29 Ekim 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

29 Ekim 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— Zati Sunguru seyrettikten sonra — Meşhur bir hokkabaz varmış, adı Zati Sungurmuş.. lercesini gördüm. — Nerede? — Nerede olacak şurada burada. — Amma bu Zati Sungur öyle a - dam ki, kocaman iskambil kâğıtlarını Hokkabazın hokkası | LÜGATÜLMİZAH| Göze dair j Göz — Görülmesi lâzım gelmiyen şeyleri de gören Uzuv. Gözcü — Kıskanç kocaların, karıla- rının peşlerine taktıkları kimse, Göz mütehassıs: — Göz sayesinde &- partıman sahibi olan adam. Göze girmek — Etek öpmek, el öp- mek sayesinde elde edilen şey. Göz boyamak — Kadınların pudra, allık sürmelerinin; dudaklarını, saçla - rmi boyamalarının neticesi. Gözden düşmek — Mahvolmak, bir daha belini doğrullamıyacak vaziyete gelmek. , Şehlâ göz — «Şaşı göz» tabirinin ns- zikâne bir surette söylenilmesi. Göz çikarmak — Kadınların, yeni manto yaptırıp komşularına gitmeleri. Göz dağı vermek — Şimdi seni u - macıya veririm, demek. Göz kulak olurum — Bu sözü, İş & — Hazret, dedi, bu kuluyu bana ka- ça satarsın? adaşıma rastladım: Panialonu, ceketi kömür tozu içindeydi. — Yahu bu ne hal, kömürcülüğe mi başladın? — Yok canım.. Başıma geleni sor - ma; karımla beraber Zani Sungura git miştik. ER e ei — AMERİKADA BİR. REZALET — Patronuna şantaj yapan güzel Rozitamahkümoldu Aralarındaki münasebeti ifşa edeceğini söyli patronunu tehdit eden Rozita rn kendisinden para almiş ve nihayet, olanı biteni mahkemede anlatm Amerikan gazeteleri ismini gizle l dikleri bir banka direktörünün başın- dan göçen garip vak'a hakkında şu tafsilâtı vermektedirler: «İnsan kötü bir çamaşircı karısına kendisini kaptırıp ta elâleme mehke- melerde rezil olur mu? İşte Miser P... in başına gelen hâdise budur. P... evine gelen çamaşırcı kadınla karısı - na hiyanet ettikten sonra, meseleyi if- şa edeceğini söyliyen ve adamcağızı tehdit eden çamaşırcı Rozitanın elin- de maskara olmuştur. Çamaşırcı Rozita üç çocuk anası genç ve güzel bir kadındır, kocası amele - dir. Kazançları aileyi lâyıkı veçhile ge- çindiremediği için Rozila çamaşırcılık yapmakta ve bu işi gördüğü zaman da çalıştığı evlerdeki baylardan aradı sı- rada hediyeler de almaktadır. İşte Mister P.. nin de evine giren Rozita cazibesi, neşesi ile müdürü ken- dine celbetmiş, ve aralarında ev sahi- bi ile çamaşırcının, arasında cereyan etmesi icap eden muameleden daha «Azizim P... - Şimdiye kadar verdiğin paralarla vasati bir hayat yaşıyorum. İnsan gün geçip te rahate erdikçe canı başka şey- ler de istiyor. Ben şimdi 200 dolar is- tiyorum.' Bunu vermek menfaetin düne alınca küçücük yapıveriyor. — Bu da bir şey mi? Karım eline bir On liralığı alıyor. Biraz sonra bir de Yorum; beş kuruş oluvermiş. * Erkek eve geldi. Hiddetle odaya gir- Karısına bağırdı: — Bu paravanın arkasına bir gkek rıyan kimseye söylerler. İşim yok ta senin için taban mı tepeceğim? Ma - nasına gelir. Göz ağrısı — Nişanlı, karı, sevgili » Her gün gözö - göz ağrısı Zati Sungur eline mukavva bir bo- ru aldı. Eski mendilleri borudan ge - çirdi. Mendiller yenileşiverdiler. Bu - nu yaparken de eski ceketlerin, eski pantslonların da soba borusundan g€&- çirilmek suretile yenileşeceklerini söy- ledi. Karım buna dikkat etmiş. Eve gelir gelmez de benim ne kadar ceke- tim, ne kadar pantalonum varsa hep- sini bir soba borusunun bir tarafından verdiğinden kinay Göz çıkarmak — Kaş yaparken vu- AMIŞsın... iğ kua gelen hâdise. kmış, öbür ucundan çıkarmış. Ri — Nereden biliyorsun? O ön m8 lük — İki göze kanaat etmiyen > Duydum. di zlülerin, dört göz olmak için kul- Zati Sungur, ördekleri sok landıkları âlet; ravanı açtı, erkeği gördü: > Bu ne bu? Kadin güldü: > Hokkabazlık! — Nasıl hokkabazlık?.. <> Zati Sunguru seyrederken gör - *ük ya, işte onun yaptığının aynini Yaptım bir erkek gözünü Sungurun daki kızlardan ayirmıyordu; kolumu dürttüm: — Piliçlerle alâkadar olduğun ye - ter, dedim, biraz da ördeklere bak! * Bir çocuğa rastladım; burnu şişmiş, semtlerinde oturanların göz koyduk- ları yer. Karanlıkta göz kırpmak — Kadınla- ra karşı da yapılsa harfendazlık ma - hiyetinde addedilmesine imkân olmu- * 0 olmuştu: yo a ü Zak kocaman olmuş! ik Gözü pek — Tramvayın önünde Ü Sungur, saate tabancayı attı; | — Bu balin ne edi; > | durup ezilen; otomobilin karasına al- > Mühim iş! Diye sordum, çocuk cevap VERE. | ys etmeyip ayağı, kolu kırılan adam > Hiç te mühim deği... Biz daha ne-) — Hokkabaz Zeti e Eni Gö ALMAN kr senle” rini gördük. tik, hokkabez burnumu sıkıp ğ rın kılıbık kocalarına yaplıkları şey. Nelerini gördünüz? dan para düşürmüştü. Eve ri Gözü kalmak — Her kadının esi Meteliğe kurşun atanları. o yi — e lm vitrini önünde başına gelen hâdise. Bâki * zi e ç ariel | a > Karını kesip ikiye ayırrmşsın? — Şu hokkabaz anma da — Hokkabaz söz söylerken ikide bir adım. Mendillerin rengini ne de ça — bük değiştiriyor. Biraz evvel maviy * rmızı yapıverdi. im ar daha merifetlidir. Saçları siyahken, birdenbire sarı yapi” Tg Tekrar birleştirecektim. sözünü keser, ie çıkarırdı. 20117 Zati Sungur pirinci kâseye koydu, su oldu. Pirinç tüccarı yanındakine döndü: bağ, Zati Sungurdan gördüm. O da biri KESİP ikiye ayırıyor, sonra da #ürlyordu. Za; * er * — Şunum tersini yapmasını da ben Şiki Sungur boş bir kutudan bir İz İyi ki Ahfeş burada yök?- bilseydim, çoktan milyoner olmuş - Gi, Mişt, çapkının biri yanına sokul- DERİ ar ğe E — ——— O anda güneş kutup yıldızına sokul - m &debi Tefrikamız : Bilânumara BE me. Göztepe — İstanbulun gürültülü başka münasebet tesis edilmiştir. Et- rafın dikka nazarı celbeden bu hâdi- se, bir gün çok fena bir şekilde patlâk vermiştir. Madam Rozitanın yalnız yüzü gü - zeldir. Huyuna gelince, çekilmiyecek derecede fenadır, Rozita kelimenin tem manasile şirret ve edepsiz bir kadın - dır, Mister P... vaziyetin saklanamıya - cak kadar dallanıp budaklandığını gör- dükten sonra Rozitanın hesabını kes- mek istemiş ve yıkadığı çamaşırlara mukabil aldığı ayda 20 doların arka - istemiş, Zengin bir iş adamının hayatına ka- rışan Rozita bu teklife razı olmamış, ben 200 doları ne yapayım, bana her ay 100 dolar maaş bağla... Ben de biraz rahat yaşıyayım. Ellerim çamaşır yi - kamaktan aşındı demiş.. P... rezaletin ayyuka çıkacağından korkmuş, evvelâ senelerdenberi kur - duğu aile yuvasının yıkılacağından ürk- müş, esasen meseleyi karısı da haber almış, fakat kibarlık eğerek ses çıkar- mamiş, sonra muliltindeki insanların bendi hakkında ne düşüneceğini ak - lina getirmiş, koca bir direktör, mü - kernmel karısının üzerine bir çama - şırcı ile düşüp Kalkıyor... Tabii bü va- ziyet onun itibarını sarsacak, neler ne- ler olmıyacak... Nihayet karar vermiş. Ayda 100 dolar haraç vermeği kabul etmiş. — Üç ay yüzer dalar verdikleri son- ta Rozita bir gün kendisine bir mektup yazmış ve şu sözleri söylermiş: Habeş sına bir de (sılır) ilâve ederek kendi - sine 200 dolâr vermiş ve bu gayri ta- bil vaziyete bir nihayet vermelerini, ieabıdır. Neden mi? Çünkü parayı ver« mezsen bana yazmış olduğun mektup- ları neşredeceğim.» Kadın $#ağ, yâhut serbest kaldıkça ömrü oldukça rahat o göremiyeceğini anlıyan P... işi polise aksettirmekten başka bir çare bulamamış ve bir cürmü * meşhud hazırlıyarak bir gün apartı manına gelen ve tehditte bulunan ka « dını polislere yakalatmıştır. Kadn bu cürmü meşhut üzerine mahkemeye ves rilmiş ve tabii P... nin başıma da kor#- tuğı li r. Madam Rozita mahke- samiin önünde hiç sis , İle ara“ şimdiye kadar P... kendisine verdiği paraları ifşa etmiş ve P... miştir. Mahkeme 1932 denberi Rozilanın hem kocasını, hem de patronunu idare ettiğini anlamış ve son tehdit ve şan « taj suçunu da vaki görerek kadını do« kuz ay hapse mahküm etmiştir. Yalnız işin en güzel tarafı kadının kocasının hâlâ karısının masum oldu « ğuna inanmış olması ve güzel Rozita- sınin P... nin iftirasma kurban gitti « ğine ihanmasıdır. Herif önüne gelene : — Karım hapishaneden. çıktıktan sohra eve dönecek, çocuklarına Kavu « şacak ve biz de mes'ut olacağız, demek te imi: yi rezil ete gelince bu havadisi veren gs xete, ondan bahsederken: #P... yi hig sormayın, demektedir, Zavallının hali pek perişan, bütün Amerikaya vezil oldu.» Bir kaplumbağa KÂĞIT SEPETİNE ATILACAK ROMAN Yazan: Mürdüm Lezzet Yenice # p limesi üzerinde durakladı. Bel da, baktılar... Bakıştılar.. Kimdi ve e? 0, 0, tâ kendisi. z Dagi cama kedi. Güdü #T “aklarından düştü bir gül O gül di- — bir ağacın gülü. Ağaç gülüydü Bu Atik, Ayı, Amerikayı, Avustralyay?.- İk ehengine uydu ağustos böcek- in Baat ıp kânunueyvelin on ikinci görü İ İZ dakika 23 saniye 36 salise * Yükselen sesleri. Urdu, durdu kalbi Belmanın! Aşk, “17 e ele üstüne, Aşk bu böyleydi işte. Böyleydi işte bu aşk. İşte aşk bu böyleydi. Hişt. Kişt, Belmanın biraz evvel gülen du - daklarında rujun rengi solmuştu. Nahidin biraz evvel kıvrık duran Duramazdı, doyuramazdı kalbini bu ateş, si Oh Nahit! — Belma! 4 ğ Çın, Göz göze geldiler. Bir anda gönül| Çın, leri birleşti. Nahit söyledi: — Seviyorum, Bir : a nasıl tekerlek| elinden düştü. : me YE al eyrikmem, ben de| Nahit sevgilisinin elini tuttu. Kıp - na öyle bağlı senden öylece | kırmızı olmuştu Eli Belmanın betli ki sana ik istiyorum. utanmıştı. Nahit: Bu eli öpmedi, kok- vi j lamadı, Sadece büyük bir sevgiyle a - demir kafesinden kurtulan bir -- Ben de Belma... Dedi Nahit... Seyi — Ben de öyle. O anda av günesin dünyayi boylamış . dizdi — e Bir çocuktan İntikam aldı * Tırnağını zehirli bir otla zehirledi ve İmparatorunun Muharebe hilesi Kendi yerine, bir başkasını kendi kıyafetine sokarak göndermiş İsmi yavaş yavaş unutulmağa baş-) layan Habeş İmparatoru Haile Selâse, |binin İtalyanlarla harp ettiği zaman kendi|Çocuk iŞ safları arasına, tıpkı kendisine benze-İne çevirmiş. Ve © halde bırakıp git“ yen birisini koyar, ve kendi hayatını |miş.. Çok zaman sonra bu vaziyette hücum ve hedef olmaktan kurtarırmış. kalmış olan kaplumbağayı bir köylü Bu âdet eski bir Habeş âdeti imiş ve|görmüş ve düzeltmiş; kaplumbağa yü- imparatorun kılığına bürünenler de bu İrümüş, gitmiş. Ertesi gün ayni kap - işi büyük bir şerefle yaptıkları gibi |lumbağa çiftlikte çocuğun geçeceği | öldükleri zaman da cennete giderler-İyolun kenarında durmuş ve çocuk ge- miş, İkinci Teodorosun kendi kılığına |çecerken ayağına takılmış ve tırnağı: soktuğu dört tane adamı varmış, Bun-|nı bacağına saplamış. O akşam çocuk lardan biri Teodorosun mütahibi İngi-|ateşlenmiş, doktor kanının zehirlendi” liz Plowden imiş ve Plowden bir harp-|ğini söylemiş, Kaplumbağanın zehirli hükümdar Teodoros namına diğer bir otla tırnağını zehirledikten sonra i çocuğun bacağını yırttığını anlamışlar, oğlu bir kaplumbağa o görmüş. kaplumbağayı yakalayıp tersi-

Bu sayıdan diğer sayfalar: