3 Nisan 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

3 Nisan 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MONOLOĞ Benim bir saatim vardı Güreşte kazanan imparator| Benim bir - saatim - vardı. ça — diye gündüz — ses çıkarırsın. olmuştu Vardı, diyorum; var.. diye * g:oedzldu muü u_yuyıcıkıın.. miyorum. Çünkü şimdi yok. s n de uyuyacağım. SıE.mh - Sizin var mı? Ne âlâ. Yak leyin erkenden ikimiz birden nisbet verir gibi cebinizden uyanırız. Olmaz mı? : çıkarmayın. Kollarınızdaki - _ıB;.kUm U)'F_):Bîlk Çlbı de leri göstermeyin.. Ne yapa - î_ı ir masal söyliyeyim, bel- hm benimki şimdilik saatçı - 'I“)’Ul diye düşündüm. Ma> da duruyor. #a ld:bad;dım[—îho gene çıt çıt Bir kaç gün evveldi, am - Çt diyordu. Eh artık bu lâf - ü tan anlamıyan — saate başka n K sü î:ın sl;.ıaır:;ı îızı:ılnıç: ı'ı_ı;î :'; türlü bsı; şey yııpmalıydım. ti — Sana söylüyorum, fosforlu idi; Karanlıkta' prril, BEYERR YS F " uyu! y pırıl parlardı. Hele sesi ne gü- Japonynda imparatorluk eden Bon - |zeldi, ne güzel.. — Çıt, çıt, çıt, Unun iki oğlu vardı. İkisinden biri çıt, hiç durmadan çıtırdardı. imparator olacaktı. Bunlar birbirlerile SeKtat SiRindl Kit ae Büreş ettiler. Güreşte Koreshito kazan- DA LK l kalan ea ı“i(î:î"î;nıandığı İi İRALARĞ. vırmayı da — unutmamıştım e ürci jl he Herkesin saatimi görme- € araba ne otomobi sini istiyordum. Bazısı görü- | Oyunlar, eğlenceler | l Kurbağa neden korktu i MK MAD ASA Dedim, ve elimle yüzüne hafif bir tokat vurdum. Ne anlamaz şeymiş.. Hiç oralı değil. Bu sefer daha şid detli bir tokat indirdim, gene| — * ; Ka Ş ” mafile. Anlaşıldı, söz dinlemi: | tUğunu anlamak ister misiniz. Resint* SisökREDA niğia beöğli'da ka- deki numaralı noktaları birden başlı « — ikisi ortası yor. Dikkatli dikkatli bakı - fam kızmıştı. Ne güzellikten yf"_"k 20'1 4';’,"," kadar sıra ile çte — Otomabflip, şimlendiferin icadından | yarlardı. Görmiyenler, bak - anlıyordu, ne de dayaktan.. | LAT TSESRENZ €vvel insanların yanlar Glüra ” anlara — dü Ben ona söz dinletmenin yo-| — Haydi uyan sabah oldu. Eyaların at, ö < Yunu bilirdim. Özeneyim, be-| — Oralı değildi. Ne kadar söyledimiğ — baktırmanın yolunu bulmuş- * ve bunlar gi- a zeneyim, yastığımın yanına|boş. Babama koştum.. Olan biteni ari * ” hi hayvanların ea Z koyayım da uyumasın. lattım. Rüyamı da anlatmayı unut e Sektikleri araba- — Affedersiniz. bay; ya * Bileziğinden — yakaladım. | madım, Babam: t Mî; taşındığını hut ta bayan, diyordum, saa> Hızla fırlattım, duvara çarpr| — Saati atıp bozmuşsun, dedi. —— : b i:aı;—n Fakat tiniz var mi? tı, yere düştü. Şimdi, bunu götürüp saatçiye yaptır * — Ü SGle, :arıbı CTC — Var, yuvarlak koşu sahasından dışarı çıkar| — Sen artık orada ister uyu, İster|mak lâzım. i ğ Vı:ıııîîıb ğılıh:r;îmıu?:nşî: ğı:!ıg:ü: Derlerse.. dım. uyumal Meğer hakikaten saatler gece uyu » — Gece oldu. Yatma zamanı - geldi.| — Dedim, Gözümü kapadım. Uyu -|mazmış.. Babam saati aldı, götür : dum. Bir rüya gördüm, Saat yanıba - Bir l;lı:ı:ı -onrsı_ı zâtirş;:»- dîım:; c:;: İ K Siemleti A İSİZ im. Siz de bil l şıma geldi. Amma saat değişmişti. A: #aatlerinizi uyutmiya kalkmayın, Sa 6 — Düş itöbari) di Fakat| —— Lütfen bakar mısınız kaçtır? di- ” ŞUK « k%ui;îaıg;hx:&mîmurka:ma ye soruyordum. Bakıyorlardı. Saatin S“m_“d“' ayrı yatmak _h'î_ işime gel Ufak bir yer yapmışlardı. Burada bu * kaç olduğunu söylüyorlardı. O zaman | Mezdi. Soyundum. Saatimi kolumdan l“M_'l bir adam 3_,,-;“;" altındaki bir|ben de kol saatimi gösteriyordum: çıkardım. Yastığımın yanıbaşına koy- mManiveleye basarak arabanın teker -|- ... Benimki de öyla.. Döğrü mü Bi dumiı.îen îc îîmm Yatarken deona: |— ——— Kü GA l Bek daği Ba C aGi erini çevirir ve arabayı yürütürdü. ye merak cüniştim de.. Allah rahatlık versin! Bir damla suyun tesiri Eğer: yakları vardı, elleri vardı. ddK uyaamalürrani. Ki Hele şu saatim bir gelsin, hele onül Demeyi unutmadım. Çıt çıt çıt çıt celeri de uyumam. Sen uyurken de bir kavuşayım; keyfime payan olmi « sesi çıkıyordu. Fosforları pıril piril pi-|ben senin Laç saat uyuduğunu hesap yacak.. Oh saatçiğim göreceğim gel « — Yok! rildiyordu. Yelkovanla akrep gene a-|edebilmek için hep çıt çıt çıt çıt ses çır|di vallahi.. Haydi bakayım. Saatleri Derlerse.. labildiklerine biri koşuyor; öteki de|karırım. nizi bana gösterin. Sizin saatiniz aalf a: Bi ak diyordum, benim var | yürüyordu: Olacak gibi değildi. Ken-| — Başını gösterdi: öyle değil. Benimki bilezikli.. Baka * mmı:*ı:my:ı ;l,-..) î;î,,d:mhd:,'_n z disine bazı şeyler öğretmem İ(âzımdı.| — Bık sen beni attın, başım yarıl-|yım sizinkine o da bilezikli, amma bat w Vilyam Bib isminde bir Amerikalı| Akşama kadar hep saatime bakmış- | Elime ıldım; ö | dı. Şimdi t.iü_hom gitmem İ.ü.lm— İFO* îıimki daha başka. Hah, hıh işte tıpliğ | Z N F a yi P ü — Beni dinle saatçiğim; dedim, bak lay kolay iyi olabilecek miyim bil - öyle, bakın bakın baydaki saate bakin — MAZ altında tetkikat yapmak için Dir İtim. Hep amma.. Hele o akrep dedik- ta. gökdi. daktiz becüt & ' BÜNE Te S S : elik küre içinde bin metre derinliğe yer; ufacık iğneyle, yelkovan dedik “|Kaca geldin şimdi. dokuz buçuk de -|meml —— -— Penimkinin eşi, Hişt bayın saati, kar « | T inmiştir. Onun söylediğine göre |): büyük iğnenin dönüşlerini sey -|ğil mi? Bu saat uyuma mnmfldll-| Sabahleyin uyanır uyanmaz rüya - |deşinin sahibi benim.. Kardeşin şimdi — derinlikte suyun tazyiki ©o kadar retmiye bayılıyordum. Birisi gepgenç |Ben gözümü kapayıp — uyuyacağım.. 'mı hatırladırn.. Yatağımdan indim. Sar İsaatçide. Onu görürsen.. Göreceğini - Zladır ki: halli idi. Âdeta koşuyordu. Öteki ihti: |Sen de gözünü kapa ve uyul atim. duvarın dibinde duruyordu. Ö -| geldiğini söyle. Bir daha ne döveriniş î — Eğer, demiştir, çetik küremde bir ç oŞU E O gene çıt çıt çit çıt ediyördü. nündeki camı kırılmıştı. Kulağıma gö-İne de yere atarım. Bunları da söyle e İ 14 eX delik olsaydı ve buradan bir dam- yı_ı'ını:b. h Bi E"ğl e Bi ya-v;-ş_ — Hayır, dedim, olmaz; çıt çıt çıt'türdüm. Ses çıkmıyordu möyi unutma olur mu? Wde Su girmiş bulunsaydı; bu damla su- î":yorrlu_. %lr!.;ıtc'_kmı: anrc;k oı;ı İ byu : Yun yapacağı tesir bir tüfekten çıka - ir sür'atile ilerliyordu. Ben akre - M z Gk bıxpkuarğ:mun yapacağı tesirin ay-|bin yerinde olsam buna tahammül e- Bıraz KÜÇ ÜK HIKA YE —— Di olurdu. demez.. saatin katranı denilen o yus - —e A Bekleyiniz — | Garfanın zürafesi Bir FOTOĞRAF n y İK Sizin ıçm Son Posta yeni ve Garf, o gün zürafesini de yaniniği Yeni bilmecemiz | — makinesi — || —cüzet heiyder "hazrlmıkmdz İkSe Yü arlkğerun Sraİ VBI'İ’GHİZ Az zaman sonra bunların ne ol- niçin yanına aldığını merak ediyor « duğunu gazetemizde okuyup öğ- reneceksiniz. lardı. Gölün kenarına geldikleri za BŞ man hep kayıklara binip kürek çekmk — ye başladılar. Garfa da kayığa bindi,; — Fakat yanına kürek' almadı, Zürafa nın başına taktığı yuları ellerile yakar — ladı. Zürafeye bağırdı. Zürafe hzmı(_. göle girdi. Uzun bacakları esasen pelğ — alışkanın dediği Aklımda benim her an, Garf siyah vücutlu, siyah yüzlü bir İmtiban yaklaşıyor.. ASN FN ş derin olmıyan gölün dibine dokuün » | Zlba, Körkanl! hai YO genç zenci idi. Garf bir gıln kulübe - duğu zaman başı sudan dışarıda kali: ' İmtihan yaklaşıyor.. sinde otururken dışarıdan bir ses duy- yordu. Ş |du, Hemen kulübeden fırladı. Uupu - z _'; zun bir zurafe kulübenin önünde du-| Zürafe yürüyünce Garfa da yularl! ruyordu, Garf buna çok sevindi. Ko -|bırakmadığı için Garfanın kayığını dg — nusu komşusu, bildiği bilmediği top- 'çekiyordu, Garfa ötekilere bağırdı: landılar. — Gördünüz ya; zürafem ne — Garf bu zürafe sana mı geldi? | yarıyormuş!. — Bana geldi yat — Bu ne işine yarıyacak? Garf güldü; içinden: — Nasıl işime yarıyacağını görür - sünüz! diyordu. Bir gün bütün kabile birden epey uzakta bir yere gidiyor - lardı. Oraya gidebilmek için bir gö - lün etrafını dolaşmak, yahut gölde ka- yığa binip kürek çekmek icap ediyor- du, Çalıştım bütün sene, Bu resimde canlı olarak bir tek inek göze çarpar. Fakat dikkatli baka - cak olursanız daha başka canlı neler var. İnsanlar, kuşfar, inekler. Daha daha neler. Onları bulun, yerlerini çizin, ayrı ayrı tenklerle boyayın ve tonra vesmi kesip bize gönderin.. Birinciye bir fotoğraf makinesi, diğer Yüz kişiye başka başka hediyeler vereceğiz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: