29 Ekim 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

29 Ekim 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

* “Soıı Posta,,nın edebi tefrikası: 14 SÖON POSTA İstanbul' derin bir neş'e ve sevinç içinde bayram yapıyor Vilâyette tebriî: merasimi saat 9,30 da başladı, 10,45 de geçit resmine iştirâk edecek kıt'alar ve mektepler teftiş edildi, bunu geçit resmi takip ediyor (Baştarafı 1 inci sayfada) Bilhassa Beyazıt meydanı ile geçit ala- güzergâhını kesif bir halk kitlesi plamıştır. Bir taraftan Beyazıt Meydanında geçit resmi hazırlığı yapı- hirken, diğer taraftan da Vilâyette Va- l tebrikleri kabul etmiştir. Vilâyette tebrik merasimi Vilâyetlte tebrik merasimi saat 9,30 Ba başlamıştı. Merasim programına gö- ge tebrik merasimine ilk gelenler mes- leki ve askeri erkân ve ümera olmuş- fur. Bundan sonra sırasile cemiyetler birlikler mümessilleri, bankalar, im- | iyazlı şirketler direktörleri valilik da-| İresinde tebrik merasimine iştirak et- Maşiler, saat 10,30 dan 10,45 şe kadar da Vali konsolosların tebriklerini ka- hul etmiştir. ” Beyazıt meydanında | Samt 10,45 de vali ile İstanbul Ko- Mmutanı ve teşrifata dahi) olanlar Be- jyazıt meydanına gitmişler, geçit resmi için hazırlanan kıt'aları, mektepleri ve diğer teşekkülleri teftişe başlamışlar- Hır. Saat 1! de bütün muzikaların çal- dıkları İstiklâl marşile rTesmi geçide başlanacaktır. | Geçit resmi | En önde askeri kıl'alar, onu mütea- kıp İstiktâl için canlarını ve uzuvları- Bi vermiş olan kahramanları temsil et- Mek üzere şehit anaları ile malül asker we sübaylar, yedek sübaylar, polis, şe- hir bandosu, Üniversite ve yüksek mek tepler, liseler, muallim mektepleri, or- a mektepler, ecnebi ve azlık mektep- =ı, itfaiye bando müfrezesi, sporcu- ve cemiyetler mümessilleri geçecek- lerdir. Geçit alayı Üniversite Edebiyat Fakültesi ve inzibat karakolu önünden Koska caddesi yoliyle Beyazıt, oradan da Sultanahmet, Eminönü, Köprü, Ban- kalar, İstiklâl caddesi yoliyle Taksime Şıkacaktır. Merasim alayının önünde iŞürüyen askeri kıt'alar zafer âbidesi- Hin etrafında bir daire teşkil edecek, bundan sonra meydana Türk sancağı çekilecektir. Sancak çekilirken muzika tarafından İstiklâl marşı çalınacak ve Bancak orada bulunanlar tarafından se Yâmlanacaktır. Bundan sonra Belediye, Cumhuriyet Halk Partisi, ve cemiyetler başkanları tarafından üâbideye çelenk konulacak, ve merasime nihayot veri- İecektir. | Edirnekapı şehitliğinde | Bant 15 de Edirnekapı şehitliğine gi- Gilerek çelenk konulacaktır. Bunlardan başka Üniversite konferans salonunda Mmerasim yapılacaktır. Dünkü tezahürat Dünden itibaren her yezde Cumhuri- yet bayramının kutlulanmasına baş-| lanmış, dün gece her yerde tenvirat yapılmıştır. Eminönü ve Beyoğlu Hal- kevlerinde müsamereler tertip edilmiş- koönferanslar verilmiştir. Şişli Halke- vinde bir danslı çay verilm - köy Halkevi binasında İsti başlayan merasim yapılmıştır. Kızıltoprak kaza merkezinde caz ça- lmmış ve parti ocaklarında sürekli eğ- lenceler tertip,edilmiştir. Erenköy Kız lisesinde Erenköy ka- zası tarafından bir müsamore verilmiş, Şehremini Halkevi de Çapa kız müal- lim mektebinde bir temsil vermiştir. Beyoğlu Halkevinde 30 Teçrinievv de spor şenlikleri yapılacaktır. Şişli Halkevi bugün kendi orkestra- sile bir konser verecek vı n da Taksimde Dağcılık klübünde bir ba- | lo verecektir. Bütün Cumhuriyet mevzuu etrafr ler verilecektir, TEmirgünda Gençler Mahfeli Acılıyor Emirgânda açılan Gençler — Mahfelinin yeni binası bu gece merüsimle uçılacaklır., Merasimden sonra gece yarısına kadar de- vam etmek üzere mühtelif eğlenceler ve dans yapılacaktır, 13 yılıneseri (Baştarafı 1 inci sayfada) dünya için en güvenilir ve iflihar edi- | ( lir bir vaziyettedir. Kültür ve irfan itibarile de, on üç yuılık mazimizin ortaya koyduğu eser | mühimdir. Harf inkılâbı ile daha ziya- de hız alan maarifimiz şimdi yurdun her tarafına irfanın ruh yükseltici ve kıvanç verici ulu nimetlerini yaymak- tadır. Ve Türk öğretmeni de, tıpkı Türk askeri gibi, Cumhuriyetin fedakâr ve | azimkâr bir hizmetkârı olarak bütün gücü ile çalışıyor. Milletin esenliği de, kudretli ve şe- fakatli ellerde günden güne artmı Her tarafta, Avrupanınkileri aratmı- | yacak sihhat mücsseseleri, hastahane- | ler açılmış, bimlar en son leıınl vesa- itle teçhiz edilmiş, frengi, st y deleleri sayesinde bu iki a(uun aıır— batı hemen hiç mesabesine indirilmiş- tir. Medeni inkılâbımızın da bu meyan-| da, üzerinde ehemmiyetle durmak ge- | rektir. Adliyemizin ve onun tatbik ey- lemekte bulunduğu Cumhuriyet ka- İf Yazan: Muazzez Tahsin Borku-ıd — Böni razı edince tabit sana da|duğu gün hemen Bonu frtat Mmühim bir hediye verecek değil mi seni kandıracağımı, onunla be kardeşim? Doğrusunu istersen benim | şamağa razı edeceğimi ona va saadetim için bu kadar külfetlere ve fedakârlıklara katlandıktan sonra bu|mekten katılırdın Muallâcığı işden eli boş çıkmana kabil değil razı (cuk gibi sevinerek ellerimi o! yarak ©O dakikada onu görmüş o!sar yor, ö-| marşile | “|her bakımdan hayırlı Ankaradaki El Ve Ev İşleri Sergisi Bugün Ankarada açılan Elişleri — sergisi- nin filmi İstanbula getirilmiştir. Berginin de- vamı müddetince bu film İstanbul sinema- İlarında halka gösterilecektir. Ankarada Bayram Ankara, 28 (Telefonla) — Ankara bugün tarihi ve müstesna günlerinden birini yaşıyor. Şehir baştanbaşa taklar, bayraklar ve defne dallarile süslenmiş- tir. Dost devlet mümessillerinin bayra- mımıza iştirâkleri bilhassa bu güne bir kat daha hususiyet vermektedir. Memleketin muhtelif yerlerinden gelen izciler Ankarada içlerine sığma- yan heyecanlarını coşkun tezahüratla “ |tatmine çalışıyorlar, İzciler bugün — Zaler meydanında Atatürk âbidesine ve Şehitliğe çelenk- ler koymuşlardır. Yurdun dört tarafından gelen on binlerce köylü — de milli kıyafetlerile Ankarada emsalsiz tezahürat yapmak- İtadırlar. Yarıdan fazlast atlı olan bu kafile| geçit resmine iştirâk edecektir. Gece | |şehir baş(ınbam donanmıştır. Cadde- İler halkla doludur. Herkes şenlik yı-ı yıl 14 üncü 13 yıllık eserden hiç kımseye hoıç!u k&hul eden etine çalışmayı halk ile bu halkı kendisi için vazife ve zevk edinen rei- simiz ve onun fikir ve hareket arka- daşlarıdır. Sâyi ve sulhu sevenler, bayramını bizimle beraber 29 teşrin kutlula - maktadırlar. Türkiye kend. ile kendi mese - lesini halletn i, sulh yakın şarkta istikrar bulmazdı. Falih Rıfkı Atay (Ulus) tan nunlarının sayesinde yurttaşlar hakla- rından tamamile emindirler, Kadın, er- kek müsavatı, ailede nizamı arttırmış, bir müvazene kurmuştur. İşte, memlekete en yüksek bir me- deni manzara veren, içeride ve dışarı- da onun kudret ve nüfuzunu arttıran, |itibarını yükselten ve milletin istikba- le tam bir emniyetle bakmasına vesile olan bu işler lopu on uç yıllık bir za- &nın artık fazlası ne kuvveti, ne de tahammülü kalmıştı; | yım? Nerelere, kimlere koşayım? Kim-|di. fakat bütün soğukkanlılığını muhafaza |lere derdimi anlatayım? dmlemego ederek Nrıvhı—şc cevab verdi: aylarında |pek mühtaç Mantoyu y_ıpıını—,.k far: y me Bugün vetemih t Adtı aydan fazladır çok yorul - 15 gün “isti yim. |dtum. Be , sevinmniştik “Ben Mazhar Osmanın askeriyim!,, Suçlu çıplak göğsüne dizdiği nişanları gösteriyor, “Düşmanlarım benim nişanlarımı kıskanıyorlar,, diyordu Hâkim sordu: — Sen zabitaya hakaret ne dersin? Suçlu Davit isminde akıl müvaze- nesi bozuk bir adam. Ara sıra gülü- yor, ara sıra kaşlarını çatıyor. Garip şeyler yapıyor. Birdenbire ayağa kalk- tı. Ceketinin düğmelerini çözerek gö sündeki bir sürü teneke nişanı göster- di. Ve yumruğunu havada sallıyarak: — Ben Mazhar Osmanın askeri- yim. Bana kimse bir şey yapamaz. de- di. — Ya... Halk gülüşmeze sordu: — Sen tımarhaneye girdin mi? — Girdim. — Tıbbı adliye? — Oraya da girdim. — Peki buraya niye geldin? — İltiraya uğradım. Bana iftira et İtiler. — Kim iftira etti? — Düşmanlarım. — Düşmanın da var mı senin? — Tabii.. nişanlarımı kıskanıyor- lar. Davit mahkemelerin — âşinası idi. Deliliğine güvenerek bazı uygunsuz- luklar yapmakla maruftu. Hâkim ken- disine isnat edilen suçu işleyip — işle- mediğini tesbit için şahitlerin çağrıl- masını kararlaştırdı ve muhakeme baş- ka güne bırakıldı. Bir cinayet davasının sonu Beykozun Ali Bahadır köyünde 0- turan Salâhattin isminde - birisini öl- dürmek ve cesedini dereye atmaktan etmişsin, başladı. Hâkim isnde başrılmıştır. Bugün, Cumhuriyet bayramını kut- lulayan her vatandaş bu eseri gözden geçirmek ve duyduğu sevinç ve İftihar. rın vereceği hızla yarını karşılamak mecburiyetindedir. Ben burada, başarılan şeylerin an- cak bir kısmını sayabildim. Fakat bu kadarı da, bizi Cumburiyet rejimini kuran yüce Atatürkle onun çizdiği nur- ha yolda canla başla yürüyen diğer bü- yük adamlarımıza karşı en derin min- net bağlarile bağlanmamız içn kâfidir. Cümlemize, Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun ! — E. Ekrem Talu Ne yapayım Allahım? - Ne yapa - Dünyada yapyalnız olmak ne ka - — Kardeşim, sana kışın bu soğuk |dar feci! Hele bu yalnızlığın acı lezze- olduğun bir|tini bile tadamıyacak şekilde yalnızlık hemen |büsbütün daha ağır ve hırpalayıcı bir üf ede «|şey . Kim demiş ki insan sustukca ve sus- hat için bana makta devam ettikce içindeki isyanları » müdürden |dâ susmağa mecbur ederek onları uyu- bu meseleyi|tur ve yavaş yavaş saadete kavuşur - muş! Ne boş, ne gülünç sözler bunlar! suçlu korucu Mustafa, Kâzım ve Fev- zinin ağır ceza mahkemesinde devam eden duruşmaları bitirilmiştir. Bu hâdisede Mustafayı öldürmek - hineti' sebit olanadığı ve vak'anın bir kaza mahiyetinde olduğu — anlaşıldığı için Mustafanın 1 sene, Fevzinin 3 ay Kâzımın da 1 ay hapsine karar veril- miştir. Bir mahkümiyet Hüsnüyü balta — ile öldütmekten suçlu Elmas oğlu Demirin ağır cezada muhakemesi — bitirilmiştir. Demir 60 yaşını geçkin olduğu için 2,5 sene hapse mahküm edilmiştir. Fatih Noterinin muhakemesi Fatih Noteri Şükrü, başkâtibi Fev- zi, ve daktilosu Münevver aleyhlerine ağır cezada açılan sahtekârlık davası- na devam olunmuştur. Dinlenen şahit- ler kullanılmış pulların tekrar istimal edildiğini, ve bunların ve harç pulları- sın cezasının 2400 lira tuttuğunu söy- lemişlerdir. Mahkeme tevsii tahkikat için başka güne bırakılmıştır. Nöbetci Eczaneler Bu gece nöbetci olan cezaneler şunlardır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda ; (Sarim). Alemdarda ; (Eş- ref Neşet). Bakırköyünde : (İstepan). Beyazıtta : (Cemil), Eminönünde : (Ben- sason), enerde: (Vitall). Karagümrükte (M. Fuat). Küçükpazarda : (Yorgü. Sa- matyada: (Erofilas). Şehremininde: (Nü- gım). Şehzadebaşında : (Asaf). Beyoğlu cihetindekiler: ' Oalatada : (İsmet). Hasköyde : (Nisim As20), Kasımpaşada : (Müeyyed). Mer - kez nahiyede : (Kanzuk, Baronakyan, İti- madi. Şişlide : (Necdeti. — Taksimde : (Taksim). Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler : Büyükadada : (Şinasi), Heybelide : (Ta. naş). Kadiköy eski İskele caddesinde : (Üçleri. taküdar Çarşıboyunda : (Ömer Kenan). »- Vatandaş Memlekete zinde bir nesil yetiştirmek için çalışan, uyuşturucu zehirlere karşı mücadele eden Yeşilay'ın rozetini geri çevirme. yet ve vazife yüklerile benliğim ezil « Uçsuz bucaksız dünyada kaybol - muş gibiyim şimdi. Yaşadığım, bu - lunduğum muhit benim için yabancr dır, ondan bir şey bilmiyorum. Etra - fımda olup biten şeyler beni alâkadar etmiyor, konuşulan sözlerin pek azı benim için bir mana ifade ediyor. Et- rafımda benim gibi yaşıyan, bana ben- ziyen binlerce insan var; fakat bunlar benim için yıldızlı gökten çok daha u - zak... Bu kalabalık dünyada tek başıma - Jetmedin ya? Oh| Bense bağırmak, bütün benliğimde | yım.. cesim bir tarlada bir tek ağaç.. 'M memntn nlr*um_ Hiddetle yazıha -|kuduran ve taşan duygüları anlatmak| — Halbuki çocuklugum ve ilk gençlıı bütün eşyayı başıma geçirirsin |istiyorum. Fakat kime? Çocukluğu - ğim ne kadar neş'e ve saadetle dolu i- mun - ve ilk gençliğimin arkadaş ve dil Ömür yolunda güler yüzle, geniş olamam . püyor, yalvarıyordu. Bu sözler, Neziheye © kadar emniyet| — Şu erkekler ne tuhaf oluyorlar ku-|Nedeki we cesaret vermişti ki hemen maskesi Bir kadını istedikleri vakit baş- | diye ödüm kopuyordu. /— düşmüş ve hakikatı olanca çirkinliğile î:mlıcı— şeı;, ın:“lıl:n. levî:ı; xıev .ı:y' OÖn beş gün izin istemek meselesine|dostları birer birer uzaklaşıp dünyanın | İye mes'ud bir kalple yürüyordum. Bu IİCMI başlamıştı: n adan * ıgı—lııı:c- sen bu işi bana bırak. Mektu -|dört ucuna dağıldılar; hepsi başka in - 'yolda yürürken hayatımı kaybettim. — Ben senin ne kadar iyi yürekli ve îmhgxo:ı.:,îym,“ a bunu hazırla ve artık yarın gelme! On|sanların dostu oldular. Kimisi bugün Şimdi cansız bir şey gibi sallanarak, ';-': &licenab bir kız olduğunu yeni mi Öğ -| —1şte bizi BĞ beş gün sonra saadete kavuşacağını, |bir çocuğa ana, kimisi bir erkeğe eş, tmtulunıyummeı::ılıfoıymmi :. seneceğim kardeşim? Tabii bu büyük eld“e e Wl:" “:"'*kl:" Ki ';'" aylardanberi dilediği muradına nâil o-|kimisi de başka birisile dost... - Hepsi kat elimde ışık mz:hl:ı. 'ener yol v “âyiliğime senin de iyilikle mukabele e| pi Z Eh["c'“ 'ç'"" d"l.ı 71' M '"î"" in (acağını patrona söyliyerek onu kandi- İzavallı yalnız Muallâyı büsbütün yal-|bu yol her unıııye S d:iınym a deceğini biliyordum. b: Mp:.ıılıı Z î ı“ “:uy"' er gün yi ve senin için izin koparırım. nızlığa gömerek çekilip gittiler. Ona: |Tarıyor... ı::kı,."n a düşmemel ü Esasen patronun sana yan gözle| g) B Ö S ESRERER ÜRKEŞÜre «Halin nedir?» diye soran yok artık. îmflıyını ü;::'u Wl: GMW lmı z HL Bilidic a ladak örmüll — Muallânın başı gittikce yastığa gö-| — Zayıf bir kadının omuzlarını bu ka- D";"ü"â ROKR YN a — ben farketmiştim. Böyle şeyler gözüm- mülüyor, saçlarının köklerini kuvvetli İdar ağır yüklerle ve acılarla çöktürmek | V© “UşüYOr. — den kaçmaz bilirsin... Hem bu bakış|dedi ki: bir el aşağıya doğru çekiyormuş gibiliçin tabiatın bu bınçcı, bu hırçın te - — öyle Karayana ve bana baktığı gibi de-| — Bayan Nezihe, Muallâyı bir ak- acile Kivranıyordu. halükü nedir? sesini tanıyınca pek korktum. Şimdi: ğildi. Bunda yeni bir ateş tütüyordu. İşam benimle beraber yeinek yemeğe| - — Artık oraya dönmek imkânsız...| Bütün sevdiklerim birer birer beni ye kadar bana hiç telefon etmemiştin. Senin bizimle ayni hamurdan yapılma-|razı ettiğiniz gün size mükemmel bir Tekrardan iş aramak lâzım olacak... |bırakıp gittiler. Babasız, anasız ve kar-| Fevkalâde bir şey var sandım; bir felâ: dığını tecrübeli erkek gözlerile hemen İ manto yaptıracağım. Onun evime ge-| Tekrardan gazetelere itânlar, kapı ka-İdeşsiz kaldım. Belki bu biçareliğimde | ket.. ne bileyim ben.. anlamıştı İşte bana senden ilk bah -|lip yerleştiği gün de size pırlanta bir|pi dolaşmalar, bin bir yere başvurmak | yalnızlık bana bir teselli olurdu, fakat| — Muallâ İsmetin ıözfıııü kesti: j Bettiği, ailen hakkında ilk sualleri sor-|yüzük alacağım. llı'r. ümitsiz ve kara günler... bu yalnızlığı da bulamadım. Mes'uli- (Arkası var) h D re Nihayet geçen gün beni çağırdı ve — Sabah bana telefon ettiğin vakil

Bu sayıdan diğer sayfalar: