2 Haziran 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

2 Haziran 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bu kadar taşkınlık Zarardan başka Bir şey vermez! — Yazan: Muhittin Birgen amın yaygaract matbuatının. Ce- münasebetile yaptıkları gürültülere Suriye hâalkı, Türk hakkının Türke yerildiği ha- berlerini sükünetle karşıladı. Bir Berut Razetesinin dikkatini celbetmiş olan bu sükünet manzarası münasebetile bu ga- nevre kararları rağmen, zete diyor ki: «İnsan, Şamdaki yalancı pehilivanların atıp tutmalarına baktıkça, Ucnevreden fena haberler gelir gelmet. bu kahra - manların karayı ve Bizansı fethe gi- diyoruz!» diye ayak! derlerdi. Halbuki öyle olmadı. Halk, tak- dire lâyık bir sükünet ve basiret gös -| terdi.> | janacaklarını zanne- tenin dikkat ettiği ba bususiyot, acak derecede manalıdır. Suriye halkı, k meselesinde Valani şamatacılığının ark an gitmeğe hiç bir zaman taraftar olmadı. Fakat, buna mukabil, Şam meclisinin çatısı altında hayli büyük #özler de söylenilmiş oldu- ğunu görüyoruz. Söyliyenlerin başların - dan çok büyük olan bu sözlere misal ol- mak üzere, El Eyyam gazetesinin parlâ- mentodaki sözlerden bahseden sütunla - rından şunu ebilirim: Meb'us Tevfik Şişaklı diyor ki: Aziz müttefikimiz olan Fi zlar, Al- sas - Lorrain'i istirdat etmek için 44 sene sabrettiler; biz de Araplığın ayrılmaz bir parçası olan sevgili Sancağımaza Türkle- rin elinden kurtarmak için 44 sene sabre- debiliriz. O zaman, Araplığın ittihadı sa- yesinde Sancağı değil, Suriyenin tarihi ve tabii hududu olan Toros hattına kadar bütün toprakları Türklerden istirdat ede- ceğiz!» gözden kaçmnı * Ötedenberi Türk düş disini gösteren bu tatlı su pehi fik Şişaklı'nın başından kırk dört bin ke- re olan bu söz, ci sırf Türklerle Suriyelilerin aralarını açmak-için yapil- mış bir provokasyon değil<e, taşkınlığın münasebetsizlik derecesine kadar çıkmış en yüksek bir nümunesi olur. Anadoluda yaşıyan Türk milleti çürümüş Bizans de- ğildir. Bunu, Şişaklı ile onun gibi olan a şarkta her- mdilerinin milli istiklâ! ve millf hürriyetleri için yegâne bir misal olarak tanıyorlar ve bu sıfatla da onü tutuyor ve candan seviyorlar. Ona karşı değil, bütün Araplığın ittihadı; hattâ bizzat Su- riyelilerin bile ittihadı mümkün ve mu - tasavver değildir. Türkiyenin bütün kuv- veti, onun milli hudutlarına göz koya - cak olanların gözlerini çıkarmasını bil - mesindedir. Bu hakikati Şişaklı bilmese bile Suriye halkının yüzde sekseni bilir ve bunun için de şu son hüdiseler kar - şısında sükünet ve lâkaydisini, görüldü- ğü gibi, muhafaza ettikten başka Tür - kiyeyi sever ve onda kendisı için bir mi- sal görür! * Bu münasebetle söyliyelim ki Şamdaki Vatanilerin taşkınlığı artık mazur gi lecek tabil haddi âşmışlır. Eğer Trükiye, bu Vatanileri Suriye halkımdan ayırmasa ve Suriye halkının enlarla beraber ol - Mmadığından emin bulunmasa çoklan daha enerjik tedbirler başka yoldan gidebilirdi. Fakat. Türkiye Suriyeyi iyi tanıdığı ve sözde meb'us veya mağzup olan bu yalancı pehlivan - ların Suriye halkımı temsil) etmediklerini iyi bildiği için bu gibi münasebetsiz taş- kınlıklara karşı gülüp geçmektedir. Bir ve büsbütün taraftan Suriye hükümetinin mümessil- | | leti İstanbuldan gelip geçerlerken bir sürü müralyane dostluk sözleri söyler - lerken öbür tarafta da bu hükümetin bel- Hi başlı adamları Suriyede böyle taşkın- liklar yapıyorlar. Biz bunlardan Suriye İilere hiç kızmıyoruz. Yalnız kendilerine | şunu haber veriyoruz ki eğler bu yalancı | yatanperverler, Cenevre ve Parisle seya- | hatler yapıp oralarda haftalarca zevkü SON POSTA —— Resimli Makale: 20 inci asrı, başladığı gündenberi insan cemiyelinin üzeri- içmakta olmasına rağmen fazla it- ham etmeyiniz. İnsanlar bu asrın içindedir ki yakdiğerini dürmek için binbir vasıta icad ederken bir taraftan da fenni ne mütemadiyen felüke: işler, eskiden halled.lmesi 20 inci asrın fenni mikroskopun içinde dev gibi görünen mikroblara karşı harb açmıştır. İşte dünyayı saadete götüre- cek olan asıl savaş budur. Şurası muhakkaktır ki bir gün ge- lecek bu fen sayesinde insanlar hastalanmaktan, içtima! dert- lere tutulmaktan kurtulacaklardır. Hepimizin vazifesi fennin açtığı bu har desteklemektir. 24 yaşından sonra Dört defa Din değiştiren adam Nadir olmakla peraber dünyada din Şimdiye kadar iki tanesini değiştiren daha du- yulmamışken dün İngiliz gazetelerin. den birinde bir Yahudinin dör: din de- Yahudil dönmek istediğini oküduk. Gazetele değişlirenlere tesadüf edilir. ğiştirdikten sonra, tekrar t veri «Mörz 24 yaşına kadar Yahudi idi. Sonra Müslüman oldu, yedi se lerde gezip dolaştıktan sonrTa yan dininin felse çin Hiristi olan bu Yahu bul etti, Budanın da hatı nihayet tekrar Musevi olmak Küdüs haham; onun talebini dince şu cevabı verdi: «Ben bütün dinlerin mahiyetle öğrendim ve cennete yaklaşmak ederek eski dinime dönüyorum.> ni de öğrenmek İ- Suriyeli kal- masın diye Hindistanda Budist oldu ve istedi. Tedde - VHER GON BİR FIKRA | Belki hatırlar Vasfi ile Hazım Şehir tiyatrosu - nun antrerinde konuşuyorlardı. Bu sırada Hüseyin Kemalle Behzat yan- larından geçtiler. Hüseyin Kemal dur- du; Vasfiye sordu: — Böyle heyecanlı heyecanlı, ne anlatıyorsunuz? — Hilkati Ademi? Hüzeyin Kemal yanındaki Behzadı gösterdi. — Omnun fikrini alın, o devri belki hatırlar. » * Kadınlara erkeklerden Daha az ceza Veren hâkim Pilsburg hâkimi Con Makon! mah- kemeye getirilen kadmlara karşı pek merhametli davranmakta imiş. Bu hâ- kim uzun seneley devam eden vazifesi esnasında edin ra şu kanaale varmıştır: Erkeklerden daha nazik Ve nahif —olan — kadınlar kendilerine verilen cezalardan Uumu - miyetle şikâyet etmemektedirler. Hi - kadınlar hakkında gu mütaleada bulunmaktadır: «Kadın erkekten daha nezaketlidir. Bilhassa daha ziyade mütidir. Mahke menin emrine itaât eder. Binaenaleyh merhamete de lâyıktır. Cürümleri pek ağır olmadıkça ayni cürümle suçlu er- |keklere verilecek cezanın ancak üçte bir nisbetinde cezaya çarptırılmaları âzım gelir.» Hâkim, buzuruna getirilen bütün j|kadın davalarında bu nazariyeye gö- re hareket etmekte ve mahallin bütün kadınları tarafından takdir olunmakta imiş. tecrübelerden son -| Yalnız yumurta yediği| b stat olarak sadece: İçin boşanmak İsteyen kadın Londrada bir kadın kocası aleyhine boşanma davası açmıştır. Davacı mah- keme huzurunda kocasının hergün ken disine yalnız yumurta ile domuz su - tuğu yedirdiğini bir boşanma sebebi o larak ileri sürmüştür. Kadın hâkime: «Aylarca sabah akşam yumurta ve sucuk yemekle bikliım usandım. Ko - Camdan başkg şeyler gelirmesini iste« dim., Fakat kat'iyen bu yemekleri de - Biştirmedi. Benim de param olmadı - Bgından istediğimi yiyemiyordum. Ba- zan dostlarıma gidip onların yemek - lerinden yiyordum. Binaenaleyh bo - şanmamı istiyorum» demiştir. Hâkim bu halin boşanmağa sebep o- lamıyacağını çürikü ne de olsa koca - sının kendisini aç bırakmadığını — söye liyerek davayı reddetmiş diğer taraf - tan da kocanın haftanın bazı günlerin- de yemek listesini değiştirmesini şart koşmuştur. ——— İSTER İNAN İSTER İ Bütçe müzakereleri sırasında İstanbulun eski «Babiâli> | münakaşalara karıştı. Meb'uslardan bazı- binasının adı da ları resmi dalrelerin eskili; Vekili eski bi üretle satılarak yerlerine yeni yet ettiler. Maliye NANMA! ——— faa edenler haklıdırlar. Fakat bir farkla: Babiâli binası olduğu gibi muhafaza edilmeli ve bir müze olarak kullanılmalıdır. Bu müzenin içine saltanat zamanı- nın bütün saraylarının mücessem nümuneleri ve o devri Sözün Kısası Yazı ÇoîOlduğn için Bugür Konamadı Yarın evleniyor (Baş tarafı 1 inci sayfada) K dünyanın dört köşesinden gelmiş olaft ” zeteci, fotoğrafçı ve sinemacılarla *”l' muştur. Matbuat mümessilerinin tett süsü fazla ileriye götürmemeleri * şiddetli tedbirler alınmıştır. Şatoyu ta eden bahçe duvarının bütün me lerinde birer nöbetçi vardır. Buna T men dün gece bahçeye atlamıya ;3”9' bir sinemacı iie iki gazeteci duvarın ÜN rinde yakalanmışlar ve polis merk€ götürülmüşlerdir, fakat haklarında YA lacak bir şey olmadığı için on dakikâ $ ra serbest bırakilmı: onlar dâ girmek üzere yeni bir fırsat kn;ı:m_â* maksadile hernen eski yerterine dönmülü lerdir. Fakat gazetecilerin bu kadar gayretl rine rağmen düğün hakkında fazla bir $7f öğrenmeleri mümkün olmamıştır. Yi muhakkak olan nokta davetlilerin son (€ rece mahdut olacaklarıdır. Bu m davetliler arasında sabık kralım kendi *” lesine mensup hiç kimse yoktur. * Londra 2 (Haziran) — Kral Majest” 6 ncı Corç tarafından isdar edilen bir İFM de mucibince Vindsor Dükünün zeve” | kral ailesine intisap eden bütün kadift larda olduğu gibi: — Altesse royal Duchesse of Vinds0f değil, kral ailesine nisbet beyan etmil pini Sa Grace duchesse of vindsor ünvt! taşıyacaktır. Vindsor Dükünün bir oğlan —çocuğt | dünyaya gelecek olursa o Jard Vindsöfi kız çocuğu olursa o da Lady Vindsor Ü” vanını taşıyacaktır. Sabık kral şoförünü davet etti Londra 2 (Haziran) — Sabık kral bül gün buraya telefon ederek kendisine F — yıldanberi şoförlük etmiş olan (Lad * prook) u düğün günü bulunmak ütEÜ Kand& şatosuna davet etmiştir. Emektif şoför büyük bir sevinçle derhal yola ©İ mıştır. Tayyare bile uçamıyacak Paris 1 (A A.) — Bugün neşredilen Bi kararname, Windsor dükası ile Baytf Simpson'un evleneceği Cande şatosu Ü2f rinden tayyarelerin uçmasını muva! ten yasak etmektedir. Başvekil dün Partide iki buçuk Saat izahat verdi (Baştarafı 1 iaci sayfada) Sürekli alkışlar arasında kürsüye 87 len Başbakan İnönü taç giyme merf mine iştirak etmek üzere Londraya YAP tığı seyahat etrafında izahat verdiktöf sonra Londrada ve Londraya a'ld",“n' | Pariste ve avdetinde Belgradda ve AtİDİ — da yaplığı siyasi temaslardan ıldıP—'dm baları ve bu memleketlerde Türkiyt) karşı gösterilen samimi dostluk tezal lerini anlattı. da İnönünün B. Litvinofla mülâkatları " Parti grupunca memnuniyeti mucib muştur. a yakında Kamutayda devle scti hakkında yapacağı b” natın ana hatları üzerinde de izahat di. Başbakan İnönünün iki buçul ren bu beyanatı grupça büyük memf niyet tezahürleri ile karşılandı. * Ankara, 1 (Hususi) — Başvekil (, met İnönü yarın Büyük Millet “irı' sinde beklenen siyasi nutkunü d$ edecektir. İnönü bu nutkunda —4 ve içi politika — bahislerine '“" ederek günün başlıca meselelerini V - ükü” meseleler karşısında cumhüriyet d:' ksiî't# binaların yapılmakta olduğunu söyledi. Bazı meb'uslar ise Babıâğli binasının henüz yıkılma zamanı gelme , tamir yabileceğini, daha ev- a muhalif olacağı- safa ile meşgul olacak yerde Türkiye ile konuşmuş olsalar ve onunla dostluk yap- mak yolundan gitmiş bulunsalardı bugün her şey daha iyi halledilmiş, Suriyenin istiklâl ve istikbali de daha kuvyetli bir emniyet altına girmiş bulunurdu. Çünkü Türkiye, Suriyenin yalancı dostu değil, bakiki dostudur! metinin hareket tarzını geniş ÖlÇÜ' edecektir. Hatay davasının DSl a sonra hududlarda komşularımızla 'ıııld' |fak bir pürüz bile kalmadığına hef ”/ e işaret edecek olan Başvekil yurduP * bölgesinde tam bir emniyet VE ı”,'_uı- tesisi ve cumburiyet kan! alarının bi miyetini temin llcri önüne sürcecektir. teşhis eden eşya konulmalı ve kapısının üzerine de şu levha takılmalıdır: | dİşte imparatorluk bu eski bina içinde idare edilirdi. Bu bina bir kere yandı. Bir daha yapılmadı, fakat millet hesa- bına yabancı memleketlerden alınan milyonl: l z 4 iyonlar sarayla- Bir arkadaşımızın fikrine görg bu sonuncu şekli müda - | ra verildi» demeli, - * İSTER İNAN İSTER İNANMA! —HAAoAALAAxvyvx — e A ni ileri sürdüler, Muhittin Birgen

Bu sayıdan diğer sayfalar: