16 Mayıs 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

16 Mayıs 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Fe nerbahçe İzmirde Doğanspora yenildi (Baştarafı 1 inci sayfada) Mâhind gibi sakatlanan elemanlarından 1 olarak sahaya çıktı. Hüsameddin, Lebib, Cevad, M. Reşad, İyem Bülend, Fikret, Naci, AH Kı - Hakem, Niyazi şeklindeydi. ir Ankaradan İbrahim. tek 'bahçeliler oyuna kendilerinden *min bir vaziyette başladılar. Do - i rad İse bilâkis tedbirli ve enerjik. Müdaransı bil MR Ve o da entes bir şandelle ortaya ei santrforu topu kaleye Fener kalecisi Hüsameddin İPE Binke edemedi. Buna rağr:en top ata giy, ye Zevksiz bir oyun sonra oyun zevksiz, şuursuz Beşi aldı. M. Reşad topu Ali Rızaya tada. ge Feğİ sürü İzmir kalecisi kur - kileyi , beşinci dakikada Niyazi İzmir Satı önünde yakaladığı çok iyi bir fır- erin; h. Fenerlilerin beceriksiz hal di, e Doğansporlular bundan is - ma eği bildiler ve Fenerbahçeyi en e içine aldılar. Fenerliler Du ya, Vaziyetlerde bile top kontrolu - a yerler. 44 üncü dakiksde Fe kahyan önünde güzel bir fırsat ya - Seyirci İzmirin ilk golünü attı Sok b iler hayrette, Fener haf hattının Oyunu bu neticeye sebeb ol - Taştı. İkinci devreye başlandığı zaman ilerin birinci devrede sakatlanan Sikiy len mahrum olarak on kişi Yet sani Santrfor Ali Rıza kaleye, Fik - tfora alınmış, Fenerin oyununu li dagy, “7 bunda yanılmadıklarını anla - : devrede Fenerliler çok güzel oy - » Fakat Doğansporlülar çok e » Siyoy İF oyunla Fenerin akınlarını ko- Ban, Nm kalesi önünde Cevad bu favul go e durduruldu. Verilen ele “1 Oldu. Ve İzmir 2 - 0 galib Bahai ek Bundan sonra Fenerliler taktik pu larla oyuna başladılar, Bu Tikret, Küiilek oldu. ve Fenerliler biri beraberi ETİ Esadın attıkları iki golie Borulu Si emin ettiler, Fakat Doğan - alanda erin santrfor kalecisinin ha fade ederek iki gol da- Birer 4 - 2 le gene galib vaziyete bir gor, Son dakikalarda Niyazi enfes tony, Stti: Vaziyet 4 - 3 oldu. Bundan Tün 4 a şeklini bozmadan Doğanspo- sona erdi, Güneş Gençlerbirliği Mkü 18 ramiz (Hususi) — Mili küme Teessir. telgrafları erin ağtarafı 1 inci sayfada) matemine iştirak eder ve ek- ri larına derin sempatimi arzede - Albert Lebrun Ekselans M. A. Lebrun Pransa Cumhur Başkanı PARİS Mak mühimmat depolarından Tah, vuku bulan infilik üzerine eden ve muvaffakiyetle sön - yi rülerek ihsan zayiatından ziyade meyi maddi zaylata münhasır Dini *$ olan'yangında felâkete uğrı - e tileleri hakında ekstlans » dn tarafından izhar edilen alâka - ün pek mütehassis olarak, sempatime o İnanmalarını ve D ora ibtiramatımın kabulünü rica K. Atatürk 1, oküara 15 — Mamak inilti do- ai yi Fransa Meb'usan meclisi re Mineç Edouvard Herriot ile Büyük da Meclisi reisi Abdülhalik Ren- taş rasında telgraflar teati olunmuş- Yunanistanın müdafaası için hu, sarfedilen eki 15 (Hususi) — hafi, tarafından verilen zi - “© Başvekil Metaksas irad ettiği âkmı Fenerliler yaptı. Doğanspor | * K bunu kesti. Ve hemen muka -|. uma geçti, Top Nurullahtan Sab-|. bekliyenler oyun başlar|dı £ Doğanspor hâkim. Bir akında| | Güneş, Ankara maçları için Güneş takımı bugün olduk- ça kalabalık bir seyirci önünde ilk kar şılaşmasını Gençler Birliğile yaptı. 16 da takımlar dizildikleri vakit Gü - Maç 3 neş Cihad - Faruk, Reşad - İsmail, Roza, Yusuf - Melih, Salâhaddin, Rasih, Rebii, İbrahim. Gençler Birliği: Rahim - İhsan, Halid - Kadri, Hasan, Keşfi'- Selim, Münir, Rasim, Niyazi, İh- san, Hakem Galatasaraydan Nihad. Oyuna Güneşliler başladılar. Güneş» karşı oynamak. mecburiyetinde kalan “Güneşliler sağdan bir iniş yaptılar. Teh-| mek isterim. likesiz olan bu iniş Gençlerin myavin kattında kesildi. Gençler buna derhal soldan bir akınla mukabele ettiler, O - yun da seri ve heyecan verici bir süretie işlemeğe başladı. Daha ilk dakikalarda Gençler ilk cidâi tehlikeyi yarattı. Her iki takım da ilk gol için büyük bir enerji ile oynuyorlar. Güneş kalesine kadar süzülen Sebm topu ortaladı. Rasimin kafasından sıyr- hp kaçan top Niyaziye geldi. Fakat Ni - yazinin 3 metro mesafeden çaktiği şüt korner oldu. 15 inei dakika: Kornerden gelen top İbrahim mükemmel bir kafa ile kaleye gönderdi. Fakat top, iyi yer tutan kale - cinin elinde kaldı. Güneşlilerin akınları tevali ediyor, Gençler Birliği müdalfası bu hücumları neticesiz bırakmak için çok güçlük çe - kiyordu. 43 üncü dakika; Sağ açık İbrahim topla beraber Gençler Birliği kalesine u İherken Rebilye pas verdi. Rebii topu Rasihe geçirdi. Rasih te Halidi ot- attıktan sonra yavaş bir plâse vuruşla takımının ilk sayısını kaydetti. Birinci devre bu şekilde 1-0 İstanbul - luların galibiyetile bitti, İkinci: devrede, Güneşliler oyuna bi - rinci haftayma nazaran daha büyük bir hızla başladılar. Topu soldan Gençler kalesine kadar sürükliyen İbrahim or - taladı. Rebii, ayağına gelen topu tekrar Rasihe geçirdi. Rasih, kaleye sıkı bir şüt çekti, kaleci topu iyi plonjon edemeyip elinden kaçırdı. Rasih ani bir çıkışla ye- tişip ikinci defa topu Gençler Birliği ka- lesine sokmağa muvaffak oldu, Bu golden sonra oyun yeniden büyük bir hızla devama başladı. 35 inel dakikada, Selimin ortaladığı topu tutan Niyazi kötü bir vuruşla dışarı attı. yarın saat 14 te ikinci maçını Gücü ile oynıyacaktır. ... Macarlarda silâhlanıyor Macar Harbiye Nazırı Parlâmentoda açıkca beyanatta bulundu Budapeşte 15 — Macar ajansı bildi- riyor: Milli Müdafaa nazırı general Ro- der, meclis müzakereleri esnasında be- yanalla bulunarak ezcümle demiştir ki: sMacaristanın bugün bilhassa silâh- lanma sahasında tam bir hukuk müsa- vatına ihtiyacı vardır. Macar efkârı u- mumiyesinin müttefikan istediği bu hukuk müsavatıdır. Esasen bu mesele yalnız askeri bir mesele değil, fakat ayni zamanda da siyasi bir meseledir. Avrupanın bugünkü vaziyeti için - de, bu askeri hukuk beraberliğini ta- nımamazlık edemez. Eğer şimdiye ka - dar bu bak beraberliğini vücuda getir- medikse bu, meselenin hallinden vaz- dafaası için altı buçuk milyar drahmi garfettiğini söylemiştir. ileceğine dair bir malümat verebilir mi- Mi SON POSTA Sayfa ni Hatay müzakereleri İBaştanbaşa kan içinde yüzen İspanyaya Muvaffahkiyetle bitti (Baş tarafı 1 inci sayfada) 'Türk - Fransız muahedesi projesi * nin tanzimi, bu müzâkerelere mevzu teşkil edecektir. B. Porso hareketinden evvel, Sirke” ci istasyonunda, bir arkadaşımıza şu be yenatta bulunmuştur: — Ne garip tesadüftür ki, Ankaraya elçi olarak tayinimin (yıldönümünde tekrar Parise gidiyorum. Maamafih, bir sene zarfında bu dördü gidişimdir. Bu müddet içinde kat'ettiğim otuz bin kilometreye yakın mesafe, şüphesiz ki bir rekor teşkil edebilir . Pariste iki gün kaldıktam sonra, a- yın 20 inde Cenevredr bulunacağım. Gaybubetim bir aydan fazla sürmiye - ü, yaz mevsimini İstanbu- zellikleri arasında geçir * (Baş tarafı 1 inci seufaJa) İnsan kanının «konserve» halinde uzak mesafelere gönderilebilmesi her - halde pek büyük bir meseledir. Konserve halinde insan kanı İsviçrenin en büyük opratörlerinden doktor Roger Fischer İspanyada Ara » gon harp cephesinde «Ambulanca Suica tesmiye edilen İsviçre sıhhi hey'eli ri yasetinde bulunmuştur, Yaralıları te- davi etmek hususunda çok büyük ya - rarlıklar gösteren doktor Roger Fisc - her; binlerce yaralmın fazla kan zayi ettiklerinden dolayı ölmekte oldukla - rını görmüştür. Bu yaralıların kan nak- li ameliyesi ile kurtulabileceklerin: bi- len doktor sağlam insan kanı bulmak için faaliyete geçmiş, fakat faaliyeti müsmir olmamıştır. Çünkü İspanyada cephelerde harp etmekte olanların he saba katılmaması icap eder. Geride ka- lan halk ise o derece sefalet içinde çır- pınmaktadır ki onlar da aynı derecede «muhtacı himmet. vaziyelte bulun » maktadırlar. Bunun üzerine doktor Fischer'in zih nini şu fikirler tırmalâmağa başla - tar: «İsviçrede İspanyol muharipleri için kanlarını verecek kâfi miktarda tamüs- sıhha adamlar bulunabilecek mi?... «Alacağımız kanları toplayıp İspan- yaya gönderebilecek miyiz?» « Meşhur Rus âlimi profesör (Jü- din) in bu husustaki çok mühim tecrü- belerin! hatırlayan doktor (Fişer) he- men İsviçreye avdet etmiştir. Malüm olduğu üzere profesör (Jü- din) insan kanının bir operasyon masa» sından diğer bir operasyon masasına nakledilebileceğini hattâ bazı usuilere riayet edilmesi şartile kanın bir kaç sa- at durdurulabileceğini meydana ç'kar - mıştı. Bu mühim keşif üzerinde geceli gün düzlü çalışan doktor (Fischer kanı ev- safından hiç bir şey kaybetmeksizin tam yirmi bir gün muhafazaya muvaffak olmuştur. İ Bu kanın hava tahavvülâtına bile mukavemet eylediği anlaşılmıştır. Kanlarını vermeğe hazır her milletten adamlar Girişmiş olduğu tecrübeleri muvaf- #akiyetle bitiren doktor Fischer, İsviç- re gazetelerine bir ilân göndermiştir. Doktor, bu ilânla İskanyadaki yaralı - lara kanlarını vermek isteyenlerin ken disine müracaat eylemelerini rica et - miştir. İlân tesirini tahminden kat kat faz- la olarak göstermiş, kanlarmı vermek için müracaat edenlerin sayısı o kadar yükselmiştir ki doktor Fiseher'in klini- ği müracaatçıları almamış, Lausanne- de doktor Jaegy'nin kliniğinden isti * fade edilmiştir. y Kanlarını verenlerin arusında Ce - miyeti Akvam âzalarile (Cenevre) ve (Lozan) da oturan ecnebilerin büyük bir yekün teşkil ettikleri görülmüş - tür. Cointrin tayyare meydanından hare- ket eden ilk tayyare on litre kan taşt- makta idi. Bu kanlar «Barselon» a İs* tenildiği şekilde, yani taptaze olarak varmıştır. Bunları tesellüm eden sihhi- ye dairesi reisi doktor Coppâ doktor Fisehere hararetli bir teşekkür telgra- fı çekmiştir. Barselone” den derhal hareket eden İspanyol tayyareleri bu kanları icap e- den yerlere taşımışlardır. ”” Kan içinde yüzen İspanyaya kan lâzım Bu kan sevkiyatı meselesi İsviçrede âdeta «dünün meselesi» halini almış - tır. Dektor Fischer bu hususta gazete- cilere sunları söylemiştir! — Beni iyi dinleyiniz. Sunu hatırdan Çıkarmayınız ki İspanyada bulunan hal kın hemen dörtte üç buçuğu açtır, bi- Sovyet ORAK makineleri Kowya- Niğde, Afyonkara- ve hisar Vilâyetleri umumi acentalığı ZENİT RLER Türkiye genel salış deposu ve her nevi alâtı ziraiye depoziteri : TÜRK ZİRAAT KOL, “Tünel Cad. 83, Galata, Tek Özinan Telefon: 41986, şubeleri: İstanbul. Tel: 21850; Çumra: Telgraf: Kumrulu lan tabii — Bu sefer nikbin misiniz? — Nikbinlik mevzuu bahis bile ola- maz, zira her şey olmuş bitmiştir. Ha- tay davası etrafında, hemen hemen hal- ledilmemiş nokta kalmamıştır. Esasen, bu gibi meseleler.ancak &- lâkadarla, arasında yapılan şahsi te - maslar sayesinde halledilebilir, Nite - kim, bu defa da böyle olmuştur. Cenevrede, Rüştü Arasla birlikte, Hatayın son müzakerelerine iştirak e deceğiz. Eksperler komitesinin hâzır - ladığı anayasa ve statü projeleri kon - seyin tasvibine arzedilecektir. . — Suriye başvekilinin Ankaraya ge- siniz? — Böyle bir ziyaret tasavvur edil - mekle beraber, şimdilik katileşmiş bir şey yoktur. Esasen, bütün devlet a- damları bu günlerde gözlerini Cenev- reye çevirmiş bulunuyorlar. Fakat, konsey toplantılarından son- ra, Asya paktını hazırlamak üzere Bağ” dat ve Tahrana gidecek olan Hariciye Vekili Rüştü Arasın, Şamdan geçtiği s1 rada Suriye ricalile görüşmesi muhte * meldir. Suriyeliler, böyle bir ziyaretten fevkalâde memnun olacaklarını bildir- mişlerdir. Suriye yüksek: komiseri Kent dö Martel de bir kaç güne kadar Parise gi- decektir.» Trende cinayet (Baştarafı 9 uncu sahifede) Jean Delowp sözünü daha bitirmeden etraftan bir homurtu, yuhaya benzer di. İki adam onu omuzlarından yakala - mışlardı. Biletçi de elinden çantayı al - mıştı; koklayıp açtı: — İşte klorofom Şişesi, dedi. İçeride bulunanlardan biri Jean De - loup'a şiddetli bir yumruk indirip. Deloup'a şiddetli bir yumruk indirip: Herkes itişip kakışmağa başladı. Bilet- çi araya girmek istedi ama Jean Deloup'- ya her taraftan yumruklar iniyarda. Maznun kendini müdafaa etmek istedi: — Ben yandaki kompartimanda idim... İki dakikadan beri Sarışın kadın da dışarı çıkmıştı; korka korka bakıyordu. Jean onu görünce: — Madame'n da Sorabilirsiniz, dedi; ben onunla beraberdim. — Melun'da dışarı çıktınız, bir daha içeri ediniz. a in duruyordum. Biletçi dik dik baktı: — İyice hatırlıyorum, dedi. Siz önce o kompartimanda idiniz, sonra bu kom- partimana geçtiniz. Tren kalkmış, bızlanıyordu. Yatan ka- dının üzerine eğilmiş olan bir hekim doğ- rularak: — Ölmüş, dedi. Herkes başından şapkasını çıkardı, Je- an Deloup sapsarı kesildi, bir şeyler söy- lemek istedi. Fakat ağzından bir kelime bile çıkmıyordu. Korku, dehşet arun çeh- resini değiştirmiş, gözlerini yerinden oy- biri: dedi, kafanı vermeğe hazır ol. Giyotine çıkınca aklın başına gelir, Yazan: Marsel Saminas Rusçadan çeviren: Alaz Dr. A.K. KUTIEL Karaköy, Topçular Cad. 37 şişelerle kan ithal ediliyor! tap bir vaziyettedir... Bilbao'da ve Biscaye omıntakasında açlıktan ölenlerin had ve hesabı yok... Yaralılar için bu adamlardan kân gl - mak kimin aklına gelir... Hem acaba bunlarda verecek Kan kâldı mi ki?.. İspanyada kana, insan kanma bü * yük ihtiyaç var... Çok hazin bir müşa- hede: : «Kân içinde yüzen İspanyada artık kan kâlmadı!...» İspanyada kanlar oluk gibi akıyor... Ve yaralılara kan veremediğimizden ö“ lüyorlar... (Cenevre) ye avdetimde şu mesele yi halle çalıştım; İspanyaya nasıl kan gönderilebi Be Bu husustaki tetkikat ve taharriya mız yalnız ve yalniz İspanyaya ait de dildir... Şu neticeye vardık ki çok ya « kın bir âtide, pamuklar, gazlar, ilâçlar, gibi hastanelerde Hitrelerle insan kant bulunacsk... Bir nevi İrigidaire'e vaz'edilmiş © lan ve sıfırın üstünde 4 - 5 derece has Farette bulundurulan insan kanının ta» zeliğini muhafaza eylemekte olduğunu gördük, Girişmiş olduğum tecrübelerde kas nı bir buçuk ay muhafaza eylemeğe muvaffak oldum. Fakat şimdilik 21 günden yukarı çıe kamayız. Biz, kanı ancak 4 numaralı grupa dahil bulunan adamlardan al » maktayız, Bundan hiç bir şey anlamadığınızı görüyorum. Meseleyi izah edeyim: Kanlar dört grupa ayrılmıştır. (4 numaralı grup) un kanına «bey- nelmilel kan» dahi diyebiliriz. Bu kan herhangi bir insandan diğerine zarar » sızca nakledilebilir... # numeralı grupa mensup olanların kanları hep birleşti- rilir, biraz işlenildikten sonra şişelere vaz'edilir ve sevkiyat dairesine veri « Kan vericilerden 200 santimetre murabbaımdan fazla kan almayız. Hemen her gün bir kaç litre kan gönderiyoruz.» «Dikkat, içinde insan kshı vardır.» Bu izahattan sonra gazeteciler» dok- tor Fischere şünu sormuşlardır: — İspanyollara kanlarını veren a « damlar hangi tabakaya mensupturlar?., Doktorun cevabı: — Kan vericiler cemiyetin muayyen bir tabakasına mensup insanlar değil dirler... Hepsinden var... Zengini... Fakiri... Memuru... Amelesi... Dikkat ettim: Muhtelif omülletlere mensup fikir adamları başta gelmekte dirler... Hükümetimizden çok kolaylık gör * mekteyim. Arzularımın hepsi is'af €- diliyor. Hükümet İspanyaya insan kanı gönderilmesinin ademi müdahale ko « mitesi kararlarına karşı gelmediğini bile dirdi... Kan irsalâtı her türlü rüsumdan müs 2f tutulmaktadır. İspanyaya gönüllü bırakılmıyor.. Fakat insan kanı hudutları aşarak gis riyor...» Gazetelere göre doktor (o Fischer'in kliniğinde ve lâboratuvarlarında hazır duran kanın miktarı 50 litreden aşağı düşmemektedir. Kanlar yarımışar litrelik (şişelere vaz'edilmektedir. Yeni İspanyol kabinesi Valencia 15 — İyi haber alan mahfil - İler, Largo Caballero'nun istifasını aşa * ğıdaki sebeblere atfetmektedirler: 1 — Barcelona'da son zamanlarda Vu kun gelen hâdiseler, 3 — Uzun bir harbe dayanacak daha kuvvetli bir kabine teşkili lüzumu. Yani kabineyi tekrar Kabalero teşkil edecek- tir, ZENİT Asri süt makineleri hiç bir makineyi ken- dine rakip görmiyen müs'esna bir SEPA- RATÖR'dür. İyi istihsal, bol randıman, ancak 20 sene garantili kırılmaz cam müş” ireli Z E Nİ Tile kabildir. Çünkü : Tekniğin bir şaheseri olan ZENİT

Bu sayıdan diğer sayfalar: