12 Mart 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

12 Mart 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA “ Son Posta ,, nin tefrikesı:29 İSİ numaralı şehit (Ertuğrul faciasına karışan aşk macerası) Yazan : A R. Suat mülâzım Aliye baktı onun için de: “ Bu da tıpkı mülâzım Asaf gibi hoş... Pek hoş bir genç eğer arka- sında bir sevgili bırakmışsa Allah zavallıya imdat etsin, doğrusu ben bu genci sevseydim ayrılığına katiyen tahmmül edemezdim ,, diye düşündü Onun içindir ki iri vücutlu ve geniş|birer ilticagâh olmuştur... Bunların ü- ağızlı köpek balıkları sürü sürü gemi- |zeri, kuş gübreleri ve marti yumurta- nin etrafında dolaşıyorlar.. dümen su-|larile doludur... Bazan şilepler bu a- larını takip ediyorlar.. keskin dişlerile |daların önlerinde dururlar.. - binlerce parçalıyacak kurban bekliyorlardı. yumurta toplarlar. Açgözlü insan oğul- * ları, bu tetiha yerlerde bile zavallı hay- vanlara rahat, huzur vermiyorlar. Bu sözleri dinleyenlerden biri soru- yordu: — Fundal. Bu kumandayı uzun bir zincir gırıl- ! tisı takip etmişti. Suadın omuzbaşında duran, yaşlıca bir çavuş; — Sahilde, birer tavla zarı gibi gö- — Çok şükür.. Ciddeye de geldik. İrünen şu beyaz binalar nedir?. Demişti... Ve sonra, derin derin: — Haa.. o iki bina, çok mühimdir... « Sen Posta » c Tarihi Telfrikas : 82 'Tanzer bu haberi hayretle karşıla- dı! — Haniya bu ilâcı Sama döküp atı mıştı... Şimdi nereden bulacak bu tı-| hsmlı ilâcı? Firat, iki ri ilâve etti — Mâya bir akşam Samanın odası- na gitmiş.. hakiki ilâcı çalmış ve onun yerine bir tas su koymuş. İşte Samanın yere döktüğü ilâç budur. Tılısımlı ilâç de sevindiren şu sözle- " Yazan : Celâl Cengiz ; Gözleri açacak olan tılsımlı ilâç meğer Mayanın elinde imiş harekete gelmişlerdi ki. arada hapsedilen sevgilidinin ge- Tanzer, aylardanberi - sevgilisinin | çirdiği hayatı düşündükçe Nâraşa kı- bu vahşi hayvanlar arasında nasıl ya-İzıyor ve kendi kendine: şadığına şaşıyordu. — Eğer gözlerim açık 'olmyili; onü O güne kadar Tunçayyı himaye e- |tepelemek için- Suriyeye kadar gider- den (Sumer) adlı yılan, mağarada ya- |dim. bancı bir ses duyunca Tunçayın üze-| Diye söyleniyordu. rine atılmağa başlamıştı. Tanzerle Tunçay, sihirbaza Tanzer mağaranın ağzındaki kaya-| (Firat)ı bekliye dursunlar, nın arkasına saklandı. Biz gelelim Samaya.. — Yeğenim gelinceye kadar beni| Sumer ordusunun - başına geçen giden, içini çekerek: ' — Bununla buraya, tam dördüncü| selerim... İki defa, hacı vapurlarile geldim. Bir defasında da, Mithat paşa- yı Taif kalesine sürgüne getiren gemi de idim. Hacı seferlerinde, iyi para ka- | zanmıştım. Köyümdeki evi, o paralarla 5 'yaptırmıştım. Fakat, o kadar istediğim ; halde, Mekkeye gidip te bir türlü, hacı olamadım. Suat, bu saf adamın hacılığa hasret çekişine, sadece gülmekle iktifa etmiş- | ti. Boğucu sıcak, tahammülfersa bir | 1 halde idi. Gemi, hareket halinde olma- dığı için cereyan kesilmiş.. artık nefes almak bile güçleşmişti. Cidde şehri, kalın bir hararet taba- kasının altında erimiş gibiydi. Hurma ağaçları, yüksek binalar, sahildeki ge- milerin direkleri; parlak bir ışık: için» de titreşmektelerdi. Geminin buraya uğrayışı, - sadece bir gösterişten ibaretti. Onun için bü- tün hükümet memurlarile Ciddenin eşrafı ve kalabalık bir halk kütlesi, ka: yıklara binmiş; vapurun etrafını ihata etmişlerdi. " İkindi vaktine kadar gemi demirli kalmıştı. Fakat herkes, sıcaktan fena halde bunalmıştı. İkindiden sonra, tatlı bir grup başlamıştı. Kan rengi ufuklar. 4 da seraplar - titrerken, (Ertuğrul) da ) yavaş yavaş demir almış.. biraz sonra da, enginlere dalmıştı. * Suat, ertesi sabah erkenden güverte- N 'ye çıktığı zaman; gemi, bir takım kü- çük adaların arasından geçmeye başla- mıştı. Eskiden, bu denizlerde sefer eden |Fakat, o zamandanberi tamir edilme- Vaktile Türkler, (Yemen)i zaptetme- İa gidelei, a Diğnleri” yiptrlü çlür. — Bu binalar, nedir?.. — © zamandan kalma, iki kuledir... dikleri için; artık tamamile harap bir hale gelmişlerdir. Suat, bu sözleri büyük bir zevk ile dinliyordu. Böyle, muhtelif - şeyler Geri döndüğü zaman, mülâzim Ali efendi, kendisine gülümsüyordu. — Suat elendi. Hani sen, vakit bul- dukça benim kamaraya gelecektin de, musiki meşkedeceklik... Galiba, vaz- geçtin? — Hayır efendim... Doğrusunu is- terseniz, cesaret edemedim. — Niçin?.. — Sizin çağırmanızı bekledim. / x— Amma, bir şartla. — Ne gibi şart efendim?.. — Sen de bana İngilizçe öğretecek- sin, Bu teklif, Suadın hoşuna gitmişti. Yüzü hafifçe kızararak: — Vallahi, efendim.. ben e kadar iyi İngilizçe bilmem amma... — Canım.. Japonyaya — gittiğimiz! zaman, şöylece işime yarayacak kadar. | Meselâ; İngilizçe bilen bir Japon dilbe-| rine rastgelirsem, ona ne demeliyim? | hakkında malümat almak, hoşuna gi- | çabileceğimi — söyliyeceğim. — Bunun diyordu. için de Nâraştan bir talan altın isteye- Birdenbire kendisine hitap edildiğini |ceğim! duymuştu: İşte sihirbaz Mâya bunun için Tun-| — Suat efendi!... çayı burada bekletiyor... — Efendim. — Vay mel'un vay! Benim Tunçayı —E. istersen, meşke başlıya | — Mağaranın ağzında beni bekle - lım. yin! dedi, bir tarafa gitmeyin.. size — Hay, hay, efendim. ı!ııyırlı haberler .ae.u:mrğe gidiyorum! sihirbaz Mâyanın yanındadır. Tanzer sevinçle yerinden hopladı: — O halde şimdiye kadar neden Tunçeyik görlerini açmarnışi.. — Bunu ben de sordum.. Mâya ba- na dedi ki: «Nâraş Suriyeden muzaf- fet olarak döndüğü zaman kendisine bu müjdeyi vereceğim.. eğer Tunçayı hâlâ seviyorsa, ona gözlerini hemen &- sevdiğimi bildiği halde, demek ki sev - gilimi elimden alıp para ile Nâraşa sat- mak istiyor. Bu sözleri hayretle dinleyen Tunçay şimdi Nâraştan nefret ediyordu. Bir- denbire ellerini uzattı: — Teanzer! Haydi beni kucakla!.. Ben, dün senin idim.. bugün sana ka- vuştum.. yarın da senin olacağım! Firat arama, Tunçay! Yılanların sesini işit- tikçe tüylerim ürperiyor. (Ölüm ku- genç kumandan beyaz bir atın üstün: de sağa sola selâm vererek, yolun iki yusu)nda bile bu kadar korkmamış -| tarafını saran halkın arasından - bir tın. kral azametile geçiyordu. Tanzer, bu korkunç ve - tehlikeli (Arkası var) A İstanbul 4 üncü İcra Memurluğundan: Vasilâkininin Emniyet Sandığına birinci derecede ipotek olup tamamına yeminli üç ehli vukuf tarafından (17000)lira kıymet takdir edilen Büyük MMMM“AM’.&YMT&I(MT. K. 177 ada, 72 parsel 11 ve kapı yeni 74, 76 No. lu evsafı aşağıda yazılı 2 evin tamamının satılmasına karar verilmiştir. 74 No.lu ev: Zemin katı: Karo- simen bir taşlık, bir yemek odası, helâ, alafranga bir mutfak kazanlı bir çama- şırlık, banyo odası, bodrum bir merdiven altı: Birinci kat: Hariçtem ayrı- ca mozayik merdivenle çıkılır camekânlı bir antre camlı kapıdan girildikte bir sofa üzerinde 6 oda mermer musluklu bir helâ, İkinci kat: Çatı katı olup taraslı bir çatı arası üzerinde. iki oda iki dolap iki çatı arası 3 adet de- mir su varili mevcuttur. Bahçede sarnıç set divarları çam incir zeytin ve meyva ağaçlarile iki kuyu bir ahir vardır. Bahçenin yan ve cephesi divardır. Binanın zemin katı kâgir diğer katları ahşaptır. Zemin kat pencereleri de- mir parmaklık diğer katlar pancorludur. Elektriktesisatı vardır. Bu ev ye- nidir haricen ve dahilen ve tamamen yağlı boya ile boyanmış olup diğer aksamında zeminden tamir edilmiştir. Bahçede istinat duvarı olarak üç 8€ duvarı yapılmıştır. 76 No.lu ev: Karosimen bir gezinti mahalli ve antre antre katı bir solfa üzerinde iki oda (tavanları kartonpiyer) arka kısımda karosimen bir koridor üzerinde iki kiler mermer musluklu helâ “bir oda karostmen zeminli, ocaklı çamaşır kazanını havi bir mutfak, bodrumda tu- lumbalı kuyu iki oda bir çamaşırlık brinci katta bir koridor üzerinde iki Yılanları coşturan boru sesleri.. Ur dağının yamaçlarından — büyük Sumer orduları geçiyordu. Uzaktan sesler işitildi. : « — Kahraman Sama, Akatları yen- meğe gidiyor.» | «& — Gudea, Samanın sırma püs -| küllü kemerini tekrar kendi elile beli- be takmış.. onun belinde şimdi iki püs-| kül sallanıyor.» l Tanzer bu sesleri duyunca, Akatlar. ee b akalara G zi vi Di n ör e dU la Sumerlilerin harbe giriştiklerini öğ- tiyorlardı: — Ay.. lav yo verdili — bu gördüğünüz./adalar sonradan| — Yo, değil.. yü..yü. Zaten yeğeni Firat, Tanzere Sumer ğ hasıl olmuştur. Mercanlar büyümüş..| —— Yü.. öyle mi?.. ordularının hazbe - bazırlandığım - biz H araları, karadan sürüklenip gelen toz| — Evet. '"“T:::_ş““ OETEM: b APT: .e n İ '._ ti pııklıı doölmuş.. martilere en emin (Arkası var) HM Ü Simee öti üzerine boylu boyuna uzanan sarhoş bir iki söylendi, sayıkladı. Gene süküt.. | Gittikçe derinleşen korkunç bir ölüm sessizliği... Yanlarındaki mezarlıkta bir baykuş uzun uzun öttü. Rüzgârın uğul tusuna karışan bu uğursuz haykırış; Os tağın üzerine eğildi. Anne - yüzünde yorgun ve uzak bir gü- özlerinin allı N yeşilimsi görünen garip bir renk almıştı. Titriyerek elini hastanın alnına dokundurdu. Her gece bu zaman nemli bir ateşle yanan bu ; bu gece buz gibi idi. Os - ÜĞeğ bakan, ne ka - sün kavruk du tebessüm çiçek - rum!» diyen an - v tunmadı. Çı zalim j bir şüpheyle sarsıldı: Sakın anacığı öl- KAT müş olmasın?.. Bu selfer Osman yorga- | nın üstü t dokundu, evet.. istediği por - takalları yiyemesi *|biyetten çelikleşen parmaklarile bu hı- Öz- | öptü. Sonra ânacığına çok benziyen bu Osman, dehşetten büyüyen " gözleri- le ebedi uykusunu uyuyan anasına, bir de yere yüzü koyun uzanmış, horlıyan sefik adama baktı: At, hep bunların müsebbibi o duygusuz adam deği) miy- di? Senelerdenberi biriken nefreti si - nirlerini bir yay gibi gerdi. Bunlara sebep e idi.. Anasının katili de o.. Os.| man; dişlerini gıcırdattı, çirkin çirkin güldü. Sarboşa yaklaştı, çömeldi. Asa- rıldıyan gırtlağı- sıkmak sikmak, daha olmazsa onu dişlerile söküp atmak is- tedi. Tam bu &snada küçük kız rak uyandı. Zehranın - hıçkırıklaril kendisine gelen Osman; birden doğrul- dü. Kardeşini ölünün koynundan çı - kardı. Susturmak için kapalı gözlerin- den akan yaşlarla ıslak yanaklarını sevifili vücudu arkasından - çıkardığı paltosuna sardı. Bir yangından kaçar gibi evden çıktı; Zehrayı bağrına bas- tırarak karanlıklara karıştı. Yarınki nushamızda : Yalnızlığa dair Yazan: Efim Zozulâ Rusçadan çeviren: Alaz Diye mırıldandı, Tanzer dişlerini gıcırdatarak, sesin geldiği yere kulak verdi. Yoldan geçen Sumer ordusunu u « ğurlamak üzere Ur dağının yamaçla- rında toplanan yerliler hep bir ağız - dan : « — Yaşasın Sama,. yaşasın Sumer ordusu.» Diye bağrışıyordu. Tanzer: — Bu orduyu gören gözlere ne mut- L Diyerek ellerini göğe uzattı: — Tanrım, sen bizim gözlerimizi açmakta geçikmel Bu sırada akseden boru sesleri, ma- garadaki yılanları da coşturmuştu. Zaten en ufak bir musiki nağme - sinden bile müteessir olan ve derhal şahlanmağa başlayan yılanlar şimdi mağaranın içinde adetâ raksedercesine kiyrenip dönüyorlürdi. Tunçay birdenbire haykırdı; — Sumer.. Sumer.. Tanzer hayretle sordu: — Kimi çağrıyorsun? — Beni himaye eden yılanı.. Yılanlar o kadar coşmuş, o'dörece oda bir helâ bir kiler mermer banyo odası ve tekrar bir sofa üzerinde iki | oda zemini çinko bir taras ikinci kat çatı arası olup karşılıklı dört oda bir çatı arası demir su deposu vardır. 76 No.lu evde tamir edilmiş olup haricen boyasızdır. Maabahçe her iki evin umum sahası (7921) metre - terbiinde olup bundan 177 m2. 74 Nolu 153 m? 76 No.lu evlerin zemini olup kala- ni bahçedir. Hududu sağı kısmen 10 parsel Nolu Andiripirim oğlununun 46 vergi No.lu arsası ile kısmen yine Sait kızı Salunun 46, 41 vergi No- lu arsaları ve kismen Mehmet Memduhun 41 No.lu arsası kışmen Fatma Saidenin 46 No.lu arsalarile henüz mülkiyeti tesbit edilmiyen diğer iki par- ça tarla solu kısmen henüz malsahibi taayyün etmiyen tarla ile Foti Foti- yedenin 44 vergi No.lu arsası arkası kısmen Foti Fotiyadi mahalli kismen Fatma Saidenin arsası önü Ayanikola caddesi ile mahduttur, Elektrik var- dır. İşbu maamüştemilât gayrımenkullerin tamamı tapu kaydı üze - rinden —açık —arttırmaya — vaz'edilmiş olduğundan 26/4/37 tarihine müsadif Pazartesi günü saat 14ten 16ya kadar dairede birinci arttu” ması icra edilecektir. Arttırma bedeli kıymeti muhammenenin ! * 75 ini bulduğu takdirde müşterisi üzerinde bırakılacaktır. Aksi takdirde en son arttıranın taahhüdü baki kalmak Üüzere art- tırma 15 gün müddetle temdit edilerek 11/5/937 tarihine mü- * sadif Salı günü saat İ4ten 16 ya kadar keza dairemizde yapıla” cak ikinci açık arttırmasında arttırma bedeli kıymeti muhammenenin *& 75 ini bulmadığı takdirde satış 2280 No.lu kanun ahkâmına tevfikan geri bırakılır. Satış peşindir. Arttırmaya iştirâk etmek isteyenlerin kıymeti muhammenenin ** 7,5 nisbetinde pey akçesi veya milli bir bankanın teminat mektubunu hbâmil bulunmaları lâzımdır. Hakları Tapu sicili ile sabit olmyan ipotekli alacaklar da diğer alâkadaranın ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile faiz ve masa- rife dair olan iddialarını evrakı müsbiteleri ile birlikte ilân tarihinde? itibaren nihayet 20 gün zarfında birlikte dairemize bildirmeleri lâzımdır: Aksi takdirde hakları Tapu siçili ile sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Müterakim vergi, tenviriye, tanzifiy€ den mütevellit Belediye rüsumu ve Vakıf icaresi ve dellâliye bedeli müzayededen — tenzil olunur. Ve 20 — senclik icaresi tavizi müşteriye —aittir.. Daha fazla malümat isteyenler 1/3/937 tarihinden itibaren herkesin görebilmesi - içif dairede açık — bulundurulacak Aarttırma şartnamesi ile 934/ 1361 No.lu dosyaya müracaatla mezkür dosyada mevcut vesaiki görebile” cekleri ilân olunur. — (1384) yak Akay İşletmesinden: 15/Mart/1937 Pazartesi gününden itibaren Adalar hattının -0'; 19,15 seferi Köprüden saat 19,30da ve Yalova hattının saat 164 seferi de Yalovadan saat 16'l5te kaldırılacak ve bu seferler iskelelerden 15 şer dakika geç hareket edeceklerdir. — (1362) ı

Bu sayıdan diğer sayfalar: