28 Haziran 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

28 Haziran 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

|— Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen '*)hr:n bana çok defa: — fazla bozulmamış, temiz ka! — misafirile taksim etmeği bir vazife bi — lir, Hele bu misafir bir Türkiye Tür- b inkılâptan çok müteessir olmuşlardı. — halde; bizlere karşı olan duyguları hiç * Enver P: İttihat ve Ternhklde on sene 16 inci kısım No. 18 Memleket haricinde ittihatçılar Talât, Enver ve Cemal nasıl kaçtılar, nasıl öldüler ? |zonrosa 'SON POSTA |. * nın | TARİHİ | TEFRİKASI | “Azeriler harp esnasında, ihtilâl sırasında, inkılâp Azerbaycana girdikten sonra hayli hayat müşkilâtı ile karşılaşmışlar, döğüşmüşlerdi » Bakü, zengin, mamur bir şehir ol - raî;l;krar ğc]dım ve bir seneden fazla makla beraber Bakülü ekseriya kaba|onların aralarında yaşadım. Bana bu y | ve az yontulmuş bir insandır. Sebebi:|şekerci tarzında yapılan muameleleri Bakü, az zaman içinde her taraftan a-|saymıya kalksam bir cild kitap vücuda Rüstem babasının ahırdaki yağız atına atlıyarak dolu dizgin köye doğru ilerledi İhtiyar.. bir şey hatırlamış gibi sa -| İhtiyar ün göğsünü açtı. Oradan,|haydudu nasıl elime geçirsem! Bir ta- ni hilâlladı ve tatlı bir sesle: deriden yapılmış bir kâğıt vardı. Kâğıt, |rafa, cehennem olup gitmiştir; ama ne- - O halde hoş geldiniz! Geçmiş ol-|dörde bükülmüş bir mektuptu. İhtiyar İreye? Bilsem.. peşini bırakmazdım. a BN ae ğ sun! Büyük bir tehlike atlattınız. di açtı; baktı. Bir şey anlıyamadı-| Diye dü: İ kıp gelmiş insanların büyüttükleri bir | gelir! P Deyince, Rüslem, gözlerini açtı; ni gösteren bir tavır ile, onu Rüsteme Ev)ı'ie m':::lî:r:uh na verdi; hancı mamuredir. Ekserisi köylerden gelen) Baküda on gün kaldım. Bu on an hayretle ihtiyara baktıktan sonra, | uzattı: vie, l abasına verdi; hancı bu bhalk, köylülüğünü bir dereceye ka- içinde, Azerilerin maarif ve kültür ış e-| güldü: çırağının, nasıl atını alarak - kaçlığını — Ben okumak bilmiyorum. Sen bi- : dar muhafaza etmiş, meselâ, diline Şe-|rini görmeğe ehemmiyet verdim. Se -| — Ha, anladım. Beni, z,urudııkı ev - İlirsen okuyuver! B ASA ki veya Gence gibi ince bir kültür te-|farethane vasıtasile bir randevu ala -|de oturan kadının kocası zannet | Dedi, Rüstem, mektuba, büyük bir lâffuzu verememiştir. rak maarif komiseri Dadas Bunyadza- 0 merakla göz gezdirdi. Okurken, kalbi, Türkçenin en kaba telâffuzu Bakü-| de ile de konuştum. z a sık sık atıyordu. Farsça olan bu imek - dadır. Bununla beraber, bu hal Bakü-| — Bana anlatıldığına göre bu zat vak- ace İbimta Şöyle döilyandi: #«Sevgili büyük babam Zâla ve dayım — Baba! Ben senin atına atlayıp ete Irah bir dolaşacağım. Belki bir kimse, |haydudun ne tarafa gittiğini görmüş- tür. Mel'unu, hemen gebertmediğimize iyi etmemişiz. — Demek, onun kocası deı—ıls |halda akrabası bulunuyo! Rüstem, kendi işini bıra tile arabacılık yaparmış, kum, taş, ki-|la çene çaldığına kızdı. Onu, — Siz, İSE-""'JU;I Türkleri, çok (!) Sa-İreç taşırmış ve bilhassa np— savmak. için, geceki hâdisı L kaç 'Rüsteme: Dedikten sonra, bahçeye indi. Baba- liz (2) danışırsız! — hyarak yakıp kireç yapar, lwıle anlattı. İhtiyar, hayretle dinle -| « Ben. «Çermis» kasabusınd ; BöKüma SÖ A Ğ, leapadlanı ç'k",d" Üze- Demelerine mani olmamıştır. Her -| kuyup yazması kıt, gözünün kültür sa-|dikten sonra: Derebeyinin Yiziita yükünde Y aka rine atladı. Köye doğru ilerledi. Orada kes kendi dilini beğenir! Dilimizi galiz| hası gayet dar bir adam her nasılsa si - Ben, bu köydeki kabile bulmakla beraber biz ağabeylere kar -| yasete karışmış ve günün birinde ko-|yim, Hatcının mahiyetini bi l R nm edileceğimi., Kit döndü. Kervan yolunu tuttu. $i olan sevgi ve saygı duygularına pâ-|münist bir maarif komiseri bulmak lâ-'çir, uşağın kulağını bükmüş'üm. Bu - İsi, bir kuyuya atılarak açlıkla öldürü - * yan yoktur. Bilâhare, ben bunun o ka-|sım geldiği zamanlarda inkilâbın eli -lr'ırh bulunuşunuz, ne büyük bir tesa-|Jeceğini söylüyorlar. Bu mektubumu B gdar sıcak ve o kadar candan tezahürle-İnin altına gelivermiş, İnkilâp böyledir.'düf! Haydudun tepelendiğine imemnun / hapisane gardiyanina para vererek, u. Hancı çirağı. sımsıkı bağlı olarak, n reisi - dum. Hapsedildim. Ne olacağımı bilmi-iHaYdut hakkında,bir Ia bulamayınca, rini gördüm ki eğer bu — satırlarla| Körden göz doktoru bile yapar! viklüni İşağıma gönderdim. O, tize gölirecektir. koucaman bir paket gibi, karanlık odaya, onlara karşı şükran duygularımı ifade| Dadaş Bünyadzade bana komünizm| — Dedi. V aadımı geliniz. Öldürmeler de Kut B ÖRügat C edememiş olsaydım gözüm açık gider- | maarifine ait umumi bir kaç Rüstem, ihtiyarı dinlerken, odanın yuya atarlarsa, belki beni kurtarabilir- :ŞF“"dm dişleri birbirine çarparken, - bi çi mekten başka bir şey yapmadı ve maa-'tahta döşemesinde kapağa be! ir ainiz. Annemin, bepinizin — ellerimdim | y KEEEEME AUAĞ Azeri Türkü de, bütün meder Fi£ komiserliğinde de konuşulduğu za-'şi Ki (Arkası var) gördü. Ocaktaki maşayı aldı; tah - öperim,» arasına soktu., Kapa, İm * man insanın kulağına do'duracak — bir tala: A |kültür adamına tesadüf ettim, Halbuki kalktı: Azeriler arasında yüksek kültür sahibi| — Burada bir bodrum var! insanlar pek çoktu ve bir kaç ay içinde| — İkisi de e ktılar, İçeride, dik BU ben bunlardan bir haylisini de tanımış-|bir merdiven U(Kİ'LH'[UII kü, bir büyük ağabey olursa! tım. içi karanlık olduğu için gi İ Ben Baküyu, inkılâptan iki buçuk ürk kültürü eski usul du. Oradan, pek fena bir | sene sonra tanıdım. Komü fırkası- p du. na pek az, hattâ hiç bir şey denecek | ecek (ije, Türkiyeden gelebilen kitaplı n derecede az âza vermiş olan Azeriler, | ctmiş olduğu nisbeten yeni şeylerdi. |dı. Orada bulduğu bir nle?lc el ki Azerbaycanın komünistleşmesi pek çok ni yaktı. Bodruma indi. Son ba: münevverin ortadan kaybolması paha- geldiğ ö sına malolmuştu. İnkılâp, Azeri zıya - lini, fitilden yükselen alevin Üüstünae lilarının (onlar münevvere zıyalı da £ r'â'n .Bibi tu'arak etrafına baktı, İ t derler) bir çoğunu toptan «hal» etmiş, bir kısmını da sürmüş ve kaçabilen pek nadirleri de ancak — kurtulmuş Yalnız meydanda Hüseyin Cavit, İ. vat gibi isımlf—rı enarı| Rüslem mektubu bit zaman o jkadar n—qm» r idi, ki bu hal, ihtiyarın Aöbelçl inazarı dikkatini celbetti: 6 l — Bu mektup, pek mühim bir şeyi| GCzaneler mi? Kim, kime yazmış! Okurken, pek İstanbal ojhetindekiler: sarardınız. Aksarayda: (Şeref). Alemdarda: — (Eşref — Mühim bir şey değil.. İrandaki bir || Neşet). Beyazıtta: (Asador). Samatyada; tüccar, Midya t (Teoftlos). Eminönünde: (Hüseyin Hüz - riş veriyor, Zavallının ölümüne acı- :"'"W l.,.rmımn.ınıııııı"ı '——m_ tu Sçik MATLERERRÜ zadebaşında: (Asaf). Karagümrükte: ( atını aramak istediğini söy- || mal). Küçükpazarda: (Hikmet Cemil), iyardan ayrıldı. Eve doğrul-|| Bakırköyünde: (Merkem). Beyoğlu elhotindekiler: yolda giderken, desadülle | Tunda: (Yaatopular. Galatada: (Merkesi, r garip bir şekilde zencir -|| Taksimde: (Kemal Rebul), Şişilde: (Per- lenmesine hayret ediyor: tevi. Beşiktaşta: (Süleyman Recep). — Bu han, ne uğursuz yer! Siyüve- || Potariçi, Kadıköy:ve Adalar cihatinde - ” gin sergüzi âkati <j ter: şin sergüzeşti.. Givin felâketini bura- || tartancua: tahmediye), Barıyorde: (A » | da haber aldık. Sevgili atım da burada|| şatp. Kadıköyünde: (Sandet), (Osman , kavbo'du. Rahş olmayınca, ben ne ya « uıııarı Mynhdıdı (Halk). Heybelia - * parım? O, benim elim ayağımdı. Şu ler gibi, mükrimdir. Yarın olmıyan bir Azeri bugünkü y İnkilâbın Azerbaycana girmesine, bi- zimkilerin vasıta olduklarımı bildikleri değişmemiş, bütün çektikleri sefaletle- unutmuşlardır. ” Bir gün Sirimiyat — (3) dükkânma girdim. Bonbon almak istiyordum. Sor- dum: — Balam, bonbonlar şekerden mi, yoksa saharinden mi? Yüzüme baktı, beni dikkatle süzdü: — Özüğz Türkiyeli tur — Evet. Bununla — beraber * bu nokta dan emin olmak için tekrar bır d-ıha sordu: — Türk? — Evet. Hâlis Türk! nden dolayı merftun tisi de yeni Türk naz- * manin dillerini kullanan — bu iki genç & şâirden ikisi de bu işte çok ku.u—.h B idıh—r Hüseyin Cavit, Tevfik varlığını ka “|kırmış ve k dan kaldırmıştı. Bir Türk olarak bu hale &cımamak ve bu işte bizimkilerin oynadıktarı rol- den dolayı teessüf etmemek kabil de -Ha be Bununla beraber, hallerinden çok “ÜYONdu çi oları Azeriler arasında imkilerden dolayı bir tek şikây elmedim. fımda toplandıl. Mustafa Kemal sarı idi; dan xırk'n ayaklı benzemediklerir geleni bon bah 1 bonbonlar - “Bine geldi. Şekerle y — dan iki kervankel dar bir kutu yaptı. Tartmadan getlirdi, bana hediye etti. Ben pulsuz almak ısıcmedım — &Türkten pul (5) almak olar?» diye kı-| *Ü “Bârfedene Tz yamet kopardı. Hergün ona gidip bir acı | Pödiseleri anlatıy kahvesini içmemi iki tatlı honbonunu YWLarını büküp ıçlcıını çekei — yememi yalvara yakara rica etti. Hattâ, |*0 gelardi fa — benievde bir polo (6) yemeğe davet et- İktisadi ahvale gelince Nep saye -|. 4, Adeta, bir gün evvel ti. Azeri için ziyafet, pilâv demektir. |sinde Âzerilerin biraz kalkınmaya ça -| 4 bir adama benziyordu. Bir yerin- İşte, Bakü ve Azeri budur. Göster -|lştıklarını gördüm. Azeriler harp es - / 4, yara olmadığına göre boğularak öl- diğim bu Azerti tipi münferid değildir. nasında, ihtilâl sırasında, inkılâp Azer- dürülmüştü. İhtiyar: Bir sene Baküya hoca ve maarifçi ola- *“yc;:'f ğ":'k"*" Ş hayli *IWL Vay sefil haydut! Adamrağızı boğ Nİ müşkülâlı da görmüşlerdi. İnsanların, 5İ K 4 (1) Kaba telâffuz. koyunlar ve sığırlar gibi, sabahları ot-| a T T A K AM rE Gi Meydana, daha bozulm Kokmaya Çünkü ASPİRİN senelerdenberi (2) Konuşursunuz. lamak ve yahut nazik ifadesile, ot top- buîd:af :. în:an. ::mî d:hı:ıdîîıul:umî ” n Kat lıkl (3) Şekerlemeci (Fariside şirin fatlı layıp yemek için dağlara çıklıkları Za - sulduğunu zanaeder, Eminim ki, bu İ her türlü soğukalgınlıklarına ve ağ:» ). manlar bile olmuştu. NEP sayesinde, I e) a Ka (4) «G» bir sağır kef gibi telâffuz et- |şimdh biraz hareket başlamıştı. Azer - :"kîârgîr;)f kbr ğf: î:s e::nu;î?:'; rılara karşı tesiri şaşmaz bir ilâç . —el(ııl)lıımdıı. * :ı:ı :;ı&ç'ıî::bıl?r' rıî(.hs:ıle başlıyor. ve çabucak çürüyüp dağılmaz. olduğunu isbat etmiştir. Para: YS MYorduL ” erek söyleniyordu. Rüs! aZ aa ÖLT İsedi, Givin boyunda görmediği n ©-| — ASPİRİN a tesiri j j z z : GRESSESEŞ rahlıyarak ihtiyarın yanına yaklaştı: ! in tesirinden emin olmak için | — Üstündeki elbisesine bakılırsa, za- vallı, bir İranlı olacak. Hancı, onu, pa- rasını almak için öldürmüştür. — Hiç şüphesiz! Ceplerine, kuşağına |" Hi baka'ıre. Eminim ki, bunlarda bir şey |: bhırakmamıştır. İhtiyar cesedin önünde çömeldi. Ee- bisesinin ceplerini, kuşağının arasını karıştırdı. Bir şey bulamadı, Kalkmak üzere iken, eli ölünün göğsüne ilişti. |. Kumaşın altında, katı bir şöy vardı. lütlen © markasına dikkat ediniz Ev kadınının şeker kuponu: Ev kadını, taze yemiş mevsim! geçmeden kilerini reçel ve şurupla doldur. Bu kuponları 30 gün neşredeceğiz. Onları - hergün — kesiniz, saklayınız. 30 tanesini bir seri hallade biciktirip İdaremize getirenlere ve gön- derenlere bir. numara verecağız. Sonra ulusül — ekonomi ve — arttırma kuru- munun İstanbul şubesi tarafından tayin olunacak bir günde bu numaralar ara- smda kur'a çekilecektir. İlk 253 numaraya yirmişer kilo, müteakip 25 numara- ya onar kilo, bundan sonraki 50 Dumaraya beşer kilo, 260 numaraya da ikişer kilo wku yerilecektir. BAYER

Bu sayıdan diğer sayfalar: