7 Temmuz 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

7 Temmuz 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yun Fg BON POSTA Trakyada bayındırlık işleri hızla ilerliyor £ RAZI ATT ADAR Trakyada yeni yapılan köp Edime (Hasusi) — Trakyada her yer- hi bayındırlık: şehirliden köylüye kadar Hele altında ve tutulamıyan bir hızla Yakiie Kasabalar ve köylerde bu ha- ır çok iyi ve elle tutulurcasma gö- Ma Edirne şehrinin yeni plânı Ber- o“en Kantofat fabrikasında 14 bin lira- Prop porüdı ve tasdik olundu. Şimdi ta gi, Zi sehrin müstakbel plânmu hari- 7erinde yapacaktır. Dahiliye Vekâle- Elm umumi müfettişliği profe- Yatlar davet etmiştir. Bu plânın ana 4 i 4 İni Şizilince dört beş milli müessese, bibalar yaptırmak üzere şiindiden “im ayırmış ve emirlerini Edirne 'arma vermitir. tapı asfalt yol tesrinievvel ayında İs- vi Lüleburgaza kadar tamamile dan Kiş caktı. Kıştar önce Lüleburguz- mi daş İrmeye ve hududa kadar olan kıs- Nata Vekâletince eksiltmeye ko- « Beton esfalt yolun ağaçlanması devam ediyor. Bir çok büyük köprü- maktadır. Vilâyetler de kendi erini paralarına ve plânlarına Köy EEE e sağ t rülerder. İnce köprü yöre bsş yıla ayırarak yaptırmaktadır. Bütün belediyeler istisnasız mezbahala- rımı yeni tiplere göre yaptırıyor. Bunla- rm çoğu bitmiştir. Su ve elektrik işleri belediyelerin Şik ve ana plânındadır. Bu da yürüyer. © Umumi miHfettişlik konağı Kıyıkta ya- pılmaktadır. Kışa kadar bitecektir. Bu bin« bütün teferrüatile 45 bin biraya çı- kacaktır. Edirne büyük istasyonunun da bu söne Devlet Demiryollarınca tamam- lanması bekleniyor. Devlet Demiryolları bütün hat boyunca bu hattım kurulmasın. danberi pörmediği bir ıslah, düzen ve te- mizlik ile karşılaşmıştır. Ağaçlama plânı da tatbik ediliyor. * Kırklareli (Hususi) — Lüleburgazdan şehrimize güzel bir şose yapılmağa baş Yandı. Hamitabad ve Çeşmekolundan ge- çecek olan bu yeni yol ticaret ve diğer vi- hetlerden geçeceği yerlere büyük istifa- de temin edeceği için muhitte sevinçle karşılanmıştır. kâtibi köyün en mühim unsuru oldu Samsun de (Hususi) — Vilâyetin en ziya- köy yanit verdiği işlerden biri de) suz, süründürmeklen kurtarmış bulunuyo - Mârının muntazam bir hale konul-| Köy kâtiplerinin bu muvaffakiyeti ve dr Ban ekler Deve, maksadın huğulü için sarfedilen müsbet semeresini vermekte ge- İF. o Tekhepmar, O Papazköy, Hacı İsmail Düvecik ve daha köylerin iç yolları muntazam bir Ky mış, ana yolların da eylülden © pr muntazam bir surette yapılması e altına alınmıştır. Sıtma mü- Yolu, , #ellâtınm bataklıkları kurutmak Yan ik Sarfettiği emeğin de dikkate şâ- ehemmiyeti vardır. Denebilir ki Zamanda bütün gayri tabii va- Ortadan kalkacak ve köylü de T relaha kavuşacaktır. Köy kâtipleri kayaş ein Açtığı kursta yetiştirdiği köy bim olan lere dağıtılmış ve çok mü- dir. Pı, , eifelerini ifaya başlamışlar aa bir köy kâtibi ezeüm- f *iyetler. Üzerinde temerküz etmekte -| köylü üzerinde yaptıkları bu mühim te- sir dikkate şayandır. Köylü ile başbaşa 'Teknepinar çalışkan, işini bilir vatan- daşlarla meskündur. Esasen tütüncü olan bu köy halkı şahsi kazançtan ziyade kül- türe, umrana, iktisadi durumun inkişafı” na ve yurdseverliğe ayrı bir eheminiyet vermektedir. Günün hâdiselerile de ol - dukça alâkadardırlar. 80 yaşında olduğu- nu söyliyen ve bir pehlivan kadar güçlü ve kuvvetli Ahmet Özalp Tunceli hödise- İleri hakkırda demiştir ki: — «Bu adamlar ne istiyorlar. Buşımız- da dimdik duran bir Atatürk var; biç bir şeyden yılmıyan bir çurmhuriyet hü- kümeti kwdreti var. Bizi ecnebi boyun duruğu alımdan kurtaran ve medeniye- te kavuşturan Atatürkün işaret ettiği yol- dan ayrılmalk en hafif tabirile akılsızlık- tar. Derebeylik botrsunu öttürmek isti - yenler için cumhuriyet hudutları içinde yer olmadığını bunlar da anlıyacak ve ne Gemlik Muallimlerinin Hazırlıkları TE wi Gemlik (Hususi) — Gemlik muallim- leri tatil devresinden istifade ederek mu- hitte dolaşmak, halkı ve köylüleri irşad etmek Üzere hazırlıklara başlamışlardır. Resimde Gemlik munllimleri Gazi oku- lu bahçesinde ve bir arada görülmekte dirler, Beş. çocuklu bir malülün dileği Malâl Kâzım ve çocukları Merzifon (Hususi) — Alıcık nehiyesin- de Berber oğlu Kâzım Yıldırım adlı unu- tulmuş bir harb malâlü vardır. Bu adam: Umumi harpte Rus cephe- sinde soğuktan ayaklarımı donduruyor ve Erzurum hastanesinde günlerce yattık- tan sonra İki ayağını da kesiyorlar, O za- manki idarenin lâkaydiliğine uğrıyan bu yurüdaş fakir ve kimsesizdir. Bu yarım halile memlekete dördü erkek, biri de kız ölmak üzere 5 tane aslan gibi evlâd ye- tiştirmistir. Ben de bü memleket ve bu illet için ssvaşlım ve bu uğurds yarım oldum. Bir katimla beş çocuğumu © geçindiremiyo- tüm. Bir çok harp malülleri gibi bana cumhuriyet bükümetimizin, yardımını ea ed:yorum. Ayakların tedaviye müh- taçtır. Kendini geçindirmekten âciz bir arlamın sıhhatine bakzmıyacağı açık, di- yor. Bu kahraman yurddaşın acıklı haline çare ki iş işten geçeceklir. Ve nitekim|bir deva olmak için ilgili makamların yeçmiştir... Biz çok şükür. Arkaya baka- | 4ikkat nazarlarını celbederiz. Dünkü re- rak önürrüzü aydınlık görüyor ve bize bu | jimin kahırına uğrıyan bu yurddaşımızı günleri yaşatan önderlerimize dua edi -|ancak cumhuriyet rejiminin koruyabile. kapılarında | yoruz» ceğini övünçle söyliyebiliriz.. Pazar Ola Hasan Bey Diyor &i: dan olacak! | İVataniler tuttukları yolun çıkmaz olduğunu anladılar Hatayda Araplık davasından vazgeşilmiyeceğini ilân eden Vatani rejimi tezad içinde çalkanıp duruyor (Baş tarafı 1 inci sakifede) ğini bildirdi. Nitekim, evvelki gün bura- ya gelir gelmez irad ettiği nutukta da bir kere daha tekrar etti: «Biz, dedi, Cenevre Kararını imza etmedik ve etmiyeceğiz» Halbuki öte taraftan, Halay hakkındaki kararların tatbik zamanı geliyor. Bu ka- Farlar, Cenevrenin kararlarıdır; bunların tatbikine mümanaat etmek Suriyenin kuvvetinin fevkipdedir, Şu halde ne ya- pacak? Cemil Bey; bu noktada esrarlı görünü- yor; dilinin altında bir bakla varmış gibi bir tavır alıyor. Bir taraftan diyor ki: «Türkiye ile dostane olan komşüluk mü- nasebetlerimiz! teyid etmek isteriz.» Di- ğer taraftan diyor ki: «Size bütün açık- lığı ile ve bütün cöretkârliği ile şunu söy- iâyebilirim: Sanesk Araplar ve onun A- raplığının muhafazası bizim siyasetimizin esasıdır.» Nutkunda Hatay davasında Su- riyenin görüş tarzını müdafaa için hü- kümetir: bütün yaptığı şeylere aid vesaki neşredeceğ'ni de söylüyor. Vataniler girdikleri hatalı yolun çık- maz bir yol olduğunu anlamışlardır. Şim- di geri dönmek lâzrm. Nasil geri dön- meli? Hükümet reisi, İstanbulda Kont De Martel ve İsmet İnönü ile bu hususa dair konuşmuş ve tatbikat meselelerin- de Türkiye ve Fransa ile mutabık kal- mıştır. Fakat, parlâmento buna muhalif- tir. Şu hale hükümet parlâimentonun verdiği karar hilâfina mı hareket ede- cektir? Vatani rejimi bu suretle kendi kendi- #inin yarattığı tezad içinde çalkanıp du- rurken Doktor Şehbender de Şama gei- miş, efkârı körüklemiş ve bu fırsattan istifade ederek hükümeti düşürüp yerine geçmek istemştir. Hiç değilse Vataniler Geçen hâdiseye hükümet vazı'yed etmelidir! (Boş tarajı 1 inci sayfada) gençliğe civanmertlik, duygu asalet ve inceliği aşılamak, bedeni kuvvetlendir- mekle bersber ruhu de yükseltmek için bir vasıta olarak kabul etmişlerdir. Bizde isa, spor en bayağı mahalle dedi- kodularının, küfürün, dövüşün, çirkin ve hasis rekabetin, yurddaş ve kardeş ara- sında nefsaniyet ve husumetin beslendi- ği en müteaffın bir kaynaktır. Geçen pazar Fener stadında oynanan Güneş « Galatasaray facfasından em duymıyacak fek bir vatandaş tasavvur ödemem. Kabahat kimde? Onu münaka- şa bile etmiyorum. Ateşi alevlemiş olan telki biri, belki de ötekidir. İhtimal ki, br işde her iki taraf ta suçludur. Ve ya- but ki bulanık suda balık avlamaktan Hazzeden yabancıların teşviki bunda en büyük âm:'dir. Ne de olsa, işi bu radde- ye vardırmamalı, işin çığırından çıktığını gören taraf, kemali vakar ile çshneden çekilerek, davanin Hallini - federasyona birakmâlıydı. Böyle yapmamakla, çok ayıb, çok aci bir iş görülmüş oldu. Öyle bir iş ki, ci- han sporu ıçin dahi bir leke teşkil eder. Çünkü yukarda da dediğim gibi, spor centilmen kârıdır. Centilmen olamıyan- İar, taynetlerinin izharı için spor abala- rmdan geyri bir meydan bulmalıdırlar. Bu facia'ar burada böyle tekerrür edip duruyor. Bir yandan da spor öedikodu- lar, gene taşka sahalarda demagoji yap- mak fırsatını bulamıyanlar için istinad noktasi olarak kullanılıyor. Spor müna- kaşaları gzzetelerde, ufunetlenmeğe yüz tutan bir derd halini aldı. Çok defa, bun- larda, sekreterin müdahalesi olmamış ol- sa, müşatemeye kadar varabilecek 'bir perde yüksekliği seziliyor. Bu ne için böyle olmalı? Bütün takım. lar, adı ister Güneş, ister Galatasaray, ister Fenerbühçe. Ne olursa olsun. Bu yürdun mol değil midir? Rekabetin meşruiyetini kimse inkâr etmez. Fakat © rekabet insanlık hududundan dışarıya çıkmamalıdır ve her hangi bir maçın hi- *amında her iki tarafın da biribirine kar- deşçe el uzstmağa yüzü olmalıdır. Haricin teşviki ile bu derece benlikle- rinden uzaklaşarların dövüşen horozlar- Ja, güreşen,develerden farkları kalır mı? Hasen Bey — Hava alma-| İkide bir gözlerimizin önünde teker- nın en ucuz şekli bu da on-|rüreden bu feci sahneler, eminim, benim | m “0 “ea böyle söylüyorlar. Bunun için, Cemi Bey de gelir gelmez, doktor Şehbender( | harb ilân etmiş bulunuyor. Bütün bunlardan anlaşıldığına göre Sariy hükümeti, Hatayda yeni rejimin ilk tatbikatına razı olmıyacak ve fakat, muhalefet te etmiyecektir. İşin esas iti- barile hallini zamana ve fikirlerin sükü- net bulmasına mı bırakacaktır? Bunu şimdiden Festirmek imkânıszdır. Muhak- kak olan br şey varsa o da, Cenevre kâr rarları Hatayda tatbik edilse dahi bu ka- rorları nihayet Suriye hükümeti tatbika | delâlet edip bu delâlete Suriye parlğ- mentosu gözünü kapasa dahi, Vataniler Hatayda Araplık duvasmdan vazgeçecek değillerdir. Bunu, Anlakyada dün akdedilmiş olan bir içtima çok güzel gösteriyor. Burada Hatayın Avaplığnı müdafaa için büyük bir içtima yapılmıştır. İçtimada Arap, Çerkes, Kürd, Ermeni unsurlarına men- sup bir takım adamlar bulunmuş ve bil yük nutuklar söylenmiştir. Bu nutuklar. da Çerkesler, Kürdler, Ermeniler, (bit- tabi bu toplantıda bulunanlar) hep A- | rapların tarafını iltizam edeceklerini tantana ile ilin eylemişlerdir. Cebeli Mu- rânın mümessili olarak söz söyliyen genç | bir Ermeni de Ermenilerin Araplarla bir- likte, ayni safla yanyana Hatayın Arap- lığı için mücadeleye hazır olduklarını bildirmiştir. İçtimam nihayetinde umus mİ bir komite seçilmiş ve her tarafla mahalli birer komite seçilmesi tekarrür | etmiştir. İ Hulâsa, Suriye hükümeti müşkül mevs kidedir. Tuttuğu siyaset, tazıya etutis, | tavşana «kaç!» siyasetidir. Bu siyaset, Bakalım işin içinden nasıl çıkacak? İl İl ) * : gibi daha pek çök kimseleri spordan tik. sindirmektedir. il Buna artık, memleket namına, milit şeref ve haysiyet namma bir son veril melidir. Geçen hâdiseye, hükümet vaz'iyed ete. meli, inceden inceye tahkikat ve tetkikat yapmalı, suçluları tayin etmeli, ve mes'uliyet kimin üzerinde, hangi takımın üzerinde takarrür ederse, ister Güneş, is- ter Galatesaray olsun - ki benim mek- | tebimin renklerini ve formasını tadır - onun adı Türkiye futbol camiasın- Milli sporumuzun haysiyetini korumak için bundan başka çare görmüyorum. E. Takı Sporda bize rnek lâzımsa t İşte İngilizler! (Baştarafı 1 önek sayfada) ok ve yay giriyot; İspanyada boğa güre“ şinden farkı kalmıyor, Avrupada da dö- vüş edildiği bazı bazı duyuluyor, * Ancak bu kavgalar beynelmilel temas- larda olmuyor mu? i Bordo ile çarpışan Parisin, Roma ile karşılaşan Brendizinin Londra ile oyna- yan Porsmutun kafa yarıp göz çıkardık: larını hiç duymadık. i Bizde isr, birkaç ay evvelki Ankara - İzmir - İstanbul temasları «Süngü tak» emri verilmiş gibi cereyan etti, Geçen hafta Fener stadı Madrid meydanlarına döndü. Hem neden kendimizi haksız olduğu- muz noktalarda müdafaa için-batının kö- tü örneklerini öne sürüyoruz? Farzede- lim ki, garbın şu veya bu klüp mensub- lari şu veya bü vesile ile kötü kişi olmuş- lar, neden onlardan örnek alalım? Spor centilmen! e örnek istiyorsak, Okâford - Kembriç abide gibi yükseliyor. Herhalde bizim hiçbir maçımız, bu iki takım arasındaki yarışlar kadar iddisle ve çok taraftarlı değildir. ğ Senelerdenberi, bir kere olsun, bu iki taraf ve taraftarları arasında spor kibar- lığına aykırı bir hareket duyulmamışır. Mutlaka örnek lüzumsa, bize onlar örnek Selâmi İzzet j

Bu sayıdan diğer sayfalar: