June 2, 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

June 2, 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ noterinin tecziyesini istedi Suçlu noterin müdafaasını oğlu avukat Ubeyt yapacak' duruşma müdafaaya talik edildi Beyoğlu birinci noteri Salâhattin Zi-|bir an evvel oradan uzaklaştırmağı gö- werin ihtilâs ve zimmetteri duruşmasına | zettiğini gösteriyor! Ağırcezada dün devam edilmiştir. Kendisinin âdiyen cerhten ceza kanu- Bir müddet evvel serbest bırakılmış o-|nunun 456 ıncı maddesinin 2 inci fıkra- lan noterin dünkü duruşmasında, müd-| sına göre ve suçun silâhla işlenmesinden delumumi muavini Remzi, esas hakkın- / dolayı 457 inci maddesine uygun olarak daki mütaleazını söylemiş, duva mevzuu- ! tocziyesini, tabancanın da müsaderesini TTT TTTT TU rak, aleyhindeki iddianın sabit olduğun- dan bahsetmiş, ceza kanununun 202 inci Maddesine göre ceza istemiştir. Aynı za- manda 3,000 liranın tazmin! isteğini de mütaleasına katmıştır. Duruşma, müdafaa yapılması için baş- ka güne bırakılmıştır. Müdafaayı, dünkü celsede de hazır bulunan Salâhattin Zi- werin oğlu avukat Übeyd yapacaktır. “ Yosmalar,, Toplanıyor Bir müddet evvel bir gazetede tefrika olunan ve sonra da kitap şeklinde çıkan bir romandan dolayı, müddeiumumilikçe takibata girişilmiştir. Bu roman, «Yosma» isimlidir. Yazan, Etem İzzet Benicedir. Müddelumumilik, uzun uzadıya yap- tığı tetkikat neticesinde, bu Tomandan dolayı bazı noktalardan takibat icrasını lüzumlu görmüş, dün sulh ceza mahke- Mmelerinden birinden toplattırma kararı Aalmıştır. Emniyet müdürlüğüne müzekkere ya- Zılmış ve polisler, kütüphaneleri dolaşa- Tak, mevcut nüshaları toplamışlardır. Bu hususta açılmak üzere olan dava- nn duruşmasına, yakında başlanacaktır. Üsküdardaki bir kavganın muhakemesi Üsküdarda olan bir vak'anın duruşma- m, İstanbul Ağırceza hak yerinde dün son safhasına yaklaşmıştır. S Suçlu yerinde, Ali Osman vardır. Bu, Fuat isminde birini, kızışan bir kavga sırasında, öldürmek kasdile yaralamak- ftan suçludur. Dünkü celsede esasa dalr mütaleasını söyliyen muavin Sadun, şöyle dedi: — Fuat, Ali Osmanın tabancasından çıkan kurşunla, üç hafta işinden, gücün- den kalacak derecede yaralanmıştır. A- nesti, Davut, Behice, Pakizenin şahidlik- lerile belli olmuştur, ki bu ketil kasdile yaralama değil, âdiyen yaralamadır! Niçin? Şunun için, ki hee ikisi karşı karşıya durdukları zaman, Ali Osman, tabancasındaki diğer kurşunları ateşle- memiştir. Bunları da bu vaziyette ateş- leseydi, katil kasdinden bahsedilebilirdi! Gerçi, Ali Osman, müteaddit defa kurv[ nu, hesapların tetkiki neticesini mıuı Şun atmışsa da, bu sadece kaçan mağdu- rTu korkutmak maksadiledir. Öldürmek kasdinin mevcudiyetini ishat etmez. Şa- hidleri nifadeleri, Ali Oszmanın Fuadı isterim! Reis Refik Onay, aza Cihad Baban ve Abdurrahman Şeref Uzal; duruşmanın devamını, avukat İstepanın müdafaaya hazırlanması için, haziran ortasına bı- rakmışlardır. Kazanç vergisinden muaf mektepler Husust mekteplerden hangiletinin kazanç vergisinden müstesna olduğu hakkında bir -çok tereddütler hasil ol- muş ve Maliye Vekâletinden sorulmuş- | tur. Maliye Vekâleti de Maaril Vekâ- leti ile temas ederek hangi mekteple- rin kazanç vergisinden müstesna öldü- ğunu tesbit eylemiştir. Buna göre: Ma- arif Vekâletinin resmi tedris program ve talimatnamelerini aynen kabul ey- leyen hususi ana, ilk ve orta tedrisat mektepleri kazanç vergisinden müstes- nadır, Her birinin ayrı ayrı program ve talimatnameleri mevcut olan mek « tepler kazanç vergisine tabidir. Maliye Vekâlet, bu işin tekrar sorulması için vergiden müstesna olan mekteplerin listesini de yapmış ve alâkadar makam- lara bildirmiştir. Bu Jliste şudur: Ankarada: Türk Maarif Cemiyeti lisesi, Bizim okul. Bursada: Türk Maarif Cemiyeti kız lsesi; Reyhan paşa ilk okulu. İstanbul- da; Boğaziçi lisesi, Yeni Nesil, Hayriye lisesi, Darüşşefaka, Gedikpaşa Yavru - lar yurdu, Kadıköy çocuk yuvası, O - kullar Güneşi, Işık lisesi, İstiklâl lise- si, Şişli Terakki lisesi, Üsküdar - Sofu Mehmet paşa lisesi, Yüce Ülkü lisesi, Yusuf paşa — Hilâl mektebi. İzmirde: Ravzai İrfan, Ödemiş ilk mektebi, Yu- suf Rıza jlk mektebi, İzmir Karşıyaka Ana mektebi, Kültür lisesi, İçelde: İçel yuvası. Seyhanda: — Abdullah Muhtar mektebi. Malatyada: Hekimhan. Bir kumar soygunculuğu Küçük Parmakkapı sokağında otu- ran Fotoğrafcı Mehmet Tahir polise müracaat ederek Melek sineması soka- gında bir evde Manol, Ohannes ve Za- harya isimlerinde üç kişi ile poker oy- nadıklarını, bu üç kişinin birlik olarak hile ile kendisinin 90 lira parasını al- dıklarını söylemiştir. Suçlulardan O - hannesle Zaharyâ — yakalanmışlardır. Manol aranmaktadır, Zabıta Addianın doğru olup olmadığını tahkik etmek- tedir. TÖNÜL İSLERİ(Z, Bir Aydınlı Kızın hikâyesi Şişlide Bayan «P. M.: &: Bahsettiğiniz genç kızı istibfafta si- zi haksız buldum. Kabahati kalabalık bir muhitte doğmamış, söylediğiniz şe- kilde yüksek tahsil görmemiş olması mu? Onu aşkı Aanlamaktan bu mu Mmenedecek? Bakınız şimdi — hatırıma geldi: Yıllarca evvel Aydında daha çarşafı benimsemiyerek sokağa kırmızı beyaz peştemalla çıkan bir genç kızı tanımış- fım. Zavallı Aydından da değil, «kı - yıcığından» dı. İstanbullu bir memur- Ja evlendi. O zaman ben bahse karışa- bilecek yaşta değildim. Fakat: — Kız erkeği anlıyamaz, anlıyama- yınca da sadiık kalamaz.» Dedikleri elân hatırımdadır. Aradan iki üç sene geçti. Balkan muharebesi gıktı. Bu delikanlı da bir çok çocukları- mız gibi vazife başına koştu. Ve o va- kittenberi Trakyanın kim bilir hangi çamur bataklığında yatıyor? Hâdiseyi genç karısına haber verdikleri zaman evvelâ inanmadı, muhakkak gelecek- tir, ümidile aylarca her gün istasyona gidip geldi, nihayet ümidini kesti. Ye- ni bir koca da teselli bulur, diyorlardı. On beş yıl fasıla lle Beçenlerde Ay- dına gitmiştim. İşitmiş, geldi ve beni gördüğü zaman gözlerinde iki damla yaş belirdi. Hâlâ evlenmemişti. Ölüye karşı sadakatini hâlâ muhafaza edi - yordu: — Öbür dünyada birleşeceğiz, dedi. İşte size bir sadakat nümunesi. Kızım, İstanbullu olmak, yüksek tah- sil görmek size «taşralı» dediklerinizi küçük görmek hakkını vermez, Bu bah- settiğim «Aydınlı» kız kadar gadık, se- batkâr, içli ne kadar kızırmız vardır, bi Temezsin, TEYZE Doğru söz Üç yaşındaki çocuk koşuyordu. Bir a- dam koşan çocuğu gördü: — Aferin, dedi. Ne güzel koşuyorsun! Çocuk tatlı tatlı gülümsedi, gene koş- mıya başladı. Bir başka adam gördü: — Koşuyorsun amma, dedi, koşarken önüne iyi bak, ayağın bir şeye çarpar, dü- şersin! Çocuk bunu söyliyen adama sert sert baktı, * Bu da bir başka hâdise: Genç kadın yeni bir elbise yaptırmıştı. Saçlarını düzeltmiş, yüzünü, dudakla - rını boyamıştı. Sokakta bir gence rast « Uladı. Bu genç, kadını görür görmez: — Elbiseniz ne kadar şık, dedi. Hiç bir kusuru yok! Hele yüzimüzün — tuvaleti fevkalide güzel! Genç kadın gülümsedi. Genç erkek yo- luna gidecektl. Genç kadın onun gitme- sine mâni olmak, onu yanından ayırma- mak istiyordu. Biraz sonra bir başka gence rastladı. Bu genç te genç kadını selâmladı: — Elbisenizi yeni yaptırmışsınız belli, dedi, fakat bu renk sizi açmaz.. Sonra yü- zünüzün boyasına pek dikkat etmemiş- siniz.. Dudaklarınızın kırmızılığı fazla.. Bu tarz saç tuvaleti de yüzünüze yaraş- mıyor. Genç kadın birdenbire suratını astı. Genç erkeği tepeden tırnağa kadar süz- dü.. — Allaba tsmarladık! Demeden yanından ayrıldı. * Hayatta bunlara benzer bir çok hâdi- seler gördüm. Bütün bu hâdiselerin kar - şısında iki kişi söz söylediler. Biri: — Ne âlâ! Dedi.. Makbul oldu. Öteki, doğruyu söyledi. Dokuz köyden kovuldu. Dokuz köyden kovulmak için bir doğ- ru da ben söyliyeyim mi? Bir asansörün ipi kopmus; asansör - dekf üç kişiden ikisi yaralanmiş, biri öl- müş. Şimdi alâkadar makamlar bunun tahkiki ile meşgulmüğler. PUU Ne oluür, bunu şimdi tahkik edecekle. tine bundan evvel asansörlerin iplerinin sağlam olup olmadığını tahkik etselerdi. İMSET Hollywoodda evlenme dalgası Kay Francis, Jeanette Mac Donald ve daha bir çok yıldızlar evleniyorlar Jeamette Mac döonald — ile nişanlısı Gene Raymond , Holleywood, 31 (Mayıs) — Jeanette Mac Donald ile beyaz perdenin yegâne sarışın san'atkârı olan Gene Raymond bugün evlenme beyannamelerini beledi - ye dairesine astıracaklardır. Düğün ha « ziranın 16 ncı günü yapılacaktır. Fakat sinema diyarının tanınmış yıl - dızları arasında tes'it edilecek evlenme sadece bundan ibaret değildir. İlk defa «Volga Balıkçıları» ismindeki sessiz filmde tanımış olduğumuz Bill Boyd da, kızıl saçlarile meşhur - güzel Grace Bradley ile evlenecektir. Bu genç kız geçenlerde verilen bir müsamereye sol elinin parmağında kocaman bir pır - lanta yüzük Jle gelmişti. Dostları onu teb- rik ediyorlardı. Genç kız saffetle: — Fakat hepsi bundan ibaret değil, di- ye haykırdı. Nişanlım bana saatte 190 kilometre yapan bir de otomobil hediye etti: «Vintersot» ve <Hirssız cinayet» film- lerini oynıyan Marga da bugünlerde sık Bık Francis Lederer ile görülmektedir. .Wıu:ılunxıyhımhuyıkmdı Fanınmış senaryocu Delmer Davs ile ev- Jeneceğini Msas etmektedir. Bir otomobil kazası neticesinde has » e öelele b Bu iyi su bolluğunda çeşme suları hâlâ ihtiyaçlarında kulla İstanbul dünyanın hiç bir şehrine na- sip olmiyan bir memba zenginliğine ma - liktir. Şöyle üstünkörü bir hesapla otu- za yakın membaı vardır. Başta Defneli suyu ile Taşdelen gelir. Karakulak, Sır- makeş, Kayışdağı, Çamlıca, Kısıklı, Tom- ruksuyu, Çırçır, Göztepe, Çubuklu, Hün- kârsuyu, Kocataş, Keçesuyu, Âbıhayat, Şekersuyu, Kaymakdonduran, Kestane, Şifa, Kefeli, Gümüşsuyu, Yakacık ayaz - ması, Soğanlı, Otuzbir suyu ve nihayet Hamidiye İstanbulun belli başlı maden suları meyanındadır ve her biri de ayrı ayrı bir şehri değilse bile bir kasabayı doyuracak kadar boldur. Fakat maalesef Istanbullular bu su ve memba bolluğun- da âdeta bir Kerbelâ susuzluğu çekmek- tedirler. Öyle ki şehrin şöyle biraz uzak- ça semtlerinde oturanlar Hamidiye su - yuna bile hasret çekmekte, Kirkçeşme veya Halkalı sularını kaynatıp içmek za- ruretinde kalmaktadırlar. Hele hâlis Taş- delen suyu içmek için şehrin merkezin - de, Defnei suyu tçmek için de mutlakir evkafın su depolarının bulunduğu yerde oturmak lâzımdır, bu ne için böyledir, sular mı idare etmiyor? Buna derhal hayır cevabını vermek mümkündür, çünkü yalnız Taşdelen gün- de yetmiş ton su vermektedir ve geri ka- lan kısmı da boşuboşuna akmaktadır. Bu 70 ton suyu günü gününe şehrv, nakletmek ve şehirlinin ihtiyacına arzet- | mek imkânı henüz bulunamamıştır. Def- neli ve Taşdelen membaları evkafın, Ka- rakulak ta dahil olduğu halde bir kısım Mmemba suları belediyenin, bir kısım su- ları da eşhasın veya şabsiyeti hükmiye - lerin malıdır., Evkaf geçen sene kendi sularını işlet- meğe başlamış, S0 bin lira kadar para sarfederek Taşdelen ve Defneli membala rında tesisat yapmış, Maçkada ve Beya- Zitta birer su deposu İle Bahçekapıda Ha- midiyo sebilinde bir perakende satış ye- Ti açmıştı. Bu ilk adım bilâhare bu su - ları esaslı surette işletmek için yapılan bir tecrübeydi . Tecrübe iyi netice ver- Miş ve halkın her iki suyu semtinde ve Civarında bulunca diğer sulara tercihan almakta olduğu görülmüş, bunun üzeri- ne evkaf ta bir «sular müdürlüğü» teşki- lâtı yapılması, bu teşkilâtın vakıf para- lardan ayrılacak bir mütedavil sermaye ile Taşdelen ve Defneli sularını işletmesi kararlaştırılmıştır. Sular müdürlüğü ev- kafın yeni bütçesi tasdik edilince faali- halktan bir çoğunun Tİçtiği ve diğen ndığı yegâne sudur ğ bardaklık kapalı şişelerde satılması içiü bu şişelerin sıhhi ve fenni şekilde durulması için Avrupaya 20 bin lirayif bir doldurma makinesi sipariş etmiştli Öğrendiğimize göre bu makine - İstafii bula — getirilecektir. Evkaf — şehirdt bu geniş teşkilâtı yapmak için e8* ki sebillerden istifadeyi düşünmektedifi Şehrin en ücra köşelerinde bile birer se* bil vardır. Binaenaleyh bu sebillerdel istifade edilince en ücra semtlerde bil€ bir satış yeri açmak mümkün olacaktıfı Fakat sebiller belediyeye geçmiş bulun maktadır. Bunlardan bir çoğu mimart, tariht ve tezyini kıymeti haizdir. Fakal bunlardan istifade edilememekte, bir çü* ğu da bakımsızliktan harap olmaktadılı Evkaf bunları hem inşalarında istihdaf ©& dilen maksatlarda kullanmak, hem d imar etmek niyetindedir. Bunun için İis* tifade edeceği sebillerin bir listesini yâ' parak bunların belediyeden tekrar evkâ* fa devredilmesi için hükümete müracaâl etmesi muhtemeldir. . Bir taraftan bu düşünülürken, diğtf taraftan ortaya belediyenin bir müda * halesi çıkmıştır. Belediye evkafın perakende su sattığ Bahçekapı sebilinin belediyeye ait oldu ğunu ileri sürerek buranın boşaltılma * | sını İstemiştir. Halbuki evkaf sebil dahis linde tesisat yapmıştır. Bunun için bu * rTayı boşaltmamıştır ve bu sebilin bele * diyeyo geçen sebiller meyanında olmadi* ğını ileri sürmüştür. Aradaki ihtil†he nüz halledilmiş değildir. Evkafla beledi* ye muhabere halindedir. Evkaf sular mü« dürlüğü fasliyete geçince ve şehrin hef tarafında Taşdelen ve Defneli suldrı 89* tılan yerler açılınca bu suların - satlış ÇO” ğalacağı için - maliyet fiatlarının da a* zalacağı umulmaktadır. Ayni zamıanda halk - resmi bir müessese tarafından sa* tılacağı için - içtiği suyun hâlisiyetin * den emin olacak, Taşdelen etiketi altın- da memba ve itmlâ mahalleri meşkük sü* lar içmekten kurtulacaktır. Daha geçeli sene Dolmabahçede bir ahırda Taşde * len etiketli şişelere terkos suyu dolduru* larak hâlis$ Taşdelen suyu diye piyasayâ sürerken yakalanan imalâthaneler memba suyu imalâthaneleri de ortadali kalkacaktır. Motörlü nakil vasıtalarının Hakak f | Evkaf sebillerde menba sularını satmak istiyor Fakat belediye sebiller bana aittir, diyor, bu yüzden iki taraf arasında ihtilâf çıktı ae li e Li aü Sasik di y ö sünüde . DA muayeneleri başladı Motörlü nakil vasıtalarının muay€ nelerine dünden itibaren başlanmıştiri Müuayeneler semt semt — yapılmakta * dır. Dün ilk günü olmak münasebetiM müuayeneye gelen arabaların adedi 24 dır. Verilen mühlet zarfında muayene” lerini yaptırmıyan mal sahipleri bi hare yapılacak kontrolde para cezas! * na çarpılacaktır. yete geçecektir. O zaman şehrin en üc- Ta semtlerine göre bu sular götürülecek, şehirde çalışacak iki kamyon evkafın su satılan bütün depo ve satış yerlerine da- macana ve galon taşıyacaktır. Kadıköy Vakıflar Direktörlüğü Alem- dağ ve Defneli sularının şehirde — birer 'et MRLALakareeecesae eee sarerEE SAA AREERARENNERSEDA. taneye yatmak mecburiyetinde kalmış o- lan Mari Vilsön ise bir kaç güne kadar rejisör Nick Grind ile evlenecektir. «Bir yaz gecesinin rüyasır adındaki fil- mi ibda etmiş olan Jean Muir meşhur münekkid Richard Watts'ın nişanlısıdır. Bunların düğünleri de yakındır. Listeyi ikmal etmiş olmak için şunu da kaydedelim: June Lang ile reklâmcısı Viktor Or - satti de evlenmek üzeredir. Amerikanın sinema yıldızları arasında başlıyan bu evlenme dalgasını iki hafta|tizama konamamıştır. Bu itibarla evvel Görge Brondun buraca tamamenİlerin denize dökülmesi gecikecek, meçhul bir sima olan Constance Vorth İsmindeki bir kızla evlenmesi açmıştır, ir müddet daha çöpler eskisi gibi - şehif baricine taşınacaktır, i Çöpler henüz denize dökülemiyor İstanbul çöplerinin denize dökülme” si işine henüz başlanamamıştır. Be9” oğlu cihetindeki — çöplerin geurdw'# Azapkapı iskelesi inşa olunmuşsa diğer mıntaka çöp istasyonları henüf yapılmamıştır. Diğer taraftan B iskelelere getirecek vesait de henüz İf

Bu sayıdan diğer sayfalar: