2 Haziran 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

2 Haziran 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bd Aralıklarından kan sızan tabut | | Herkes tramvay plântonunun ölmediği ümidine kapıldı, tenaze mezar başında doktorlara tekrar muayene ettirildi “yten Ğİ B Zi bişy ini mükâfatlandırır! h xmluınm delikliği sayesinde, gaze- Kitatı kazanan karilerimiz de çoktur, wb“'h gene onlardan birisi telefon etti, t Ben, dedi, biraz evvel Beşiktaş - Fa- mb'mvıymı binmiştim. Yanı başımda Çile konuşmakta olan bir kontrol ğ"_'“mnm sözleri nazarı dikkatimi cel- " Kontrol memuru biletçiye: * Birader, diyordu, bu sabah gayet Tirib bir şey oldu. Bizim Salihin cenaze- lk Bötürüyorduk. Mezarlığa yaklaşlığı- Siralarda, tabutun başucundan kan- Sızdığını gördük. Bu kanlar hemen h cemaati şüpheye düşürdü. Müna- yi yere koyduğumuz tabutu açınca ne görelim? Salihin yüzü, ağzı, Ü kan revan içinde değil mi? Salih on iki saat evvel öldüğü * vücudu. da ateş gibi idi! Eceli üdile ölen bir adamın ,yüzünde ka- he işi vardı? Hem cansız bir cesed, hararetini on iki saat nasıl müha- &derdi? Bu vaziyet karşısında ka- Beri döndük, ve tabutu öldüğü bile li olan merhumun evine götürdük. derhal, doktoarlara haber gönde- Fakat ben, işin sonunu bekliyeme- Vazifeye dönmek mecburiyetinde ktm, Ülüdi, aklım fikrim orada... Çünkü Da, bunun altından mühim işler çıka- Bibi geliyor!» bu 1f*&'lyl hayretten hayrete düşüren Ben i anlatan kondoktör susunca, N:' tramvaydan atladım. Hidise h"f' Yaraj bir şey bilmiyorum. ve ilk iş k size telefon ediyorum. Kondoktö- *« arabanın numaürası FlEREE FEEFESİ ZER 5ı Eğer “uı;, tahkikat yaparsanız, bu şüpheli B ni mabiyetini öğrenebilirsiniz! e ham haber, bir hâdise doğurduğu Kaij —.ll'rılzhı adresini de aldık. Ve kendi- Sütır, feşekkür edip telefonu kapadıktan x' f’ü;ünmeye başladık: | Bir öldükten sonra dirilme hâdisesi | Ür ı“.mıır vak'ası mı? Cinayet mi? Kim- %;Sılihır Hâdise nerede vukubul- ,::ı'“ln:rl gözlerimizin önüne sırala- bey, köndoktörün sözleri bizde, hakiki, _;ünh_ esrarlı bir cinayet romanının V:"Du kadar merak uyandırdı. Tek Bben, bu romanın mabadini öğren- _“.:ı:::ulnl. hiç tereddüt güstermeden * ıuh%ln bildirilen memurun kendi- lse bile, arkadaşlarını bulmak & bile olmadı. Onlardan, kendilerine &a Anlatılmış bulunan bu hâdise etrafın- N:hdl(in malümattan sonra, mevzuu "hı, 'lan Salihin akrabalarını, arkadaşla- %:: hâdisede adları geçen memurları, ları dinledim! J;_"mydı. kariimizin dinlediği hâdi- _d.:ğ,:h tafsilâtını öğrendim, ve mü- ı%' , öğrendiklerimi, size de anla- ınh..,__'ff”" #irketinin, Salih adında bir tağ ü vardır. Üniformasının yakasın- n n:hm taşıyan bu memur, tüne- Kaşem başındaki kulübesinde çalışır, ve — Paşada, İplikçi sokağında 99/1 nu- *|, Tabutun kapağile irde mükâfatına hak kazanacak olan |' maralı evde oturur. Salih, bahriye zabitliğinden mütekait- — ür. Gelinlik çağına basmış iki kızını, çok az zaman farkile toprağa verdiği halde, Posta», kendisine, gazetelerde| kendisini bütün arkadaşlarına sevdiren etmemiş hâdiseleri haber veren | sürükleyici neşesini tamamen kaybet- memiştir. Bu sevimli yüzlü, şen sözlü ve iyi özlü hemen hergün bu mev'ud mü- | eski denizciye takılmaktan hoşlanan ba- zı arkadaşları, geçenlerde kendisine na- hoş bir muziblik yapmışlar... Yaptırdıkları bir tabutu - sırtlıyarak, Salihin Kasımpaşadaki evinin kapısına dayanmışlar ve Salihle karşılaşınca: — Yahu, sen hâlü sağ mısın? Biz senin öldüğünü duyduk ta tabulunu getirdiy- dik. Hattâ cemaat te birazdan toplana- cak! Salih; bu tabut kadar soğuk şakayı bi- le güler yüzle karşılamış, ve: — Yazık! demiş... Ölmediğime Üzül- düm. Bu güzelim tabutu, bu gönüllü ce- maati, ben bir daha nereden bulurum? Fakat bu hâdiseden çok az sonra, yani evvelki akşam, feci bir hâdise vukubul- muşlur, Plânton Salih, ötedenberi kalb hasta- lığı çekmektedir. Evvelki gece — işinden çıktıktan sonra Kasımpaşaya inerken biraz hızlı yürümüş. Evinde de biraz faz- laca yediği için kalbinin çarpıntısı tut- müş ve Kasımpaşalı doktor Jozef yeti- şinciye kadar, kendini kaybetmiş. Muayeneyi yapan doktor: — Yapılacak hiç bir şey yok! deyince, evin içinde kıyamet kopmuş. Dün sabah ta, belediye hekiminden de- fin ruhsatiyesi alınmış ve Bay Salihin cenazesi kaldırılmış. Fakat cenaze Kulaksız mezarlığıma va- rınca, cemaat arasında bulunan yakın a! kadaşları, Bay Salihin yüzünü son bir defa görmek istemişler. Onların ısrarları üzerine, bu arzu yerine getirilmiş ve me- zara indirilmiş olan tabutun kapağı kal- dırılmış! beraber, tabutun içine dikilen gözler ve ağızlar da açılmış. Çünkü cenazenin burnundan kan sız- makta imiş, Birisi: — Bunda bir iş var! demiş. Ve diğerleri onu takib etmişler: — Ben iki harbe girdim. Öldükten son- ra burnu k yan cenaze görmedim! — Salihin ölüşüne benim aklım erme- di zaten. Daha dün gece turp gibiydi! — Ben de alelâcele gömülüşünden şüp- helenmiştim! ' — Demin yürürken benim kulağıma da bir ses gelmişti. Tıpkı Salihin sesiydi. — Cenaze gömülmesin! — Doktorlar getirilsin! — Şirkete haber vermeli! — Polise bildirmeli! Bu vaziyet karşısında, mezarın — başı altüst olmuş. Ve bu sözleri dinleyip te neticeyi bekliyemeden şehre dönmek mecburiyetinde kalanlar, biraz da müba- tâğa ile, bu münakaşaları, kariimizin tramvayda dinlediği kılığa sokmuşlar! Fakat çok geçmeden, tabutunda bir defa daha muayene ettirilen biçare plân- tonun rahmete çoktan kavuştuğu anla- şılmış ve ölülerin burunlarından kan gel. mesinde hiç bir fevkalâdelik bulunmadı- ği mezar başındakilere anlatılmış. Mezar başında verilen bu tıbbi konfe- ransı müteakip, mezarla birlikte, ağızlar da, yani hâdise de kapanmış! » Şimdi, merhumun yakın bir arkadaşı: — Allah, diyor, insanın cenazesini bile ukalâ eline düşürmesin! Ve ilâve edıyor: — Oldu olacak, Salihceğiz bari bir saat SON FOBTA İzmirli Hakkı spora veda ediyor surette yaralanan Hakkı- nın futbol sahasından uzaklaşması umumi bir teessür uyandırdı İzmir 1 (Telefonla) — İstanbulda Be- şiktaş maçında ağır surette — yaralanan Mmilli futbolcularımızdan Doğanspor orta muhacimi Hakkının futbola veda etmek Mmecburiyetinde kalacağı sporcular ara- sında şayi olmuştur. MHlt futbol takımı- Mazin orta haf mevkiini dolduran bu gür- büz sporcuya İzmirde ameliyat yapılmış- fır. Doktorlar kendisine futbol oynama- masını tavsiye etmişlerdir. Hakkının en az iki sene futbol oynıya- mıyacağı söylenmektedir. Yine aynı maç- fa yaralanan Fuadın sıhhati de yerine Millâ takım santrhaflarından — İzmirli Hakkı (solda ayakta)arkudaşlarile beraber gelmemiştir. Bununla beraber Fuat ya- kında iyileşerek takımındaki yerini dol- duracaktır. Müdafi oymıyan Fethinin a- yağı iyileşmek Üzeredir, Bu oyuncu da üç ay kadar istirahat edecektir, Milli küme maçlarında İzmir sporunun kaybettiği Hakkının rahatsızlığı muhitte derin bir teessür uyandırmıştır. İzmirde klüplerin ayrılması için bir cereyan var İzmir 1 (Hususi) — Geçenlerde birle- şen klüplerin ayrılması için İzmirde bir cereyan vardır. Bu cereyanı idare eden- lerin başında bazi tanınmış klüp (dareci- leri de mevcuttur. İstifa eden futbol ajanı Bay Adnanm yerine belediye rels muavini Bay Suat Yurdkoru bu vazifeyi üzerine — almıştır. Bay Suat İzmirde teşkil edilen üç klü- bün az olduğunu, Altay, Altınordu, Göz- tepe ve K. S. K. gibi semt klüplerinin tekrar ihyası için bazı tetkikler yapılma- sı icap ettiği mütaleasını ileri sürmüştür. Doğanspor ve Üçak gibi kuvvetli te. şekkülleri dağıtmıya matuf olan teşeb- büslerin spor sevenler üzerinde müsait bir tesir bırakmadığı anlaşılmaktadır. Eski Altmordu Ve Altay klüpleri Ida- leri birleşmeden memmnundurlar. Ne bahasına olursa olsun klüplerin feshi hakkında verilecek karara karşı dura- caklar ve birleşmeyi müdafaa — edecek. lerdir. oe evvel davranıp, tünel başındaki kulübe- sinde ölseymiş! Hayret ve merakla söruyorum: — Sebeb? Muhatabım, bu acayib, fakat safiyane ve samimi temennisinin sebebini anla- tıyor: — O takdirde, hem vazife başında öl- müş sayılacağı için, şirket ailesine 30 li- ra, çocuklarına on beşer lira maaş bağ- Her kadın koku kullanır, Beşiktaş maçında aşır fakat bunu kullanmasını bilmek bir meseledir Bugün koku süm- mek moda salgını halindedir. Aşağı yı karı her kadın sü yor. Sürüyor amma bilerek değil. Nasıl ma?,.. Meselâ bir ıtriyatçı dükkânına giriyorlar, bir kokuyu beğeni- yorlar ve bunu ken: dilerine mahsus bir koku diye kabullene- rek, başkalarının bu- run direkleri kırılın- cıya, kendilerinin de hissedemiyecekleri â- na kadar evde, s0- kakta, şehirde, sayfi- yede, bir kelime ile her yerde sabah, akşam sürüyorlar. Bugün ıtriyatçılık bir ihtisas haline gel- miştir. Eskiden, umumiyetle çiçek, usare- lerinden tabil, ve tek bir koku meydana getirirlerdi. Bu çiçekten alınan esanslar ya çok hafif ve su gibi ve yahul ta çok kuvvetli ve yağlı olurdu. Bugünkü koku ise bir «demettir» yani giçek, meyva ve ot usarelerinin mahsu- lüdür. Bu esanslar, amber, misk saye- sinde sabitleştirilir. İki çiçeğin has esansı karıştırılarak bir Gçüncü esans yapılır. Bu esans daha ha- Jistir, . * Esans yapmak ne kadar güçleşmiş ise, insanın tabiatini gösterecek, ve etrafın- dakileri sıkmıyacak kokuyu seçmek te o nisbette gücleşmiştir. Beğendiğiniz bir kokuyu seçip mesele kalmadığını san- mak yanlıştır. Kokuyu seçmeden evvel şu noktalara dikkat etmelisiniz: A — Sürdüğünüz koku size gidiyor mu? Meselâ sarışın iseniz hangi kokuyu sür- melisiniz, esmerseniz hangi esansı tercih etmelisiniz? (Sarışınlar tatlı hafif, es- merler de sabit ve nisbeten ağır kokular sürünmelidirler.) B — Kullandığınız koku elbiseleriniz- le ve sürdüğünüz hayatla uygun olma- hdır. Yazın ince elbise veya kostüm tay- yör giydiğiniz zaman hatif çiçek kokü- larını tercih ediniz. Kışın da kürk ve ka- difeler içinde ağır kokular iyidir. Spor elbiselerle karışık esanslar gider, C — Daima bir kokuyu — kullanarak, böylelikle şahsiyetinizi tebarüz ettirece- Binize inanmak yanlıştır. Çünkü başka bir kadın da aynı kokuyu sevebilir. Esans veya lâvanta seçerken İyi cins- ten olmasına dikkat etmeli, ve ucuz ko- kulardan kaçınmalıdır. Zira ucuz esans- lar çabuk uçar, ve hakikt nrını kaybe- derek ağır ve âdi koku kalır, Koku satın alacağınız zaman, en aşağı | iki ayrı koku seçiniz. Birisini sabahları sokağa çıkarken kullanırsınız. Öteki ya- ni daha kuvvetli ve ağırımı da akşam- ları tuvaletinizle sürersiniz. Hangi kokuyu seçecek olursanız, eli- nizden geldiği kadar diğer tuvalet eşya- nızı, yani sabununuzu, pudranızı, losyon ve banyo sabununuzu bu kokunuza uy- durmaya çalışınız. Yapamazsanız, koku- nuzdan maada bü tuvalet eşyanızı, sade kokusuz olarak seçiniz. Çünkü karışık kokular diğerlerini de bozar. * Kokunuzu seçtiniz ve satın aldınız, farzedelim. Şimdi nasil kullanacağınızı anlatalım: Gayet itina ve ekonomi ile kullanınız. Her kadın bu ibareyi bir kâğıda yazarak tuvalet masasının Üstüne iğnelemelidir. En güzel koku bile, çok sürüldüğü za- man bütün letafetini kaybeder, Meselâ tiyatro veya baloya giderken iç çamaşır- larınıza bir parça, sonra tuvaletinize bir parça sürmeniz kifayet eder. Lâkin bir kokteyl partisinde, sigara ve içki du- manları ile başka kadınların kokularını bastıracak daha ağır bir kokuyu bir par- ça fazla sürmenizde bir beis yoktur. Bazı kokular, hafızada büyük rol oy- narlar. Hafif kokular insanı ferahlandı- rır. Ağır ve bayıltıcı kokular ise âdeta tahrik eder. lardı, hem de öldükten sonra başına bu| Onun için, seçeceğiniz kokuları en a- işler gelmezdi! Selim Tevfik | sağı bir hafta müddetle tecrübe etmek en doğru bir harekettir. Bu şuretle kene dinize uygun kokuyu en iyi bir şekilde bulabilirsiniz. Bir nokta daha: Kokuyu sokağa çikâe cağınız sırada sürmeyiniz. En iyisi, bane yodan çıktıktan sonra, bir poliverizatöre le boyununuza, omuzlarınıza, kulakların mızın arkasına, bileklerinize sıkınız. Elbi«e senizi giydikten sonra bu koku bütün vüe cudunuza yayılır, siner. Ve asla ikide bire de kokunuzu tazelemeyiniz. Zira, siz on dakika sonra duymadığınız halde, etra- fınızdakiler her an hissederler. Taftadan güzel bir gece tuvaleti Emprime taftadan yapılmış bir gece tuvaleti. Kumaşın rengi cam göbeği ye« gildir. Emprimeler daha koyu renktedir. Modelin hususiyeti sade olmasıdır. Avusturya şampiyonu Viyana 1 (AA.) — Liğ maçlarının fi nalinde Admira takırm Vıyana ile be- rabere kalarak Avusturya şampiyonu ole muştur. Avusşturyanın puvanı Admira ile aynı olmasına rağımen, atmış olduğu gol sayısı düşük olduğundan ikinci ol muştur. Romanyalı atletler şehrimize gelecekler 17 temmuz pazar günü şehrimize Ros manyanın kuvvetli bir atletizm takımı gelecektir. Bir ağustosta yapılacak Türk - Bulgar milli maçından evvel yapılacak Romane ya müsabakaları aynı zamanda Bulgare lara karşı çıkacak olan atletlerimizin de seçmeleri mahiyetinde olacaktır. Bir morfinoman yakalandı Evvelki akşam saat on dokuz radde- lerinde, Taksimde dolaşan bir gencin vaziyeti şüpheli görülerek, Taksim be« lediye bahçesi önünde kaçakçılık büro. su memurları tarafından çevrilerek ü- zeri aranmıştır. Bu arama neticesinde, delikanlının ceplerinde bir paket ero- in, eroini kullanılmış boş bir eroin pas keti ve vücuda sulu morfin tatbik ete mekte kullanılan bir şırınga bulun « müştur. Bu genç, isminin Ulvi olduğunu, ter cümanlık ettiğini söyledikten sonra e pey zamandır eroin ve morfine müpte- 1â olduğunu itiraf etmiştir. Ulvi hak « kında kanuni takibata başlanmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: