20 Temmuz 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

20 Temmuz 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA S Amerikan başka bir N E M A * filmciliğine memleket niçin rekabet edemiyor? Amerikakı yıldızlardan Joax ;*I':kımı. Bu husumta tutulan isteti Zeb j DA ehemmiyetin derecesini çok gü- İZah etmektedir: 1 z — Sinemalar ve memleketler Nüfus miktarı Sinema adedi %!'“ımıhuııym: 125,000,000 - 15,400 * ’"lü Nya ? 67,000,000 eç örei” £ 46000000 — 4,700 İtal 42,000,000 — 4,100 z" 42,000,000 — 4,000 — Nüfusun ehemmiyetine göre #inemalar 1000 adam başına Bir milyon haik isabet eden sinema — başına isabet sandalyesi eden sinema îx"'"—“ 85 102 Teçetike B0 123 ünsa İtah, 50 100 Mi 33 107 Snya 27 72 erik j y '“îkı;-“ Birleşik cumhuriyetleri nüfus GGl2S mülyon, sinemaların adeedi ür! ıln:':m" €hemmiyeetine göre sinemi Uaze Sİnema yerlerinin taksimatı bir m_'“l_'"'hn Amerika gene çak mü Oki işgal eylemektedir. 1000 44 am heri isübe' ı"’ı&kk-dg:w“ 80 sinema yeri isabet 1,000,000 *00 halk içi ü Bü vardır, lk için de 123 sinema 5 V _lı:“u, Olarak Amerikan sinemalarının P Mmiktarı 886 dır. Bu, K ğ'dı hesaba katılmağa değer çok mü n '; fmil vardır: Amerikada sincma - iu' l_'Onıerle:iu Ve sair eğlence yerle- daki iny::l'lllih oldukları rol Avrupa- A'“!nl Ç te ayni değildir.. Bu sayede kie ça filmi daha kuvvetli bir mov- Sahip olmaktadır. im dü; hariç piyasalara l.::ı::kn memleket dahilinde masraf- tadır! Mnamile itfa eylemiş bulunmak - At v v—uğm filmleri ise bambaşka bir vazi- nwgrler. Avrupada belli başlı sinema 'hkv'a:m malik dört memleket bulun - ç vACir. Bu memleketlerin her biri ay- YT tetkik edilmelidir. B “Sün meselesini de bi ğ e r tarafa bırak - Olh_—nk Börürüz ki bu dört meml, “ldugu“n sinemasının Çok Tzök bulun: A et İstifade eylemekle Müsalt fırsatlara irişmekter maktadırlar, S Yrupanın diğer memleketlerine kiya-( Yeni yıldızlardan Jayne Regan mayo uıl' ehemmiyeti günden güne |: Blondel plâjda jna ceereyanınm başında yürümektedir. Sinema salonlarının adedi itibarile dahi başta Almanya gelmektedir. Bu miktar 5300 dür. Almanyadan sonra: İngiltere gelmek- tedir. 46 milyon nüfusu vardır. Sinema adedi 4700 dür, Üçüncü: Fransadır. 42 milyon nüfusa Ve 4100 sinemaya maliktir. Dördüncü İtalya: 42 milyon nüfusu, 4000 sineması vardır. Bir hafta zarfında sinemalara gidenlerin sayısı : 70 milyon İngilterede ; 19 buçuk milyon : 6 milyon yedi yüz bin Almanyada : 6 milyon İtalyada — * 5 milyon iki yüz bin 1000 hişide kaçı sinemaya gidiyor? İngilterede : 424 ü Amerikada Fransada Fransada — ; 159 y İtalyada — -: 122 1 Almanyada : 891 Bütün âzası büyük ve meşhur aktör olan bir aile Meşhur sinema sanatkârı «Lionel Barrymore» sanat hayatına dair çok şa- yanı dikkat bir makale yazmıştır. Ezcümle diyor ki: «Tamdıklarımızdam bir çokları muvaf - fakiyetlerimizi ailevi an'anemize atfeder- ler. Bunu ben doğru bulmam. Biz bize kaldığımız zaman «Barrymor» ailesinin meşhür âlem olan an'anesi nedir acaba? diye güler dururuz. Diğer aileler ne ise benim ailem de o- dur. Her ailenin kendine mahsus husu- siyetleri vardır. Bizim atlenin dahi hu- susiyeti veya hususiyetleri vardır tabii! Bu hususiyetlere «an'ane» ismini mi ver- mek lâzım? Babamız, büyük babamız, dedemiz hep tiyatro âlemine mensup adamlardı. Onla- rın İzlerini takip eyledik. İşte o kadar... Doğrusunu söyliyeyim: Tiyatroya in- tisabr hiç arzu eylemezdim. Ressam ol- mak arzusunu besliyordum. Pariste (Gü- zel Sanatlar» mektebine bile devam et- tim. Tiyatroya intisabım gkıntıya kapıl- mak gibi bir şey oldu... Hem de gayet kuvvetli bir akıntıya kapılmak... Karde- şim dahi ayni sebeble sürüklendi. Con mozayik ressamı olmak istiyordu. Kız kardeşim Ethel'in muganniyelikte gözü yardı... Tiyatroculuk hastalığına tutulmak tâ- biri doğru olmamakla bdraber bazı istis- naları vardır. İnsan bir muhitte doğar. Çok defa o muhitte büyür ve kalır. Gene birçok defalar bir bakkalın oğlu babasını istihlâf eder. Bunun için onun sen 67 milyon nüfusu ile Almanya sine- | *kanında bakkallık vardı» demek mi icap ler?... Yasımız ilerlediği vakit komedi oyna- Con ve Lionel Barrymor kardeşler bir arada mağı öğrendik. Bu da babamıizın eserini | | takip eylemekten başka bir şey değildi. Babam mühendis olmuş çlsaydı dahi mühendis olmam lâzım gelecekti. Size başka bir misal arzedeyimi: Ada. mın biri eski bir otomobile maliktir. Es- kiliğine rağmen otomobil mükemmel bir surette işlemektedir... Adam da mem- nundur. İnsan bu... Bu adam günün birinde ta- mah edip yeni bir otomobil alıyor... Oto- mobilin ilk taksitini tediye ediyor amma, iş ikinci, üçüncü taksite dayanınca adam yeni otomobilden vazgeçiyor ve bir ke- nara bıraktığı eski arabasına kavuşuyor.. Eski arabasını elden çıkarmadığına da ö kadar memnun ki.., İşte bu bizim için güzel bir misal sayılır. Başka bir sanata sülük etmek istediğimla vakit başımıza «otomobil meselesi» gel- di... « Sonraları film çevirmeğe başladım. Bunu da muvakkat zamanlara hasreyle- dim, Sinemayı tiyatronun kardeşi addediyo- rum. Tiyatro gibi onun da boyundurü- ğundan hoştudum. Tiyatro da, sinema da beni bir çok ni- metlere boğdular doğrusu... Gayet cazip bir mesleke intisap etmiş bulunuyor kanaatindeyim. Meslekim sa- 'esinde birçok büyük adamlar ile taniş- (Devamı 10 uncu sayfada) benim$ « Âlimleri hayrete düşüren 9 resim Oıu ve cenubi Afrikada yapı - yan bir nevi kül rengi yılan vardır, Bu hayvan cinsi itibarile fev - kalâde bir mahiyet arzetmemekle be « raber yemek yeyiş tarzı biyolojistleri Aşırı derecede alâkadar — etmektedir. Yılanların, ağızlarına sığmaz gibi görü- nen bir-çok şeyleri yediklerini biliriz. Ağızlarının fazlaca elâstiki olduğu da malümdur, Bununla beraber yumurta yiyen yı « lan bu kül rengi yılan hemcinslerine taş çıkarmakta ve cüssesinden aşırı de- recede büyük şeyleri yutmaktadır. İşta marifetlerinden bir kaç nümune! 2 — Hayvan ağrzını açabildiği kadar açmış, etrafına bakınarak yumurtayı boğazına doğru itecek bir gey aramak- tadır. Yumurtanın kabuğu düz olduğu için biraz kaypaktır. Onun için sert bir satha dayamak icap etmektedir. 1 — Yılan yumurtaya doğru sürü « perek yaklaşmaktadır. Boyu ancak 75 santimdir. Başının genişliği de üç san-« timden fazla değildir. Yılan şimdi yu » murtayı yutmuya hazırlanmaktadır. 8 — Avurdun ve yiyecek kanalınız elâstikiyeti, bilhassa yumurta yiyen yı lanlarda ziyadesile keemale ermiş va ziyettedir. B d | 4 — Binaenaleyh, yılan ağır, ağır ağ- zını yumurtaya bir çorap gibi uydurmi- ya çalışır. Bu esnada yumurtayı kır - mamıya dikkat eder. 6 — Yılan nihayet yumurtayı avur - duna almıştır. Bakalım, boğazından da geçirebileceek midir? Boğaz bir ba- lonu andırır şekilde şişmiştir. 5 — En müşkül devre geçmiştir. Ar- tık yılanın bu büyük yumurtayı yuta- bileceğine inanabiliriz. Hayvan derece derece ağzile yumurtayı kapamıya ça » hışır, 7 — Avurt, bir büzme torba gibi ka- panmaktadır. Aşağı kısmına bir göz a- talım! Dil ile nefes borusunu görebili. 8 — Yılanın gözlerinde zafer ışıkları parlamaktadır. Artık yumurtayı istedi- ği gibi yutabileceektir. 9 — Yılan boğumlu amudu vasıtasile, nefes borusunun içine gir! olan yumurtayı tazyik ederek kır tar. Şişkin boğaz İnmiştir. Yumurtanın akı ve sarısı mideye gittikter. sönra, a- kılli hayvan, işe yaramıyan kabuğu dı- gşarıya atmak üzeredir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: