28 Kasım 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

28 Kasım 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA CİHAN HARBİNE NASIL GİRDİK ? ——— Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen Donanmamız Karadenizde manevra- larında Rus uğramış, donanmasının hücumuna mukabeleye geçmişti Türk donanması o zaman artık Yavuz ismini almış olan Göben'in kuvvetli silâhlari ve bilhassa sür'atı sayesinde taarruzu defetmekle kalmamış, Rus gemilerinden bazılarını da batırmıştı. Yavuzun Rus sahillerini bombardımanı O günlerde mühim mesele de - Aildizi zaman işin harbe taalluk et - Mesi icap ederdi. Fakat, bizim me: kette «mühim mesele» denildiği za - han hatıra gelmesi tabif olan şeyler- ka biri de bir suikast olabilirdi. O ta- fıe"üe buna pek de ihtimal verile - m'""ği için ortada gene bir harp me- Belesi kalıyordu. Acaba harbe mi giri- Yorduk? Fakat, son bir kaç gün içinde Üzrek Mitat Şükrü Beyde, gerek| kezi umumide gördüğüm havaya| 'an böyle bir şeye de ihtimal ve- lemiyordum. Belki de Almanların bir- bire kazanmış oldukları büyük bir a"hffnıiyel vardı; belki de daha baş- Bir hâdise... Acaba ne olabilirdi? Trende, vapurda, köprüde, yollarda Hrafıma bakarak, gözüme — çarpacak l."haıvgi bir şeyden bir mâna çıkarıp Müşkülümü halletmek istiyerek, fakat E_:'flı beni meraktan kurtaracak hiç $ey göremiyerek matbaaya geklim. L_'modımı girdim. O saatta matbaada de le- 8e yoktu. Yalnız masamın üzerin- k.bir kâğıt gördüm ve okudum: Bu, Ş Tadenize çıkmış olan donanma ku- fandanlığından gelmiş bir telgrafın lon)'ui idi. Okudum: Harp talimleri Ppmak maksadile Karadenizde ceve- lina çıkan donanmamıza Rus danan- Bası hücüm etmiş, fakat, bizimkiler davranarak mukabeleye geçmiş- ; bunlardan bir iki ufak gemiyi 'ö.:ıil_ - batırarak salimen Boğaza knmü.l"di Demek, nihayet Ruslar fanmamıza hücum etmişlerdi ! Bereket versin ki bizim donanma- © zaman artık Yavuz ismini al - :"' olan Göbenin kuvvetli silâhları ve sa sür'ati sayesinde yalnız bu ta- Üu defetmekle — kalmamış, — hattâ lardan bazılarını batırmış veya ha- B:;:ğunnul Vay kâfir Panslâvistler! h'. k bizim donanmamızı gafil av- dlı:k istemişler ve böylece, sessiz se- Z, hattâ resmen harp ilânına da lü- l_."' Rörmiyerek ve fırsatı ganimet €k hücum edivermişlerdi! k İşte, hâvadisin bende ilk tesiri böyle .'"V'lıtu. Bununla beraber hâdise bana H'"ıı görünmekten de hâli kalmadı. _ücı..., edenler onlar, dayak yiyenler &€ne onlardı. Sağa, sola telefon, işi dik k, tahkik etmek, vaziyeti anlamak iste -| Akşama kadar şuradan buradan kır- dim. Fakat, kimseyi bulamadım. Ge - pınti halinde gelen haberlere göre bu rek hükümet azaları geret İttihat velişde herhalde bir gayritabitlik bulun- Terakki erkânı Sait Halim Paşanın yas|duğu anlaşılıyordu. Ancak akşam ü - nında toplanmışlar, müzakere|zeri, ortalık karardıktan — sonradır ki ediyorlar. Bir müddet beklemek lâzim |biraz bir şey anlamak kabil oldu. geldi. (ik haberler Merkezi umumide Fakat, aradan biraz geçtikten sonra| Merkezi umumiye gittim. Şimdi 0- yavaş yavaş, ilk sesler çıkmaya başla- Tası canlanmıştı. Herkes, vaziyeti an- dı: «Mesele pek de öyle değilmiş, ga- lamak üzere oraya gidiyor, İttihat ve liba... Asıl hücumu bizim donanma -| Terakki erkânı meşgul, odalarda ka - mız yapmış!» diye bana bir haber gel- Panmışlar, kâh gelip gidenlerle bir şey- di. Haberi getiren bizim muharrirler- ler konuşmak üzere tek tük meydana den biri idi ve bunu bir bahriye zabi- Stkıyorlar, ondan sonra gene kapanı- tine atfen veriyordu. yorlardı. Beride, benim gibi bekleyen- İkinci bir haberi de ikinci bir muhar- |ler, merak edenler, herhangi bir iş ve- rir getirdi; bu da gene bahriye muhi- Ya vazife ile gelip gidenler arasında ve tinden gelen bir haberdi: ekseriya ayakta konuşmalar, münaka- — Hükümet harbe girmeğe kırarleuı“' cereyan ediyor, ağızdan — ağıza vermiş olduğu için böyle ani bir bas-|tahminler ve rivayetler dolaşıyordu. kınla evvelâ Rus donanmasını vür -| - İşte Bahacttin Şakir, her zamanki mak istemiş. gibi ciddi, ağır başlı, ateşli ve heye- Ben bu haberlere pek inanmadım. |Sanlı, girip çıkıyor, konuşuyor, kaybo- Biliyordum ki bir hayli zamandanberi,|lüyor. gene görünüyor; işte Mithat Breslav, Göben gibi, o zamanki harp Şükrü, her zamanki gibi sakin, yumu- gemileri inşaat tekniğinin yeni nümu- |$ak ve bugün yüzündeki belli bir endi- nelerini teşkil eden gemileri Türk zabit|$© gölgesine rağmen güler yüzlü... ve mürettebatının kullanmıya alışma- İşte doktor Nazım, çehresi biraz daha ları ve bizim eski donanma cüzülerile | kızarınış, gözleri daha parlak ve kaşları u yeni gemiler arasında bir terbiye çatık... Belli ki hayli hiddetlidir ve çok iği temini için Marmarada yapılan münakaşa etmiştir. Gelip gidenler, ke- talimler ve manevralardan sonra do -|Harda gizli konuşmalar, ayakta fikir nanma kumandanı Suşen Paşa son|teatileri devam ediyor. O gün kulak- günlerde Karadenize de çıkmak iste-|İarım merkezi umumide fazla mikdarda miş, fakat, bundan bir fenalık çıkması |bir kılıç şakırtısı da duyuyor. Bir kıs « ihtimalini gözönüne gösteren hükümet |t meraklı asker İttihatçılar, bir kısmı buna pek taraftar - olmamıştı. Fakat, |Yaverler, askerler harekettedirler, belli nihayet, amiral istemiş, erkâniharbiye ki seferberlikten harbe geçiyoruz. Za- münhasip görmüş, Harbiye Nazırı bu|ten, bir zamandanberi sakin görünen fikri müdafaa etmiş: hükümet de bu-|Merkezi umumi de şimdi bir karargâh na riza göstermişti. Bu şartlar içinde |dönmüş. Karadenize giden. bir filom_xıf 'hücum Ben ötede bekliyorum, bakıyorum. filosu olması mümkün değildir. Hü- bu karışık işi yarın gazetede memleke- cum mutlaka Ruslar tarafından gel -İte nasıl anlatacağımı mişti. Zaten resmi olan havadiste delo dakikada merkezi umumi henüz ke- iş böyle gösterilmiyor muydu? tümdur. Komiteci ruhu kendisini sağ- Ancak, bu resmi havadiste de biraz'lam tutuyor, bana bile bir şey söyle- müphemlik vardı: Hücum nerede ol-|memek istiyor. Demek ki işin içinde muştu? Rüs filosu hangi cüzülerden |bir «ır bulunduğu muhakkaktır. Be « mürekkepti? Bu gibi noktalar kapalı |reket versin, Mithat Şükrü Bey var. O kalıyordu. Bunun için zihnim bir tür-|bana söyler; zaten söyledi, Ben işi öğ- lü bu işdeki kör düğümü çözemedi.|rendim, hücumu onlar değil, bizimki- Bekledim. ler yapmışlar. fArkası vyar) düşünüyorum. Yazan: Pie Baroja İspanya tarihinin her nedense meç- hul kalmış olan bu vakasi, yüz bu ka- dar sene evvel, birtakım karışık mak- satlar besliyen, hain Kral VII inci Fer- nandonün zamanında geçmiştir. O n:'lı. mın belki takdir edilebilecek yegâne meziyeti, biraz ressam Goya'nınkini andıran şeytanetkâr bir zekâya mai olması idi. VII inci Fernando, babalarının tah- tına oturduğu zaman, İspanyadan filen ayrılmiş olan Amerikan müstemlekele- ri meselesi ile karşılaştı. Altı yıl Napo!- yonun istilâsı ve Joseph Bonaparte'ın saltanatını çekmiş olan hükümet, de- nizaşırı memleketlere sözünü geçirmek hususunda bittabi hayli müşkülâta uğ ruyordu. Elden çıkmak üzere olan o yerleri tek rar itaat altına almak için hemen ÂAme-| rikaya gemi ve asker göndermek iste- nildi, Fakat donanma olmadığı gibi niden teşkiline de vakit kalmamışt: lelâcele birkaç gemi tedarikine kalkışıi di 17 Ağustos 1818 tarihinde, Kralın e ri ile, Rusya sefiri Tatişçef ile Hari ye Nazırı Don Francisco de Eguia ve mabeyincilerden Don Antonio de Ugar| te arasında gizli bir mukavele imzalan- dı; bu mukavele mucibince, imparator Aleksandr'ın dâ mMmuvafakati olursa, Ruüsyadan harp gemileri satın almacak tı. Müzakereler ve imza işi biter bit - mez Tatişçef ile Ugarte, paranın tediye si şeklini kararlaştırdılar. İspanya müs temlekelerinde zenci köle ve cariye sa- tılması usulünün i dolayısile İngi- liz hükümeti tarafından VITI inci Fer- nandoya verilecek olan yarım milyon Tira tazminat, alınacak gemilerin be- deline karşılık diye gösterilmişti. Rus Amirali Muller idaresindeki do- nanma, kânunusanide Cronstadit'tan çı- kıp Cadix yolunu tuttu. Ona birkaç İs- bahriye zabiti de refakat edi - s dananması Cadix'e v k için bir hey varmaz gem tayin o-| Sayfa 13 Çeviren: Nurullah Ataç diliyordu. Volturno yolcuları bunun ne ği hakkında birtakım faruziya r, nihayet bunun bir gemi ol duğu anlaşıldı. | Hemen denize bir sandal i kaptan - yanına Arevalo ile dö alarak Bankize doğru gitti. Yak | zaman geminin hayli cesim olduğunu gördüler; direkleri de kırıl- mıştı. Üç güvertesi vardi; lombar maz gallarından toplar çıkıyordu. | Ön'tarafı Bankize öyle. girmişti ki |bütün gemi, o donmuş koca cismin için. de hapsedilmiş gibi bir hal almıştı. Ar- kanın serbest kalan kısmında İspany arması, bunun altında iri harflerle ge- minin adı görülüyordu: San Telmo, Aravelo Peruda iken Kara Geminin, LDesrarengiz bi rsurette kaybolmasının hikâyelerini dinlemişti. Volturno tayfa ları, San Telmoda belki bir insan du- yar ümidi ile sandaldan bağırd: kimse çıkmadığını görünce kaptan ile Arevalo, arka palarmarlardan - istifade | ederek güverteye çıktılar, Gemide kim seler yoktu. Sandallar da yer ğgüldi. Demek ki geminin içinde! ışlardı. Fakat acaba kurtulabilm Buna pek imkân verile çünkü kurtulmuş olsalar o zamandan 'beri elbette İspanyada da bir haber alı nırdı Gerek Palavra ambarı, gerek zabita» nın kamaraları altüst olmuştu. F yin, gemidekiler kaçışırken ne h gene o halde kaldığı belli idi; h üniformaları bir buz ve toz ts kaplamıştı. İtalyan kaptan ile Arc biraz daha ilerleyince san cesedi gördüler. miş, bir mum l Arevalo, deh: içinde, süvarinin marasına çıki Filo kumanda taş bebek gibi kaskatı, minderin üze ne uzanmış yalıyordu. İşin aslı anlaşıldı, daha doğrusu tah min edildi. 1819 bal metinde gl rında, Horn burnu istika- erken San Telmo bin lundu. Gemi süvarisi Guruzeta da bul kize çarpmış ve bir daha kendini kur heyet âzası ara - sında idi. Verdiği rapor açıkça a-. leyhte olduğu i - çin —memuriy tinden azlolunup maaşı da kesildi. Bir ikinci telkik - ten sonra istima- le salih oldukları kabul edilen gemile- BİZİ ci Aleksandr, saire... Asker ve mühimmat nakli için alt - mış dörder toplu San Telmo ile | inci Aleksandr, kırk toplu La Prueba firka- teyni ve La Mariana ile ('Astrolabio'- dan mürekkep bir filo teşkil edildi. Tra falagarda Gravinanın kumandası altın- da çalışmış kahraman, müaharetli bir ge mici olan Don Rosendo Porlierin idare sindeki bu filo Peruya gidecekti. La Perucba firkateyni süvarisi Don Meliton del Camino, Don Blas de Ara- na ve Don Joaguin Toledo da bu sefere iştirak etmişlerdi. Joaguin Toledo, toplarla dolu, üç gü- verteli bir gemi olan San Telmonun süvarisi idi. Bu geminin teknesi kara, kıç güvertesi gayetle yüksekti; Cadix ahalisi onun adını Kata Gemi koymuş- lardı ve uğursuzluğundan bahse baş- lamışlardı. Filo 1? Mayısta Callao istikametinde yola çıktı; hava simsiyahtı, gökten â- deta tehdit yağıyordu. Numancia, Espana ve Haftalar, sonra, aylar, yıllar geşti. San Telmonun ne olduğundan hiç bir haber yoktu. Bir fırtınaya tutulduğun dan, bir kazaya uğradığından da bah- sedilmiyordu. Kara Gemi, sihirliymiş, gibi, ortadan kaybolmuştu. Geminin kaybolmasından birkaç se- ne sonra, Peruda oturan Don Andres de Arevalo, Avrupaya - gelmek üzere Callao limanından Volturno adlı İtal- yan gemisine bindi. Horn burnunu dolaşırken şiddetli fır tınalara tutuldular. Havanın son dere- ce soğuk olduğu bir gün, cereyanlara kapılıp şarka doğru giden bir bankiz gördüler, Buzun göz kamaştırıcı be - yazlığı üzerinde siyah bir cisim farke- Yazan: Muazzez Tahsin Berkand ramıyacak Yarınki nushamızda : MKİ anilden fazla bo « yu vardı, şimal « den cenuba doğ « ru kayıyorduş |San Telmo da o istikameti takip et « re yeni isimler takıldı: San Telmo, | in. | mişti, Geminin tayfaları ile içindeki asker-, ler, bankizden kurtulmak için sarfedi« len gayretlerin bir işe yaramıyacağını anlayınca selâmeti, sandallara binip a« çılmakta aramışlardı. Kumandan on « ları bundan vazgeçirmeğe çalışmışsa da muvaffak olamamıştı. O müthiş denizi aşıp karaya çıkmanın imkânsız olduğu nu anlattı ama zabitler gemide de kal- salar öleceklerini söylediler; kaçmak suretile kurtulmaları da belki kabil o- lurdu. Zaten efrat bu uğursuz gemiyi br rakıp gitmeğe karar vermişlerdi. Ku « mandan, gemiyi Kraldâan emanet aldı- ğinı ve bırakıp gidemiyeceğini söyliye. rek yerind kaldı, Asiler: — O hâlde Allaha ısmarladık! dedi- ler, talihiniz açık olsun... Kumandan da onlara : — Allah sizi affetsin de hiyanetini- zin cezası ağır olmasın! cevabını vere di. 'Tayfalarla zabitler gürültü içinde, sandallara bindiler, San Telmo da yale nız süvari ile bir zabit, bir de köpek kaldı. Sandallara dolmuş olan âsiler de elbette Horn burnu fırtınalarından kur tulmamış, denize dökülmüşlerdir. San Telmoda kalan iki kişi bir müd- det yaşayıp gemideki erzakı bitirmiş. lerdir. Belki bir gün uzaktan bir firka- teyn görüp kurtulacaklarını da ümit et mişlerdir... Fakat nihayet onlar da da- yanamamış, belki bir günde, belki aya rı ayrı günlerde, bir daha uyanmamak üzere uyumuşlar, o buz kütlesi içinde donmuşlardır. Arrvalo ile Volturno kaptanının zi. yaretinden sonra Sari Telmo, kutüp de- nizlerine doğru akıp gitmesinde devam etti: ölüp soğuktan mumya haline ge- len iki kişi ile köpek te o yüzen tabu- tun içinde kaldı, »

Bu sayıdan diğer sayfalar: