24 Aralık 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

24 Aralık 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Tekirdağının muhabere ihtiyacı | tamamen karşılanmış değildir osta ve telgraf dairesi şehrin merkezine çok uzaktır, hirler arası telefon muhaberesi de yapılamamr “tadır e eman Tekirdağı hük ömet konağı Tekirdağı (Hususi) — Tekirdağı fkyanın en mühim ve işlek bir is - İssidir, Deniz yolile Trakyaya yapı idhalât ve ihracat hemen bu iske - İNE bağlıdır. Bu'yüzden şehrin ticari * iktisadi ehemmiyeti vardır. Durum arile şehrin kuruluşu çok güzeldir biraz işlenecek olursa modern bir İsbir halini alacaktır. Burada faaliyet * Yenilikler göze çarpmaktadır. Şehrin postahanesi çok uzak ve ke- z bir mahallededir. Şehrin vasatın - bulunan hükümet dairesine de u - İRK olduğu gibi işi olan her şahıs pos ir kadın kocasını |, öldürmüş Cinayet 8 ay sonra meydana Mikarıldı, tahkikat yapılıyor Görede (Hususi) — Burada 8 ay İrvel işlenmiş feci bir cinayet meyda- İk arilmıştır. Çukullı o köyünden rullah isminde bir adam bundan 8 hi svvel ticaret için Zonguldağa git- b bir daha dönmemiştir. Emtulle- h 38 yaşında Gülizar isminde bir ka b vardır. Gülizarm (325 doğumlu İör İbrahim ile birlikte yaşamakta pe köylünün nazarı dikkatini cel- nis bazı şüpheler uyanmış ve köldeiumumilik bu şüphelerden ha- kar edilmiştir. Tahkikata başlanın- Emrullahın 8 ay evvel Zonguldağa Bitiği işaa edildiği zaman karısı Güli- İa şoför İbrahim tarafından öldü- Küğü ve cesedinin evin bodrum ka- |“ kazılan bir kuyuya gömüldüğü, “Y sonra da kemiklerinin kuyudan mlarak Tursun Fakı köprüsünün Da atıldığı anlaşılmış, Gülizar da, jr İbrahim de tevkif edilmişlerdir. Şire Gülizar mevkuf tahaneyi bulmak için bir hayli yol yü. rümek mecburiyetindedir. Postahane her yerde olduğu gibi kasaba veya şehrin ortasına getirilse çok faydalı o- lacaktır, Evvelce hükümet konağı da orada imiş. Bir yangında yanmış. Şehrin or- tasına mükemmel bir hükümet konağı yaptırılmıştır. Şehrin imarı yukarı kı- sımlara geçmiş olduğundan postahane hem uzak ve hem de mahalle arasında kalmıştır. Ticari ehemmiyeti olan bu şehir İs- tanbul veya Edirne ile telefon muha - beresi de yapamamaktadır. Her gün bis raz daha güzelleşmekte olan şehrin bu gibi bazı noksanları da ikmâl edilecek olursa Tekirdağının belli başh ihtiyaç- ları karşılanmış olacaktır. hazlantebin kurtuluş günü Yarın Gazlantebin kurtuluş gü- nildür. Antepliler bu büyük günü kutlulamak için büyük hazırlıklar yapmışlardır. Antep müdafaası İs - tiklâl savaşının en parlak safhala - rından birini teşkil eder. Başbakan İsmet İnönünün ağzından da dinle- diğimiz bu tarihi müdafaa düşma - nın istilâ ordusunu üzerine çek - mek suretile Gazianteple birlikte bütün bu havaliyi işgalden kurtar- mıştır. On bir ay sürmüş olan Antep müdafaası filhakikş pek üstün bir hamaset, yurdseverlik, fe- rağat ve şecaat destanıdır. Bu mü- dafaaya bütün Antep kadınları, se- kiz on yaşındaki çocuklar katılmış| ve her birisi başlı başına bir kah - ramanlık menkibesi yaratmıştır. Antep, asrın son sistem harp vası - talarile mücehhez bir düşman or - dusuna inan dolu göğsile mukabele etmiş, acı Zerdali çekirdeği unun - dan yapılma ekmeği yiyerek ve düşmanın attığı kovanları toplayıp doldurarak bu muazzam kuvveti on. bir ay şehre sokmamıştır. Düşman, açık şehre tam yetmiş bin mermi atmıştır. Suriyedeki kuvvetlerini Antep önünde topla - mış, en yüksek generallarını bu kuvvetleri idare ve Antebi zaptet - mek için yollamıştır. Fakat, bun - lardan hiç birisi onların maksadına kâfi gelmemiştir. Antep, Türk ka- nile yuğurulmuş, örülmüş öyle bir siperdi ki, bunu yarmak, aşmak, bütün ordular birleşse gene müm - kün değildi ve olmadı. Antep müdafaası, göğüslerimizi kabartacak bir harikadır. Malkara hükümet konağı yandı | Malkaradan bir görünüş Tekirdağ 23 (Hususi) — Malkarada ikisi de suçu birbirlerine atfetmek- | zünden hükümet konağından yangın çıkmış, hükümet konağı ile ittisalin- bulunduğu | deki iki dükkân tamamen yanmıştır. Adliye ve maliye daireleri de hükü- bir hademenin dikkatsizliği yü- da tehlikeli surette hastalanmış, te- | met konağı dahilinde idi. Devlet ve adliye muamelâtının durmaması için i altına alınmıştır. Tahkikat devam | lâzımgelen tedbirler alınmıştır. Yangın soba borusu tutuşması yüzünden ç” Hasan Bey hani akşamları bir iş EK atıp ta bizim soksğa daldım çıkmıştır. Tahkikat devam etmektedir. PAZAROLA HASA al Hani bizim o karanlık sakak yok mu? 5 Gözüme sanki projeklörlerle ay» dınlaşmış gibi görünüyor. A Bereama Sayfa 5 ilim evi faaliyete geçemedi Eskülâp sağlık yurdu eski usul tedavi ile yeni usul Bergama, 21 (Hususi) — Tariht Bergama şehrini, tarihteki büyük şöh- retiyle mütenasib bir şehir haline ge- tirmek için büyük bir faaliyet sarfe - dilmektedir. Şehrin kapısında kurulan ilim evi ve onun yanında Bergama müzesi, ziya- retciye Bergama şehri hakkında ilk fik- ri vermeye kâfi gelmektedir. Son senelerde yapılan hafriyat or - taya, yirminci asır medeniyetine mal edinmek istenilen bir çok keşiflerin, ihtiraların anahtarını koyuyor. Ber - gama krallığı zamanından başlıyarak Bizanslılar, Romalılar ve Selçukiler devrinde daimi surette güzelleşen Ber- gamanın tarihi izleri hâlâ gözlerimiz önündedir. Bergamalıların «Ayvaz Ali» adını İsağlık yurdu bütün bir tababet dünyası için senelerce tetkik ve tetebbua mev- zu olacak kadar şâyânı dikkattir. Bu- günkü tedavi usulleri nelerdir? O za- manın tedavi usullerile karşılaştırıla - bilir. Eskülâp sağlık yurdunun önündeki harabe kadim tababetin ve tedavi u - sullerinin araştırma lâboratuarıdır. Ka- pıdan içeri girilince, koridorlu bir mey- dan ortasına gelinir. Hastane tama - men mermerden ve yontma taştan ya - pılmıştır. Ve 20 metre yüksekliğinde- dir. Yedi köşede ilâhların heykelleri vardır. Buraya tedavi edilmek üzere gelen bir hasta evvelâ hastanenin ha- mamına girerek yıkanıyor, kurban ke- siyor ve mübetlere girerek ibadet edi- yordu. Hasta, sağlık yurduna kabul edil - dikten sonra mâbedimsi bir yere giri - yor. Burada bir hafta kalmak mecbu- riyeti vardır. Her hastaile ayrı ayr meşgul olunurdu. Hasta bu mâbette kaldığı müddetce mutlaka bir rüya göre miye ve ertesi günü bunu hatırlamıya çalışırdı. Çünkü bu rüya, onun için bütün bir hayat olacak ve tâbir edile- rek ilâcı ona göre temin olunacaktı. Eskülâp sağlık yurdunun kurulduğu yer gayet havadar, güneşli ve iyi su - ludur. Hastanın rüyası tâbir ve ilâçları temin edildikten sonra tam bir disiplin altında bulundurulurdu. Her gün mun- Hasan Bey — Sakın bunu herkese söyleme, belediyenin kulağını gider de sizin sokaktakilerden de tenviri « ye resmi almıya kalkar. verdikleri mevkide mevcud Eskülâp! mukayese yapılabilecek muazzam bir eserdir tazam bir şekilde güneş banyosu ya pardı. Yiyeceği, içeceği ölçülü idi. Her yemekte sebze çorbası ve sebzeli ye « mek alırdı. Günün muayyen bir za « manını ibadetle geçirir, geceleri tiyat roya giderek temsil seyrederdi. Hasta daha ziyade telkinle tedavi e dilirdi. Hastaya iyi olacağı ve neş'eli olarak hastaneyi terkedeceği anlatılır dı. Hasta içme suyundan da âzüâmi su- rette istifade ederdi. Hastaların neş'e tedavisi için de tiyatrodan istifade edi lirdi, Şen kahkahalarla hastaların &8i - nirlerini uyuşturmak usulü ilk defa Bergama sağlık yurdunda tecrübe edi. İerek iyi neticeler alınmıştır. Meşhur İlmübeyan muallimi Aristit on yedi senelik bir hastalıktan sonra İburada tedavi edilmişti. Tedavi usulle ri telkin, rüya görmek, neş'e, ibadet, iyi su ,bol gıda, güneş banyoları, sât hava, idman, çıplak ayakla gezmek, musiki dinlemekti. Galipos hekim te- davi şekillerini ilmi bir yola koymuş tu. Tarihi Bergama şehrini ziyaret e « İden bir kimse için bazı noksanlar da vardır. Tarihi malümatı verecek, bir turistin ihtiyaçlarını temin edecek, bil ni tanzim ede- aç vardır. Ça- hassa otel, lokanta cek bir müesseseye tis yükselen ilim evi, tahsisat olmadığı için yanda kalmış Hâdiseler Karşısındı: Yüz paraya bir yazı Bu yazı bana tam yüz paraya maloldu, gene yüz para ver - mekle bir yazı ndım amma, yüz parayı verip te hiç bir şey kazanmiı- yacakları korumak “için-bu paranın ini yazıyorum. öşkünün önünde tramvay um, Sarı boyalı, tavilül - i tran abası kavsi döndü. İşaret et ia, hem çök usta valman iramva; tarzda ö - nümde durdurdu, rı o tarz- da açtı ki koskoca ön sahanlığile karşı ka geldim. - Ve tabii bir hâmlede atladım. Birinci mevkie girmiştim. Birinci mevkii ikinci mevkiden ayıran kapıya gittim, Ka- pıyı şöyle bir yokladım, açılmıyor. du, Kondüktöre sordum: Bu kapı açılmaz mu? — Açılmaz! Dedi. Tramvay yürümüş, içeride hapsolmuştum. İkinci mevkide bir alay boş yer varken ben birinci mevkide #temiye istemiye yüz pâ- ra fazlayı verdim. Sayın karim, Haber veriyorum.. Eğer bu tarz tramvayların yabancısı isen ve yüz paranın kıymetini biliyorsan zinhar vatmanın bulunduğu sshanlıktan tramvaya gireyim deme! İkinci mevkie geçemez, orada ka- ur; yüz para fazlayı elin titrese e. titremese de verirsin!

Bu sayıdan diğer sayfalar: