18 Nisan 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

18 Nisan 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Sayfa 14 üncü kısım İttihat ve Terakkide on sene No. 7 İTTİHAT VE TERAKKİNİN snuui Talât, Enver ve Cemal nmasıl kaçtılar, nasıl öldüler ? Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen Müfrit ittihatçı olan bir gazeteci birdenbire aleyhimize dönmüş, fenalığı ile beraber İttihatçıların geri|İttihat ve Terakki rej gelmesini istemeğe başladılar. Küçük halk, kütle, fasit politikacılardan büs- bütün başka düşünüyor ve başka du- yuüyordu. Müönevverlerin bir kısmı a- rasında İttihatçılara karşı hücum yeni başlamış olduğu balde, İstanbul halki bir anda başlamış olduğu hücumdan hek haa bir zaman “içinde birdenbire vazgeçti. Bunu gören vatansızlar da büsbütün kızdılar ve İttihat ve Terak-|detli bir dil kulanıyordu ki, iş kendisi- kiyi büsbütün yok etmek , şiddetlilne kalsa, o dakikada bizi vatana hiya- neşriyata ve şiddetli tedbir ılınmnmım—l cürmüle itham edip idam ettirmek ini tutmuş olan gazeticilerden biri, hattâ İttihat ve Te- rakkinin sol cenahına değil, hattâ mer- kezine bile değil de, sağına mensup bulunan bir dost gazeteci, bizim, mat- buat cemiyeti bakımından olan faali- yetimizin müzakere mevzuu bulun - duğu sırada söz alarak, hepimize bir: den «İttihatçılar!» diye hücum etti, Bu hücumu yapan arkadaş, o kadar şid - iştemeğe başladılar. işden bile değildi. Halbuki —matbuat Matbuat cemiyetinin rolü — |cemiyetinin idare meclisi içinde İti - - . a TVE hatçılarda, bir kısım — muhakifler de k Bırıunlerdekı _[l?-l_lrfek";lllhl'v ".: yanyana oturmuşlar ve hep - birlikte "mhn hlıf:: aS 'u:»an:y:::ıın:a Türk matbuatına bir cemiyet yapmıya maları lâzım gelen in T U k bile hüküm süren gafleti daima, acı ve salışmışlardı. Bu zata Ağaoğlu Ah - ağır duygularla hatırlarım. O sıralarda îerdiîkb;:f:îl’:âkîî:iıî dx; ıl:;'ı biz iki sene gvve_l !uırmuş oldugumpz_ batçilık ruhunu 'bu kadar. kuvvetli matbuat cemiyetinin ilk kongresini hissetmemiştim. Ayağa kalkıp ta: yapıyorduk. O zamanki bu matbuat - Ç cemiyetini kuranlar, - yani, Yunus| — E_V"' İttihatçıyım..., Arkadaşla- Nadi, Ağaoğlu Ahmet, Ahmet Emin, |Fimin bir kısmı değil ama, diğer bir Mahmut Sadık, Abdullah Zühtü ve |ktsmı ile birlikte ben dd İttihatçıyım! ve ben * hakikaten bir meslek cemiyeti Dediğim sırada , © n üKü e yapmak istemiştik. Kâğıt işini Alman- | yecandan titreyordum. Günün veha - ların elinden alarak matbuat cemiyeti-'metini anlamıyarak, haksız Yere bi me verdik ve bu suretle cemiyete küçük İ(hücum eden bu dost, benim içimdeki bir varidat temin ettik. Bu, hem gaze-İbütün imanı ve ümidi, ayaklarının al- telerin kolayca kâğıt tedarik etmelerini (tına alıp kırmak ve ezmek istiyor gi- temin ediyor, hem de cemiyete faydalı| ——— — oluyordu. Yaşamak — için lâzım olan varidatı bu suretle temin edince, ce- miyet de hükümete karşı müstakil, bir meslek cemiyeti oluyor- du. Biz bu cemiyete Beyoğlunda güzel bir bina kiraladık, güzelce döşedik ve ilk köngresini de orada açtık. İttihat ve Terakki, diğer cemiyetlere karşı yaptığı gibi, bir kaç defa bizim cemi- yeti de bir nevi himaye ve vesayet ab tika elisak; önü bonttül'içiüde tutmak istedi. Her defasında, buna karşı ben | göğsümü gerdim ve onun fırka, :iva-l set ihtirasları haricinde sırf bir mesle- k? teşekkül olarak kalmasını temin et- tım. İdare heyeti içinde ber renkten ilsan vardı ve buna rağmen, meilek bakımından ve meslek duygusu için: de, bunlar tam bir ahenk ve tesanütle hareket eden matbuatçı ruhile çalışı * yorlardı, Birdenbire aleyhimize dönenler İşte bu kongrenin toplandığı gün - dür ki bence o zamanın ağır darbesi, €en ümit kırıcı ve en iman yıkıcı bir ha- disesi ile karşılaştım: İki ay evveline gelinceye kadar — İttihatçılık yapmış, tamamen Mevduat için “ İttihatçılar! ,, diye bağırmıştı Ahmet Ağaoğlu biydi. Yüreğim yana yana, kendisine cevap verdim. İttihatçı olarak nerede hesap vermek lâzımsa orada hesap ver- meğe hazır olduğumuzu fakat, mat - buatçı ve matbuat cemiyeti azası ola - rak yaptığımız işden dolayı daima if- tihar edeceğimizi izah ettiğim zaman, dünyanın en zavallı ve aldanmış insanı idim. Memelekete, siyasi değil, mesle- ki bir cemiyet vermek için o kadar çok çalışmış olanlardan biri ve bu uğurda| bizim İttihat ve Terakki ile mücadele etmiş yegâne adamdım. Buna rağmen, bugüp sade ben değil, hepimiz İttihat- çılıkla itham ediliyorduk ve - İttihatçı olmak en büyük bir günah sayılıyordu. Ötedenberi İttihat ve Terakkiye muhalif gözile bakmış, fakat haddi za- |tinde, dürüst bir insan olan Mahmut Sadık bile bu yıkıcı ruhtan okadar mü- teessir olmuştu ki, sözümü bitirdiğim zaman evvelâ beni teselli etti, sonra da kalkıp söz alarak bizimle birlik yaptı. Bu hâdise, o karanlık günlerde kafa- ların ne kadar hezeyan ve ruhların ne kadar gaflet içinde bulunduğunu gös- termeğe kâfidir. Biz o kongrede «İşte size bir matbuat cemiyeti teslim edi - yoruz» diye cemiyeti kongreye teslim ettik ve İttihat ve Terakki kongresin- de olduğu gibi. yeniden hiç birimizin idare heyetine girmiyeceğini bildire - Para plasmanı için öğütler Kiralık Kasalar Bütün gün arasız açıktır tek çekildik. (Arlcısı var) elverişli şarllar ———7 KIRK ASIR SONRA!.. Çeviren: F. Varal Mösyö Grosdeniler alimış yaşından| pet derisi eşek derisidir. O halde şimll uzak olduğunu söyleyen bir adamdı Gerçe yalan söylemiyordu: Zira bu ya- şı aşalı yedi sene olmuştu. 'Tarih muallimliği ettiği ıır.ıkım_:ı. maarif vekâletinde bir kalem amirinin kızile evlenmişti. Bu sayede bir gün akademiye aza olabileceğini üumüyor- du. Möayö Grosdenier kırk cikd kitap yazmıştı, Bunun için, akademide ne za- man münhal bir yer olsa, kendisini namzet gösterirdi. Fakat her sefer: şu şekilde bir red cevabı alırdı: ğiniz mevzular çocukça şeyler.» O vakıt bizim ihtiyar acır bir hal alarak kendi kendine: « Ne yapsınlar! derdi; kıskançlıktan ölüyorlar, Çü: eserlerimle vücuda getirdiğim ehram - ların tepesinden onlara bakan kırk se- nelik bir tefennündür!.. Fakat ne çıkar, takdir edilmeyen ilk âlim ben miyim ki! Eski Mısır hakkında ben yeni bir şey keşfedeyim de o zaman görürler. Mösyö Grosdeniere bir gün postane- den bir paket getirdiler. İhtiyar adam paketi açtı. İçinde bir kulu ile bir de mektup vardı: « Sevgili amcacığımc « Mısırda bulduğum çok garip bir şeyi sana gönderiyorum. Bunun ne ol- duğunu burada kinmse anlayamadı. Söz, senin gibi büyük bir eski eserler mü- tehassısının. «Ellerinden öperim.» Bu, müstatil - şeklinde bir kutunun içine konmuş küçük fakat işlenmiş bir tabuttu. İhtiyar âlim tabutun kabağını me -| rakla açtı. İçinden deriyi andıran bir| | şey çıktı. | Âlimin heyecanını gören hi?ml-tçî. kız da kutudan ne çıkacak diye bakı - yordu. Çıka çıka kuru bir derinin çık- tığını görünce: jayvanın — derisinden için haz ü andıran bu : ne arıyor? Bana öyle geliyor ki bu sırrı |keşfe muvaffak olacak ve bu - sayede akademiye gireceğim. k ki bir hayvan de oöjide, möan derisin- imyalandığı görül pılmış bavulunu get İle öküz derisi ayni değil tiği eşya ile elindeki d alarında hiç bir b ir trampet n siçradı « Ttam-| || Yarınki nushamızda: ş, bu derinin eşek derisi olduğunu B pat etmekte. Bunda muvaffak olursan elde edilecek nelice herkesi hayretl düşürecektir. Grosdenier sordu: — Niçin? — Eski Mısırlılar timsaha, öküze ta parlardı. Fakat eski, fenalık ve karalş n timsali addederek bu za na yapmadıklarını bır Şimdi bak, bu kadar itina iMf nmış bir derinin bir eşeğe all olduğunu isbat edersem, M ğin de takdis edildiğini * karmış şimdiye kada; çürüttüm der rafta bir ihtjlâl gibi patlıyacak e'bette., Ben de fevkalâde eserimin mevzuumu bulmuş olacağım: «Mısır esatirinde e « şeğin hakiki mevkii», Bu eseri yaz « mak ise, akademi kapısının anahtarını cebine yerleştirmek demektir! * Fakat her şeyden evvel bu derinin & şek derisi olduğunu isbat etmek Jâzumi dı. İhtiyar âlim bu mukaddes eşyayı 08 bine atarak, kendi fikrince eşek deri « sinden anlıyan herkesin kapısını çaldı Elindeki deriyi davul yapan bir a * Gdama, bir mücellide, bir debağa, eşek | lerini kiralıyan bir gence gösterdi. Bu adamların hepsi de, karşılarında bir deli olduğuna kani olarak, bu derli nin eşek derisi olğuğunu, bu eşeğin di erkek ve yetişmiş olduğunu tasdik e& tiler. Bunun üzerine Mösyö Grosdenien kendisine kat'i zaferi kazandıracak esek jrini kaleme almağa başladı. * İhtiyar âlim gene bir butu elinde evirip çev . Kıy « metli eşya birdenbire elitden düşüven Ressamın sevgilisi Çeviren: Faik Bercmen |

Bu sayıdan diğer sayfalar: