27 Ocak 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

27 Ocak 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

FEERE DA v an AĞ ei y ğ ef) Üa 'EKZA <er $ ARSEE 14 Sayfa — “ Son Peota ,, ni tefrikası : 102 Seni, kollarımda sıkıca kucak layıp kulağına İEyezal aşkımı.. A- zim, sebat ve cesaret duaları bi mı fısıldıyabileceğim anları özlemek -| teyim... Seni yalmız bırakmak, benim için tahammül edilemiyecek kadar zor... Yalnız, yapayalnızsın. Fakat, Cenabıhak, seninledir. Buna, emin ol.. Hem de, eskisinden daha ziyade... Sen, be Vüğük Harbir “varamıa ve tahtın için, tek başına yapıyorsun. A- zim ve cesaretle uğraşıyorsun... Sen- de; bu kadar azim Ve cesareti, şimdi ye kadar hiç kimse görmemişti. Bütün bunları; sana, ben verdim... Emin ol ki, yakında bunların bütün mükâfa - tını göreceksin... Sevgilim!.. Ben, bu- radayım. Ve, ben burada oldukça, hiç bir şeyden korkma; hiç bir şeyi dü - şünme. Çünkü bende, (gayrimer'i) (1) vin verdiği kuvvet — var... Senin, o kuvvete karşı sadakatin tecrübe e - dildi. Ve sen, bütün bu esnada, kaya» lar gibi dimdik durdun, Bir parmak bile sarsılmadın... Bunun için; takdis edilmeğe, hak kazandın... Cenabıhak seni, ve tacını sıyanet ediyor; hem de, ebediyen edecektir... O büyük Allah; ödni, Şimdi balınduğun Dü yüksek mevkie çıkardı. Sen bunu takdir ettin. Şahsına düşen vazifeyi yapmakta, te- reddüd etmedin... Onun içindir ki; (büyük dostumuz) (2) senin ve ye- gâne oğlun için; gece gündüz dua ile meşguldür... Hiç şüphe etme ki; Ce- nabıhak, büyük dostumuzun — duasımı kabul edecek.. Sana, daima yardım eyliyecektir... Cemil, dayanamadı. Ellerini birbi - rine çarparak yerinden fırladı. — Olur şey, değil.. Bu, ne kuvvet- H iman.. Ne keskin bir telkin... Diye bağırdı... Halbuki, Prenses Emma bir kahkaha bastı: — Ne zannediyorsun, dostum?... Bu kadın, bu bedbaht adamı daima bu | dizginlerle kullandı. Onu böylece tes- hir ederek, her — istediğini yaptırdı... Dinlediğin sözleri, Bdi bir yüze gülü- cülükten ibaret zannetme.. Mektubuy alt tarafını dinle. Dedikten sonra, mektubu tekrar ©- kumağa başladı: — <.« Saltanatın, şevket ve haşme-| tin, daha henüz başlangıcındasın... 01, Lyani, Rasputin...) bana, böyle söy- ledi. Ve, teminat verdi... Ben; ona, onun her sözüne derin bıı iman ve i - tikadla merbutum... Bu büyük dostu- muz; yakında herşeyin düzeleceğini, bugünkü sıkıntılı günlerin, unutulup gideceğini söylüyor. Buna, sen de i - nan sevgilim... Fakat, yalmız inanmak | kâfi değil. Biraz da, işleri iyi yo"ıııa sevketmek lâzım. Onun için şu (Ni - kolaşa) nin tayin emrini çabuk "imza et. Hem tereddüd etme. Hem, bizim maksadımız, hem de Aleksiyefin mu- vaffakıyeti için, bu; lâzımdır. — Pardon,Emma, ir şey soracağım. — Sor. — Nikolaşa, kim?.. — GCrandük Nikola, — Ha.. E, pekâlâ,. Çariçenin, imza ettirmek is- ) Göze görünmiyen, Cenabıhak.. Favat çariçenin maksadı, Cenabihak namına hareket eden (Rasputin) (2) Ra putin Atını mahmuzladı. Fakat bir hançer onun iki kürek ke- miğinin arasına ve sapına kadar gir: di. Atın Üstünde sallandı ve yolun üş - tüne düştü. İki atlı onun ölüsünü yolun kena - rındaki sazlı hendeğe sürüklediler ve bıraktılar. Sonra atlarım Elmut kalesine doğ - ru dörtnala sürdüler, .— iKINCI KISIM — Çariçe, Gran"ük Niko'anın başkumandanlıktan azlile Kafkas Ordularına tayin edilmesini istiyordu bizim, muhterem hâmi... 'lar A, R. »|tediği emir ne?.. — GCrandük Nikolanın, başkuman- danlıktan azlile, Kafkas ordularına tâ- yin emri. — Hhaa,. şu mesele,.. E, Aleksiyef İkim?. [ — Erkâmharbiyei umumiye reisi. — Anladım. Lütfen, mektuba de - vam et. — Ç.. Biliyorum ki, Nikolaşa ile mülâkatın, pek tatlı geçmiyecek, Çün- kü, sen ona itimad edersin... Fakat; büyük dostumuzun, bundan bir kaç ay evvel sana neler söylemiş olduğunu, elbet hatırlarsın... Nikolaşa; sana, ka- rıcığına ve memleketine karşı yanlış hareket etmektedir. Ve bunda da yab mız değildir. Duma meclisinin, avam ta- un vekili (yani.. Rasputin'in saraydan |kovulmasına sebeb Nikolaşa ile beraberdir... Fakat, müs. terih ol. Bütün onlar, benden korku - yorlar. Çünkü, pekâlâ biliyorlar ki; ben, haklı olduğum zaman, gayet a - zimkâr bir kadınım. | — Pardon, Emma. Bir şey soraca - ğim. — Bu kadın, Rakikaten böyle mi - dir?.. — Hattâ.. daha fazla... Dostum, bu kadın, hakikaten tetkike şâyân bir mahlâktur. — Yana. hele şu mektuba devam et bakalım. Emma, mektubu okumaya devam etmişti: — <.. flrade ve cesaretinle, — onları #tret. Allah, seninledir. Büyük dostu- muz da, ancak sana dua etmek için ya- şıyor... Hiç merak etme, Her şey, yo- Kanda gidiyor. Emin ol ki, memleketi kurtaracaksın. Ondan sonra da, her - kes senin önünde eğilecek; ve herkes sana teşekkür edecek... Hiç tereddüd etme. Bana, iman et... güç görünen;şeyler, yarıni tumamile dü- zelecek... kı tut. Çünkü ordu, her şey demek - tir... Bir kaç dik Başlı adamın, göster- diği müşkülâtın ne ehemmiyeti olabı- lir. Bunlar, istenildiği anda ortadam yok edilebilir. Ve.. edilmelidir de...) — Vay canıma.. yahu, Bu kadın lıa- kikaten yaman şeymiş. — Yamandan, yaman... Dinle.. sa- na bir garip mektup daha... (Büyük Petro.. Korkunç İvan.. İmparator Pol gibi ol... dılar. Her şeyden evvel, merhamet da- marlarını koparıp attılar. Kendile (engel olmak isteyenleri, birer darbede W)ııre yuvarladılar. Dost, h ve hattâ.. karılarını, ev tanımadılar... Sen de böyle şında kımıldanmak cesaretini gösteren darbede ez.. yok et... Seni yaramaz ço- cuk, seni,.. Galiba, benim şu sözlerime |güküyorsun, değil mi?.. Fakat, gülme. Hiç de gülme... Sen, vaktile anlara müsamaha ettiğin için; onlar da bu - gün sana, tahakküm etmek istiyor - * Fakat ben; seni tahakköm altı- na almak isteyenleri, bizzat senin ez « Ön- İar, mutlaka senin hükmün altına gi meni o kadar arzu ediyorum ki.. meli.. melidir.| Cemil, bu sefer de dayanamadı. Ge- ne, avuçlarmı birbirinin üzerinde şak- lattı. Ve: — Azizim Emma!l.. Bu kadın, â - deta korkunç bir deliye benziyor... Ar- tık yıkılmıya mahküm olan Çarlığın bugünkü vaziyetinde, kocasına, Büyük Petro.. Müthiş İvan.. İmparator Pol ol mayı tavsiye etmek.. ba, delilikten Başka nedir?.. (Arkası var) olan başpapaz), | Bugün biraz | Yalnız; elindeki orduyu, s1- | Onlar; memleketin selâmeti |7 için; mukaliflerinin hiç birine acıma. | * : î[ Bir Doktorurn baş, kimin başı olursa, olsun; onu bir |? senin tahakkümün altında ezil- | SON POSTA Posta » uen Tarihi Telrikam : b Sirtellâlı rakkase yalnız doğd! günleri dans ediyordu Etraftaki mahkümlar hayretle bir - birine bakışarak: — Ne yaman bir zabit.. İçimize kr hçsız ve kamçısız girdi de, herkes ge- ne ona boyun eğiyor... Diye söylendiler. Sama yavaş yavaş yürüyordu. Mah- kümlar işlerine sarıldılar.. Bütün işciler canla başla çalışıyor - du. Sama biraz sonra tekrar — kılıcını takarak ocaklardan çıktı. Uran, efendisine soruyordu: — Neden bu adama bu kadar fazla yüz verdiniz, mellâ> — © bu kadar iltifata lâyıktır. E - rafından sevilen âzaları ile, Serı Sinad'-| bediyen dünyayı görmiyecek olan bir|mez amma, ben bilirim onun sırnını ölüm mahkümu her zaman irşada ve teselliye muhtacdır. — Fakat, o çok kötü bir adamdır, mellâl Sama gülümsedi: — Onu kötü yapan, kendi. muhiti-, nsanın kötüsü olur mu, Uran? — ©, bir adam öldürmüş. Karmca- yı bile öldüremiyen bir adamla, bir in- sanın kanın? döken canavar nasıl öl - çülür? — Karıncayı öldüremiyen içok — temiz, çok iyi bir mu - hitte doğmuş ve yaşamıştır. Ö- na gelince, onun — olduğu — ve yaşadığı muhitteki insanların hepsi de Pkoyun gibi adam boğazlamağa —alış - mışlar.. O da etrafında ne gördüyse, nasıl gördüyse öyle yapmış. Uran düdağını bükerek — hayretle Samanm sözlerini dinliyordu. Sama o gece evine döndüğü zaman, Jsokak kapımında Tankutun adamların- bdan birile karşılaşmıştı. | Samanın yanına sokulan adam at di adam küstünde duruyordu.. Samayı selâmla -| hda: — Sizi almağa geldim, Mellâr — Nereye gideceğiz? — Tankut sizi bekliyor.. * | Yılda bir kere oynayan rakkase! — Sirtellâmın, meşhur bir yakkase- si vırdıı. Samal! Bu kadar son yıllarda tiyarladı.. Çöktü. Şimdi yılda bir F.'un. doğduğu gün oynuyor.. Ve o gün çok güzel tüzküler söylüyor. Bu- gün, onun doğduğu gündür.. Kendisi- Üırttım.. Biraz sonra buraya ge - . Bu kadını senin de dinlemeni stedim!”Haydi, © gelinciye kadar bi- rer tas şaınh ıçılım Çarşamba © Günlük Notlarından Şiripençe Şiripençe, bir kaç tane kan çibanımın bir araya gelip büyük bir hal almasından Yeri gelir. Kızacır, şişer, Yazanın etrafı gok sert olur.. ve kaplâarmızı kesilir. De. recel bararet 30-40 a. kadar yüksdlir ve çok ıztırab verir. Şiriponçeden eskiden çok telefat elundu. Şimdi bu hastalıktan o kadar korkmuyo- ruz. Çünkü vüktlinde cerrahi miüdahale yapılırsa hastahığın vühamet kesbetme- snfn önü alınır. Böyle olduğu hahde gene yaranm kapanması haftafarea sürer, Bir çok deri ve et parçaları çörüyüp düşer. Yara derin bir manmara arzeder, Büyle, büyük çibanlar çıtaranların her halde idrarlarının tahlil edilmesi lâzımdır. Çün- Kü tekrarlıyan çtbanların en büyük sebe. Bi şeker hastalığıdır. () Bu notları kesip saklayımaz, yatnat bir albüme yapıştırıp kolleksiyon yapınız, Sıkıntı zamanınızda bu notlar bir dokter l göli imdadımıza yetişebilir. Sama, Tankutun karşısındaki se dirde oturuyordu. Cariyelerden biri - nin doldurduğu şarap tasını eline aldı. — Demek başka bir gün oynamı - yor bu kadın.. Öyle mi? — Evet. Doğduğu gün oynar an - cak. | — Yacakiden?.. — Sekiz yıl önce hergün oynardı. 'Tankut şarabını içti: — Dedim ya.. Şimdi ihtiyarladı ar- tık. — © halde hiç oynamamalıydı.. |Neden yılda bir kere oynuyor? — Ha... Bu bir sırdır. Kimse bil - |Özge gencliğinde çok güzelmiş. Bir delikanlı ile sevişmiş. Sevdiği — erkek onun raksslarını çok severmiş.. Gü - nün birinde, birbirlerine doymadan ayıılmışlar. —— Deksuk erilyeanneş öamek?. — Hayır. Anladığın gibi değil. Ö- Köm ayırmış onları, Delikanlı bir sa - bah dağdan geçerken bir sırtlanın ağ- zına düşmüş,.. parçalarımış. — Zavalh erkek.. — İşte Özge ondan sonra ortalık - tam çekilmiş, Yalmız yılda bir kere, de- Kkanlının sevdiği rakısları — tekrarlar.. Güzel türküler söyler. Ve sevgilisinin kendisini yılda bir kere ziyarete gel - diğini, rakıslarmı seyrettiğini ve türkü- lerini dinlediğini söyler. Bu sırada kapının önünde bir gölge belirdi.. Ve bir kadın sesi duyuldu: — Haydi, bana şarap verin! Tankut uzandığı yerden doğruldu: — İşte Özge geliyor... Ak saçh, uzunca baylu, elli beş, alt- Tankut cariyelere seslendi — Özge'ye şarap verin .. Ak saçlı rakkaseye bir tas dolusu şarap verdiler. Özge kendisine uzatılar şarabı yu - dum yudum fakat hepsini bir hamlede içti.. Tankuat'un dizlerini öptü.. Sa - maya kaşlarını kaldırarak yan gözle baktı: Ocaklardaki mahkümları lütfen mış yaşlarında bir kadın gülerek içe -| iriye girdi. Yazan : € . tan bu zabit olt Diye miırıld gi işitmemiş i — Haydi, di, geçen yıl kulağımda çın!? Ve gülerek #L — İstersen d Özge başın! — İstemem- 4gi — Sama, K . le bakıyordu. | Odanın içini €7 mişti. Yılda bir ker&” se, denize At ortaya atti.. halkaladı.. mi beş )'M":'J.kı dönmeğe bi M bapı b , Özge eğer pt parçasile ıırl'w necek, ne de p çıksaydı, ve çarpacaktı! yor ve kaburgâ * birbirine geçeret Nöbetci Büyükadada! Buf), Kadıköy Modada : (FSİK Çünkü ASPİRİN her fürlü soğukalgın!'” rılara karşı tesiri olduğunu isbat etmiştif: AS P İ R İ N in tesirinden & —_ C markasına dikkat edini” ; miyede :

Bu sayıdan diğer sayfalar: