3 Şubat 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

3 Şubat 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— SON PosTA RAF*HABERLERİ Rüştü Aras - Kont Ciyano| mülakatı 'başladı İki Nazır bugütiîigöâ; iki defa görüşecekler. Temasların bir günde | bitirilmesi muhtemeldir (Baştarafı 1 inci sayfada) Hariciye Vekilimiz Dr. Aras bu ak- Şam saat yedi buçukta relakat e'çisi ve kalcı oalrak Milânoya geldi. , İstasyon Türk ve İtalyan ba, ’l?k' onatılmış, yerlere Miş ve büyük bir itina ile süslenmişti. istasyona girerken İsiklâl marşı- Muz çalınıyordu. Bunu İtalyan ve Fa- SİSt marşları takip etti. Samimi bir karşılaşma İstasyonda Hariciye Nazırı Kont Cia- ho, Hariciye umuru siyasiye umum mü "'_' , feşrifat umum mi ü diğer hari €Ciye erkânı Milâno valisi ve belediye Teisi; Milâno Faşist rüesası ile erkâmnı Bökeriye ve mülkiye, konsolosumuz, Befaretimiz kâtipleri ve tebaadan bir $ok kişi hazır bulunuyorlardı. * Halk Vekilimizi alkışladı Doktor Arasla Kont Ciano çok sami- Mi buluştular. Bir Faşist ihtiram kıt'a- M vekilimizi selümladı. İstasyon mey danı halk ile dolu idi. Kont Ciano, Ha Ticiye Vekilimizi otomobile kadar teş- ğ' >ti. Yarın görüşmek üzere ayrıldı- Halk Vekilimizi çok sıcak karşıladı Ve alkışladı. ";:lnye Vekilimizin beyanatı ticiye Vekilimiz otele gelir gel - :z_%n!o d'İtalha ve Kuryera deila ae , Şazetcleri muhabirlerini kabul bü . Şahsen Kont Cianonun ve Talya ükümetinin ve Milâno halkının şah: Bında Türkiyeye ve onun büyük şefine karşı gösterilen samimt - tezahürattan | * bek müteşekkir olduğunu beyan ettik ten sonra Milânoya bu defa tekrar geli Finden ayrıca sevindiğini ve ilk düşü- hüşünün İtalyanın büyük devlet ada- Mt olan Müsoli: müteveccih oldu- ğünu ve 1928 m tının dalmi mem huniyetle saklı K Şi Tar yaşadığını beyan etmiştir. Jurnal d'İtlayanın makalesi Roma, 2 (Husust) — Ciano - Rüştü '&s mülâkatını mevzuu bahseden Gi- ornale d'İtalla gazetesi, bu mülâkatın Fransa tayyare çok e;ıcmnuyeıu olacağını ve hayırlı neticeler vereceğini yazdıktan sonra, diyor ki: Bütün meseleler görüşülecek — Milânoda, Türkiye ve İtalyayı alâ kadar eden bütün meseleler gözden ge rilecektir. Maahaza, imzalanması mu avver hiç bir protokol, bir anlaşma mevzuu bahis değildir. Temaslar devam edecek Müzakere edilecek meseleler hakkım da daha derin tetkikat yapılması icap ettiği takdirde, Milâno mülüâkaltına, bi- Jâhara diplomatik kanallardan da de- vam edilecektir. Herhalde, Ciano - Rüştü Aras mülâ katı, iki memleket arasındaki dostluğu xin hallinde de âmli olacaktiır. Yugoslavyalılar memnun Yugoslav matbuatı da, Ciano - Âras mülâkatını derin bir memnuniyetle kaydetmekte, İtalyan ve Türk münase batının dostane inkişafını sevinçle kar şılamaktadır. Kont Cianonun hayatı — Bugün Milânoda Hariciye Vekilimiz le görüşecek olan İtalyan Hariciye Na zırı Kont Galeazzo Clano, 1903 sene- sinde, Livorno şehrinde doğmuştur. Asil bir aileden inen genç Kont, si- yasi hayata muharrirlikle başlamış ve nihayet 1925 senesinde İtalyan Har'ci | yesine intisap etmiştir. Rio de Janeyro ve Buenns Ayres se- faretlerinde vazife gördükten sonra, Çin ve Japonyada da bulunmuş, Çin ve £ esnasında Cemiyeti di olarak Japonyaya git miştir. Ciano 1933 de Duçenin itimadını ka zanarak matbuat umum müdürü olmuş ve 10 Eylülde Propaganda Nezaretine getirilmiştir. D Habeş harbine tayyare yüzbaşısı ©- larak işlirak etmiş, cephede çarpışmış we propaganda işinde gösterdiği )i: ten dolayı takdir edilerek Hari zırlığına geuri'mLşür, Kont Ciano son Faşist neslinin mü- messilidir. adedini yüzde 37 nisbetinde arttırdı Fransa Hava Nazırı, hava ordumuzdan daha iyi tek bir ordu vardır, o da Sovyet hava ordusudur, diyor Paris 2 (A.A.) — Parlâmentoda Milli müdafaa hakkındaki müzakere- esnasında hava nazırı ezcümle de- Miştir ki: | ©— Fransız hava ordusu dünyada ;©n kuvvetli ordulardan biridir. Fran- &z mucit ve inşacıları bir aralık kay- betmiş oldukla.: yüksek mevkii tekrar İ!_aıl etmişlerdir. Hava — ordumuzun- j daha iyi malzemesi olan bir tek ordu vardır: O da Sovyet hava or- düsudür. - Malzememiz her — süretle Mmemleketimize şeref verecek bir kiy- jPoottedir. | İlk işarette harekete hazır olan tay- Yarelerimizin adediyle bütün tayyare- imizin miktarı arasında büyük bir f?k vardır. 1,500 tayyaremiz olduğu #öylenildiği zaman bundan ilk defa hı_ıbe iştirak edecek olan tayyareleri- Mizin miktarından bahsedilmek isten- diği anlaşılmkatadır. Altı aydanberi durmadan çalışıyo- yuz. Faaliyetimiz hiç bir hava ordusu- 'nun faaliyetile — ölçülemez. Harekete r olan tayyarelerimizin adedini Yüzde 73 nisbetinde, mühimmatımızı /da yüzde 70 nisbetinde arttırdık. Bun- dan maada havai üsler teşkil ettik.» Bir Yunan heykeltraşı Atatürkün mermerden Büstünü yapıyor Atina 2 (A-A.) — Türkiye elçili- ğinde yapılan bir kabul esnasında meş hur Yunan heykeltraşı Dimitriadis Ah tinalos, iki memleket arasındaki dost- Tuğun bir nişanesi olmak üzere, Türk milletine, yeni Türkiyenin Şefi Ata- türk'ün bir büstünü hediye edeceğini bildirmiştir. Bütün büst, Pantelik da- ğandan çıkan meremere yontulacaktır. İngiliz kabinesi Almanyanın müstemleke talebini tetkik edecek Berlin 2 (Husust) — Londradan bildirildiğine göre, İngiliz kabinesinin İyarınki toplantısında — Hitlerin geçen cumartesi günü irad ettiği nutuk gö-| rüşülecektir. Bu nutukta ileri sürülen Almanya- nn müstemleke talebi, bilhassa ehem- — Yüzde Ö0 nisbetinde ve silâhlarımızı|miyetle tetkik edilecektir. takviye edeceği gibi, birçok mesetele- | | İngiliz filosu Barselonda Barselon 2 (Hususi) — Ana vatan filosu kumandanı Amiral Sir Rogers Bachouse,in bayrağını taşıyan Nelson zırhlısı diğer üç harp gemisinden mü- rekkep bir İngiliz filosu yarın Barse - lona gelecektir. Meçhul bir Denizaltı gemisinin taarruzu Madrid, 2 (A.A.) — Malaga- dan bildiriyor: Megja ile Torroks arasındaki sahil yakininde, Alman olduğu tahmin edilen bir denizaltı gemi- si, erzak hamulesi ile Malaga'dan dönen Deljin adlı İspanyol ge- misine taarruz etmiştir. “ Son Posta ,, nın Suriye mektupları (Baştarafı 1 inci sayfada) rede Türkiye aleyhine birşey bulurlar sa onu hemen tercüme edip sütunları- na geçiriyorlar, Sancak meselesinin hal tarzının en ziyade müuteber olan şekli şudur: Fransa, Türkiyenin Almanya ve talya tarafına geçmesinden korkmuş, l ğil, bizim hesabımıza... Bizim, yani şu âciz, zayıf ve miskin Suriyenin hesa- bına!» Bir başka gazete de, Grenguvar isim li Fransız gazetesinden naklen, bu Al- manya - İtalya - Türkiye kombinezo nuna dair uzun uzadıya tafsilât veri » yor. Ayni gazete, gene Pariste neşrolunan Enformasiyon gazetesinin Türkiyeye gidip devlet adamlarile temaslar yap - miş olan muhabirine atfen, Türkiyenin gözü sade Sancakta değil, bütün Surt- yede olduğunu ve bu Suriyenin eski Osmanlı İmparatorluğunun parçaların- dan biri olduğunu söylüyor. Gene bu gazeteye göre, Sancak meselesi ile Mu- sul meselesi arasında hiç bir fark yok- müuş. Gazete, Musuj itilâfının maddele, rini neşrederek demek istiyor ki: «İn- giltere, aç gözünü, bugün bize ise ya- rin sanadır!» Bir başka gazete de kendi kendisine 'Türkiye karşısında Fransanın neden böyle mağlüp olduğunu soruyor. Türki ye ile Fransanın askeri kuvvetleri ara sındaki büyük farka bakıyor ve diyor ki: «Vâkıa, Türkiyeuin askeri az, teçhi zatı zayıf ise de azmi kuvvetli. Bunun için galip geım'ıştlr.ı Bütün bu neşriyat üzerine akşamla- rı radyolar, Türkiyeden gayet dostane sözler getirip halkın ruhunu biraz se- rinletmemiş olsa, diyebilirim ki, bu müthiş neşriyat bombardımanı altında Suriye efkârı baştan başa zehirlene - cektir. Bir gazete de bugün orta yere başka bir mesele atıynr: «Mademki Türkiyenin Sancak üze - rindeki iddiaları kabul edilerek mev- cut muahedeler ahkâmı ihlâl edi!miş- tir, şu halde biz de kendimize liman o- darak Trablusu istemi İskende - rün Jimanı bize kâfi d » diyar. Bütün bunlar, her süretle gürültü et- mek, buysuzluk yapmak maksadma is tinat ediyor. Acaba, matbuattaki bu ga leyan ve feveran, hakikaten bu ücretli nasyonalistlerin kendi samimiyetleri e seri midir, yoksa, bunların kulakları- na birşeyler söylendiği de var rmdır? Bunu tamamiyle tayin etmek şimdilik kabil değildir. Kabine reisinin tayyare ile Marsil - yaya hareket etmesi hakkındaki tasav- vurlar tahakkuk etmiştir. Cemil Mer- düm Bey muavini ile birlikte harekete | hazırlanmaktadır. Bu heyetin ne yapa | cağı hakkında muhtelif rivayetler do- laşıyor. Henüz itilüfin tatbikatına ait bütün işler kararlaşıp bitmiş bulun - madığı için Merdüm Bey, Fransa hü- kümeti ile konuşup bu tatbikat esna- sında bazı noktalarım Suriye lehine yontulmasını temin etmeğe çalışaca - fından bahsediliyor. Meclis Relisi Fari- sülhurfnin de onunla beraber gideceği rivavet edilmektedir. Herhalde kısmen kendiliğinden gelen ve kısmen de sizin daima bahsettiğiniz müstemlekeciler tarafından tahrik edilmekte olduğu his İngiltere Sefarethanesinde Bir hırsızlık Andon isminde bir çiçek hırsızı yakalandı Bir müddetten beri İngiliz sefaretin de çok cüretkârane bir hırsızlık yapıl- maktadır. Hiç bir siyasi vasfı olmuyan bu hırsızlıkların faili Andon isminde bir Rumdur ve İngiltere sefarethanesi bahçesindeki - çiçekleri aşırmakta ve bunları buket yaparak satmaktadır. Epey zaman evvel İngiltere sefaretin den zabıtamıza yapılan bir ihbar üze- rine zabıtamız aldığı sıkı tedbirler sa- yesinde bu cüretkâr hırsızı yakalamış we mahkemeye sevketmiştir. Mahkemede çiçek hırsızı Andon: — Ben bu çiçekleri sefarethane bah çesine girerek çalmıyordum, Duvarın üzerinden sokağa sarkan dallardan ko parıyordum. demiş ve bunun üÜzerine mahallinde tetkikat yapılmasına karar verilerek suçlu Andonla beraber sefa- zethaneyo gidiletek ehit Yalkatır, Yunan gazeteleri ve Sancak itilâfı Atina 2 (A.A.) — Atina ajansı bil diriyor: Gazeteler Sancak meselesinin Tür: |kiye lehine olarak hallolunuşunu bü- yük bir memnuniyetle kaydetmekte- dirler. Yeni Sancak statüsünden bahseden Proia gazetesi, her iki taraf samimi bir uzlaşma zihniyeti ile hareket ettiği tak dirde en nazik ve en çetin anlaşmaz- lıkların bile halli mümkün olduğunu yazmaktadır. Gazete, İsmet İnönünün B. M. Mec lisinde, Fransanın Cenevrede göster- miş olduğu dostane temayülleri kay« deden sözlerini nakletmektedir. Ceza Kanununda ve ey Je Değişiklik Ankara 2 (Hususi) — Türk ceza kanununun ve bunun mer'iyet mevki- ine konmas: hakkındaki kanunların ba- zi maddelerini tadil eden iki kanun lâ- i clise verilmi İNi ı'ı.gu hareketlerden anlaşılan şudur ki Suriye hükümeti, Fransayı sı kıştıracak veyahut ta Fransa sıkıştırıl gaa e Yeni Japon Başvekili © Nobel mükâfatı upnnyı; bir hayli zamandan be Yazan: Selim Ragıp J ri devam eden ve yeni Hayaşi — kabinesinin iktidar mevkiine gelmesi- le bir müddet için sükün bulacağı ümit olunan dahili sıkıntının başlıca sebebi- ni, herşeyden evvej iktısadi âmillerde aramak doğrudur. Nitekim, bütün dün- yanım —malülü bulunduğu muhtelif marazlar da, ayni sebepten ileri gel- mektedir. Umum! ahlâkta görülen mü- balâtsızlık, işin politika sahasını istilâ etmesi ve para hırsının her türlü mu- kaddesatın üstünde yer alması gibi ah val, nasıl her tarafta aksülâmeller do- Bürmuş ise, Japonyada da milli irtica- m kuvvetlenmesine büyük mikyasla yardım etmiştir. Ordunun parlâmento- dan memnuniyetsizlik getirmesi, genç zabitler arasında an'anevi Japon âdatı- nin hayatı umümiyeye hâkim kılmak 18 teğinin mukavemet edilmez bir meyil — halinde tezahürü, hep bundan ileri gel —— miş ve gelmekte bulunmuştur. kim, son buhran neticesi kabine rei Rine getirilen General Hayaşinin üzerinde ordunun fazla hassas davran ması da, bu adamın namusk t temayüz etmiş bir kimse olmasından- dır, İki muhtelif kabinede Harbiye Na: zarlığı yapan bu zat, kendi sağ eli sayı« lan talim ve terbiye müfettişinin mu: avini tarafından öldürülmesi üzerine - dir ki istifasını vermişti. O zaman, bu cinayet, gene ordunun ifratkâr bir ha- rel sayılmıştı. Bu ifratkâr harekela haz edilmiş gibi görünen bir zatın, ayni ordunun mânevi sıfatile bir müddet sonra iş başına getirilmesi, mi nası bir parça anlaşılmaz muammalar dan ise de, bazı karışık ahvalde, cevaz verilen hâdiselerden biri oluyor. Yeni Japon Başvekili ile beraber namuskâr lığı şöhretşiar olan yeni Harbiye Na: zırının şahsiyeti de nazarı dikkate alı nacak olursa, Japonya, mühim bir te mizlik arifesinde demektir. Bakalım, bu işe, hariçten mi başlanacak, yoksa dahilden mi? Ası) merak edilecek nok ta budur. y v Geçenlerde Almanyanın istemediğ bir adama Nobel mükâfatının verilme. — (Devamı 12 nci sayfada) ı Sabahtan Sabaha ı Yeni memurlar kanunu hazırlanı- yor. Bir noktası göze çarptı. nabileceklerdir.r Her gün gazete idarehanelerine başvurup iş isteyen lise mezunları- na, yüksek tahsil yapmış gençlere pek sık tesadüf etmemiş olsaydım kanunun tahsil derecesi hakkındaki bu geniş mikyasına hayret etmiye - cektim. Fakat gün geçmez ki elinde hukuk diploması veyahut lise şaha- detnamesi ile müracaat edip şöyle 40 - 50 lira aylıklı vazife isteyen bir kaç gençle karşılaşmıyalım. Bunu dü şününce memurlar kanununun dev- let hizmetine alınacak gençler hak- kında koyduğu tahsil haddini, ne ya- lan söyliyeyim, biraz geniş buldum. Bugün memur kadrosunda en hafif vazife için verilen maâaş yirmi beş, dan aşağı değildir. Böyle bir vazifeye orta tahsil yapmış bir gen- cin talip olmaması ihtimali var mı- otuz dır? Memurlar kanununu - hazırlarken vranma: ğa mecbur eden sebep nedir? Her hangi bir devlet dairesi memur #htj- yacını en aşağı orta tahsil yanmış hükümeti bu kadar geniş di gençlerle temin edemez mi? «Memur olabilmek için en aşağı orta tahsili yapmış olmak Lâzımdır. Fakat bu de- rece tahsil yapmış olanlar bulunma- dığı takdirde ilk tahsili bitirmiş olan lar imtihanla memur kadrosuna alı ——— — — Memur Benimle beraber birçoklarını dı tereddüde düşüren bu meselede hü kümete hak verecek mühim bir nok ta vardır: — Bunü da bizzat şahit olduğum vak alarla anladım. Elindi ye yüksek mektep diploması ile bir iş bulmalı için müracaat eden gençlere staj yap mak üzere az bir maaşla vazife vere — diğmiz zaman ellerindeki yaldızlı diplomaları dürüp bükerek müstehzi bir tebessümle uzaklaştıklarını o kar dar çok gördük ki ellerindeki eh'iyet vesikalarından nâmütenahi kudret - — ler tevehhüm eden bu gençlerin u- — fak tefek işlere tenezzül etmektense kıraathane köşelerinde bilândo oyna- mayı tercih ettiklerini düşünerek mütcessir olduk. Muhakkak ki orta ve yüksek tah- sil görmüş gençlerin uzak Anadolu köşelerinde gösterilen vazifelere du. — dak bükmeleri, hazırladığı memur- lar kanununda tahsil derecesini bu — kadar indirmeye hükümeti mecbur — etmiştir. Bana kalırsa memurlar kanunun- da tahsil derecesini bu kadar küçült — mektense orta mektep ve lise me- zunlarını mecburi devlet hizmetine alacak bir kantın maddesi ilâve et- mek daha doğru olacaktır. Ancak o zaman uzak Anadolu kasabalarınım kalkınma plânını daha emin bir şe- kilde tatbik etmiş oluruz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: