3 Nisan 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

3 Nisan 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 Ala 450 lira kazandıran bir iş: Helâ bekçiliği e Dr burası tam sizin aradığınız yerdir, İstanbul belediyesinin asri belâsı Süt beyaz mermerler, Esere im Li ö z 1 Pari ge gmleklerinin yakaları gibi sie Bıcır silinmiş aynalarda tırnak ein çizinti ve lekecik bile yok. di Mi merbut lâvmananın üzerin - lr sistem. musluklar, parlaklık - pi aa AYRAYIa boy ölçüşüyorlar. im Krm altındaki cam rafın üzeri - ve a ik ni Y Ve fantezi şişeler sıralanmış, onla- Tin drala Tatarında ç; Ipeya, ki > tular var. cam, alpega, kemik ku Duvar, gile merbut ufacık Taflara da, miz siri zarif ve madeni saksılar Yetiştir ile birinde bir başka çiçek İçeri girer ki girer girmez genziniz lâvanta, Birden ve çiçek kokusile: okşanıyor. gözlü karşınızda peydahlanan güler ka 0 Süt kadar beyaz gömlekli sinek” aydı traşlı iki del Yaa başları âbani sargılı u- Şakları gibi yerlere kadar eğilerek se - ümlıyorlar; iğ Çok kârlı bir iş yapan helâ bekçileri Fakat, helâdan çıkarken anliyorsu - nuz ki, gösterdiğiniz bu ihtiyat, sizi çü- rük tahtaya basmaktan kurtarabilmiş değildir. Ve siz, belediye helâsının ka- pısı üzerindeki levhaya kanıp içeri gir- mekle, çoktan çürük” tahtaya basmış; bulunuyorsunuz. Çünkü helâ kapısı ü-| zerindeki levhada; «Parasızdır» keli - mesi yazılı. Fakat buna inanıp ta içeri girdikten sonra karşınıza çıkan bir di- ğer levhada şu cümleyi okuyorsunuz! «Servis ücreti yüz paradır!» Evvelâ bu tezada itiraz etmiye ni - yetleniyorsunuz. Fakat karşılaştığınız mübalâğalı ikrsmın ve iltifatın mahcu- biyeti, sizi böyle bir itiraza kalkışmak-! tan menediyor! — Buyurunuz efendim! 9» Paktonuzu ketem buyurun bayım! kanın lütfetmez misiniz pa - Pal ze kerem buyurduktan, şap- ika Tülfettikten sonra içeri buyu - Yor, si? Bayri ihtiyari tereddüde düşü sik Acsba yanlış mı geldim! diye dü- ten kendinizi alamıyorsunuz! Fakat etraf, * #trafınıza biraz daha dikkat & ce RL Beni dün, belediy j de- titiz bi, yorsunuz kiş“girdiğiniz. yor; ki lila el ekilen Ab i Pp, ir Operatörün ar vey, a Tar #üks bir berber di Aradığınız yerdir, mizdir, «İstanbulda asr «İster İnan, İster! sütununda okuduğum Şuj «Son Posta» nın, “İ İnanma; satırlardı : Yök? diyenlerdir. «Yakından tanıdığımız bir arkada; Bük anladim ki, İstanb anlattı: «İstanbulda yeni yapılan umur| sine iftihar verebilecek k. mi helâlardan birisinin sı günde! Mbir balâya sehintir. O kad. tamam 15 lira balışiş Coylamakta, bu tanbul N - a hesapla da, ayda mübalâğasız 450 Jira; stadı, bri bu kadar easri» bi . ma ancak bir kaç asır sonra S3 -| kazanmaktadır.» hip gi i “abii i İ Bunu bi yan BEk3 Di Tüp abilir. Hattâ o kadar ki, bu kadar iri yliyen gökadaş her hs kaç Ve Asri bir müesseseye girerk gi bir iddiayi incelemeden ortaya ata Işımıza çikan beyaz gömlekli raklilatı aklıdır, saatlerce bekleyip he. Stların size: w - de pek sever. Buna rüğmeli bir umumi he'â bekçisinin iviyük bir *— Buyurun! i Yurun! demelerini bile yadır- hü Biyamıy ESUN Uz? ticaret evi ibi kadar p: kazana - bileceğine inanmadık, fakat ey © Çünkü içine; «Buyurun!» denilmesi e N İk kuyucu ter İ ster İna . üret sayılan ehelâ», pisliğin sem -| “Ey Gu mi çrdreyi yi olüydü. Halbuki, belediye helâsı, ti > ee kadının yatak odasi kadar te * buna bir türlü inanamamıştım, Ve dün oraya uğramaktan niy gum itimatsızlıkta haklı olup olmad: K »sa koridorun nihayetine doğru yü” Türken, gö : / ğımı anlamaktı. Bu maksatla, helânın «El ağam ai Aliş dış kapısının kenara dikilip helâmn i bi sürme : Gö, müşterileini sayınıya koyuldum, On © Bits beş dakika içinde, içeriye girip çıksn diy, ye Ödünüz kopar, Halbuki bele A anh YEN vi csina girerken bu levhayı o -| “© ŞA Uyunca, bir helâda ol Sila 9 “İ saatlerinde, bu rakamın daha düşeb TAE lin elâda olduğunuzu tek -| coğini, ve daha yükselebileceği sere tüYorsunüz, ve bir kıymetli © a İ müzesini gezdiğinizi sanıyorsu- şünerek, helâya a 2 kanların vasatisini 20 kişi Biri yor, ve hesap ediyorum: «Bö'melerin tag p Helâ, sabahın yedisinden, gecenin 22 Biri air sine kadar açıktır. Yani günde on beş e ıç $ asında da şu cümle yazi , bölmelerin önl saat işlemektedir. Ve on beş saalte mam 60 tane 15 dakika vardır. ) re 60, 1200 eder. Binsenaleyh, Jâmızın kısa gündeki kazancı adam ba» a yüz paradan, takriben 30 lira tu'- tart, Bu neticeyi bulduktan sonra, tekrar tahtaya basınızl “â bu cümleyi okuyunca, çürük öğüt Va Si b asmamak için basman i&eri tahtayı: gözünüz'e muayene -| £ Ted 1! geçiriyorsunuz. “İkü helâ SON POSTA Konuşma : —— Bir kaç şair Narullah Ataç Varlık mecmuasını bilmem muntaza - man takib ediyor musunuz? Doğrusu her sayısını ben de görmüyorum. Fakat iyi et- miyoruz; çünkü daima cansız şeylerle dolu değil, bazan da bize yeni bir isim, taze bir gür getiriyor. Güzel, hattâ güzelce bir şilre rasgelmek ümidi de bizi onlarca, yüzlerce boş sayıfayı çevirmeğe razı etmelidir. 15 martta çıkan 89 uncu sayı önümde duruyor. Bittabi önce manzumeleri oku - dum. Bazıları hemen unutulabilecek 4ey - ler olabilir, fakat bazıları da kafamızda yaşıyacak tatlı bir iz bırakıyor. Ahmed Muhib'in, insanın başı ile değil ayakları ile düşündüğünü iddia eden manzumesin- de, bu iddianın garabetine rağmen insanı güldürmiyen, bilâkis esaslı bir muamma karşısında imiş gibi düşündüren bir hal var, Ahmed Muhib mütemadiyen arıyor: belki de çok uzun süren bir arama... Fa - kat onun bilhassa bu araması, bir merha- lede durmak istemeyişi bize sevimli geli - yor, her şürinde tazelenen bir ümide sev- kediyor. Varlık mecmüasınm yeni şairlerinde de en çok dikkate çarpan şey zaten bu arama, öteden beri mevcud mevzular ve kalıplar- İn iktifa etmemek arzusudur. Hani hece vezninin on birlik ve on dörtlük mısralar. nin bir ittiradı vardır; bir kıtayı bitirir bi- tirmez insanı yeknasaklığı ile sıkıverir, Ri- za Tevfik'in, Faruk Nafiz'in yani hece vez- nini en ustaca kullanmış sayılan şairlerin eserlerinde bile bu hal bizi rahatsız eder. Gerçi Faruk Nafiz'le arkadaşlarından s0n- ra gelen şairler bundan kurtulmağa çalıştı- lar; fakat onlar da çabucuk bir itirada düş- tüler, Ancak Cahid Sıdkı ile Ahmed Mu- hib'den sonra, hece vezninde yeni bır â- henk aramak arzusunun devamlı bir gaye haline geldiği görüldü. Varbk'ın yeni şair- leri de o yolu takib ediyorlar. Hattâ Oktay Rifat gibi (bu şairin adını daha yeni duyu- yorum) on bir hecelik mısraile köy hasre- tinden bahsedenleri, yani yepyeni bit mev- zua yepyeni bir kalıp aramıyanları bile €s- | ki ittirada düşmekten çekiniyorlar. Mese- lâ o şairin «Dreams about homes isimli (bu ingilizce ad niçin? aceba bir tercüme mi?) alalım «Ah! ümitlerle koşardım izinde - Gecel ateş böceklerinin. - Dönerdi kocaman da iresinde - Ağaçlar ve gök yüzü çemberi * Bu mısralardaki acemilik edası, ka- fiye yanlışları bile hoşumuza gidiyor. O kadar tazelik var... Orhan Veli'nin, Meh: med Ali Sel'in manzumelerinden de par - çalar almak isterdim, yerim azi fakat Me- lih Cevdet'in şu dört satırını zikretmemek kabil değil: «Ateşini kaybetti alın; - Şimdi bütün rüyalar yarı. « Bulsam, bulsam artık dünyamı - Kızıl kavsinde arıların...» Ahmet Rahmi'nin biç bir mısrsını almnı- tamamile okumamız manzumesinden bir parça min.» yacağım, çünkü onu lâzım. (Bittabi mecmuadaki tertib yanlışı mı da düzeltirsinizi «nerde», tam yedi defa «nereden diye dizilmiş.) Fazıl Hüsnü'nün «Devam eden» adlı manzumesi de (serbest nözum) çok güzel... Fakat Fazıl Hüsnü tanıtılması icab eden yeni bir şair değil, si tanırlar, sevenler onu zaten ae enne am içeri giriyorum: — Bu helânın müsteciri siz misiniz? — Evet... — Kaç ira kira veriy sunuz? Fakat helânın bütün masrafı — “Helânın masrafı dediğiniz ne O - iacak” — Biektrik, su bedeli, talaş, sabun,| kolonya parası, Hattâ musluk parlat - ma tozunun parası bile bizden çıkıyor! Bu masraflara mukabil de, hasılat - tan bir miktar tenzilâş yapınca, bizim İster İnan, İster İnanma sütunundaki ü al isabetine inanmamak elimden gelmiyor. Ben dışarı çıkarken, yanıma soku * lan bir bildik; kapının önünde duran iüles bir otomobili gösteriyor: © Görüyor musun? diyor. Erbabı as- ri belâya, lüks otomobille geliyor. Ve ve ediyor: Bir çok kimseler de buraya, et - ka yapmak için geliyorlar, Çün- ın lüksüne girm: lokantanın, barın, gazinonun Jüksüne Helâların rimizi ve itiyatlarımı bi görünüyor. Meselâ artık «helâ suratlı «helâ kokulu yeri» tabirleri, değil, i (Devamı 8 inci sayfada) bir çok söz değiştirecek gi- adami», fat ifade edecek. Ve helâlar) laşmışlar, Muğla takımı İzmirinÜçok Fenerle karşılaşıyor Her iki takım “ en iyi müdafaa hücumdur!,, düşüncesi'e oynarlarsa takım galibiyeti İzmirin Üçok birleşik takımı bugün eitli küme oyunlarının üçüncü turu münasebetile Fenerbahçe ile ilk maçı- nı Taksim stadında yapacaktır. İzmirde Doğanspora mağlüp olan ve Beşiktaşı | - O mağlüp eden Üçok ta- kımı İstanbula yaptığı bu seyahatte nasıl bir derece alacağı merakla bek- lenmektedir. Bugün Üçok takımına karşı çıkacak Fenerbahçe ise ilk turda Beşiktaşa mağ üp olmuş, AArfkarada yaplığı iki maçı- da kazanmış bir vaziyettedir. Kendi toprağında bütün kuvvetile bu maçı yapacak olan Fenerbahçe bu gün en sağlam şekliyle sahaya çıkaca- ğına göre zannımızca galibiye: için w zun boylu uğraşacak değ dir. Son 0 yunları dolayısile hayli yorgun halde İ bulunan Fenerbahçe durup dınlenme- den yaptığı son maçlarda yorulmuş ol | duğu için bu patırdılı günleri de Anka- rada yaptığı oyunlar gibi muvaifakı yetle atlatacak olursa yüze yüze kuy İruğuna geleceği şampiyonluğu Beşik- jtası tekrar mağlüp etmek suretiyle ka- zanmağâ çalışacaktır. İzmir ve Ankara maçlarını galibiyet le atlatmak çarelerini üzerind: bütün dikkatini toplamış olan Fenerbahçe ni hayet şampiyonluk kozunu İstanbulda ki rükiplerile paylaşacağı için İstanbul dan ziyade şimdilik şehir maçlarına &- hemmiyey vermek zorundadır. İki klü bün birleşmiş şekliyle olgun bir m zara arzeden İzmir takımı gerek oyur j cularının bizce tanınmış tarafları ve ge rekse burada mutlaka galip çıkmak a zusunda olmaları bugünkü maça 8 bir ehemmiyet ve o nisbette de büy bir husüsiyet vermektedir. İ Hücum hatlarından ziyağe müdafaa tarafları daha kuvvetli olan Üçokun, Fenerbahçe Karşısında daha fazla mü- dafaa ile vakit geçirmek gibi bir oyun tarzı yerine «en iyi müdafaa hücum- dur!» düsturile hareket edecek olurlar- İsa iki taraf için fazla gol çıkarmak şan- 28 - 3 pazar günü Muğla stadyo- hakaret munda Muğla - Çine takımları karşı - 3-2 galip gel miştir. İki takım oyuncuları maçtan evvel takımıbugün en iyi müdafayı yapan temin edecektir Bugün Fenerbahçe ile karşılaşacak olan Üçok takımı sı artacak ve bu arada en iyi müdafaa yapan takım da galibiyeti kendi tarafı na çevirecektir. Oyun tarzları daha ziyade sür'atli ba reket üzerine istinat eden Üçokun bü: tün kuvvetini yarınki oyundan ziyade bugünkü maça vermesi burada yapa - icakları ikinci maç için de bir mânevi- yat meselesi olacaktır. | İngilterede Lik maçları ! Mayısa kadar lik maçlarını bitir- meğe mecbur olan İngilizler, geri ka- lan oyunları hafta aralarındı da üst üste oynamağa başlamışlardır. Stohe C. Arsenal o o Lik maçlarının otuzuncu oyununu “İyapan bu iki takımın maçında 51,000 Kişi hazır bulunmuştur. , Beş mühim oyuncusundan mahrum olan Arsenal bu maçta İfkte on beşin ci olan Takibini yenemediği için bir puvan kaybetmiştir. Bir tek sayı kaybedilmesi Arsenale pahalıya mal olmuş, Chariton takımı ibu suretle 47 puvanla Arsenal ile be- raberliğe kadar yükselmiştir. Chariton Chelsea 1 o Likte en başla giden Charlton takı- mı İikte onuncu derecede olan rakibini 1 - 0 gibi bir sayı ile mağlüp etmiştir. Bu maçta 50,000 seyirci bulunmuştur, Charlton sayıyı ilk devrede yapmıştır. Manester C. Liverpool s ı 40,000 kişi önünde yapılan bu maç ta ilk devre | - | berabere bitmiştir. İkinci devrede Manester dört gol ata- rak oyunu büyük farkla kazanmıştır. İngiltere lik maçları beş maç sonra bit miş olacaktır. 'Muğla - Çine takınıları arasında maç Maç çok heyecanlı olmuştur. Çine - liler Aydın San'atler mektebinden O - yuncu şlarak takımlarını takviye et * mişlerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: