25 Şubat 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

25 Şubat 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Sayfa --< < SON POSTA ”a Hergün Toprak Kanunu Etrafında Yazan: Muhittin Birgen evletin ana kanunu . teşkilâtı e- sasiye - üzerinde yapılan son ta- dilâttan ve toprak kanu hakkında gazetelerde görülen neşriyattan son - Ta etraflan bazı şikâyet sesleri çıkmr ya başladı. Bu şikâyetlerden bir tane si de, dün uzün bir okuyucu mektubu halinde bana geldi. Toprak kanunu, hakikaten, Türki - yede inkilâbın yaptığı işler arasında en mühim meselelerden birine taallük ediyor. Bu itibar ile, toprak — kanunu, kanun olmazdan evvel de, olduktan sonra da, nihayet tatbikat esnasında da bir hayli mesele mevzuu olmaktan hâli kalmıyacaktır. Buna kani oldu - ğum içindir ki, geçen gün, köylü ha - yatının ıslahı, köyün bugünkü seviye- sinin yükseltilmesi gayesile hazırla - nan projelerden bahsederken, gayet iyi maksatlarla ve ince hesaplarla vü cuda getirilen bu projelerin tatbikat esnasında, yavaş yavaş, kademe ka - deme, tecrübelerden istifade edilerek jyürünmesi münasip olacağını kayda değer bir mülAhaza şeklinde ifade et . Miştim. O mülâhazaları kaydederken zihnimde bu toprak kanunu da vardı. O makale üzerine aldığım bu okuyucu Mektubu vesilesile, bugün de aşağıda- ki mülâhazaları kaydetmek istedim. O makale üzerine İslâm Fuat Tugay- dan aldığım bir mektubun neşri vesi - Jesile, bugün de aşağıdaki mülâhaza - ları kaydetmek istedim. * Bu toprak kanunu, er veya geç, gel mesi zarüri olan kanunlaşdan biridir. Bugünkü Avrupa dünyasında böyle bir toprak kanunundan geçmemiş ve. ya geçmeğe namzet olmiyan hiç bir memleket yoktur. Sebebi de — şudur: Her hangi bir tarihi tekâmülün şart - ları içinde topraklar bir takım fertle- Yin elinde toplandıkça diğer bir takını fertlerden mürekkep olan geniş küt - leler topraksız kalırlar ve nihayet bu topraksız ve yahut az topr: insan -| lar, ötekilerin ecirleri mevkiine dü şerler. Bu hal, toprak istihsalinin hâ » kim devirlerinde yaşıyan her memle - kette, az veya çok şiddetli bir şekilde, ötedenberi en mühim meselelerden o muştur, Meselâ, eski Rusyada toprak meselesi Çarlığın, büyük Petrodan iti- baren halletmeğe çalışıp ta bir türlü | tamam olarak halledemediği mesele -| lerden biri idk Rusyada rejimin | değişmesinde en müessir — rolü oyna- | mış Ümillerden biri de hiç şüphe- siz bu meseleyi Çarlığın makul bir şe- kilde halledememiş bulunması oldu. Meselenin keskin - bir şekilde halen kendisini göstermekte olduğu memle- ketler arasında başlıca feodal toprak nizamını yaşıyan Irak, Suriye ve Mi - sırı gösterebiliriz. Romanyada ve Ma- taristanda da henüz bu mesele halle. dilip bitmiş değildir. Fakat, bir çok memleketlerde mesele hir dereceye ka- dar halledilmiştir. Bizde de bu mesele vardır, halledilmek lâzımdır, — elbet halledilecektir. Binaenaleyh, toprak kanundan esas Hibarile, camla bakı « mından, uzun boylu şikâyete hakkı - | dam -lAmerikadaki feyezanlar ve NesmirMakade: ' T Bayram tatili olsun, hafta veya yaz tatili olsun, her ne isim altında olursa olsun isanların arasıra çalış- maya fasıla vermeleri hem vücut, hem de dimağ noktasında mutlak bir ihtiyaçtır. ——rer di e K Bayram tatilinden sonra.. B [ Vücudun yıprayan hüceyratı, dı - mağın mütemadiyen işleyen meka - nizmaşı bu mecburi tatiller esnasın - da dinlenecek, tekrar çalışma zama nı geldiği vakit yepyeni bir küvvet ile işlemeye başlayacaktır.., — ——— ——— ——— aa —e SÖZ Kalabalıkta merasim Seyretmek için Yeni bir âlet İngiltere kra- İmın taç giy- me merasimi hazırlıkların - dan en ziyade istifade eden adam bir ay- na fabrikatö- rüdür. Bu a- silindir şapkalara öyle bir ayna ter- tibatı yapmak- tadır. ki insan kalabalığın üze- rTinden, bütün merasimi takip et- mek imkânıma malik olmaktadır. Bu tahtelbahir periskoplarından mülhem olarak ğt Aâletten bir milyonu satılmıştır. Yeni sıjııdıler alan fabrikatör fevkalâde memnun bulunmaktadır. reisicamhur Ruzvelt Amerikada her sene feyezan olur ve sular taşarak ortalığı silip süpürürler. Reisicumhur Ruzvelt buna çare bul - mak için Dakota'dan başlıyan, Nebras- ka, Kansas ve Oklahamaya kadar gi - den bir ağaç duvarı yapmağa karar ver- miştir, Bu seddin boyu 2.2(M0 kilometre olacak ve genişliği de 160 kilometre tu-| tacakmış. Sun't ormana 40 milyon a> gaç dikilecekmiş. Şimdiye kadar tutan ağaçların mikdarı altı milyonmuş. Bu orman meydana geldikten sonra, su - ları durduracak, yağmurlar, tüzgâr - lara tehlikesiz bir istikamet verecek - miş. Kısa etek tekrar modamı oluyor? Holivut'tan kopup gelen bir moda, şimdi Pariş ve Londra terzilerini işgal etmektedir. Bu moda mucibince kadınlar artık topuklarına kadar inen eteklikler giy- mız yoktur. Hattâ, bu kanunla hayat- larının gidişi bozulacak olan insanlar arasında, sahibi gibi kalbli Türklerin şikâyette ileri Bide - ceklerini ve bir takım hakları tesiim etmiyeceklerini — hiç zannetmiyorum. Türkiye, Türk için, kütle halinde re - fah ve saadet temin edecek bir valan olmak lâzımsa, mutlaka, bu toprak me- selesinin makul bir şekilde halledilme. gİ de bir zarurettir. * Meselenin esasını böylec, hülâsa et- tikten sonra Türkiyedeki vaziyete ge- çelim: Türkiyenin muhtelif sahaların- da toprak, muhtelif dağılma şartlar: arzeder. Feodal bünyeli mıntakalarda toprak mülkiyeti münferit ellerde çok temerküz etmiş ve bunün neticesinde külleler çok topraksız kalarak ecir va. ziyetine düşmüştür. Diğer taraflarda da köylü topraksızdır, denemez. Fa - kat, fakat Osmanlı sarayının doğrudan doöğruya veya bilvusıta fazla hâkim ol. ( Devam 1i nci sayfada ) miyeceklerdir. Bu modayiı çıkaran, Ho- yi hivut artistleri ve terzileri : — Kadının bacakları da saçları ve gözleri gibi ziynetidir. Onu niçin sak- lamalı demektedirler. Dünyada çirkin bacaklı kadınların mikdarı hayli çok olduğu için bu moda Avrupada hayli muhalefete mâruz kal. mıştır. İSTER İNAN Bu yıl kürban fiatları biraz pahalıca idi. Arife gü - nü şöyle biraz semizce bir hayvanı 18 « 20 liradan a - şağı almak kabil olmuyordu. Bir okuyucumuz anlatıyor: «Beğendiğim bir kurbanı almak için bayli pazarlık ettim., 18 Hiradan aşağı vermiyorlardı. Almadım. Bay- rTam sabahı namazdan sonra aynı kurbanı biraktı, gene almadım. İkindi vakti İSTER ARASINDA ( HERGÜN BiR FIKRA | Tablodaki harfler Harf inkılâbı zamanında, Türk harflerini bir tablodan öğrenmişti. Bu tabloda her harfin yanında © harfle başlıyan bir şeyin vesmi var- dı. Millet mektebine gittiği zaman muallim tahtaya kaldırdı: — Bir «A» yaz. — Yazamam. — Yazabildiğin harf hangisi ise onu yaz. — Bir «U» yazdı. Yanına da bir Ustura resmi yaptı. — «A» yazmayı da öğreneceğim, dedi. At resmi yapmak daha güç olduğu için onu sonraya bıraktımı. A yesi Dünyanın en çok Seyahat eden adamı Bütün dünyanın v: ol- duğunu iddia eden L::ınd'î"rıoçki beni beşer arasında en ziyade seyahat etmiş bir avamdır. Ha- yatında iki kere Sibiryadan kaç- mıya muvaffak olmuştur. Bu yüz- den Çarlık zamanmda hemen hemen dünyanın her tarafını do- laşmıştır. 1914 de harp ilân edil- diği zaman Fransada bulunan Troçki —İspanyaya nefyedilmiş, İspanya kendisini kabul etmemiş, Oradan — Amerikaya — gitmiştir. 1914 de Bahrı muhiti geçerken, İngilizler tarafından denirin orta- sında tevkif edilmiş ve Rusyaya gideceğine dair teminat verdik- ten sonra, Rusyaya girmiştir. Si- yasi ihtilâflar yü: rar nelyedilmiş ve Türkiyeye gel- miştir. Bunu müteakip tekrar Fransaya, — Fransadan Norveçe, Norveçten de Meksikaya g;ııi,. tir. Troçki kendisi için “Ben as- rin serseri yahudisiyim. , de- İngiliz parlâmentosunda devamsızlık News Chronicle gazetesinin siyasi muhabirinin yazdığına göre parlâmen. toda hükümet fırkası idare memuru, meh'usların devamsızlıklarından şikâ- yet etmiştir. Ş Son en beş gün zarfında parlâmen. toda üç defa yoklama yapıldığı halde celselerde ancak 50 aza bulunmuştur, Halbuki bugün parlâmentoda 615 aza vardır. Bütün partiler bu devamsızlığı Tatil günlerinde etrafımıza bakınız. Bir kısım insanlar açık havada, ai. Jeleri arasında eğlenirler, tatilden hakkiyle istifade edenler onlardır. Bir kısım jnsanlar da fırsattan bilis- tifade içtikçe içerler, Bunlar tatilin kıymetini bilmiyenler, hayat eksiri. ni zehir yapanlardır. Londra belediyesinin Resmi istiridye Mütehassısı Profesör Ey- re isminde bir baktriyoloğ Londra — bele- diyesinin res- mi midye ve istiridye mü- Mı #eçilmiştir. Midye ve is- Hridye ile ze- hirlenenlerin dhhı' son zâ- manlarda çob-“ ; İşin, ; =iı bunları ve zehirli istiridyeleri imha ettirmek vazifesile mükel- lef tutulmuştur. Profesör Eyre günde 1000 tane midye ve isti- ridyenin tadına baktığı için has- talanmış ve mexuniyet almıştır. Kadınlar elbiselerinin rengine göre hayvan seçmeli imişler Budapeştenin kibar bayanları meş - hur hayvan mürebbisi Profesör Ro - YŞ ah tatmak |ger'den şöyle bir mektup almışlardır: aBayanlar.. yanınızda hayvan taşı- yorsunuz, hemen eksşerinizin evinizde köpek, kedi var. İçinizde daha zengin olanlar, kurd, aslan, kaplan, panter, fil yavrusu besliyorlar. Bu işi yaparken modaya uyup uymadığını hiç düşün- miyorlar, meselâ her elbise ile aynı kö- peği taşıyorlar. Siyah bir elbise ile ge ne siyah bir köpek taşıyan bir bayanın ne kadar kötü bir manzara arzettiği tasvir edilemez. Eğer beyaz giyiniyorsanız, şen ve şüh bir küçük bayansanız muhakkak yanınıza siyah bir ayı yavrusu almalı- Sınız. Al, yeşil entari giyerseniz yanı - nıza muhakkak bir sırtlan almalısınız... Sırtlan ile sabahları olduğu kadar ak « şamları da sokağa çıkabilirsiniz..» Bu mektup kibar bayanlar arasın- da fevkalâde alâka uyandırdığından, Profesör nasıl ve ne şekilde hayvan ta- şinacağı hakkında yalnız bayanlara mahsus olmak üzere bir kurs açmağa karar k vermiştir. hoş görmemekle beraber yoklama key- Sözün Kısası Bayram tebrikleri İsmet Hulüsi! j esi, dostunu görmiyeli epey z28' man olmuştu. Bayramda biri Ö tekini ziyarete gitti: — Sen geldin, hal.. — Ben geldim! Kucaklaştılar. Bayram dostun, doğ tunu kucaklamasına vesile olmuştu. ük Memur, azameti bilgisine galip âmlâ rine arzı hulüs etmek için vesile arat dururdu. Nihayet bayram geldi. Üç sgı &at düşündü. Üç saat sonunda önünü $ İikledi, eline bir kart aldı. Kartın üzet rine «İdi saidi edhanızı tebrik ederima eümlesini yazdı. Ve altına imzasını kon durup postaya verdi. Bayram, terfiint Atimastan bekliyen memura fırsat olr muştu. * Çocuk, zengin amcasının kapısını ça? dı. Eve girdi. Amcanın lütfen uzattıği elini öptü, ve bayram harçlığı olaraği bir gümüş yirmi beşlik aldı. Bayramj zengin amcanın cömertliğini göstermei sine sebep olmuştu. * Her zaman alacaklı borçlunun kapı« sını çalardı. Bayramda borçlu alacaka linın kapısını çaldı, her zaman alacake : — Borcunu ver! Derdi. Fakat bu sefer bayram hürs metine diyemedi. Ama alacaklı dedi ki: — Size bir borcum vardı. Bir ay dax ha tecilini rica etsem. Malüm ya bayt rTEmMm. — Hay hay malüm, Borçlu rahat nefes aldı. Alacaklı da pek üzülmedi. Kendini bayram bahşişi vermiş bir mirasyedi yerine koymuşi; tu. Bayram borçlunun aylardır ödeyes mediği borcunu bir ay daha geri bıra! kabilmesine imkân vermişti. * Bayram hazırlıkları karıyı kocasilg darıltmıştı. Bayram geldi. Kadın koca sına baktı. Koca karısını yeni bayrami İkları içinde beğendi. — Bayram, elimi öpmiyecek misin?, Bu suretle barıştılar. Bayram karı 4 ca arasına barıştırıcı bir dost gibi giti mişti. * Kasap et satamamışlı. Her gün dükr kânına uğrayıp: — Lütfen bize bugün yarım kilo kıyı malik gönderir misiniz? Diyen borçlu müşteri, dükkânın ö « nünden geçerken, kasaba bağırdı: — Bayramın kutlu olsun! Konukomşudan gelen kurban etleriz ni düşündü. Kasabın karşısında ilk der fa koltuklarını kabarttı: — Bugün ne kıymalık lâzım, re da kavurmalık. Çırağını boşuna eve gön« derme. Bayram, bir gün için olsun müşterie nin kasaba böbürlenmesine yol açmış- iL * Bay filânca kart vizit bastırmıştı. Bayram ziyaretine gittiği tanıdıkları « nın evde bulunmıyacakları saatler! he sapladı. O saatlerde gitti. Ve yem bağ tırdığı kart vizitini bıraktı. Bayram, emsali pek çok olan kart vizit merak« hsına kart viziti olduğunu jilânda yar- dim etmişti. — İsmet Hulüsi Biliyor musunuz ? ——İELM: ? — krlânda bayrağı : e renktedir ve Üzerinde nası| bir işaret vardır? 2 — Kaç türlü kertenkele vardır? fiyetinin mecburt olmasını da bir tür-| Fertenkelenin hususiyeti nedir? lü kabul etmemişlerdir. —— İSTER İNANMA! beğendiğim — koyunun henüz satılmamış — olduğunu gördüm, tekrar pazarlığa giriştik, 16 liraya bıraktı, hal- buki ben bu koyunu 13 Hraya almak İstiyordum. Faz- la param yoktu ve fiatın kurban müddeti azaldıkca İn- 17 liraya oradan geçerken | miş oldum.» dirileceğinden emindim. Nihayet bu sabah (dün) bu koyunu celeb bana 13 liraya verdi. Ben kurbanı bay- ramın üçüncü günü kestim ama, beş İira da kâr et - İNAN İSTER İNANMA! 3 — Oğlunun başındaki elmayı vu- rarak bayatını kurtaran İsviçreli Gi « yom Tel hakkında kimler, hangi eserle. ri yazınışlardır?, -(Cevapları Yarın) * Geçen Günkü Suallerin Cevapları: 1 — Bayyone şehri iki tanedir. Biri Birleşik Amerikada, Yeni Jerseydedir. Endüstri gehri olarak tanınmıştır. De Beri Bayyone şehri Fransada yukarı Pirene eyaletinde, Adour nehri üze « rindedir. Janbonu, iyi suyu ile meşhüur- ürbün ilk defa olarak 1609 da jeat edilmiştir. 3 — Matosiklet, petrol, alkol, elek « trik e işliyebilir

Bu sayıdan diğer sayfalar: