. Harry Bauer itidal ve sükünetini nerede görürsem kafanı kıracağım di- | muhafaza ettiği için böyle meraklı bi yar!.. Bir kere gene yaptı. Bir hafta| hâdiseyi öğrenmek üzere kendisine mü bastahane köşelerinde kaldık. racaat eden gazetecilere ademi mülü. 'Tabii bu sözleri dinleyen arkadaşları | mat beyan etmiş ! kahkahaları almışlar. — Kadınların işlerine akıl ermez ki. — Sana yazık Harry demişler, ka -| Kimbilir, nedir demiştir. daından korkuyorsun... Hem her zaman| Bütün Pariste çalkanan bu rezale - rezalet çıkarmaz... O da kendi haysiyet | tin bir aşk meselesi yüzünden ileri gel- ve şerefini düşünür, diği tahmin edilmektedir. al- | silir ve işimiz de berbat olup gider, Kaç defalar, alış veriş - zamanında karanlıkta kaldık, kaç delfalar müş- terinin bırakıp gittiğine şahit ol - duk. Allah aşkına bu derdimizi gu- zetenizin bir köşesine yazınız.» * Ümit ederiz ki elektrik şi müracaati gözönüne alacak, nin kendi hatasından mı, yoksa mü- halli enstallasyonunun bozukluyun- dan mu ileri geldiğini tetkik edecek ve neticeyi alâkadarlarına bildiye - cektir. Esasen elektrik ne kadar faz- la sarâedilirse o kadar kâr edeceğime göre bu onun kendi menfaatidir de. Abudefendi hanının Elektrikleri Neden kesilir? Abudefendi hanında mağaza sahi- bi olanlardan bir zat matbaamıza müracaat ederek han içinde elektrik cereyanının sık sık inkıtaa uğramak- ta olmasından şikâyet etti. Söylediği şudur: Mağazalarımız han içinde, tabia- tile loştur. Elektrik ziyası altında çalşmak mecbur indeyiz. Bütün temennimiz, lal manına — kadat bu ziyanın fasılaya uğramadan gel - mesidir. Hajbuki maalesel sık sık ke.

Bu sayıdan diğer sayfalar: