19 Ocak 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

19 Ocak 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün Memurluk İîayîılındd. Yapılması zaruri Görülen ıslahat — Yazan: Mulhittin Birgen M emleketimizde ötedenberi me- murluğun mühim bir meselesi vardır: İstikbal emniyeti ve sây mü- kâfatı. Hiç bir zaman bizde memur is- tikbalinden emin olmamıştır. Bilhassa memleketin iktısadi hayatı bozulmağa başladığı, haricin Türkiye piyasalarını önünde biç bir mâniaya — tesa- düf etmeksizin sür'atle istilâ et tği Tanzimat —devrinden — itiba - ren, her gün birtakım — insan - lar, kafile kafile, devlet kapısını çalma ya başlamışlardır. — İş piyasasında dev- Jet memurluğu için arzı arttıran bu hareket içinde memur olan da pişman- dir, memur olmuyan da! Memur olan, memurluğa girdiği zamandan iti tazam bir usul dahilinde i görmekten — mütevellit bir inkisara uğrar ve bundan dolayı şikâyet eder. Memur olamıyan da, ha riçte kendisine bir iş temin edemediğ için, memurlara gıpta Ile bakar, Tan- zimat devrinden beri sürüp gelen bu hal, muhtelif devirlerde muhtelif ta- havvüllere uğramış olmakla beraber ayni şikâyet bugün de berdevamdır: Bir kısım memurlar, hem muntazam bir tarzda ilerliyememekten, hem de ilerlemek işinin, eski derecesinde de- Bilse bile, gene bir dereceye kadar te- sadüfe bağlı bulunduğunu görmekten dolayı müştekidirler. * Bu hale karşı Cumhuriyet devri ba- zı çareler düşündü ve bazı tedbirler al- dı. Meselâ, muallimlere muallimik ha- yatlarile başlayan bir ilerleme ölçüsü koydu. Bunların bu ölçü dahilinde oto- matik surette ilerlemelerini temin et- ti. Hâkimler için de ayni şeyi düşün- dü. Birtakım daireler, eski şartlar için- de kendilerine iyi unsur tedarik ede- miyeceklerini görerek, ücretle istih- dam edilen memurlar usulünü çıkar- N SON FOSTA Resimli Makale: H Barıları, bir “adam hakkında iki türlü dil konuşurlar, müvacehele- rinde başka, gıyaplarında gene baş ka türlü lisan idare ederler. Bu gibi kimselcre halk iki yüzlü der. İki yüzlü adamın yaptığı zarar yal nız nefsinedir. Çünkü karakteri ça- buk anlaşılır. Herkes ondan çekinme ye başlar ve yaptığı zarar da yavaş yavaş eksilir. söÖ 100,000 liralık l eaT eee YA Mirasa konan HERGÜN BİH FIKM Köpek Artan para ile Mesalihi ccnebiye kalemi başkâtibi | |Memduh Beyi âşar müzayedeleri za- manında müzayedelere memur eder- lerdi. Memduh Bey de fırsattan bilix — Bu para ile biraz elma, birkaç talık, biraz peynir alırsın! Der, Memduh Bey kendini tuta - z, söze karışır: elbise yaptır, olmaz mı? at Dünyada vergi Vermiyen bahtiyar İnsanlar da varmış Macaristanda Vigyors isimli zen- Dünyada hem de Avrupada öyle İki dil kullananlar El Asıl çekinilecek olanlar iki yüzlü- ler değil, yaptığımız hatâları görme mezlikten gelen, bilâkis savap gibi göstererek bizi teşçi edenlerdir. Bu çeşit İnsanlar kusurlarımızı mütema- diyen arttırırlar. Denizden balık Yerine bir torba Mücevher çıktı VEREZ S — Le Petit Journal gazetesinde oku- duğumuza göre Marsilyalı Mösyö Ta- ro, gayet garip bir meslek ile büyük — Artan para ile de kendine bir| v .. yet temin etmiştir. Bu adam e- Tinde kancası ile denizleri dolaşır, ve batan gemilerin yerlerinden Aankaz ker dururmuş. Ceçenlerde gene böyle ankaz ararken kancasının ucuna ağır bir cisim ilişmiş, bu cismi yukarı çek- miş. Bir de ne görsün: Bir torba mü- cevher... Şimdi bu mücevhberleri satıp Yesai ça caker a ye b aü V bir kont iki sene evvel bir gece| bir yer vaımıı_kioıullm ahalisi hiç ver- yiyormuş. K ivayetine daha geniş aaral EİNAL aylıklar | dehşetli bir kalb krizi geçiriyor. Civa-|gi vermezlermiş. Vergiden ağızları ya-| P 7 X ıı;vh::in":ymai 100 verdiler. Bu tedbirler, bizim ötedenbe- |rında kimse bulunmadığı için vaziyeti|nan bir çok insanlar o diyara göç et- a el B kadir Hdiyerlel ri takip ettiğimiz ölçüler dahilinde ça- | bildiremiyor. O amrada kendi sadık kö-|mek istemişler, fakat oranın sükene- ? e Ba ae ti lışmaya, kuvvetli unsurların razı ob (peği tehlikeyi anlıyarak, evi ayaklan- si buna razı olmamış. Bu diyar Manş Bir eldiven teki insanı madıklarının görülmesi üzerine ittihaz 'dırıyor, bundan sonra doğru doktora|denizinde Menkiye isminde ve Fransa- bo;ulır mı? edilmişti. Fakat, muallim veya hâkim |koşup acı acı havlıyarak onu da eve|ya ait bir ada imiş. Bu adada yalnız| Bugünlerde Fransız mahkemelerin- balıkçılar oturuyorlarmış. Bu ada hal-İde çok garib bir boşanma davası rüyet olmıyan, kendisinde yüksek ücretle is-| e b 4 girebi md—f—ıkw. ÜİKaR İ X Pa k g 1 ,ıl & kı ı": t bundan üç ay evvel öl- llı.ııcvıı it vergi alınacak ©- edilmiştir. Hâdise şudur: teki m’“' ,_";,: ", v l Eyan Ölmüştür. Vasiyetnamesi za- |rada bir zelzele olurmuş. Bu sebepten| — Parisin en mâruf bankerlerinden bi- ları denilen unsur ne olacak? Bunlar, |"an köpeğinin sıhhatine, rahatına, vejartık hükümet adedan vergi almama-| rinin karısı, kocasının — otomobilinde öteden beri olduğu gibi, gene ayni dert evlâtlarına hasredilmek üzere 100,000|ğa karar vermiş. kendisine ait olmıyan - bir kadın eldi- lerden müştekidirler, "f'hk b""":'“ baraktığı — görülmüş- Illgı'lfere kralı taç g'igme veni bulmuş. Kocasına bunun otomo - * : tür. Z:ıu_ın lopekh:ı— Tağmen ınem- iminde zenci prens bile nmıvl qe!mi_ı olduğyv_ı!ı_ sormuş. Bizim memlekette hayalın idaresin-|DUN görünmemekte, hergün efendisi bulunmasıni istemiyo Kocası bilememiş. Kendisinin de hay - de memurun rolü büyüktür. Bilhassa |Di ararsaktadır. ” — İyet ettiğini söylemiş. Karısı bu sözlere küçük memurların rolü... En büyük| Bütün hayvanlar terbiye Yeni İngiltere krah altmcı Jorj'un'inanmayınca, mahkemeye —müracast maksatlarla yapılan kanunlar, hayata dilebilirmi: taç giyme merasimi hazırlıklarına ha-İ etmiş ve mahkeme tek bir delil le t €en küçük memurların eliyle tatbik edi- e lirmiş raretli bir surette devam edilmektedir. İcanın — ihanetine kanaat getirerek lir. Bundan bai!(n..mtîmm'lınn siyasi| Fransada — hayvanat mürebbiliği| Merasim günü içinde din? âyin yü'ıboşıımu kararını vermiştir. hayattaki mevkileri bizdeki derecede (ile meşgul olan Aset Suple, bütün hay- |pılacak olan Wesminster kilisesi ha - Prenses Jülyanın zevci nafiz bulunan memleketlerde memu -| yanların tâlim ve tezbiye sayesinde her İzırlık için sekiz hafta müddetle kapalı T A YA lruv:' abr:—vî :ıyl]"eıl î'rının ehemmiye- | şeyi yapmağa muktedir olduklarını id- | kalacaktır. lemqıal verdi rın '“m ;')ku AĞA 'ç"l:' onla- | Ka etmekte ve şu misalleri vermekte - Saray nazırlığından verilen bir teb-| — Holanda veliahtı prenses Jülyana yn, memleketin en iyi unsurlarından | ».. liğe nazaran taç giyme - merasiminde | il€ evlenen Alman prenslerinden Bern- seçilmelerinin ve memurluk içinde is- ; K n 5 a Üz ö * tikbale doğru yıjruyuşiııi:.in l M ı:ı Mubtelif fareler iki ayaklarının üze-|umumi manzara ve Gâhengi ihlâl et -| bart, Holında müstemlekelerinde tica- b üi zernee lll “":,,P rine gelerek verilecek yemeği bekla - memesi için imparatorluğun zencj|'tt yapan bir mücasesede çalışıyordu. ti vardır. Memurlarda birlakım vasıf-| mekte, havuzda balıklar düdükle iste 'prensleri bulunmıyacaklardır. — Yeni lPrenı nikâhtan sonra işini bırakmıya - lar aramaya gayet sıkı sürette dıkk.ıînîkn 'ıııîkıın_ıe!e sevkedilmekte, tav -|kral, babası Jorjun taç giyme merasi- | Saktır. Mücsseseye yazdığı bir mek - etmekle de mükellefiz. Fakai, bir yan 'şanlar, mania koşmakta ve köpekler |minde de çağırılmamış olan bu siyah | tupta: dan bunu yaparken bir yandan da, ken|gibi hizmetlerde bulunmakta imişler. İprenslerin kendi merasiminde de hu - Balayı seyahatinden sonra derhal dilerinde birtakım vasıflar ve kıymet' bül ederdi. Bunlarım elkaplari a işlerine başlıyacağını bildirmiş ve sö- ler aradığımız memurlara, ıslîkbııl;eri[w.n]an bile vardı: fit zünde durucağına teminat olarak da ka- bakımından emniyet vermeği unutma rısının imzalı bir resmini odasındaki malıyız. Onlara vereceğimiz emniyet |Bu dereceler ve rütbeler 0 zama ihti İ di lmak ü ü ö ( zamanlar | nulmasına ihti vardır. Bu ihtiyaç, | düvara ası Üzere müeşseseye gön- 'H_lhds's- wra_dıdm'Aı veya çok, müm-|böylece tesbit edilmekle beraber ne ;dıu,ır s._—iıdıf'çsaı:m_ hıkîkıne_ı::î dermiştir. ::"':;n ne l“lvif;"'“-" bir haâldâh-lmk' murların bunlar arasındaki hareketle-| murların şikâyetleri ve iddiaları hem| Zevcem prensesin a nhhmüyk îrnmny:ü ;x:nı;' ri tamamen _)uyn olmuştu. İşte, şimdi,|haksız değildir, hem de gayet doğru- işinlle ':0!: -r!a- bu deree:lı:nfı yeni lhtiyıçlın göre ıAyAgur. Muhittin Birgen miştir. Fın müneviyatları üzerinde çok ağır Ve —— —— < rmrs a e. e çe A D M G Li yapen tesedüf aeüllerine İSTER İNAN İSTER İNANMA! memurlarımızın hayatında bu yolda £ Adliye işlerine bakan tun y arkadaşımız anlattı : lahata kat'i -ımm* ihtiyaç vardır. «Ceza mahkemelerini hergün takip ederim, üç asliye mahkemesinin listesinde her gün en aşahı «Ölçüler ka- nununa muhalif hareket eden» üç esnalın duruşması var elkapları ve ün- !lunmımeıın istı üvetlü, rif'atlü, iz| rılmasına, birinden diğerine geçiş Şart devletlu, zetlu, saadetlu, ve saire,,. 'Tarının tamamen otomatik bir hale ko- resmini bensiz dar şöyle böyle 3000 adedini bulur.» Şehrimizde usul ve nizama Mmuvafık terazi ve ölçü kullanmadıkları için mal verilen 3000 esnafın eli mevcut olduğunu şu hesap neticesinde anladıktar dır. Hele birinci ceza ınılılnnsı__ â bu çoesit duvalarla çok | İstanbul halkının vmn.yî:!e alış veriş ynpıbızuegmn SO_U'Yİ; wuenıhkını üsi üsle yevmiye üç ölçü davasına | biz inanmadık, bu satırları okuduklan sonra ey kari baksa günde dokuz dava eder. Demek ki senede bu mik- | sen: İSTER İNAN İSTER İNANMA! Bazı memleketlerde, ezcümle eski ve yeni Rusyada, Almanyada memur lar birtakrm derecelere ayrılır ve bu dereceler içinde otomatik surette iler- lerler. Meşrutiyele kadar böyle bir d vece usulü bizde de vardı ve hattâ bu derecelerin her biri bir rütbeye teka- Bir günde on Birden ihtiyti ı ngiltereli kadın ra Şeridan sa0 Hemen aynaya baktk gördü. Yüzündeki gözlerine biraz dahâ Başını takvime Çi kudu: 1937, aklındâf 1937 nakıs 1897 m dine söyledi; — Demek kırk yâ Düşündü: — Otuz yaşında; Cevabını ver ıyuld“' , — | hattâ ölüz beş yaşi ARASINDA ) çıkaran olmuyordu. Ç hatapları arasında: 19 Sözün M B ] 'e li aP MNon * HL a KA d_! Ü a gAD bi | u ; kk " Mü İ m culuğuy lan! Diye yapabilirdi? Haydi Fakat bu kâfi mi? BiT gene içine doğdu, müyaze nunu keşfeden Arşi Bir makale yazdı. şu idi: «Kırk yaşına gö *' sız bir mahlüktur. ? yaşında kadın olabilir. sevilebilir, bu yaştâ bilir.. Güzellik şu bt Makalesini çantas! pudraladı kaşlarına kuyruk matbaaya gitti. — Yazınız Mis? — Hazır. Makalesini verdi. *© ber bir de rötuşü meyi ihmal etmedi. Neşriyat müdü: süzdü, dudak büktü: — Artık ben de Ki Dedi. Kendisini dW ketsizlik edip: — Hani daha dün * Demediler ve rındaki aklar ve 7“ niz. ilk aei İN kırkı boylaya€fiiyi y) daki kadında meveütlili Kirpiklef” y haykırıyorlar S € A ki tamamiyle örtemediği ( | Ü — Yalan söylüy Diye haykırmadılaf: " (I. Bu yazı gazetede * rafile birlikte basıldi zeteleri ve bizim g#? yazıyı iktibas ettiler: mı geçmiş kadınların içinde; otuz yı tilar. Biliyor mü$ | — Fransız küll len Apaş isminin a9 2 — Antung limani 3 — Anaksimand? (C * Dünkü Suallerin " v | — Köprülü M 1710 a kadar vezir! 2 — Kovno şehri yemen nehri üze 90,300 dür. 3 — Niyemen 830 kilometredir. GEZİğ inden & sil şehirl duvarlarda bırakacak değilim ya, de- zine dökülür. — — |Amerikada m Amerikanın kıştar? Her sene soğuktan lür. Fakat bu sene ? lemiş olduğu halde. PÜ larg tesadüf edilm raret daima sıfırın V Bütün meyvalar $'* har havası başlamı$* I!bu havaların ziraat€ dan şikâyet etmektet kânunusanide ise S1! santigradı göstermi$"” y ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: