15 Şubat 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

15 Şubat 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TTEESERERNZ i İ t l SON POSTA Şubet 15 “«Son Posta,,nın Suriye mektupları Türk matbuatı tarafından Viyeno 1 No.lu Türk düşmanı il (Baş tarafı 1 inci sayfada) masaydı ne Misir - İngiltere, ne de Fransa - Suriye muahedeleri meydana Çıkardı. Bütün bunlar kuyvetli bir A- Tab ve bir Arab . Müslüman nasyona - lizminin eserleridir. Bu nasyonalizm kuvveti hürmete lâ- yıktır. Biz Türkler, bu kuvvete ve bu kütleye hürmetle mükellefiz. Hürmet etmeliyiz ve eminim ki Türkiyede bu hürmet candan yapılacak bir vazife o- larak telâkki edilir. Bu kuvvetli nasyonalizmin bir mer- kezi Mısırdır. Bugünkü Kahire, yavaş yavaş, dünkü İstanbulun rolünü almıya çalışmakta, kendisini Arab - İslâm kur tuluşunun merkezi ve bu hareketin nazımı olarak tanımaktadır. Sancak meselesinde Mısır matbuâtının Suri - yeye mütemayil neşriyatı, kısmen bun dan ileri gelir. "Fransızlar tarafından Suriyeden nefyedilmiş, yahud bizzat Suriyeden kaçmış olan nüfuz sahibi bir hayli Suriyeli vardır ki Mısırda o- tururlar. Bugünlerde af ve Suriyeye avdetlerine müsaade edilmelerinden bahsolunmakta bulunan bu Suriyeli - lerin biz kısmı politika tüccarları ol - makla beraber bir kısmı da hakikaten Dasyonalisttir. Gerek bu ikinci kısım Suriye menfilerinin bir kısmı, gerek bizzat Mısırllar son zamanlarda Suri- yeye fütuhat siyaseti atıf ve isnad eden neşriyatın tesirinde kalmaktan kurtul- eğillerdir. settiğim unsura, bir de Ame- a bulunan kuvvetli bir Arab » İslâm kolonisinin kuvveti ilâve edil- mek icab eder, Her sınıf ve meslekten ve muhtelif Arab memleketlerine mensub mühim bir koloni vücuda ge- tiren bu Arablar içinde memleketleri- nin ecnebi müstemlekesi olmasından dolayı mütecesir bulunan hayli kuv - vetli bir cereyan vardır. Bunlar da bü tün kuvvetlerile ve bilhassa iktısadi kuvvetlerile bu nasyonalizmi tutmak - tadırlar. Bugün Suriyede perde arkasında o « T7 yun yan mandacılar, bu kuvveti de hesaba alıyorlar ve «tavşana kaç, tazıya tut» siyaseti İle Türk . Suriye- H ve 'Türk - Arab münasebetlerini boz- mıya çalışıyorlar. - Hattâ, diyebilirim ki Sancak meselesi etrafında Fransa matvuatında görülen gürültü ile bu - radaki müstemleke memurları ekâbi - rinin Suriyeyi müdafaa yolunda güs - terdikleri gayretin asıl hedefi, Sancağı vesile ittihaz ederek bu münasebetleri ân edilmiş |bozmaktır. Mösyö Vieno, hâlâ bütün bu davanın kahramanı olmak mevkilini muhafaza ediyor ve ondan dolayı da Türk matbuatının Mösyö Vienoyu BİR NUMARALI TÜRK DÜŞMANI olarak ilân ettikleri hakkında burada propagandalar yapıldığı görülüyor. Bu, Mister İden (Eden) in Suriyeli ha - nunlar tarafından iki numaralı Arab düşmanı olarak ilân edilmesinin öteki larafıdır! Kısaca ifade ettiğim bu vaziyet, ge- niş çevreli ve uzak hedefli bir siyase - tin mevzuudur: Fransa bakımından da, Türkiye bakımından da, Fransa, Su - riye müstemlekesine ne şekil verirse versin, Fransanın başındaki yeni in - sanlar, bu meseleler karşısında ne dü - şünürlerse düşünsünler, Fransa Suriye müstemlekesinden kolaylıkla vazgeçe- mez. Bu, hem Fransız karakterine uy - maz, hem de Rutin müstemlekecilerinin huyları iktizasıdır. Huyun ne zaman çı- kacağını bilirsiniz. Binaenaleyh, Sancak meselesi, Türki- yenin karşısına aynı zamanda daha mühim bir mesele çıkarmış oluyor: 'Türk - Suriyeli ve Türk - Arab, Türk « İslâm münasebetleri meseleleri. Biz, bu meseleler üzerinde etraflı surette işlemeliyiz ve hakikt Arab . İsâm nas- yonalizmi karşısındaki candan dost relümüzü bütün kuvveti ile gösterme- liyiz. Bugünlerde Pariste ve arkasından Cenevrede yapılacak ftemaslar ve bu temasları müteâkıb matbuâtta görü - lecek neşriyat, mühim bir meseleyi meydana koyacaktır ki onu da si en doğru olarak, şöyle ifade edebili - rim: Sancak meselesi henüz bitmemiş- tir, belki de geniş ve yukarki bakım « dan manası itibarile, daha yeni başlı- yor. Bunu göz önünde tutarak ona göre vaziyet almalıyız. Cam hırsızı tevkif edildi Dün Luka isminde bir adam Bü- yükadada Yat klübün arkasında boş bir evden 13 pencere camı sökmüş ve oradan savuşup giderken polis tara-| fından yakalanmıştır. Luka derhal cürmü meşhud malı suçc sabik ollüğünülen bi ayti l hapse mahküm — olmuştur. Mahkeme suçlunun tevkifine karar vermiştir. Uyanan Arap . . Nasyonalizmi .. . Ve Türkiye (Baştarafı 2 inci sayfada) & Türkiye havadislerini daha yaymak için bu neşriyat zaman - larını uzatmak İâzımdır. Bunlar da kâfi değildir. Arab ve Tür- kü alâkadar eden muhtelif meseleler hakkında bazan radyo ile türkce ve a- rabca konferanslar verdirmek de çok faydalı olur. Arab nasyonalistlerinin çoğu türkce bilirler. Daha sonra, ilim ve fikir adamları - mızın aramızdaki müşterek mesele - lerle . her nevi kültür meselelerinden her nevi günlük meselelere kadar - meşgül olmaları ve eserler yazmaları lâzımdır. Fakat, bütün bunların bir tek gayesi olmalıdır: Küçük Asyada, Arabistan yarımadasında, ve yakın Şarkta, mil - liyet esaslarına ve milli hududlara ri- Ayet şartına bağlanarak siyasi, iktısa- di, kültürel bir sulh, bir dostluk tesis etmek. Dördüncü kır koşusu muvaffakiyetle yapıldı Koşuda Kocaelinden gelen Akyeşil takımı 12 puanla ikinci oldu. İstanbul atletizm ajanlığı tarafından Mb edilen kjr koşularının dördüncü- Eskiden onlarla aramızda orta ta -| Sü dün Kadıköyde yapıldı. Fenerbahçe | bir tur yaparak müsabakayı bitirmiş- rih devrine mahsus bir bağ, bir din ba- | Stadı ile Kalamış yolu arasında yapı - ğı vardı. Taassuba dayanan ve bu iti -| lân bu müsabakaya Kocaelinin Akye- barla asri ve medeni olmıyan bu bağ| $il ktübü de iştirâk etti. ortadan kalkmalı ve yerine medeni bir bağ gelmelidir: Beş kilometrelik müsabakanın yarış yolu üzerinde tamamile yabancı olan Aramızda, medeni, millt ve her mil- | Akyeşil atletleri şâyânı hayret bir ta- letin kendi işlerini bildiği gibi idare bammül göstererek - bilmedikler? bir etmesi esaslarına riğyet eden bir kül -| yol üzerinde İstanbulun en kuvvetli türel bağ ve aym zamanda komşuluk | atletlerini - geride bırakmak — suretile münasebetlerinde dostluk prensibi hâ- müssbakayı kazandılar, kim olmalıdır. Müsabaka Fener stadında bir tur ya- Mısır ve İrak İngiltere ile, Suriye|Parak - başlamış, atletler Kızıltoprak Fransa ile ittifak etmişler. Bu, bizi a- lâkadar etmez. Biz herkesle dostuz, her milif harekete tarafdarız, çünkü biz de bizzat herkesle sulh, dostluk ve anlaşma is - teriz. Bunun da herkesin birbirinin hakkına riâyet etmesile temin edilebi- leceğini biliriz. İşte bütün bunları, bu esaslar dahi- linde düşünen Tü çok düşünce ve fil lTatmıya çalışmalıyız. tün bunlardan daha evvel de rad- Koşu muntazam oldu yolile Kalamışa kadar giderek aymi yoldan dönmüşler ve gene stadyı lerdir. Akyeşil klübünden Galib 18.43 da » kika ile birinci, Beyoğlu Halkevinden Artin ikinci ve Halkevinden a üçüncü olmuştur. Beyoğlu Halkevi 10 puanla birinci, Akyeşil takımı 12 puanla ikinci, 27 puanla Halkevi takımı üçüncü geldi Müsabakalara Galatasaray Iki, Be yoğlu Halkevi dört, Likspor iki, Genç- lerbirliği bir, İzmit Akyeşil klübü bir takımla iştirâk etmiştir. Meşhud cürüm vak'aları azaldı Dün İstanbul adliyesine meşhud ir milli hareketiz. Biz|suç vak'ası olarak geç vakit bir tek vak'a sevkedilmiştir. Bu da göstermek- tedir ki ilk zamanlara nisbetle meşhud suç vak'aları fevkalâde * azalmiştır. Beyazıtta bir kahvede Halil ve yenin daha bir|Sükrü isminde — iki arkadaşın iskam- rini Arablara an | 5) kağıti oynadıkları ha- ber alınmış ve zabıta memurları tara- larile kumar yomuzu küvyetlendirmeği unutmıya -| imdan cürmü meşhud halinde yakala- m. O, Türkiyenin sesidir. Türkiyenin 'nan suçlular cürmü meşhud müddeiu- sesi artık kuvvetli çıkmahdır! Muhittin Birgen 10 Seneye mahküm olan bir katil mumiliğine sevkedilmişlerdir . Yakalanan hırsızlar Kadıköyünde Söğütlüçeşme berber Ferruhun dükkânıni soyan Şerif çald- Kebapçı hanında oturan ve tatlıcı- |ğı eşyalarla beraber yakalanmıştır. bk eden Ahmedi odadaki eşyayı dı rı çıkarmak- yüzünden aralarında * Arnavutköyünde, Ayazma cad- -| desinde Rum kilisesi hey'eti tarafından kan bir münazaa sonunda 7 yerinden | yapılmakta olan mektebin bir müddet yaralamak suretile öldüren Bursanın|evvel demir parmaklıklarını — sökerek Bilav Yunus köyünden rençber Hüse-|çalan Vasil çaldığı demirleri bir demire yin ağır ceza mahkemesince 10 şenelciye salarken ağır hapse mahküm edilmiştir. yakalanmış, müddelu- iliğe gönderilmiştir. |Palamutlar standardize edilecek Palamutlarımızın standardizasyonu etrafında tetkikler yapılmaktadır. Ka- Lite ilibarile diğer ürünlerden daha yüksek olan palamutlarımızın daha fa& la sürülmesi için tedbirler düşünül « mektedir. TAKVIM Bııtt-.uıo 15 ŞUBAT — | Resimi seng 2 V. î 1 VPosta., nın Edebi Tefrikası: 52 b Yökün tabanaüet'Üzülüyomun. |Hnce pük akyak girdiğim bu İoşça gir Fakat sen ne zaman istersen gidebile-İniş odaya bu sefer garip bir merakla ceğimizi söylememiş miydim?. girdim ve sanki yeni görüyormuşum — Babamdan mektup aldım. « Bir iki aya kadar ben geleceğim» diyor. Hem hiç bir üzüntüm yok diyorum da hâlâ gene ısrar ediyorsun.. — Peki.. fakat... gibi dikkatle etrafıma bakındım. - Bir iki maruken koltuk, geniş bir yazıha- ne ve duvarları kaplıyan düz. küçük raflarda bir çok kitap.. Yazıhanenin başına oturdum ve bir müddet düşün- man bunun küçük kahve tengi ince bir defter olduğunu görmüştüm, Sırrı Ni- hat beni görünce bu defteri acele ve telâşla hemen çekmeceye atıp kilitle- mişti. Birdenbire vücudumdan bir tit- reme geçti. Yoksa Sırrı Nihat hayatına ait şeyleri o deftere mi geçiriyordu. Ni- çin © kadar telâşla onu hemen çekme. sine kilitlemişti> Gayri ihtiyati — elim yazıhanenin çekmelerine gitti, hepsi- ni yokladım, dördü de sıkı sıkı kilit - lenmişti. Akşam doktar erken geldi. Yemek- ten sonra biraz oturduk. O gazetesini bitirince ben de yün işlerimi topladım. Birdenbire irkilerek yüzüme baktılelime geçirip okuyacaktım. Son ümir ve ben ona işaret ettiğim tarafın ak -|dim onda idi. Ancak o bana Sırrı Ni> sine kendi odama ilerleyince büsbütün | hadın son dakikada o kadınla arasında şaşırdı. ne geçtiğini, niçin her şeyi benden «Allah rahatlık versin?» demek| gizlediğini anlatabilecekti. için başımı döndüğüm Zaman onun| Kararımı değiştirmiş değilim Feri « hâlâ olduğu yerde taş gibi durarak,|de. Muhakkak o küçük defteri nere - yüzü sararmış elâ gözleri hiddet ve|de olursa olsun bulup, kocamın ben « hayretle büyümüş, yüzüme baktığını|den gizlediği ve kendi eli ile yazdığı gördüm. Hiç sesimi çıkarmadan ya -| şeyleri okuyacağım ve onu okuduk « vaşça odama girip kapımı kapadım. Soyunup ta yatağıma girdiğim za- man geniş bir nefes aldım. Bu gece ©- nün başını omuzumun dibinde gör - mekten kurtulmuştum. Artık derin tan sonra gene sana yazacağım, Şim « Sezadan Ferideye mektup: Babamın rahatsız olduğunu yazı - yor, fazla heyecana düşmememi ken- Devam edecekken birdenbire susup |düm.. Kaç güüdür çektiğim ıztırap pek | Emine Ayşeyi yatırmak için yukarı çı- pençereye doğru yürüdü ve artık ko- nuşmadık. Bir kaç gün sonra idi. Evde büyük bir temizlik yaptırıyordum. Aklıma gekdi. Modadan indiğimiz zaman fazla |kadar devam edecekti? eşya benim odayı boğuyor diye, Sırrı müthişti. Sırrı Nihadın yüzüne baka-|karken biz de beraber yürüdük. Yuka- mıyordum ve o gözlerime bakınca si -| çıkınca evvelâ Ayşenin odasına gir- nirleniyordum, Peki bu halim ne ola-|dik. Ayşe sevinçle etrafımızda dönü « caktı? Bu gayri tabillik ne zamana|yor. doktor gülümsüyordu. Köyden döner dönmez hazırladığım karyola - Dalgın dalgım yazıhanenin üzerin -|sından kanapelerine kadar, duvarları Nihadın yatak odasını olduğu gibi bı-|deki kitapları kariştırırken birdenbire|bile açık mavi olan bu odayı kocam zakmıstım. O gün bu odayı da iyice|hatırladım. Ben bir gece de bu odaya|Pek beğenirdi. Emine küçüğü yatır - nefeslerle uyuyan yüzüne bakarak'dime hâkim olmamı tavsiye ediyor - kendimi yemiyecek: «Niçim niçin her/'sun, Dün babamın sıhhatini acele bil- şeyi benden gizledin, kızını, ve kol -! dirmesi için bir telgraf çektim. Cevap ,lurındı ö) sevdiğin kadını» diye, 1 / bekliyorum. Ona göre hareket edece- |tıtap Ç'lem,ı“kf“f Fakat odaları - ğim, Zaten bozuk olan âsabım bu ha- Jeee .7_"1'“'“' bütün — aztıraptan kur (p ri alınca büsbütün fena oldu. Ateş tulacağımı sanarak ne kadar budalaca üzerindimşkörik Aceba büberü. pik du.M'_ D AF '.ll“hm' mi ağır da benden saklıyorsun? Çünkü ayni kurt gene içimi yiyordu.. temizletip tanzim ettim. Karar vermiş- tim. Eskiden olduğu gibi gene karşılık- h âayn odalarda yatacaktık. Bu suretle biraz rahat edecek doktora geçirdiğim buhreni belli etmemek için daima ihti- Selim Nacinin geldiğini haber vermek|mak için soyarken o memnun mem - için gelmiştim. Hattâ o gece baloya|Nün etrafına bakıyordu. İçin için gül - gidiyorduk. Selim Naciyi kapıda kar-|düm, kızına gösterdiğim alâka her şılayışım, onun iri kahve rengi gözle-|halde onu pek sevindiriyordu. rini açarak hafif bir şaşkınlıkla yüzü-| Çocuğun odasından çıkınca bizim oda- Her geceki gibi azapla kıvranarak dü- şünüyordum. Acaba son dakikalarda Gül Fatma ile kocamın arasında neler geçmişti? Bir zamanlar çılgın gibi sevdiği kadına karşı Sırmı Nihat nasıl Sükünet tavsiye ediyorsun. Fakat bu elimde mi? Hayatım karma karışık bir şey oldu. Tıpkı karışık bir yumak gibi.. Bu birbirine geçmiş ilmikleri na” sil ayıracağımı şaşırmış bir vaziyette- yatta — bulunmaktan kurtulacaktım. |me bakışı aklıma geldi ve birdenbire|lara doğru ilerledik. Yatak odalarımı - Hiç olmazsa geceleri kendi kendime|bir şey daha hatırladım. Selim Naci -|zın karşı karşıya bulunduğu küçük düşüncelerimle yalnız kalmak müm -İnin geldiğini haber vermek için oda-|koridora geldiğimiz zaman gülümei -|içinde Sırrı Nihadın söylemediği şey- ya girdiğim zaman Sırrı Nihat arkası|yerek onun odasını işaret ettim: — Ne zamandanberi kapalı duru -| yolamda oradan oraya dönüp durur -| Ateş kün olacaktı. Temizlik bittikten sonra bir kere|bana dönük yazıhanenin başında du - yim. Allah bana sabır ve kuvvet ver- sin. Bizim küçük Ayşe bir hafta evvel ler var mıydı? Saatler ilerledi ve kar-|şiddetli bir soğukalgınlığından — yattı. yükeekliği için babası zatürrce - hareket etmişti? Birdenbire kahve ren- gi defteri düşündüm. Acaba o defterin nasıl yapıldığını kontrol etmek için o-İruyor, ve yavaş yavaş bir şeyle ya - 'yordu doktor. Cür de bak, bugün oda-|ken kendi kendime kat'i bir karar ver-|den pek korktu. Bir kaç gece nöbetle- daları dolaştım. Sıra yazı odasına ge-İ zahaneye vuruyordu. Döndüğü za -|t ne güzel temizletip yerleştirdim.. |dim. O küçük defteri ne olursa olsun |şerek hastayı bekledik. (Arkası var) AA ERL AA .—.————-J

Bu sayıdan diğer sayfalar: