25 Aralık 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

25 Aralık 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gaziantep müdafaasının şanlı hatıraları e 12 yaşındaki Öksüz Mehmet mıntaka kumandanının huzurunda israr ediyor, silâh ve cephane istiyor, ağabeylerinden geri kalmı- yacağını vaadediyordu, bu vaadinde de durdu Bugün Gaziantebin kurtuluş günü- dür, İsiğdâl tarihimizde başi'başma bir|dar çalışacağım. Herkes çalışırken ben hamaset ve şahamet safhası teşkil eden lAntep müdafaası baştanbaşa bir kah - ramanlık destanıdır. Bu eşsiz müda- faanın kiymet ve ebemmiyelini anlata” bilmek için sütunlar dolusu yazı yezıl- Antep müdafilerinden bir gurup SON POSTA Bir genç balta ile babasını öldürdü Gerede (Hususi) — Yakakaya Yunuslar köyünden Ali Çırak oğlu 60 yaşında İsmail yirmi yaşındaki oğlu Hasan tarafından uyurken balta ile öl- dürülmüştür. Hasanın kız kardeşi Ay- şe cinayeti görmüş, Hasan onu da öl- dürmek istemiş, balta ile üzerine hü- kesebilmiştir. Ayşe gecenin karanlı- yetten köylüyü haberdar etmiştir. Ha- san yakalanmıştır. Cinayetin sebebi malâm değildir. Hasan ifadesinde; — Bana şeytanlar: «Balta ile babe mı öldür» dediler, ben de öldürdüm, de- miştir. Tahkikata devam edilmektedir. .. .. Tarla yüzünden Zafranbolu (Hususi) — Tarla me- “rs elm Eflâni nahiyesinin Görecel öyü i Rıza ile “İN iniz ki Sn köyünden şekerci ay- birlerile kavga etmişlerdir. Hatice is- minde bir kadın (da ayırmak için bu e” ii ,İ|kavgaya müdahale etmiştir. Fakat ne- Mehmedi fikrinden döndürmek ka -|*“ j R bil olmadı. Silâh ve cephane verildi. ticede Rıza, Şaban, Kâmil ve Hatice Ona silâh ve techizat ne kadar da ya |ehemmiyetli surette yaralanmışlardır. nasıl durabilirim? Memleketimizi kur- tarmak için ölümü de göze aldım. sa gene azdır. Biz bugünkü nüshamız- kışmıştı Boyundan uzun olan mavzeri | Yaralılar derhal memleket hastanesine da Antep müdafaasının parlak bir ha-İ| sağ kolu arasında oynatmağa çalışıyor, | kaldırılmışlar, tedavi büyüklerine tırasını tekrarlıyoruz: : Topal Mehmet Harp başlıyalı henüz bir ay olma - mıştı. Mıntaka komutanı Aslanın oda kapım ö“ nünde bir çocuk göründü. ONö » © betçi ile hara - vs i d i şuyordü: Bu sı « | rada dışarıya çıkmak üzere kapıyı açmış lan Bay Aslan onu 6 hâlde gör“ müştü, — Nedir? Ço « görmek östiyor « dun? Mehmet, başi » le, evet, cevabı * hi verince kom” tan geriye döndü Odada yalnızdı » Jar, > a — Şehreküstü mahallesin. Gaziantep ei - denim, Babam: > üsmanlar öldür. #Fanlarından Topal dü. Anam daha Mehmet evv ölmüştü. Kimsem yok. Be- na silâh ve cephane vermeniği rika “ ediyorum. Müdafaaya herkes gibi ben de iştirak edeceğim. Mıntaka komutanı “Aslan, dâba on Iki yaşını bitirmediği anlaşılan bu küs çük yavrunun büyük “bir ciddiyetle! İfade etliği şu arzu karşısında cevap| veremiyecek vaziyete düşmüştü. O, devam etti: — Vereceğiniz kurşunları boşa al - mıyacağım. Ben de bir şeref kazan - mak istiyorum, Komutan çök mütehassis olmuştu. Onu okşadı ve yaşının henüz düşman- da harbetmeğe müsait olmadığını, bu âşi ağabeylerine bırakmasını - söyledi. Mehmet, heyecan içinde idi, Kendisini toplamağa çalışarak cevap verdi: Paza dunu geçer Sama varırım. altına alınmış- k bakarak onlar gibi hare-İlardır. Zabıta kavga hakkında tahkikat ket ediyordu. yapmaktadır. Mehmedin komutana | semer söyledikleri yalan değildi Dediğini| yehmet, dönemeçten kurtulan 15-20 daha ilk gününden yapmağa <başladı.| süyarinin kendisine doğru gelmekte Artık mavzer kullanmasını Öğrenmiş; | olduklarını gördü. Aradaki mesafe 87» 9 ceyboden bu cepheye koşuyor, ağ2-| gı, Kurtulmanın mümkün olmadığını beylerinden geri kalmamak için açlığı| anladı. Fakat, mektup? Onu öke de we uykuyu unuttuğu oluyordu. teslim etmemesi söylenmişti. Hemen * sağa koştu. Ve süvariler yanma gelin: ciye kadar o da mektubu bir kayanın altına gizledi. Düşman. süvarileri Mehmedi Dü » tüğdeki Fransız komutanının yanına çıkardılar. Çok tazyik edildi. Dövül - dü. Saatlerce güneşin altında bırakıl - dı. Mehmet edileneiyim, Köylere di - lenmeğe gidiyorum» dan başka söz söylemedi. Onu oradan alarak Antebe getirdi - ler, Kollej binasında oturan generalın kuzuruna çıkarmışlardı. Ermeni ter - cümar çocuğu çok sıkıştırdı. Fakat, 0- na «dilenciyim» den başka bir şey söy- Tetilemedi. «Git» dediler. Rehberlik « denler onu caddeye bırakır bırakmaz srkasından ateş açtılar, bundan ürken civardaki Fransız kuvvetleri de ateşe başlamıştı. Mehmet, kâh koşarak, kâh sürünerek Tanrının yardımile bu âteş- lerden kurtuldu. Ağaçların arasmda gizlendi. Tam bu sırada idi. Bir kur - şun Mehmedi yere serdi, Mehmet sol ayağmın kesildiğini A - merikan hastanesinde ayıldığı gün ans ladı, Kendisini orada da sıkıştırdılar, Neler veadedildi. Fakat, 6, generalın Sam köyünde çadır kuran kolordu komutanı Salâhsddin Âdile o gün bir haber ulaştırmak Jâzumdi. Çalışanlar - dan bir fedai istendi. Böyle bir posta ya verilecek en doğru isim «fedai» idi, Düşman kuvvetleri, top ateşleri alın- dan geçerek, düşman siperlerini yara- rak ilerlemeği kabul edene ancak fe- dai denirdi. Ölüm bu insan için 96 99 du, Mehmet, gene mınlaka komutanının odası önünde göründü. İçeriye girmiş, komutan Aslanı bu işi kendisinin yâ » pabilecejline ikcaa çalışıyordu, — Dilenci kıyafetine girerim. Top - rağa sürüne sürüne düşmanın hudu « Uzatmıyalım, Mehmedi bu fikrin - den de döndürmek mümkün olmadı Elbisesi değiştirikli ve mektubu koy - nuna koyarak yola çıkarıldı, Bu ço >| cuktaki kahramanlık #tri idi. Cephe - lerde korktuğunu daha kimse görme - mişti, Yağmur gibi yağan kurşun al - tında mavzerini işletirdi. 'Türk muharipleri Mehmeği koru « mak için eteği çoğalkt. Fakat, düşman Mehmedin kendilerine doğru ilerle »| sirurtutursan bize kurşun siker m; - diğini görmüş ve dahaşedit bir ateşe) sın?» sua'ine bile «siz, - memleketiniz başlamıştı. Mehmet, - vücudunu topra» | uğrunda böyle yapmaz mısınız”. ca - üs yapıştırarak ilerlemeğe başlad. E-| vabını verdi. peyce süründü. Ağaçlık bir yere gel -| Komutanları Mehmedi istedi ve üç mişti. Ayağa kalktı. Karşıdan sekiz on | Fransız neferi yerine Mehmet iade o - süvari göründü. - Bunlar kaybolan) lundu. Cepheye dönen Mehmet, has - Mehmedin takibine (çıkarılmışlardı. | tanede bir saat dahi yatmadı ve teda - Çukura yattı ve süvarilerin © civardan | visinMayakta yaparak © cepheden bü uzaklaşması üzerine doğrularak yolu - cepbeye koşmakta devam etti, Komu < Da devam etti tarından mahçuptu. Mektubu yerine Dülüğe gelmişti. Oralarda &üşman bu | götüremediği için çok sıkılıyordu, Bu- tunmadığı söylendiği için serbest yü - | nu sonraki postalarile ödedi. rüyordu. . Halbuki, © tarafları düşman | Mehmet, bugün içimizde yaşıyan işgal etmiş, ber yer askerle dolu idi.İ büyük kahramanlardan birisidir. rsOla Hasan Bey Diyor Ki: vw Her sene âyni sey Ha- ... Noel gelince birçok « Ellerinde balta or - o Hasan Bey — Maslesef) Raoul de Nolva eLiberten gözetesin lrarı mânevi alınmasını taleb etmekte san Bey. kimseler... maniara hücum ediyorlar. erdir! çam devirenler) de diyor ki: dir, Müddeiumumilik istidavı tıbbı ad s i 5 Rey. e ie | Bee göle «O İ Meseleyi Türk - Fransız münasebatı ai kn BİNİ e e de ri i e | ğnndan istifade ederek kaçmış, cina-| gir ni köyden Şaban ve oğlu Kâmil bir-|li İnkıtadan sonra işi azıttılar i MEMLEKET HABERLERİ | Tahsildarlara: “Türklere işkence yapın,, denildi. (Baştarafı 1 inci sayfada) mek için birkaç milis zabitiyle 60 Su- riye askeri önlerinde davul olduğu hal de sokakları dolaşmışlar ve rastgeldik leri Türkleri tahkir etmişlerdir. Türkler aleyhine tahrikât ve Amtakyaya gelmişler, Ermeniler ve Alevileri Türkler aleyhi ne tahrik için propaganda yapmışlar Fransızlar ne diyorlar ? Paris, 24 (A.A.) — Anadolu A - jansının hususi muhabiri bildiriyor: Hemen tekmil gazeteler, aşağı yu- karı ayni ifadelerle, müzakeratın akâ- mete uğradığını, Türklerin Sancağı Suriyeden ayırmakta Fransanın bu e- sası kabul etmemekte israr ettikleri mütaleasındadırlar. kânsızken diplomasi yolu ile anlaş - mak nasıl mümkün olabilir. Türklerin bu aralık tadili elimde olmiyan bir va- ziyelfen Fransaya gücenmiyeceklerini ümid edebiliri Yeni bir temas Ümidi nın samimiyetine rağmen uyuşulama - dığını yazarak diyor ki: 18 kânunusani konseyinden evvel İsveçli raportörün yeni bir Türk-Fran- siz temasına teşebbüsü muhtemeldir, Malen yazelesins göre Maten gazetesi, istiklâlde israrımızı mandanin hitamında hududun ve bil - hassa İslenderunun tahkiminden kork- mamızla ve bu araziyi Suriyenin müs- takbel kontrolünden kurtarmak isteyi- şimizle izaha çalışmaktadır. Ne için kabul etmemişler ? «Le Jourm pek mahirane bulduğu konfederasyon teklifimizi Fransanın iki bakımdan kabul edemediğini söy - lüyor: f 1, — Şimdiki rejime muhaliftir. 2. — Fransa Sancağın yakın şarkta | olması bir Türk tasad merkezi olmasına mü- samaha edemez. İskenderunun vaziyeti Exelsior gazetesi, bu rasadgâhtan Suriyeyi göz altında tutmak istediği mizi, müzakereden evvel Vienot'nun general Gamlin ve amiral Durand - viel'le görüştüğünü, her iki erkânıharb reisinin de müstahkem şehir ve üssü - bahri olarak İskenderun'un tâli ehem» miyeti olduğu ve askeri istifade için pahalı büyük tesisatı istilzam edeceği! mütaleasında bulunduklarını yazarak diyor ki: a N “Fakat dostluk haki, wTarzıhal yok, fakat dostluk baki.. Bu samimi anlaşamamazlık beynelmi- Bl vaziyetteki garabetlerden biridir. Kânunusani iptidalarında da Paris'le Ankara arasında anlaşma ihtimali pek azdır.» Sebepler ne imiş? Pertinax, Echo de Paris'de, Türki - yeyi israra sevkeden sebebler Ankara hâkim halkın dünkü tebaasına tâbiliği- ni istemiyor. Sonra İtalyanın bir gün İskenderun'da yerleşmesinden korku - yor. İhtimal Fransa-Suriye ittifakının devamına itimadı yoktur. Türk tezi Fransız mandasiyle uzlaşamaz kabulü bize karşı Arâp dünyasını ayaklan - dırır. İngiltere de buna muhaliftir, Yal niz ademi merkeziyet verebiliriz Vak- tiyle Türkiyenin karşılıklı yardım par- ti teklifini reddimiz öhtilâfı çetinleştiri.|iki çocuğunun ölümüne sebebiyet ver yor. demektedir. i “Kötü bir esas,, , | hadır. Akdenizdeki vaziyetimiz orada ilde ısrar ile konuşmalarının nın umürai bir tetkiki suretiyle doğru dan doğruya ve sür'atle-bizzat hailet- memiz müreccah olundu. Suriye 7240 dası umduğumuz neticeleri vermedi. Diğer taraftan yeni boğazlar statüsü Türkiyeye Şarki Akdenizde birinci de recede mühim bir rol temin etti, Men İaatimiz Kamâl Atatürkle en iyi mü- nasebatia bulunmayı emrediyor, Ce -| miyeti Akvam arkasına tahassus etr mekle şayet bir tarzlmi bulunursa bunda hiç hissemiz olmıyacak, ve hiç bir minnettarlığa istihkak iddia ede - miyeceğiz. Bu netice müstakbel mü- zakereler için kötü bir esastır. : Muharrir bundan sonra Türk efkârı nın meseledeki şiddetli heyecan hassa | siyetini, Sancaktaki mezalime ait ga » zete başlıklariyle meclisteki sözleri kaydettiklen sonra devam ediyor. Türkiyenin dostlugu kıymetlidir. Lisan ve fhtiras mübelâğaları hesa- ba katılsa da muhakkaktır ki bu suret le ihdas edilen vaziyet bizim için fe-| kalmak için herkesle sulhü müstelzim | dir. Türkiyenin dostluğu bu saatte bi- zim için çok kıymetlidir. Binaenaleyh onunla anlaşmak lâzımdır. Bunu ken diliğimizden yapmak yarın İngiltere - nin bizi ayni noktaya sevketmesini beklemeye müreceah olurdu. İngilterenin rolü İ Ouvre gazetesi, iki tarafın tezlerin: neticesiz. bittiğini yazarak diyor ki: he «Yakın günlerde Türkiye - Fransâ rasında anlaşmazlığın devam edece- Bini düşünerek Londra da muhakkak üzülmüştür. İki tarafı teskin etmek üzere İngiltere mümkün olun herşeyi temin için kat'i kararını vermişe ben ziyor. Kolayca anlaşılır ki Türkler gün İtalyanın Şarktaki denizde yaş masından ve İskenderun limanını kul Ianabilmosi, ihtimalinden. gekinmelktüşi Diğer taraftan Osmanlı İmparator » lağunun mânen ve İngiltereyi model tutarak yeniden ihya rüyası Türkiye- Yi işgal ediyor. Herhalde yon içinde Cumhuriyet projesi - sızlara imkânsız göründü. Fransız imi rahbasları bu şeklin beklenen, istenen Türkiye - Fransa arasında dostane te riki mesalsi yerine bir ihtilâf sö ihtimaline nazarı dikkati celbet tiler.» / Humanite gezetesi, Fransanm İtal 5 yaya yaklaşma teşebbüsünü tenkit derek; «Daha önce Küçük Anta Rusya ile dostlukları sağlamak, Tür kiye ile ihtilâf halletmek lâzımdi> diyor, Almanlara göre Berlin, 24 (A.A) — İskenderun san cağı hakkında Türk - Fransız müzake ratından bahsedet Correspondance Diplomatigue et Politik gazetesi, ez cümle diyor kir iz «Her !ki taraf ta kendi noktal naza rında ısrar etmiş olduğu için bir itilaf zemini bulunamamıştır. Suriye üzerin den Fransız mandası kalktıktan sonrd orada yeni bir vaziyet tahaddüs ede ceği tabii bulunduğundan herhalde Sancak için yeni bir suretihal bulmak lâzımdır.» 4 * ği Paris, 25 (Hususi) — İskenderun. “ Antakyaya dair yapılan müzükereler« de Türkiyeyi temsi? eden Hariciye Ve kili Rüştü Arasın bugün Ankaraya hâ reket etmesi çok muhtemeldir, m Bir doktordan tazminat isteniyor Sultanahmette cami avlusunda 20 numarada oturan Sırrı Büyükanit dün müddeiumumiliğe müracaat ederek Sen Jorj hastanesi doktorlarından Ka fajali aleyhine bir dava açmıştır. | Sırı, doktorun bir menenjit hast ğını yanlış teşhis ederek hirbiri ardın diğini ileri sürmüş, kendisi hakkınde tâkibat yapılmasını ve beş bin lira za:

Bu sayıdan diğer sayfalar: